Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/2065 E. 2023/1540 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2065
KARAR NO : 2023/1540

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2023 Tarihli Ek Karar
NUMARASI : 2022/527 Esas – 2023/286 Karar

DAVACI : TOPRAK MAHSÜLLERİ OFİSİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1-BAŞKENT GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
2-AL GRUP GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
: 3-VİRA KORUMA VE GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/10/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 16/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü özel güvenlik hizmeti işlerini ihale yolu ile alarak işçi çalıştıran davalı şirketlerin işyerinde 14.09.2019-04.02.2022 tarihlerinde çalıştırdığı dava dışı … isimli işçinin, yüklenici firmalar ile yapılan sözleşmeler uyarınca işçi alacak ve tazminatların yüklenici firmalarca ödenmesi gerektiğinden dava dışı işçinin kuruma başvurarak işçilik alacakları ve tazminatları talep etmesi üzerine, dava dışı işçiye brüt 22.236,81 TL ödemek zorunda kaldığını,dava dışı işçiye yapılan ödemeden dava dışı işçiyi çalıştıran Bin Sat Koruma ve Özel Güvenlik Hizm. Ltd. Şti. tarafından sorumlu olduğu 428,75 TL’sinin mahsup edilerek bakiye 21.808,06 TL’sinin davalı şirketlerden ödeme tarihi olan 04.03.2022 tarihinden itibaren, ticari avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Başkent Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.ve Al Grup Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle: davanın dayanağı olan ihale de kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla yapıldığını, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın, davalı şirketten talep edebileceği herhangi bir alacağı bulunmamakla beraber, davacı kurumun talep ettiği alacak kalemleri zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçi … 01.01.2021- 04.02.2021 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalışmış olduğunu, personelin davalı şirkette çalışmasının bulunmadığı dönemlere ilişkin olarak husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde, davalı şirketler işçisi olarak kurumları nezdinde çalışan …’ün iş sözleşmesinin işin bitmesi-işyeri tasfiyesi- nedeniyle sona erdiğini ve şirketle sözleşmenin sona ermesinden sonra kurum tarafından işçiye tazminat ödendiğini ileri sürmek suretiyle 21.808,06 TL’ sının sorumlulukları oranında davalılardan tahsilini talep etmiş olup söz konusu talep haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı Kurum dava dilekçesinde dava dışı işçiye “tazminat ödendiğini” belirttiğini ancak tazminatın türüne ilişkin bir açıklama yapmadığından karşı- cevaplarını ihbar tazminatı ve kıdem tazminatını kapsar biçimde sunmakta ve davanın reddini talep ettiklerini, davalı şirketle davacı kurum arasında imzalanan Güvenlik Hizmet Sözleşmesi uyarınca davalı işverenlikler 01.01.2021 tarihinde işbaşı yapmış, dava dışı işçi … de önceki alt işverenden devir alınmak suretiyle TMO Kocaeli Başmüdürlüğü Adapazarı Ajans Amirliğine bağlı Dağdibi Fındık Deposunda 01.01.2021 tarihinde istihdam edilmeye başlandığını, davacı kurum tarafından” TMO Kocaeli Başmüdürlüğü Adapazarı Ajans Amirliğine bağlı Dağdibi Fındık Deposunun 31.01.2022 tarihinde kapatılacağını ve anılan işyerinde çalışan 4 güvenlik görevlisinin hizmetine ihtiyaç kalmayacağını” bildirildiğini,davacı tarafından dava dışı işçiye ihbar önelleri kullanılmasının önüne geçildiğini, dava dışı personel …’ün de 01.01.2021-04.02.2021 tarihleri arasında müvekkil şirketin sigortalısı olarak ve ancak davacı kurumun işyerinde çalıştırıldığını, dava dışı işçinin asıl ve tek işvereni davacı kurum olup dava dışı personel de kurumun yetki ve sorumluluğunda olunduğunu, davalının çalışan işçiler üzerinden herhangi bir kontrol yetkisi de olmadığı gibi işe alınma ve çıkarılmalarında yetki sahibi olmadığını, davacının müvekkilden alacak ve tazminat talep edilemeyeceğini, Kamu İhale Genel Tebliğinin 78 inci maddesinde;, davalı şirketin davalı idareye verdiği teklifte ve davacı idare ile imzalanan birim fiyat sözleşmesinde, kıdem tazminatına ilişkin bir kalem söz konusu olmayıp, kıdem tazminatı teklif fiyata dahil edilmediğini,6552 