Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/531 E. 2023/362 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/531
KARAR NO : 2023/362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/11/2022
NUMARASI :2021/298 Esas – 2022/564 Karar

DAVACI : … (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :TÜRKİYE İŞ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :12/02/2021

KARAR TARİHİ :14/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :14/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı banka arasında 28/12/2018 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını ve davacı tarafından bu sözleşme çerçevesinde 200.000,00-TL tutarlı taşıt kredisi kullanıldığını, bu kredinin davacı tarafından erken kapatılmak istenmesi üzerine davalı banka tarafından davacıdan hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak toplam 19.419,83-TL erken ödeme tazminatının tahsil edildiğini, davacıdan haksız edilen bu erken ödeme tazminatının çok fahiş olduğunu ve dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, taraflarca imzalanan kredi sözleşmesinin davacının tacir sıfatına sahip olmamasına rağmen ve aracın da ticari taşıt olmamasına rağmen ticari taşıt kredisi olarak imza altına alındığını, tacir olmayan gerçek kişinin ticari taşıt kredisi kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının avukat olması hasebiyle hiçbir şekilde tacir olmaması bir yana mesleki amaçla araç edinmediğinin de açıkça ortada olduğunu, davalı bankanın tamamen kendi insiyatifiyle ve kendi koyduğu parasal hacim kurallarıyla davacıyı tacir sıfatına koyarak ticari kredi sözleşmesi tanzim edilmesinin açıkça hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, taraflar arasında imza altına alınan ticari taşıt kredisi sözleşmesinin bir an için kabul edilse dahi 4. maddesinde yer alan düzenlemeye göre erken ödeme tazminatının %4 olarak belirtildiğini, bu genel işlem şartının ifade edildiği gibi gerçeklerle haksız ve fahiş olduğunu, kredi sözleşmelerinde erken kapama ücretine ilişkin düzenlemeye yer veren bankaların genel işlem koşullarına ilişkin denetim mekanizmaları baki kalmak kaydıyla bu sözleşme hükümlerini düzenlerken ve uygularken dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uyma yükümlülüğü bulunduğunu, imza altına alınan kredi sözleşmesinde erken kapama tazminatı adı altında düzenlenen bu ücretin tahsil edilebileceğine ilişkin sözleşme hükmü Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri kapsamında da haksız şart niteliğinde olduğunu, davacı için bağlayıcı nitelikte olmadığını ve iptali gerektiğini, haksız tahsil edilen bu meblağın davacıya iadesi maksadıyla 21/10/2020 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat anlaşmaya varılamadığını, tüm bu nedenlerle; ticari kredi şartları oluşmayan sözleşmenin iptali ile tüketici kredisi olarak tespitine, haksız tahsil edilen tutarın bilirkişi marifetiyle tespiti ile şimdilik 1.000,00-TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/09/2022 tarihli dilekçe ile dava değerini 11.110,46-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından her ne kadar davalının tüketici olduğu ve ticari taşıt kredisi kullanmasının mümkün olmadığı iddia edilmiş ide de davacının vergi levhası bulunan ve ticari faaliyetler yürüten bir gerçek kişi olduğunu, davacı müşterinin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi işlemlerinin bizzat talepleri, onayı ve hür iradesi doğrultusunda gerçekleştirdiğini, davacının dava dilekçesinde aksi yönde iddialarda bulunabilmesinin davalı banka uhdesinde şaşkınlık yarattığını, banka tarafından müşteriye talep ettiğinden farklı bir şekilde kredi kullandırılmasının sözleşmelerde bizzat davacının imzası bulunması karşısında hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının davalı bankadan ticari nitelikli krediler kullanmaya devam ettiğini, davalı bankada açık kredilerinin bulunduğunu, kredinin ticari kredi olmadığı yönündeki iddiaların kabul edilmesi mümkün iddialar olmadığını, dürüstlük kuralına aykırı iddia ve eylemlerde bulunulduğunu, davanın görev yönünden usulden reddinin gerektiğini, davalı banka ile davacı arasında ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin davacı müşterinin talebi ve hür iradesi doğrultusunda ve vergi levhalı bir gerçek kişi tacir olması karşısında ticari nitelikte akdedilmesine hiçbir sakınca bulunmadığını, davacının kullanmış olduğu ticari taşıt kredisini erken kapatacağına ilişkin davalı bankaya başvuru yaptığında davalı bankanın müşterinin talebi kabul etmesi durumunda 133.939,81-TL tutarında faiz alacağından mahrum kalacağını bilerek buna karşılık müşterinin talep ve kabulü çerçevesinde taraflarca imzalanan ticari taşı kredi sözleşmesinin sekizinci maddesine göre hesaplanan 19.419,83-TL tutarında erken kapama komisyon tahsil edeceğini umarak anılan kanun ve sözleşmedeki lehine düzenlemedeki konuşu kaldırdığını ve müşterisinin talebi kabul ettiğini, davalı bankanın müşterisinin başvurusunu kabul etmesinin ön koşununun imzalanması aşamasında taraflar arasında hiçbir tartışma bulunmayan sözleşmede belirlenen erken kapama komisyonunu tahsil etmesi olduğunu, aksi bir ihtimalde davalı bankanın müşterisinin başvurusunu kabul etmeyeceğinin tartışmasız olduğunu, davacının tahsil edilen erken ödeme tazminatının fahiş olduğunu iddia etmesin yersiz olduğunu, tüm bu nedenlerle; davacının haksız ve mesnetsiz davasının tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KABULÜNE,
