Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/791 E. 2023/731 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/791
KARAR NO : 2023/731

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :22/02/2023 tarihli ara karar
NUMARASI :2023/68 Esas (derdest dosya)

DAVACI :AYTAŞ AYHANLAR MADENCİLİK ENERJİ SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :MADEN YAPI BETON MADENCİLİK VE TAŞIMACILIK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak (Hasılat Kirası Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :07/07/2022
TALEP :İhtiyati Tedbir – İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ :07/07/2022

KARAR TARİHİ :08/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ :24/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket Aytaş Ayhanlar Madencilik Enerji ve Sanayi Ticaret Anonim Şirketi mülkiyetinde bulunan, Kocaeli İli, Gebze İlçesi, 4734 ruhsat numaralı maden sahası sınırları içerisinde yer alan sahada maden işletme ruhsatı sahibi davacı ile davalı şirket arasında 10/01/2015 tarihli Rödovans Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmenin imzalanması tarihinden bu yana davacı şirketin kendi üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafın sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, nitekim davalı tarafın başlıca yükümlülüğü olan rödovans bedelini davacı şirkete ödemediğini, rödovans sözleşmesi gereğince davacı şirketin; 2018 yılı için KDV dahil 364.186,79-TL orman kullanım izin bedeli, 369.889,20-TL devlet hakkı, 110.996,76-TL orman payı, 462.361,50-TL maden arama katkı payının ödenmediğini, 2019 yılı için KDV dahil 626.585,85-TL orman kullanım izin bedeli 307.428,60-TL devlet hakkı, 92.228,58-TL orman payı, 384.285,75-TL maden arama katkı payının ödenmediğini, 2020 yılı için KDV dahil 561.318,63-TL orman kullanım izin bedelinin ödenmediğini, 2021 yılı için KDV dahil 612.454,75-TL orman kullanım izin bedeli ve 2022 yılı için KDV dahil 834.163,37-TL orman kullanım izin bedelinin ödenmemiş olduğunu, davacı şirketin 2019 yılındaki hakedişi olan 1.250.000 ton, 2020 yılındaki hakedişi olan 1.250.000 ton, 2021 yılındaki hakedişi olan 1.250.000 ton taş rödövans bedelinin ödenmediğini, konuya ilişkin olarak Gebze Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/129 büro dosya numarası, 2022/19743 arabuluculuk numaralı dosyası ile arabuluculuk başvurusunda bulunulmuşsa da davalı şirket ile anlaşma sağlanamadığını bildirmiş tüm bu nedenlerle 10/01/2015 tarihli Rödovans Sözleşmesi kapsamında 834.163,37-TL ve 337.500 ton mıcır alacağına tekabül eden 23.895.000,00-TL’lik borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine mahkeme aksi kanaatte ise 6100 sayılı HMK 391. maddesi gereğince davalı adına gayrimenkul, araç ve davalının nezdindeki menkuller üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesine, 10/01/2015 tarihli Rödovans Sözleşmesi kapsamında 834.163,37-TL ve 337.500 ton mıcır alacağına tekabül eden 23.895.000,00-TL’lik alacağın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece dava konusunun para alacağı olması nedeniyle ihtiyati tedbir verilemeyeceği belirtilmişse de yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere para alacağı olmasının ihtiyati tedbire engel olmadığını, yerel mahkemece alacağın yaklaşık ispatla ispatlamadığımızdan bahisle ihtiyati haciz talebinin reddedildiğini, alacağın dosyanın bu aşamasında bile sözleşmelerle açıkça ortada olmasına rağmen yerel mahkemece yeterli inceleme yapılmadan yasaya aykırı karar verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin, davacının alacağını yaklaşık olarak ispatlayamadığına ve bu nedenle, ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz şartları gerçekleşmediği yönündeki kararının yerinde olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkânsız hâle gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlleri somut olayda söz konusu olmadığı gibi ihtiyati haciz için aranan borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunulması da davalı için somut olayda düşünülemeyeceğini, davacının alacak konusu ve talebi para olmasına karşılık, ihtiyati tedbir talep etmesi ile bu talebine dayanak gösterdiği Yargıtay kararının da geçici hukuki koruma tedbirlerine ilişkin hukuki kurallar ve somut olayın gerçekleriyle bağdaşmadığını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2023 tarih, 2023/68 Esas sayılı ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki rödovans sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine istemine ilişkindir.
Davacı taraf 10/01/2015 tarihli Rödovans Sözleşmesi kapsamında 834.163,37 TL ve 337.500 ton mıcır alacağına tekabül eden 23.895.000,00 TL’lik borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine mahkeme aksi kanaatte ise 6100 sayılı HMK 391. maddesi gereğince davalı adına gayrimenkul, araç ve davalının nezdindeki menkuller üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; “…Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde; 6100 sayılı HMK m.389/1 uyarınca ihtiyati tedbir kararı uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Buna göre çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hak, aynı zamanda ihtiyati tedbirin konusunu da oluşturacaktır. Başka bir anlatımla ihtiyati tedbirde, tedbir konulan şey dava konusudur.
Davanın bir para alacağı olduğu kuşkusuzdur. Davacının rödovans sözleşmesinden doğan alacağı nedeniyle davalının gayrimenkulleri ve araçları üzerinde ayni hakka sahip olduğu iddia edilemez. Burada söz konusu olan bir para alacağının güvence altına alınmasıdır. Uyuşmazlık ile ilgili olarak da davanın tazminat davası olduğu, dolayısıyla dava konusunun bir miktar para alacağı olduğu ve davalıların maliki olduğu araçların ve gayrimenkullerinin dava konusu yapılmadığı, ihtiyati tedbir kararının ise yalnızca uyuşmazlık konusu yapılmış şey hakkında verilebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde para alacakları için ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesinde;
İİK’nun 257/1. fıkrasına göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hüküm gereğince alacaklı, bir para alacağı için ancak vadesinin gelmesi hâlinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İİK’nun 257/2. fıkrasına göre ise “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa”. Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder. İİK’nun 257/2. fıkrasında ki hususlar, bir vakıaya veya 3. kişilerle yapılan işlemlere dayandığından, bu konuda mahkemeye kanaat verilmesi için gerekli her tür delilden yararlanmak mümkündür. İİK’nun 258/1. fıkrası gereğince “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez. Bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir. Dosya kapsamındaki deliller nazara alındığında, dava ve uyuşmazlık konusunun rödovans sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteminden kaynaklandığı, tazminat isteminin haklılığının bu aşamada yaklaşık ispat kuralı gereği henüz ispat edilememesi ve alacağın yargılamayı gerektirmesi nazara alınarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir….” şeklindeki gerekçeyle taleplerin reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere;bir geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz İİK’nın 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nın 257. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa” hükmü düzenlenmiştir.
İİK’nın 257/2 maddesi hükmü gereğince ihtiyati hacze karar verilebilmesi için öncelikle bir alacağın varlığı gereklidir. Alacağın var olduğu anlaşıldıktan sonra ise borçlunun muayyen bir yerleşim yerinin bulunmaması veya alacaklıdan mal kaçırmaya hazırlanması, kaçması veya bu yönde hileli davranışlarda bulunması gerekir.