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca da işçilerin kıdem tazminatının ödenmesinden davacı Kurum tek başına sorumlu olup söz konusu yasal düzenleme sonrasında dava dışı personele yapılan kıdem tazminatı ödemeleri davalı Şirketten talep edilemeyeceğini, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmelerinde davalı şirketin dava konusu alacak kalemlerinin tamamından sorumlu olduğuna açıkça düzenlenmediğini, kıdem tazminatından idarenin sorumluluğunun teknik şartname ile istenilse dahi ortadan kaldırılması mümkün olmadığını, davacı asıl ve son işveren olduğunu, davalı şirketin fesih sürecine ilişkin herhangi bir insiyatifi bulunmadığından davalı işverenliğe sorumluluk yüklenmesi/tam sorumluluk yüklenmesi, davacının sorumsuzluluğunun kabul edilmesi hukuka aykırı olacağından, yargı kararları uyarınca davacı kurumunda asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, davalı şirketin dava konusu alacak kalemlerinden sorumluluğu bulunduğunu kati surette kabul etmemekle beraber, davanın reddi gerekmesine karşın, aksi kanaatle hareket edilerek davalı şirket dönemi için hesaplama yapılacak olması halinde de kurumun bu dönemden eşit olarak sorumluluğu söz konusu olacak ve yarısından fazlası için rücu talep edemeyeceğini beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
11.639,38-TL’nin ödeme tarihi olan 04/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Vira Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd Şti den alınarak davacıya verilmesine,
2-10.165,40-TL’nin ise Al Grup Güvenlik Hiz Ltd Şti ve Başkent Güvenlik Hizmetleri Ltd Şti’den ödeme tarihi olan 04/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca;
795,08 TL harcın davalı Vira Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd Şti den,
694,39 TL harcın davalı Al Grup Güvenlik Hiz Ltd Şti’den tahsiline … ” karar verilmiştir.
Davalılar Başkent Güv. Ltd. Şti ve Al Grup Güv. Ltd. Şti Vekili Av. … 11/07/2023 tarihli dilekçesi ile; İşbu davanın kesin olmak üzere ”KISMEN KABULÜNE” karar verildiğini, gerekçeli karar evrakında, davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden bahisle; -9.200,00 TL vekalet ücrerinin davalı Vira Koruma ve Güvenlik Hizm. Ltd. Şti’den -9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı Al Grup Güvenlik Hizm. Ltd Şti ve Başkent Güvenlik Hizm. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini, Davaya konu miktarın 21.808,06 TL olduğu, davacının 21.804,78 TL alacak istemi kabul edilmiş olduğunu 3,28 TL tutarındaki alacak isteminin ise reddedildiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) göre davaya konu olan 21.804,78 TL nin %16’sının 3.488,76 TL olduğunu, AAÜT’ye göre hükmedilecek vekalet ücretinin 9.200,00 TL olduğunu, davanın toplam değeri üzerinden davacı lehine tüm davalılar aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin 9.200,00 TL olduğunu, mahkemenin kabulünün bir maddi hatadan kaynaklandığını, dolayısıyla maddi hatanın düzeltilmesini, davacı lehine tek 9.200,00 TL vekalet ücretine davalıların sorumlulukları oranında hükmedilecek şekilde kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 17/07/2023 tarihli tashih talebinin değerlendirilmesi kararı ile ” … Davalılar vekilinin tashih talebinin REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar, Başkent Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. ile Al Grup Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar, Başkent Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. ile Al Grup Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın toplam değeri üzerinden davacı lehine tüm davalılar aleyhine hükmedilebilecek vekalet ücreti sadece 9.200,00 TL olduğunu; 9.200,00 TL’nin davalıların sorumlulukları oranında davacı lehine hükmedilmesi gerektiğini; yerel mahkemenin kabulünün bir maddi hatadan kaynaklandığını beyan ile; yerel mahkeme ek kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/527 Esas – 2023/286 Karar sayılı 17/07/2023 Tarihli Ek Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İstinaf incelemesi için dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, davacı vekiline her bir davalı yönünden ayrı ayrı mı vekalet ücreti ödeneceği yoksa tek bir vekalet ücreti mi ödeneceği noktasındadır.