2-Toplam 11.110,46 TL erken kapama komisyon bedelinin 14/03/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmede kredinin erken kapanması halinde davacının davalı bankaya ödemeyi kabul ettiği erken kapama komisyonunun hangi formül ile hesaplanacağının çok açık, net, tartışmaya yer vermeyecek bir biçimde ortaya koyduğunu, esasen huzurdaki yargılamanın da taraflar arasında akdedilen sözleşme hükmü uyarınca çözümlenmesi gerektiğini, ancak ilk derece mahkemesi tarafından davacının imzaladığı sözleşme hükmü adeta yok sayılarak hatalı bir karar tesis edildiğini, davacıya verilen kredi ticari bir kredi olduğunu, davacının vergi levhalı bir gerçek kişi tacir olması karşısında, talebi ve hür iradesi doğrultusunda imzaladığı kredi sözleşmesinde yer alan düzenleme uyarınca gerçekleştirdiği ödemenin iadesini talep edemeyeceğinin sabit olduğunu, gerek sözleşme gerekse taahhütname düzenlemeleri yok sayılarak davanın kabulüne karar verilmesinin son derece hatalı olduğunu, gerek sözleşmede açıkça düzenlenmesi gerekse davacının tacir sıfatıyla imzaladığı taahhütnamede oran serbestisi bulunduğunun açıkça taahhüt edilmesi karşısında 11.110,46-TL erken kapama komisyon bedelinin davalı bankadan tahsil edilerek davacıya verilmesi yönündeki kararın, somut delil durumuna ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararına dayanak aldığı bilirkişi raporunda yer alan hesaplamalar ve bunun neticesinde vermiş olduğu kararın son derece hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın, tamamen kendi inisiyatifiyle ve kendi koyduğu parasal hacim kurallarıyla davacıyı tacir sıfatına koyarak ticari kredi sözleşmesi tanzim etmesinin açıkça hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, taraflar arasında imza altın alınan Ticari Taşıt Kredisi Sözleşmesi bir an için kabul edilse dahi 4. maddesinde yer alan düzenlemeye göre erken ödeme tazminatı %4 olarak belirtildiğini, bu genel işlem şartının haksız ve fahiş olması bir yana çekilen toplam kredinin 200.000,00-TL ve kalan ana paranın 197.842,25-TL olduğu nazara alındığında %4’lük haksız şarta istinat eden meblağın 7.913,69-TL olacağının aritmetik ile sabit olduğunu, bu sebeple imza altına alınan kredi sözleşmesinde erken kapama tazminatı adı altında düzenlenen bu ücretin tahsil edilebileceğine ilişkin sözleşme hükmünün Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri kapsamında da haksız şart niteliğinde olup davacı için bağlayıcı nitelikte olmadığını ve iptali gerektiğini belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2022 tarih, 2021/298 Esas – 2022/564 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken, davacıdan başvurma harcı ve nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri, maktu harca tabi davalarda ise maktu harç peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HMK’nın 150.maddesi uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
6100 sayılı HMK’nın 120. maddesinde de davacının yargılama harçlarını, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Bu sebeple, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.” (BAM 3 HD 2017/1635 E 2018/261 K)
Somut olayda yerel mahkemece, Kocaeli 2. Tüketici Mahkemesinin 2021/96 Esas sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen görevsizlik kararı üzerine, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülüp, sonuçlandırılan eldeki davada; harçtan muaf olmayan davacı vekili tarafından yargı harçlarının tam olarak yatırıldığına dair herhangi bir kaydın fiziki veya Uyap sisteminde de bulunmadığı, bu eksikliğe rağmen yerel mahkemece istinaf yoluna başvuran davacı tarafa 6100 sayılı HMK’nun 344/1. maddesinde gösterilen usule uygun şekilde muhtıra çıkarılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece harçlar yatırılmaksızın yargılamaya devamla, ıslah olunan dava üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Hükümde, başvuru harcı ve karar harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi, harç eksikliğinin yasal sonuçları dikkate alındığında, kamu düzenine aykırılığı giderici sonuç taşımamaktadır ve bu husus, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzenine ilişkin ve resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi ve HMK’nın 120/1,355. ve 353/1-a.6 maddeleri gereğince, ilgili mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın Harçlar Yasası ve HMK’nın emredici hükümleri gözetilerek yeniden görülmesi için ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kamu düzeni nedeniyle Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2022 tarih, 2021/298 Esas ve 2022/564 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı hakkında düzenlenen 22/02/2023 tarihli ve 645,58TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.14/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*