İİK’nın 258. maddesinde ise; ihtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği, alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeğe mecbur olduğu, ihtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği, bölge adliye mahkemesinin bu başvuruyu öncelikle inceleyeceği ve verilecek kararın kesin olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayımıza gelince; uyuşmazlık, iddia edilen rödövans alacağı yönünden yukarıda belirtilen ihtiyati haciz koşullarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Talep eden vekili ihtiyati haciz talebine rödövans sözleşmesi, faturalar, ödeme protokolü ve noter ihtarnamesi eklemiştir. İlk derece mahkemesince 11/11/2021 tarihli d.iş kararı ile talebin reddine karar verildiği, bu karara karşı talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2014 tarih ve 2014/814 Esas 2014/2101 Karar sayılı ilamında da; “…İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur….” bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamakta ise de, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.Yine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 06/07/2009 tarih 2073-6602 Esas-Karar sayılı ilamına göre: İİK’nın 257 nci maddesi ve devamı maddelerinde koşulları belirtilmiş olan ihtiyati haciz geçici bir tedbir olup rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun mal, alacak ve haklarını ihtiyaten haczettirebileceği hüküm altına alınmıştır. Kira alacaklarının güvence altına alınması hususu ise Borçlar Kanunu’nun 267 ve devamı maddelerinde düzenlenen hapis hakkı ile düzenlenmiştir. Alacaklı bu şekilde geçmiş bir yıllık ve gelecek altı aylık kira bedelini kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine, süslenmesine ya da ondan yaralanılmasına ilişkin eşyalar hakkında uygulanacak hapis hakkı ile güvence altına alabilir. Kiralayanlar bu yola başvurmadan kira parasının tahsili için açılan davanın yargılaması sırasında ihtiyati haciz istemişlerdir. Mahkemece istemin bu nedenlerle reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddedilmesine karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün düzeltilerek onanmasına ” karar verilmiştir.
Somut olayda, talep edilen alacağın herhangi bir mahkeme kararına veya kıymetli evraka dayanmadığı gibi rödövans sözleşmesinin ve ekli belgelerin ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olamayacağı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gibi, borçlunun kaçma ya da mal kaçırma şüphesini gösteren delil de ibraz edilemediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yine, alacağın para alacağı olması, davalının taşınmaz ve araçlarının dava konusu olmaması dikkate alınarak ihtiyati tedbir şartlarının da oluşmadığı anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen kararda da usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*