Eldeki dava davacının dava dışı işçiye ödediği işçilik alacaklarından davalıların sadece çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere açılmış rücuan tazminat davası olup, işçiyi farklı dönemlerde çalıştıran her bir davalı sadece kendi döneminden sorumlu olduğundan davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Yargıtay HGK. 21.06.2023 tarih, 2023/5-36 E., 2023/668 K. Sayılı ilamında ihtiyari dava arkadaşlığı ve vekalet ücreti hakkında; “14. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 59 uncu maddesinde düzenlenen zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukuka göre bir hakkın birden çok kişi tarafından birlikte kullanılması ya da birden çok kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tümü hakkında bir hüküm verilmesi gereken durumu ifade eder (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Ankara 2021, C. I, s. 261). Bu durum; dava konusu olan hakkın birden fazla kişi arasında ortak olması ve bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesinin gerekliliği gibi maddi bir zorunluluktan kaynaklanabileceği gibi, böyle bir maddi zorunluluk olmamasına rağmen kanun koyucunun gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen şart kıldığı şeklî bir zorunluluktan da kaynaklanabilir.
15. Bu şekilde bir zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamasına rağmen davanın tarafında/taraflarında birden fazla kişinin yer alması mümkündür ve bu durum ihtiyari dava arkadaşlığı olarak adlandırılır.
16. İhtiyari dava arkadaşlığının görünümleri HMK’nın 57 nci maddesinde “(1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması” şeklinde düzenlenmiştir.
17. Maddenin (c) bendinde düzenlenen hâl, uygulamada en çok karşılaşılan, sıklıkla tereddüt yaratan ihtiyari dava arkadaşlığı türüdür ve Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın da kaynağıdır.
18. Kanun koyucu mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 43 üncü maddesindeki düzenlemede, sadece aynı sebepten doğan davalar bakımından ihtiyari dava arkadaşlığı hükümlerinin uygulanacağını belirtmekle yetinmiştir. Ne var ki doktrinde ve Yargıtay uygulamasında aynı sebep kavramı geniş yorumlanmış ve benzer sebeplerden doğan davalar bakımından da ihtiyari dava arkadaşlığının mümkün olduğu kabul edilmiştir. Bu yönelimi göz ardı etmeyen kanun koyucu 6100 sayılı Kanun’da bu kez davanın temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin benzer olmasını esas alan 57 nci madde düzenlemesiyle ihtiyari dava arkadaşlığı oluşturabilecek sebepleri daha geniş ifade etmiştir.
19. Davaların temelini oluşturan vakıa ve hukuki sebeplerin aynı olması şeklindeki bir “bağlantı” bir yandan ihtiyari dava arkadaşlığının temelini oluştururken bir yandan da HMK’nın 166 ncı maddesinde düzenlenen “davaların birleştirilmesi” ihtimalini beraberinde getirecektir. Üstelik kanun koyucu maddenin dördüncü fıkrasında “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır” şeklindeki düzenlemeyle bu konuda kanuni bir karine yaratmıştır.
20. Gerek ihtiyari dava arkadaşlığı gerekse davaların birleştirilmesi kurumları, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması amacına ve bu suretle usul ekonomisi ve adil yargılanma ilkelerine hizmet eder. Üstelik bu yolla çelişkili kararların önüne geçilerek mahkeme kararlarına olan güven sağlamlaşır.
21. Ne var ki usul hukukumuzda egemen olan tasarruf ilkesi gereği, zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olmaması kaydıyla taraflar, aralarında bağlantı bulunan davaları ayrı ayrı yahut birlikte açmakta serbesttir. Üstelik davaların birleştirilerek görülmesi, bilhassa taraf sayısının fazlalığı gibi bazı durumlarda kanunun konuluş amacına hizmet etmeyebilecektir.
22. Bu suretle birbirleriyle bağlantılı davalar ayrı ayrı yargılamalarda çözümlenebileceği gibi birleştirilseler dahi ihtiyari dava arkadaşlığında davaların birbirinden bağımsızlığı (HMK, md. 58) ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur” şeklindeki 8 inci madde düzenlemesi nedeniyle her bir dava için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedileceği konusunda tereddüt bulunmamalıdır.” şeklinde açıklamalar yapmıştır.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu durumlarda her bir dava bağımsızlığını koruduğundan her bir davada ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada da; davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücreti usul ve yasaya ve AATÜ’ne uygun olduğundan istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalılar, Başkent Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. ile Al Grup Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalılar, Başkent Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. ile Al Grup Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*