Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/2412 E. 2023/2101 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2412
KARAR NO : 2023/2101

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :19/09/2023
NUMARASI :2023/169 Esas – 2023/500 Karar

DAVACI :T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI -…
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1-SAKARYA TİCARET SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ – …
VEKİLİ :Av. … – …
:2-… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
:3-TASFİYE HALİNDE KAFKAS ENERJİ ELEKRONİK NAKLİYE İNŞAAT OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
DAVA :Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ :24/03/2023

KARAR TARİHİ :12/12/2023
KR. YAZIM TARİHİ :12/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; iş kazasından kaynaklı olarak bağlanan gelir sebebiyle Tasfiye Halinde Kafkas Enerji Elektronik Nakliye İnşaat Otomotiv Ticaret ve Sanayi Limited Şirketin’den rücu alacaklarının bulunduğunu ve bu amaçla Çal Asliye hukuk Mahkemesinin 2022/117 Esas sayılı dosyasında alacak davası açtıklarını, şirketin sicilden 08/07/2013 tarihinde tasfiye neticesinde silindiğinin anlaşıldığını, mahkemece ihya davası açmak üzere kesin süre verildiğini belirterek şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; terkin işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve tasfiye memuruna karşı açılan davanın kabulüne, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü Hendek/02825 Ticaret Sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde Kafkas Enerji Elekronik Nakliye İnşaat Otomotiv Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi’nin Çal Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/117 Esas sayılı dosyası ve bu dosyada alınacak kararın infazı ile sınırlı olarak TTK’nun 547 maddesi gereğince ihyası ile sicile tesciline,
2-Tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru davalı …’ın (…) atanmasına,
3- İhyası istenen şirket dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmiş ise de taraf sıfatı bulunmadığından şirkete karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihya davalarının yargılaması HMK’nın 316. maddesinde sayılan işlerden olmaması ve TTK’da bu konuda basit yargılamaya tabi olduğuna ilişkin hüküm bulunmaması karşısında yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen basit yargılama usulü ile yargılama yapılarak sonuca varılmasının doğru olmadığını, dava dilekçesi ve eklerinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, tasfiyeye ilişkin hukuki gerekler yerine getirilerek, ilgili şirketin sicilden terkin edildiğini, zaten, ek tasfiyesi talep edilen şirketin borcu olmadığı ve şirket evraklarının saklanma süresinin dolduğunun da açık olduğunu, bu noktada davacının hukuki yararı bulunmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2023 tarih, 2023/169 Esas – 2023/500 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı Kanun’un 547. maddesine göre sicilden terkin edilen şirket hakkında açılan dava nedeniyle şirketin ihyası talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Hendek/0285 Ticaret Sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde Kafkas Enerji Elektronik Nakliye İnşaat Otomotiv Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin tasfiye işlemleri neticesinde genel kurul kararına istinaden 08/07/2013 tarihinde sicilden terkin edildiği, tasfiye memurunun davalı … olduğu, davacının rücu alacağına konu Çal Asliye hukuk Mahkemesinin 2022/117 Esas sayılı dosyasında sicilden terkin edilen şirket aleyhinde alacak davası açmış olması sebebiyle taraf teşkilinin sağlanması amacıyla eldeki ihya davasını açtığı, ilk derece mahkemesince “1- Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve tasfiye memuruna karşı açılan davanın kabulüne, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü Hendek/02825 Ticaret Sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde Kafkas Enerji Elekronik Nakliye İnşaat Otomotiv Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi’nin Çal Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/117 Esas sayılı dosyası ve bu dosyada alınacak kararın infazı ile sınırlı olarak TTK’nun 547 maddesi gereğince ihyası ile sicile tesciline,2-Tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru davalı …’ın (…)atanmasına,3- İhyası istenen şirket dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmiş ise de taraf sıfatı bulunmadığından şirkete karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine” karar verildiği, karara karşı davalı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir.
Davalının, davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu, basit yargılama usulüne tabi olmadığı, mahkemece basit yargılama usulü uygulanarak hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiğine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Yargıtay HGK’nın 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile “şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesine göre açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, ek tasfiyenin ” çekişmesiz yargı işi olduğu” belirtilmiş olup, ihya davaları basit yargılama usulüne tabidir. Dolayısıyla, davalı vekilinin davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu ve mahkemece basit yargılama usulünün uygulanmasıyla ve bu nedenle hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiş, mahkemece basit yargılama usulünün uygulanması ( kural olarak) doğru kabul edilmiştir.
Diğer yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda iki temel yargılama usulü düzenlenmiştir. Bunlar; yazılı ( m.118-186 ) ve basit ( m.316-322 ) yargılama usulleridir.
6100 Sayılı H.M.K.nun “Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler” başlıklı 316. maddesinin (g) bendi düzenlemesi uyarınca; “Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler” basit yargılama usulüne tabidir.
6100 sayılı Kanun’da yazılı yargılama usulü ayrıntılı olarak düzenlenmiş, basit yargılama usulü ise temel özellikleri ve farklı noktalarıyla belirtilmiş, hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne dair hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir ( m. 322/1 ). Basit yargılama usulü, daha çabuk sonuçlandırılması gereken, daha kısa bir incelemeye ihtiyaç duyan ve daha kolay bir incelemeyle sonuçlandırılabilecek dava ve işler için kabul edilmiş daha basit, daha seri bir yargılama usulüdür.
Basit yargılama usulünde, dava ve davaya cevap verilmesi yazılı yargılama usulünde olduğu gibi dilekçeyle olur ( m. 317/1 ).
