Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1759 E. 2023/1817 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1759 – 2023/1817
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2023/1759
KARAR NO :2023/1817

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :…(…)
KATİP :…(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/07/2023 tarihli ara karar
NUMARASI :2023/413 Esas
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI :… (T.C….) – …

VEKİLİ :Av. …- …
KARŞI TARAF
DAVALI :…(T.C…)- …
VEKİLİ :Av. …- …

DAVA :Tazminat
TALEP :İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ :23/05/2023
KARAR TARİHİ :09/11/2023
KR. YAZIM TARİHİ :09/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirket çoğunluk pay sahibi …’nin şirketin kuruluşundan itibaren çoğunluk pay sahibi olmasından kaynaklanan karar oluşturma gücünü ve yönetim kurulu başkanlığından kaynaklanan yetkilerinin sağladığı gücünü şirkette satın alma biriminde çalıştırdığı kardeşi …, muhasebenin başında çalıştırdığı kardeşi … ve şirket çalışanı dahi olmadığı halde şirketin yönetimini devrettiği oğlu … ile işbirliği içerisinde açık kanun hükümleri ve sözleşmeye aykırılıkların yanında dürüstlük kuralına, güven ilkesine ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı işlem ve eylemlerle davacı aleyhine eşitlik ilkesini gelecek için sürekli olarak ortadan kaldırmak, davacının sözleşmeden kaynaklanan paylarını vermemek, pay sahipliğinden kaynaklanan haklarını elde etmesini engellemek için çaba sarf ettiğini ve şirketin mali kaynaklarını hukuka aykırı olarak kendisi, yakınları ve 3. gerçek ve tüzel kişilere aktardığını, davacının mevcut duruma itirazı üzerine …’nin 2021 yılı aralık ayında davacının iradesini fesada uğratarak yaptırdığı olağanüstü genel kurulda sahip olduğu çoğunluk oyu sayesinde yönetim kuruluna kendi talimatlarıyla hareket eden bir kişiyi yerleştirmek suretiyle tüm kararların kendi istediği yönde oluşmasını sağlamak maksadıyla şirkette ön muhasebeci olarak çalışan …’u yönetim kurulu üyesi olarak seçtiğini, yönetim kurulu yapısında meydana getirilen bu değişiklikle; kanuna, mevzuata ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak alınan kötü niyetli kararlar ve fiili şirket içi uygulamalarla davacıya ağır ekonomik ve mobbing derecesinde psikolojik baskılar yapıldığını, sonuç olarak davacının bu baskılar karşısında 03.02.2022 tarihinde gerekçelerini de bildirmek suretiyle şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldığını, …’nin davacı ve şirkete yönelik haksız ve hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle taraflarınca mahkeme nezdinde 2022/184 Esas ve 2022/610 Esas numaralı dosyaları ile genel kurul kararlarının iptali talepli davalar açıldığını bahse konu davaların kısmi kabul kısmi red olarak karara bağlandığını ve halen istinaf incelemesinin devam ettiğini, …’nin şirket tüzel kişiliği perdesini kullanarak Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na davacı hakkında Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya Müşteri Sırrı Niteliğindeki Bilgi veya Belgeleri Açıklamak, Haksız Rekabet suçları kapsamında şikayette bulunduğunu, şikayetin 2022/32701 Soruşturma numarası ile incelendiğini ve 25.04.2023 tarihinde 2023/5971 sayılı kararla “eylemlerinin suç oluşturmadığı, suç barındırmadığı, suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı keza söz konusu fotoğrafların içeriğinde ticari sır olarak nitelendirilecek herhangi bir içerik olmadığı haksız rekabete ilişkin delil olmadığı şüpheli …’ın ise firmanın ortağı olması nedeniyle suçun faili olamayacağı aksine eylemde bulunduğuna dair delil olmadığı anlaşıldığından” gerekçesiyle şüpheliler hakkında Kamu Adına Kovuşturmaya Yer Olmadığına; karar verildiğini, savcılığın kararının ardından bu defa … tarafından şirketin