Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/526 E. 2023/696 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/526
KARAR NO : 2023/696

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 04/01/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararı
NUMARASI : 2022/1009 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …

KARŞI TARAF/
DAVALI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 15/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının Erdem Brode Tekstil Apre San. Tic. Ltd. Şti.nin 1000 payının tamamının sahibi olduğunu, şirket pay devri sözleşmesi gereği davacının şirket payının tamamını davalıya devrettiğini, yapılan pay devrinin hukuka aykırı yapıldığından geçersiz olduğunu, satış bedelinin ödenmediğini, davacının şirketin tamamını davalıya devrettiği Pamukova Noterliğinin 17/12/2018 tarih 6714 yevmiye numaralı pay devri sözleşmesinin ve pay devrinin iptalini, buna bağlı olarak geçersiz evrakla yapılmış ise daha sonraki pay devirlerinin iptalini, bu geçersiz devir sözleşmesiyle devredilen payların davacı adına tescilini, mahkeme aksi kanaatte ise şirketin pay devri sözleşmesinin ve pay devrinin butlan sebebiyle iptalini, davalının yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin dava süresince tedbiren kaldırılması akabinde kaldırılmasına karar verilmesini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 04/01/2022 tarihli ara karar ile; ” … eldeki davanın şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkin olduğu, şirketi işlevsiz hale getirecek ve temsilcisiz bırakacak mahiyette tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı ayrıca davacının haklılığını yaklaşık olarak ispata yarar delil sunmadığı da nazara alınarak ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin vereceği ihtiyati tedbir kararında şirketin organsız kalmaması için rahatlıkla kayyım tayin edebilecek yetkiye sahip olduğunu, dava dilekçesinin ekinde sunulan sahte imzalı şirket karar defteri ve sahte imzalı şirket pay defterinin yaklaşık ispat hususunda nazara alınmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilmediğinde davalı tarafından şirketin borçlandırılabileceğini beyan ile; yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun süresinde olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olduğunu beyan ile davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1009 Esas sayılı 04/01/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, limited şirket pay devrinin iptaline ilişkindir.
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı vekili, davacının Erdem Brode Tekstil Apre San. Tic. Ltd. Şti.’nin 1000 payının tamamının sahibi olduğunu, davacının bu payın tamamını davalıya devrettiğini ancak bu pay devrinin hukuka aykırı yapıldığından geçersiz olduğunu, satış bedelinin de ödenmediğini belirterek, Pamukova Noterliğinin 17/12/2018 tarih 6714 yevmiye numaralı pay devri sözleşmesinin ve pay devrinin iptalini ve devre konu payların davacı adına tescilini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde pay devrinin butlan sebebiyle iptalini, davalının yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin dava süresince tedbiren kaldırılmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi, eldeki davanın şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkin olduğunu, şirketi işlevsiz hale getirecek ve temsilcisiz bırakacak mahiyette tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığını ayrıca davacının haklılığını yaklaşık olarak ispata yarar delil sunmadığını da nazara alarak ihtiyati tedbir istemini reddetmiştir. Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili ise istinafa cevap dilekçesi sunarak istinaf başvurusunun süresinde olmadığından ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bahisle reddini talep etmiştir.
Yukarıda açıklanan hususlar değerlendirildiğinde, öncelikle davalı vekilinin, davacının istinaf başvurusunun süresinde olmadığı iddiasının kabul edilebilir olmadığı görülmüştür. Zira davalı vekili istinaf başvuru süresini hesaplarken davacı vekilinin e-tebligatı açıp karardan haberdar olduğu tarihi esas almıştır. Halbuki 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a. maddesi uyarınca “elektronik tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” Ayrıca YHGK’nin 2020/574 E. 2020/924 K. 24.11.2020 tarihli kararında da elektronik tebligatta tebliğ tarihinin belirlenmesinde okunmuş olup olmamasına bakılmaksızın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebligatın yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. Yine Yarg. 6.HD.nin 2022/5416 E. 2023/184 K. 31.01.2023 tarihli kararında “…elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olmaktadır…” şeklindeki gerekçe ile sürenin başlangıç anını açıklamıştır.
Bu halde ilk derece mahkemesinin kararı 05/01/2023 tarihinde davacı vekiline e-tebligat olarak gönderilmiş olup tebliğ 10.01.2023 tarihinde yapılmış sayılacaktır. Bu durumda istinafa başvuru süresi 10.01.2023 tarihinden itibaren (2) haftalık sürenin 24/01/2023 günü mesai saati bitiminde dolduğu ve davacı vekilinin istinaf başvurusunu UYAP üzerinden 23/01/2023 tarihinde süresine uygun yaptığı anlaşılmıştır. Bu sebeple istinaf başvurusunun esastan incelemesine geçilmiştir.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’nın 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.

HMK’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 Sayılı HMK’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Dava konusu noterde yapılan pay devri sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğu davacı vekili tarafından sunulan 30/12/2022 tarihli beyan dilekçesi ile kabul edilmiştir. Ancak davacı vekili, pay devri sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğunu beyan ederken şirket karar ve pay defterindeki imzanın davacıya ait olmadığını ileri sürmüştür. Davacı vekilinin bu iddiasının ispatı yargılama gerektirmekte olup ilk etapta dosyaya sunulan belgeler ve iddialar genel hatlarıyla incelendiğinde dosyada davacının haklılığına ilişkin HMK’nın 390-(3) maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacının ihtiyati tedbir kararı verilmediğinde zarar görme ihtimaline dair yapılan değerlendirmede, şirketin zarara uğratılma ihtimaline dair delil de davacı tarafından sunulamadığından ve talep edilen tedbir davanın özü ile uyumlu olmadığından ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğundan bahisle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması ile tarafların T.C. Kimlik numaralarının yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; İhtiyati tedbir talep eden davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*