Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1782 E. 2023/1834 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1782 – 2023/1834
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1782
KARAR NO : 2023/1834

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…(…)
ÜYE :…(…)
ÜYE :…(…)
KATİP :…(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/03/2022 tarihli ek karar
NUMARASI :2018/168 Esas – 2018/582 Karar

DAVACI :T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :KOCAELİ TİCARET SİCİLMÜDÜRLÜĞÜ – …
DAVA TARİHİ :22/03/2018
TALEP :Tasfiye Memuru Atanması
TALEP TARİHİ :18/03/2022

KARAR TARİHİ :09/11/2023
KR. YAZIM TARİHİ :13/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili 18/03/2022 tarihli talep dilekçesi ile; Kocaeli 2. İş Mahkemesi 2018/12 Esas sayılı dosyası ile alt işveren Mat İnş. Taahhüt İth. Ltd. Şti’ne karşı rücuen tazminat davası ikame edildiğini, 2018/12 Esas 2018/97 Karar sayılı 10/04/2018 tarihli gerekçeli kararı ile mezkur dava dosyasının Kocaeli 2. İş Mahkemesi 2015/83 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, Sakarya BAM 10. Hukuk Dairesi 2019/1936 Esas 2021/237 Karar sayılı ilamı ile “Davacı vekilince şirketin ihyası için Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/168-582 E-K sayılı dosyası ile ihya davası açıldığı ve mahkemenin 02.10.2018 tarihli kararı ile şirketin ihyasına verildiği görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/12576-13713 E-K sayılı kararında da belirtildiği üzere; şirketin ihyasına karar verilirken ayrıca ihyaya neden olan tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memur/memurları atanması gerekmekte iken mahkemece gerekçede, bu atamaya yer olmadığı belirtilmiş ve tasfiye memuru atanmamıştır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2017/6359 E. 2018/148 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere ihya edilen şirketin davada tasfiye memuru vasıtasıyla temsili gerekir. Kaldı ki ihya edilen şirketin herhangi bir organı ya da yöneticisi bulunmayacağından; bu şirkete tebligat yapılması geçerli sayılamaz… Taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Bu durum kamu düzenine ilişkindir. Yapılması gereken, davalı Mat. İnş. Taah. Tes. İth. İhr. Ltd. Şti.’ye tasfiye memuru atanması sağlanarak; dava dilekçesi, gıyapta aldırılan bilirkişi raporları bu memura tebliğ edilmek ve cevap imkanı sağlanmak suretiyle taraf teşkili sağlanarak; sonucuna göreyi yargılamayı sonuçlandırmaktan ibarettir.” denildiğini, Mat İnş. Taahhüt İth. İhr. Ltd. Şti’ne tasfiye memuru ataması yapılmayarak taraf teşkili sağlanmadan karar ihdas eden ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı ve dosyanın yerer mahkemeye gönderildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gereği taraf teşkilinin sağlanabilmesi için mahkemece ihya edilen Mat İnş. Taahhüt İth. İhr. Ltd. Şti’ne tasfiye memuru ataması yapılması için talepte bulunmak üzere 2 hafta süre verildiğini belirterek ihyasına karar verilen Mat İnş. Taahhüt İth. İhr. Ltd. Şti’ne Kocaeli 2. İş Mahkemesi 2021/66 Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gereğince tasfiye memuru atanması yapılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Davacı vekilinin tasfiye memuru atanma talebinin REDDİNE…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı kurum adına 18.03.2022 tarihli dilekçe ile tasfiye memuru atanmasına ilişkin talebe karşı Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/168 E. sayılı dosyasında verilen 23.03.2022 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira tasfiye memuru atanmasına ilişkin talebin Kocaeli 2. İş Mahkemesi’nin 2021/66 Esas sayılı dosyasının 17/03/2022 tarihli celsesinde kurulan ara karar gereği yapıldığını, bu sebeple yerel mahkemece haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tesis edilen tasfiye memuru atanması talebinin reddine ilişkin ek kararın istinaf incelenmesi neticesinde kaldırılması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2022 tarih, 2018/168 Esas – 2018/582 Karar sayılı ek kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebileceği düzenlenmiş olup, davacının ihyası istenen şirket ile ilgili olarak Kocaeli 2. İş Mahkemesinin 2018/2 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, şirketin de ticaret sicil müdürlüğü tarafından re’sen silindiği anlaşılmakla davacının yeniden ihya talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, şirketin yeniden ihyasına yönelik açılan davanın kabulüne karar verildiği, re’sen sicilden terkin edilen şirket bakımından ihya kararı verilmesi halinde şirketin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından şirkete tasfiye memuru atanmasına yer olmadığı, bu tür davalarda müdürlüğün yasal hasım konumunda bulunduğundan ve dava açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmediği gerekçesiyle Davanın kabulü ile Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı olup ticaret sicilden terkin edilen Mat İnşaat Taahhüt Tesisat İth. İhr. Ltd. Şti.’nin Kocaeli 2. İş Mahkemesi’nin 2018/12 sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiştir.
