Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/468 E. 2023/770 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/468
KARAR NO : 2023/770

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/03/2022
NUMARASI :2021/279 Esas – 2022/163 Karar

DAVACI :ES SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :27/05/2021
KARAR TARİHİ :11/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ :05/06/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3187 esas sayılı takip dosyasında … – … – … – … – … – … – … plakalı araçlar için düzenlenen ancak ödenmeyen sigorta poliçe bedelleri ile … plakalı araç için düzenlenen ancak ödenmeyen kasko poliçe bedellerinin tahsilinin talep edildiğini, davalının borca, faize ve ferilerine haksız şekilde itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalı taraf ile arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını ancak herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptalini, takibin devamını, icra takibine ve borca haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalının en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, ayrıca davaya konu edilen alacağın zaman aşımına uğramış olduğunu, sözleşmeye dayanan alacaklarda dava zaman aşımının iki yıl olduğunu, davacı tarafın zorunlu mali mesuliyet sigorta bedellerini talep etmek hakkının olmadığını, zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Somrumluluk sigortası Genel Şartları sigorta ücretinin ödenmesi kısmında Sigorta ücretinin tamamı, sözleşme yapılır yapılmaz poliçenin teslimi karşılığında peşinen ödenir şeklinde olduğunu, davacı tarafın, kanuna göre peşin ödenmesi gereken parayı peşin almadığını ispat etmek ile yükümlü olduğunu, bu ispatı yazılı delil ile ispatlamak zorun olduğunu, davacı tarafın talep ettiği plakalara ait sigorta/kasko poliçelerine ilişkin olarak davalının araçlarını sattıktan sonraki dönemlere ilişkin olarak da talep de bulunulduğunu, borcu kabul etmemekle birlikte davacı tarafın icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunmasının hakkız olduğunu, takip öncesi işlemiş faize , faiz miktarına ve oranına da itiraz ettiklerini, davanın reddini, davacı tarafın kötü niyetli olması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Mahkememizin Görevsizliği sebebiyle açılan davanın usulden reddine, HMK’nın 20 maddesi gereğince kararın kesinleşmesini takiben iki hafta içinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre “ Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” ilgili maddeden de görüleceği üzere tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli kılındığını, Yerel mahkemece eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile dosyanın görevli Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılarak dosyanın işbu davanın görevli hukuk mahkemesi Kocaeli Tüketici Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2022 tarih, 2021/279 Esas – 2022/163 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince; görevsizlik kararı ile dosyanın görevli Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı tarafından davalı aleyhine Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3187 esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibin konusunun … – … – … – … – … – … – … plakalı araçlar için düzenlenen ancak ödenmeyen sigorta poliçe bedelleri ile … plakalı araç için düzenlenen ancak ödenmeyen kasko poliçe bedellerinin olduğu, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için davacı tarafından eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın görevsiz mahkemede açıldığından bahisle usulden reddine karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde 6335 sayılı Yasayla değişiklik yapılarak asliye ticaret mahkemesiyle asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan davanın her safhasında mahkemece res’en gözetilmelidir. Ancak 6335 sayılı kanunla 6102 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. maddede görev düzenlemesinin bu kanunun yürürlüğünden önce açılmış olan davaları etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gerekir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile ticari sayılması için en azından bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar nispi ticari davalardır. Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Örneğin; acentelikle ilgili davalar, deniz ticaretine ilişkin davalar, sigorta hukuku ile ilgili davalar, taşınır rehni karşılığında ödünç verme işlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, rekabet yasağından kaynaklanan davalar, yayım sözleşmesine ilişkin davalar, kredi mektubu ve kredi emrinden doğan davalar, alım satım komisyonuyla ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar, fikri mülkiyet hukukundan kaynaklanan davalar, borsa, sergi, pazarlar ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ve nihayet bankalara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Bundan başka; özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar da bulunmaktadır. Örneğin; Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi gereğince bu kanundan kaynaklanan davalar İcra İflas Kanunu’ndan kaynaklanan iflasa ilişkin tüm davalar da mutlak ticari dava sayılmaktadır. Nispi ticari dava ise; tarafları tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması veya sayılması davayı ticarî dava haline getirmez.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davacının davalı aleyhine başlattığı Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3187 esas sayılı takip dosyasında alacağın sigorta poliçe bedelleri ile kasko poliçe bedellerinin davalı tarafından ödenmemesine dayandığından eldeki dava mutlak ticari davadır. Bu nedenle görevli mahkeme Ticaret Mahkemeleridir. İlk derece mahkemesince davaya Asliye Ticaret Mahkemesi olarak bakılması gerekirken bunun aksine eldeki davada görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi doğru olmamış, bu nedenle verilen kararın kaldırılmasının gerektiği anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 08/03/2022 tarih, 2021/279 Esas ve 2022/163 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.11/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*