Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/294 E. 2023/320 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/294
KARAR NO : 2023/320

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/23 Esas – (Derdest Dosya)

DAVACI : … -…- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA/TALEP TARİHİ : 10/01/2023

KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 22/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Denizbank A.Ş. 9780-Gebze Şubesi Gebze/Kocaeli ait, Keşidecisi ”…” olan,Gebze keşide yeri, 10/06/2023 keşide tarihli, 190.000 (yüzdoksanbin) TL miktarlı, E1- … çek seri nolu çekin lehtarı ve son hamili olduğunu, çekin müvekkili bilgisi ve rızası dışında ortadan kaybolduğunu, tüm kapsamlı aramalara rağmen çekin bulunamadığını, konu ile alakalı olarak müvekkili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına gerekli müracaatı yaptığını, bu kapsamda ilgili bankaya çekin ibrazı halinde, ibraz eden şahış şüpheli sıfatı ile soruşturma kapsamına dahil olacağını da ayrıca belirttiğini, bu hususlara ilişkin başvuruları içerir dilekçelerin işbu dava dilekçesine ekleneceğini, çekin müvekkili yedinde bulunduğu sırada kaybolduğunu, tahsilatının mümkün olmadığını bu durumun müvekkili mağduriyetine neden olduğunu, çekin kaybolduğunun ispatı işbu dava aracılığı ile sağlandığı taktirde müvekkili çek keşidecilerinden tahsilatlarını yapabileceğini ve ticari ilişkilerinin devam edebileceğini, çek bedellerinin talep edilebilmesi bakımından çeklerin iptaline karar verilmesini ve tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesini dava ve talep etmişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ 12/01/2023 TARİHLİ ARA KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin ödeme yasağı konulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekine eklenmesine rağmen Uyap sistemindeki arızadan dolayı çek teslim belgesi eklenemediğini, ara kararın verildiği tarih olan 12/01/2023’de aynı gün içerisinde mahkemeye beyan dilekçesi ekinde çek teslim belgesini ibraz ettiklerini ancak bu husus göz önüne alınmamış ve ödememe yasağı ihtiyati tedbir talebinin reddolunduğunu; çekin 3. kişilerin eline geçmesi ihtimaline karşı, söz konusu çeklere ilişkin tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesini ve verilen ödeme yasağı kararının çek muhatabı banka şubesine bildirilmesini talep ettiklerini, çekin ödeme günü 10/06/2023 olup, ivedilikle çek hakkında ödeme yasağı verilmeli ve muhatap banka şubesine bu hususun bildirilmesine, çeklerin yetkisiz hamil tarafından ibraz edilmesi müvekkilin telafisi mümkün olmayan zarara uğramasına yol açabileceğini oysa ki ödeme yasağı tedbiri, çekin yetkili hamilinin bu zarara uğraması ihtimaline binaen verilen bir tedbir türü olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, kaybolan çekler hakkında ödeme yasağı tedbirine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/23 Esas – 12/01/2023 tarihli ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali) istemine yöneliktir.
Talep; ödeme yasağı konulması yönündeki ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, Denizbank A.Ş. 9780-Gebze Şubesi Gebze/Kocaeli ait, Keşidecisi …, keşide tarihi 10/06/2023olan 190.000 (yüzdoksanbin) TL miktarlı çekin lehtarı ve son hamili olduğu, çekin davacının bilgisi ve rızası dışında ortadan kaybolduğu, tüm kapsamlı aramalara rağmen çekin bulunamadığı belirtilerek, davaya konu çekin iptaline karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı, açılan davada iptali istenilen çeke ödeme yasağı kapsamında ihtiyati tedbir talep edildiği, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’da bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; dava dosyasına sunulan kanıtlara, davacı tarafından ileri sürülen dava konusu olaylara ve iddialara göre, davacının talep ettiği ihtiyati tedbir yönünden haklılığını yasaya uygun şekilde ve yaklaşık olarak ispat ettiği, bu nedenle de ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşılmış bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talep doğrultusunda davaya konu çek için ödemeden men yasağı konulmasına karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle; İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/23 Esas – 12/01/2023 tarihli ara kararıyla verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararın HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE,
Dava konusu çek bedeli olan 190.000,00-TL’nin takdiren %15’i olan (28.500,00-TL) nakit veya kesin/süresiz banka teminat mektubunun güvence olarak alınmasına, teminat koşulu yerine getirildiğinde;
b-Dava konusu; Denizbank A.Ş. 9780-Gebze Şubesi Gebze/Kocaeli ait, Keşidecisi ”…” olan, keşide yeri Gebze, keşide tarihi 10/06/2023 olan, 190.000,00 TL (yüzdoksanbin) bedelli, E1-… seri nolu çekin ödenmesinin tedbiren durdurulmasına,
c-Mahkemesince, kararın infazı için bir örneğinin Denizbank Gebze Şubesi’ne gönderilmesine, talep halinde elden takip yetkisi verilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
c-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-İstinaf edenin yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince istinaf edene iadesine,

e-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*