Davacı vekilince 18/03/2022 tarihli talep dilekçesi ile; Kocaeli 2. İş Mahkemesi 2018/12 Esas sayılı dosyası ile alt işveren Mat İnş. Taahhüt İth. Ltd. Şti’ne karşı rücuen tazminat davası ikame edildiğini, 2018/12 Esas 2018/97 Karar sayılı 10/04/2018 tarihli gerekçeli kararı ile mezkur dava dosyasının Kocaeli 2. İş Mahkemesi 2015/83 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, Sakarya BAM 10. Hukuk Dairesi 2019/1936 Esas 2021/237 Karar sayılı ilamı ile “Davacı vekilince şirketin ihyası için Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/168-582 E-K sayılı dosyası ile ihya davası açıldığı ve mahkemenin 02.10.2018 tarihli kararı ile şirketin ihyasına verildiği görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/12576-13713 E-K sayılı kararında da belirtildiği üzere; şirketin ihyasına karar verilirken ayrıca ihyaya neden olan tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memur/memurları atanması gerekmekte iken mahkemece gerekçede, bu atamaya yer olmadığı belirtilmiş ve tasfiye memuru atanmamıştır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2017/6359 E. 2018/148 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere ihya edilen şirketin davada tasfiye memuru vasıtasıyla temsili gerekir. Kaldı ki ihya edilen şirketin herhangi bir organı ya da yöneticisi bulunmayacağından; bu şirkete tebligat yapılması geçerli sayılamaz… Taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Bu durum kamu düzenine ilişkindir. Yapılması gereken, davalı Mat. İnş. Taah. Tes. İth. İhr. Ltd. Şti.’ye tasfiye memuru atanması sağlanarak; dava dilekçesi, gıyapta aldırılan bilirkişi raporları bu memura tebliğ edilmek ve cevap imkanı sağlanmak suretiyle taraf teşkili sağlanarak; sonucuna göreyi yargılamayı sonuçlandırmaktan ibarettir.” denildiğini, Mat İnş. Taahhüt İth. İhr. Ltd. Şti’ye tasfiye memuru ataması yapılmayarak taraf teşkili sağlanmadan karar ihdas eden ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı ve dosyanın yerer mahkemeye gönderildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gereği taraf teşkilinin sağlanabilmesi için mahkemece ihya edilen Mat İnş. Taahhüt İth. İhr. Ltd. Şti’ye tasfiye memuru ataması yapılması için talepte bulunmak üzere 2 hafta süre verildiğini belirterek ihyasına karar verilen Mat İnş. Taahhüt İth. İhr. Ltd. Şti’ye Kocaeli 2. İş Mahkemesi 2021/66 Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gereğince tasfiye memuru atanması yapılmasını talep etmesi üzerine yerel mahkemece bu kez; “…davacının ihyası istenen şirket ile ilgili mahkememize açtığı dava da dava dışı şirketin Kocaeli 2.İş Mahkemesi’nin 2018/12 sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, İstanbul BAM 14 HD nin E:2021/2200 K: 2021/1701 sayılı ilamında”….Gerçekten de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.01.2017 tarih ve 2016/14991 E- 2017/481 K sayılı emsal ilamı ve istikrar kazanmış Yargıtay içtihadına göre, TTK’nın geçici 7. maddesi hükümlerine göre re’sen terkin koşulları oluşması nedeniyle ticaret sicil müdürlüğünce sicil kaydı terkin edilen şirketler yönünden tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. Tasfiye kararı ile şirketin terkin öncesindeki organları, tasfiye amacıyla sınırlı olarak görevlerine devam edeceğinden, şirketin bu organlarınca temsil edilmesi gerekir. Bu durumda, şirket TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince terkin edilip, Kocaeli 1. İş Mahkemesinin 2013/258 Esas sayılı dosyasının yargılama ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiğinden, şirketin mevcut organları tarafından temsili gerekir. Terkin ile derdest davanın görüldüğü tarih arasında herhangi bir nedenle şirketi temsil eden organların ortadan kalkması halinde ise davaya bakan iş mahkemesince derdest dava ile sınırlı olmak üzere atanacak bir temsil kayyımı tarafından şirketin temsili sağlanmalıdır.” belirttiği gerekçe gözönüne alındığında talebin reddine karar verilmiştir..” şeklindeki gerekçeyle davacı vekilinin tasfiye memuru atanma talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Tüzel kişiliğin ihyasına karar verilen davadışı şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 18.12.2015 tarihinde re’sen sicilden terkin edildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı şirket TTK’nın 536 vd. maddeleri hükümlerine göre tasfiye sonucu terkin edilmediğinden, terkinden evvel tasfiye halinde bulunmadığı gibi bir tasfiye memuru mevcut değildir. Bu sebeble husumetin sicil memurluğuna yöneltilmesi yeterlidir. Terkin işlemi kaldırılarak şirketin ihyasına karar verildiğinde, şirket, terkinden evvelki mevcut haline döneceğinden tasfiye memuru atanmaması bir eksiklik olmayıp, mahkemece verilen karar isabetlidir. Diğer bir deyişle, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde TTK’nın geçici 7/2. maddesi uyarınca tasfiye memurunun atanmasına gerek olmamasına göre davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir (Emsal nitelikte Yargıtay 11. HD 2016/14991 E- 2017/481 K, 25.01.2017 T; aynı Dairenin 2016/8629 E- 2017/6341 K, 20.11.2017 T.)
Kaldı ki, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilen şirketin ihyasına karar verilip, bu kararın kesinleştiği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre bu şekilde ihyası sağlanan şirketin yöneticilerinin (temsil yetkililerinin) temsil yetkilerinin sona ermiş olması ihtimalinde, şirketle ilgili esas davayı gören mahkemece, şirketin davada temsili için temsil kayyımı atanmak suretiyle taraf teşkili sağlanarak yargılamanın sürdürülüp sonuçlanması da mümkün olacaktır.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının unvanında “T.C.” ibaresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında ilk derce mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*