tüzel kişiliği arkasına saklanılmak suretiyle mahkeme nezdinde 28.04.2023 tarihinde 2023/346 Esas kayıtlı olan davacı aleyhine haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davası ikame edildiğini, açıklanan davalarda …’nin şirketi davacıya beslediği husumeti merkezine alan bir anlayışla yönettiği ve şirketi zarara uğratmak pahasına davacının kanundan ve sözleşmeden doğan haklarını gasp etmeye çalıştığına dair çok sayıda ikrarı bulunduğunu, şirketin kuruluş aşamasından itibaren …’nin şirkete şahsi hesaplarından ve diğer şirketi Şuz Makina ve Gemi İnşa Sanayi Ticaret Limited şirketinden finans sağladığı söylemi ile şirketin kendisine borçlu olduğunu iddia ettiğini ve bu yolla şirket kaynaklarını kendisine ve diğer şirketi Şuz Makina ve Gemi İnşa Sanayi Ticaret Limited Şirketine aktarmaya başladığını, şirket yönetim kurulu başkanı … tarafından kullanılan kredi kartıyla yapılan harcamalar incelendiğinde ise yapılan harcamaların önemli kısmının İstanbul’da çeşitli lüks restoranlarda yapılmış olduğunun görüleceğini bu sebeple; Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne yönetim kayyumu, mahkeme farklı kanaatte ise denetim kayyumu atanmasına karar verilmesini, şirket zararları açısından şirketin kuruluşundan itibaren; … ve yakınları tarafından kullanılan Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. kredi kartıyla yapılan yersiz harcamalarından kaynaklanan 1.000,00 TL şirket zararı, …’ye yurt dışında olduğu süre boyunca Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nce ödenen haksız huzur hakları için 1.000,00-TL şirket zararı, Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. hesaplarından …’ye aktarılan huzur hakkı dışındaki her türden diğer haksız ve yersiz ödemeler için 1000,00-TL şirket zararı, Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. hesaplarından 3. gerçek ve tüzel kişilere yapılan haksız ve yersiz ödemeler için 1000,00 TL şirket zararı, olmak üzere şimdilik Toplam 4.000,00 TL şirket zararının davalıdan tahsil edilerek Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince 25/05/2023 tarihli ara karar ile; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, Davacı vekilinin Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne yönetim kayyımı atanması talebinin reddine, Davacı vekilinin Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne denetim kayyımı atanması talebinin takdiren 75.000,00.-TL teminat mukabilinde kabulüne, Mali müşavir Ufuk Şentürk’ün denetim kayyım olarak atanmasına,” karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince 14/07/2023 tarihli ara karar ile;”…Mahkememizin 25/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen denetim kayyımı atanması ihtiyati tedbirinin kaldırılmasına, Bu hususta Tekmod Otomotiv Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Şirketin zararına şirket pay sahipleri veya yöneticileri arasında zımni bir anlaşma olduğu gerekçesiyle şirketin zararına hareket eden yöneticinin eylem ve işlemlerinin mazur görülemeyeceğini ve yöneticinin şirketi zarara uğrattığı konusunda mahkemece de kabul edildiği üzere yaklaşık ispat sağlandığını ve mahkemenin denetim kayyımı görevlendirdiğini, bu kararın hukuka aykırı ve şirket zararına olduğu açık olan bir zımni anlaşma varsayımına dayanarak kaldırılamayacağını, genel kurullarda ibralaşma olduğu gerekçesinin hatalı olduğunu, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin hesapların görüşüldüğü genel kurullarda şirket yöneticilerinin ibra edilmediğini, davacının 2021 yılı hesap döneminde yönetici olması da kayyım kararının kaldırılmasına gerekçe olamayacağına, şirketin yöneticisi olduğu dönemde davacı dahi zarara yol açmışsa şirket zararının tazmin edilmesi gerektiğini, bu konuda şirket yönetiminin dava ve takip hakkının mevcut olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın