Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/62 E. 2023/248 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/62
KARAR NO : 2023/248

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/11/2022
NUMARASI :2022/950 Esas – 2022/1496 Karar

DAVACI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :16/11/2022

KARAR TARİHİ :06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :06/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının takip alacaklısı tarafından dava dışı icra takibi borçlusu Bey Taş ve Maden İşletmeciliği San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı olan fatura alacağı olduğunu, davacıya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve süresinde itiraz edilemediğini, bu sebeple ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini fakat bu ihbarnamede de itiraz sürelerinin kaçırıldığını, yine bu sebeple 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, son yapılan ihbarnamenin davacıya 02.11.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının takip borçlusu Bey Taş ve Maden İşletmeciliği San. ve Tic. A.Ş. yetkilisi ve ortağı olduğunu ve şirkete karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ettiğini ve davacının takip borçlusu Bey Taş ve Maden İşletmeciliği San. ve Tic. A.Ş.’ye borçlu bulunmadığının tespiti ile asıl alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece görev hususu belirlenirken icra dosyası tarafları ve takip konusu esas alınması gerekirken, icra dosyası dışı davacı ile davalı arasındaki ilişkiye göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, icra dosyasının iki ticari şirket arasındaki fatura alacağına ilişkin olup işbu icra dosyasından kaynaklı açılacak menfi tespit davalarında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/11/2022 tarih, 2022/950 Esas – 2022/1496 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır
İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık; İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davalarının ticari dava olup olmadığı ve bu durumda hangi mahkemenin görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
İİK’nın 89/III maddesine göre “ … İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir … ”
Kanunda İ.İ.K.’nun 89/III maddesine göre üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davalarının hangi mahkemede görüleceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Konu hakkında incelenen değişik yer Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında ( Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarih, 2016/3568 Esas-2016/ 6425 Karar sayılı “İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece, bu husus gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir…” şeklindeki İçtihadının emsal alındığı görülmektedir. Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizlik kararında da anılan içtihadın emsal alındığı görülmektedir. ( Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarih, 2019/1500 Esas-2019/ 4799 Karar sayılı ve konu hakkındaki daha yeni tarihli İçtihadı ise “…Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. İhbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu …’a karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takiptir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Dava tarihi itibarıyla asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” şeklindedir. Her iki İçtihat birlikte değerlendirildiğinde, İ.İ.K.’nun 89/III maddesine göre üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davalarının genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevinde olmasının mutlak olmadığı, takip alacaklısı olan davalı ile takip borçlusu arasındaki takibin ticari işle ilgili olması halinde bu tür davalara bakmanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevinde olduğu sonucuna varılmaktadır. Diğer deyişle; bu tür davalarda görevli mahkeme kural olarak asliye hukuk mahkemeleri olmakla birlikte, takibin alacaklı ve borçlu arasındaki ticari işe ( örneğin İçtihatta belirtildiği gibi kambiyo senetlerine) dayanması halinde ise görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir.
Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından Daire’nin görev alanına giren tarafların tacir ve işin ticari işletmeleriyle ilgili bulunduğu İİK’nun 89/III maddesine dayalı açılan menfi tespit davalarıyla ilgili temyiz incelemesi yapıldığı da sabittir. İstanbul BAM 16. H.D’nin 22/03/2021 tarih, 2018/1928 Esas- 2021/591 Karar sayılı kararının incelenmesinde; BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 20/11/2017 tarih, 2016/242 Esas-2017/1166 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, davada tarafların ticaret şirketi oldukları, davalının dava dışı … aleyhine Kayseri 1.İcra Dairesi’nin 2015/7196 esas sayılı dosyasında 30.000 TL bedelli senede dayalı olarak toplam 38.502,74 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, davacıya birinci haciz ihbarnamesi ve maaş haciz müzekkeresi konulu tebligatın 28/08/2015’te, ikinci haciz ihbarnamesinin 29/01/2016’da , üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 03/03/2016’da tebliğ edildiği, davacı şirketin doğrudan ticari ilişkisi olmayan davalı şirkete karşı dava açtığı, …’nun davacı şirket çalışanı olduğu, davalı şirket (takip alacaklısı) tarafından davacı şirketin çalışanı (takip borçlusu- gerçek kişi) aleyhinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, incelenen dosya ve safahatının eldeki istinafa konu uyuşmazlıkla benzer olduğu görülmektedir.
İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davalarının (takip borçlusunun hasım gösterilmesi de mümkün ise de) takip alacaklısına karşı açılan davalar olması nedeniyle esasen davacı üçüncü kişi ve takip alacaklısı olan davalı arasında işin doğası gereği ticari ilişki bulunmadığından, taraflar arasında doğrudan ticari ilişki bulunmadığı ve davanın takip hukukundan kaynaklandığı şeklindeki gerekçelerin bu tür davaların tamamı için geçerli olmayacağı değerlendirilmiştir.
Davaya konu Sakarya 4. İcra Dairesi’nin 2021/3914 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı/ takip alacaklısı şirket tarafından, dava dışı borçlu Bey-Taş…A.Ş. aleyhinde faturalara dayanarak haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, davacı üçüncü kişiye bu dosyadan haciz ihbarnameleri gönderildiği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; yukarıda anılan Yargıtay Daireleri’nin İçtihatları, İstanbul BAM 16. H.D’nin 22/03/2021 tarih, 2018/1928 Esas- 2021/591 Karar sayılı kararı, somut olayda davalı takip alacaklısı tarafından dava dışı takip borçlusuna karşı faturalara dayanarak haciz yoluyla icra takibi yapılması, takip dosyasındaki alacaklı ve borçlunun da ticaret şirketi ve tacir olup takibin ticari işletmeleriyle ilgili olması, ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarname nedeniyle eldeki menfi tespit davasının açılması hep birlikte göz önüne alındığında, davaya bakmakla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir. (Aynı yönde Daire’mizin 12/12/2022 tarih, 2022/2452 Esas- 2022/2190 Karar sayılı kararı)
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacı vekilinin adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a.3 maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2022 tarih, 2022/950 Esas ve 2022/1496 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*