Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/2240
KARAR NO : 2023/1898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :20/09/2023 (ara karar)
NUMARASI :2023/714 Esas (derdest dosya)
DAVACI/İHTİYATİ
HACİZ TALEP EDEN :BOZTAŞ CİVATA SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :ÖRTAŞ ÇELİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …
DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP :İhtiyati Haciz
DAVA/TALEP TARİHİ :15/09/2023
KARAR TARİHİ :16/11/2023
KR. YAZIM TARİHİ :24/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı/İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı arasında cıvata vb. ürünlerinin satımına ilişkin olarak davalıya faturalar tanzimi ettiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalının gerekli edimleri gerçekleştirmediği, müvekkilce davalıya satılan cıvata ve türevi ürünlerin kusursuz, tam ve verilen talimatlara, teknik şartlara uygun olacak şekilde teslim edildiğini, numune testi yapılarak teslim edildiğini, müvekkilce satılan tüm malların faturasının e-fatura yöntemiyle tebliğ edildiğini, malların teslim edildiği ancak davalının Kartal 23. Noterliğinin 09.08.2023 tarih … yevmiye nolu ihtarı ile müvekkili şirkete yapılan ödemelerin durdurulduğunu, ve malların Çayırova TSE’ye test amacıyla gönderildiği belirtilerek herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafından gönderilen ihtarnamede malların TSE Deney ve Kalibrasyon Merkezi Başkanlığı Çukurova Laboratuvarları Müdürlüğünce yapılan tespitlerde ürünlerin taahhüt edilen kalite, standart ve özelliklerde olmadığı iddiasında bulunulduğunu, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, taraflarınca Bakırköy 40. Noterliği 10.08.2023 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiği, ödeme yapılmasının istendiği, ancak ödemenin yapılmadığını, müvekkilinin cari hesap ektresinden görüleceği üzere davaldan 98.384,94 USD ve 650.942,01-TL kur farkı alacaklı olduğunu, bunun üzerine Gebze İcra Dairesinin 2022/22541 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ise haksız, mesnetsiz, dayanaksız olarak borca itiraz ettiğini, müvekkilinin hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmasından ya da tamamen imkansız hale gelmesinden zarar göreceğini, davalının yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimali ve böyle bir durumda ilerde verilecek olan kararın infazının mümkün olmayacağı, müvekkilinin alacağına halel gelmemesi, dosyaya sunulacak evraklardan da görüleceği üzere alacağının ispatlanmış olduğunu, davalı şirketin hukuki ilişkiyi kabul etmesi ve kısmi ödeme yapması, alacağın fatura ile sabit olması, alacağın herhangi bir rehinle temin edilmemiş olması nazara alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı/ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı/ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; “İİK M. 257 gereği ihtiyati haciz şartlarından biri de borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunmasıdır. Dava konusu olayda davalı sözleşmeden kaynaklı sorumluluklarını yerine getirmemiştir. İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için aranan koşullar talepte bulunan müvekkill tarafından yukarıda ettiğimiz üzere sağlanmaktadır. Mahkemenin vermiş olduğu söz konusu ara karara dayanak gösterdiği gerekçelerin hukuki bir isnadı bulunmamaktadır. Talepte bulunan müvekkilin hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmasından ya da tamamen imkansız hale gelmesinden zarar görecek kişi olup, Kanun hükmü gereğince bu talebin kabulü gerekmektedir” beyanı ile yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, haciz talep eden davacının dava neticesinde alacağı muhtemel tazminatların korunması, davalının mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali, davalının alacağı karşılayacak miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının şimdilik 2.000 ABD doları üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/714 Esas – 20/09/2023 sayılı ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; Davacı vekilinin koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş karara karşı davacı/ ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığı, ihtiyati haczin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususuna ilişkindir.
İİK’nın 257-(1) maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nın 258-(1) maddesi “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmeden (İİK m.258) ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak; kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde; tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda; bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte; “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalara göre somut olayda; davacı vekili tarafından ileri sürülen maddi vakıalar ve dosya kapsamı delillere göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği, davacının dayandığı irsaliyeler ve davacıya ait cari hesap ekstrelerinin yaklaşık ispata yeterli olmadığı, davalının malların ayıplı olduğu savunmasının olduğu, davacının alacağı olup olmadığı ve varsa ne miktarda olduğu yargılama sırasında toplanacak delillerle anlaşılabileceği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Ara karar başlığında; davacı ve vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati haciz talep eden/davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacı/İhtiyati Haciz Talep Edenin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden tarafa iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/11/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*