açtığı davanın gerçeklere dayalı bir dava olmadığını, bir manipülasyon davası olduğunu, davacının Yetiş Cihan Saltık ile kurduğu şirkete Tekmod AŞ’nin çalışanlarını ve müşterilerini haksız rekabet teşkil eden eylemlerle aşırdığını, … …’ın mağdur değil, tekmod Tekmod AŞ’yi yok etmek amaçlı hareket eden hakszı fail olduğunu, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü tüm ödemelerin … …’ın yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak verdiği talimat ve imzalar ile gerçekleştiğini, şirketin mali raporlarının … …’ın genel müdürlük dönemine ait olduğu, kendi onayıyla gerçekleştiğini, Türk Ticaret Kanunu’ndaki gündem maddesine ilişkin düzenlemelere uygun karar verildiğini, … …’ın itiraz ettiği dönemlerin kendi genel kurul müdürü olduğu dönemler olduğunu, şirket kartlarının ortak olarak çıkarılmış olduğunu, şirket adına kullanıldığını, hiçbir şekilde yersiz para transferinin gerçekleşmediğini, davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu, şirket çalışanlarının maaşlarının … … onayıyla belirlendiğini, davalının pandemi döneminde huzur hakkı olmadığını, …’nin davacı ve davalının ortak vekaletnamesi ile şirketin işlerinin yürütülmesi için görevlendirildiğini, yönetim kurulu üyeliğinin devredilmediğini, Şuz Makina – Tekmod konsorsiyum sözleşmesi akdedildiğini, şirkete denetim kayyumu atanmasının hukuka uygun olmadığını
belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2023 tarihli ara karar, 2023/413 Esas sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında dava dışı şirkete kayyım atanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi üzerine ilk derece mahkemesinin 25/05/2023 tarihli ara kararı ile kayyım atandığı, daha sonra yapılan itiraz üzerine 14/07/2023 tarihinde kayyım atanması yönündeki ara kararın kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Anonim Şirketler TTK’nun 365. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar. Somut olayda şirkette organ boşluğu olduğu iddiası bulunmamaktadır. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur.
Şirketlere kayyım (denetim, onay veya yönetim) atanmasına dair 6102 sayılı TTK’da açık bir hüküm bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 1. maddesinde; TTK’nın 4721 sayılı TMK’nın ayrılmaz bir parçası olduğu hüküm altına alınmakla 4721 sayılı TMK’nın 426. vd. maddelerinin uygun düştüğü ölçüde şirketler için de kıyasen uygulanması gerekir. Nitekim Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerince de, şirkette organ boşluğu, şirket ortakların hak ve menfaatlerinin korunması gibi nedenlerle şirketlere yönetim, denetim ve onay kayyımı atanacağı benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 389-(2) maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri; ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken, haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Bu bağlamda, davacının ileri sürdüğü nedenlere yönelik olarak tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu gözetildiğinde; talebe konu tedbir istemleri (kayyım atanması) yönünden gerekli olan yaklaşık ispat olgusunun bu aşamada gerçekleşmemesi, davacının haklı sebep olgularına yönelik iddialarının varlığı ve kapsamının yargılamayı gerektirmesi, dosyaya sunulan 12/07/2023 tarihli kayyım raporuna göre şirketin mali durumunun yerinde olması ve işletme öz varlığının 59.923,88 TL olması karşısında şirketin sermayesi olan 50.000,00 TL’yi koruduğu dikkate alındığında kayyım atanması yönündeki ara kararın kaldırılması yerinde olduğundan (Benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/1149 esas 2021/1042 karar sayılı ilamı), ilk derece mahkemesince verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; İhtiyati tedbir talep eden Davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*