Basit yargılama usulünde cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, mahkeme duruma göre, bu sürede cevap dilekçesi verilmesi zor ise, bu süre içinde başvurulmak kaydıyla bir defaya mahsus olarak ve iki haftayı geçmeyecek ek bir süre verebilir ( m. 317/2 ).
6100 sayılı HMK’nın 317. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, basit yargılama usulünde, dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap (replik) ve 2. cevap (düplik) dilekçesi verilemez. Bu çerçevede, taraflar dilekçeleriyle birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar. Dilekçe sayısı, bu usulde görülecek işlerin basit olması ve kısa sürede karara bağlanmasını sağlamak amacıyla sınırlandırıldığından, birer defa dilekçe vermek durumunda olan tarafların daha dikkatli davranmaları gerekmektedir.
Basit yargılama usulünde iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, yazılı yargılama usulünden farklı olarak dava açılmasıyla ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar ( m. 319 ).
6100 sayılı HMK’nın basit yargılama usulünde “Ön inceleme ve tahkikat” başlıklı 320. maddesi uyarınca; “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. Daha önce karar verilemeyen hallerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.” düzenlemesi mevcut olup ancak “mümkün olan haller”in neler olduğu madde metninde sayılmamıştır.
Görüldüğü üzere basit yargılama usulünde, yazılı yargılama usulünden farklı olarak ön inceleme ve tahkikat işlemleri de basitleştirilmiştir. Bu kapsamda eğer, dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse taraflar duruşmaya çağrılmadan sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebilir.
6100 sayılı HMK’nın 316/1-b maddesi bazı basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerin dosya üzerinden karar verilmesini mümkün hale getirmiş ve yine 6100 sayılı HMK’nın 320.maddesi mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verilebileceğini düzenlemiş ise de, bu hükümler Anayasanın 36.maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını bertaraf edemez.
6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “hukuki dinlenilme” başlıklı 27’nci maddesi, T.C. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “hukuki dinlenilme” başlıklı 27’nci maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36’ncı maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6’ncı maddesi nazara alındığında “bir dava hakkında karar verilirken duruşma yapılması esastır.” Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve gerekse Yargıtay ve doktrinin kabulü de bu yöndedir.Duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi ise istisna olup, ancak bu konuda kanuni dayanak bulunması halinde mümkündür. Eş deyişle; ancak hukukun izin verdiği “ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti, İcra ve İflas Kanununun 17 ve 18’inci maddelerinde öngörülen şikâyet davaları” gibi durumlarda dosya üzerinden karar verilebilir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 320/1’inci maddesi hükmünün de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Şirket ihyası davalarında verilen kararlara karşı Temyiz Kanun Yolu incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2022 tarih 2021/7191 Esas-2022/2157 Karar sayılı İçtihadında;
“Davanın niteliği gereği mahkemece, basit yargılama usulünü uygulamalı duruşma açılarak tarafların dinlenilmesi ve böylece hukuki dinlenilme hakkı tanınarak karar verilmesi gerekmektedir. Taraflara hukuki dinlenilme hakkının verilmesi Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 36.maddesine göre, teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı hukuki dinlenme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde de hukuki dinlenilme hakkı adil yargılanma hakkı içerisinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi hükmüne göre, “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirilmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir”.
Bu itibarla, mahkemece 23.12.2020 tarihinde tevzi edilen dava dosyasında taraflara tebligat çıkarılmadan ve ön inceleme duruşması açılmadan 04.01.2021 tarihinde dosya üzerinde karar vererek, hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan red kararı doğru görülmemiş, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.” gerekçeleriyle bu nitelikteki davalarda izlenmesi gereken usul gösterilmiştir.
Yukarıdaki tüm açıklamalar, yasal düzenlemeler ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin anılan İçtihadı göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; eldeki davanın 6102 sayılı Kanun’un 547. maddesine göre sicilden terkin edilen şirket hakkında açılan dava nedeniyle şirketin ihyası talebine ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesince 30/03/2023 tarihli tensip tutanağının düzenlendiği, dava dilekçesi ve tensip tutanağında tasfiye memuru …’ın davalı olarak yer almadığı, yargılamanın basit yargılama usulüne göre icrasına karar verildiği, …’a da davanın yöneltilmesi gerektiğine ilişkin muhtıra üzerine davacı vekilince davanın …’a da yöneltildiği, bunun üzerine dava dilekçesi ve tensip zaptı içerir tebligatın yapıldığı, ancak tebligatta herhangi bir şerhin (cevap süresi, delillerin sunulması, dosya üzerinden karar verilebileceği v.b.) bulunmadığı, ekli olan 30/03/2023 tarihli tensip zaptında da aynı yönde ihtar veya bilgilendirme bulunmadığı, bu hal üzerine mahkemece ön inceleme günü belirlenmeksizin ve taraflara tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden yazılı olduğu şekilde esastan karar verildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin anılan İçtihadında belirtildiği üzere davanın niteliği gereği mahkemece, basit yargılama usulünü uygulanarak ve duruşma açılarak tarafların dinlenilmesi ve böylece hukuki dinlenilme hakkı tanınarak karar verilmesi gerektiği, aksi durumun hukuki dinlenme hakkına aykırı olacağı, sonuç olarak davanın niteliği itibarıyla taraflara usulüne uygun şerh içerir tebligatlar çıkarılarak ve ön inceleme duruşması açılıp taraflar davet edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin ve unvanında “T.C.” ibaresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; sair istinaf nedenleri incelenmeksizin kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kamu düzeni nedeniyle kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’ın ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2023 tarih, 2023/169 Esas ve 2023/500 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.12/12/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır
..
Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*