Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1682 E. 2023/1589 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1682
KARAR NO : 2023/1589

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :07/06/2023 tarihli ek karar
NUMARASI :2023/65 D.İş Esas – 2023/65 Karar
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
İTİRAZ EDEN
KARŞI TARAFLAR :1-… (T.C.No:…) – …
:2-… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
İTİRAZ EDEN
İLGİLİ ŞİRKET :1-ELKAP ELEKTROLİTİK KAPLAMACILIK VE MAKİNA SANAYİ İTHALAT İHRACAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
ONAY VE DENETİM
KAYYIMI :… (T.C.No:…) – …
TALEP :İhtiyati Tedbir (Şirkete kayyım atanması talebi)
TALEP TARİHİ :31/03/2023

KARAR TARİHİ :12/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ :17/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkladığı nedenlerle; Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketinin müdürleri olan davalıların ve bu şirkete bağlı Söğütlü şubesinin temsilcisi olan davalı …’in TTK 630 maddesi gereğince haklı sebeple görevden alınması talepli açacakları dava öncesinde davalıların adı geçen şirketteki ve şubesindeki müdürlük ve temsilcilik yetkilerinin sınırlandırılması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 03/04/2023 tarihli karar ile; “… Davacının ihtiyati tedbir talebinin HMK’nun 389. vd. maddeleri uyarınca kısmen kabulü ile, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 9567 sicil numarasında kayıtlı bulunan 0332002137700019 mersis numaralı Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi’ne ve bu şirkete bağlı Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 31687 Sicil Numarasında kayıtlı bulunan 0332002137700020 mersis numaralı Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat ihracat Ticaret Limited Şirketi Söğütlü Osb İmalathane Şubesi’ne onay ve denetim kayyımı atanmasına, Onay ve denetim kayyımı olarak Sakarya Üniversitesinden İç Denetçi …’nun görevlendirilmesine, Tedbirin mahiyeti ve gerekçede açıklanan nedenlerle HMK’nun 392. Maddesi uyarınca takdiren teminat alınması yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
Karşı taraflar vekili itiraz dilekçesinde özetle; itirazında şirkette organ boşluğu bulunmaması ve TTK’nın da müdürlerin azli talepli davada kayyım atanabileceğine dair yasal düzenleme bulunmaması sebebiyle somut olayda kayyım atanması yönünde tedbir kararı verilemeyeceğini, ayrıca talep edenin de münferit yetkili müdür olduğundan kayyımın yetkilerine sahip olduğunu, tedbirin şirkete zarar verdiğini, teminat alınması gerektiğini, tedbir şartlarının dahi oluşmadığını belirterek; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili şirket vekili itiraz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlık ve açılan davanın konusu ile hükmolunan ihtiyati tedbir kararı arasında bağlantı bulunmadığını, dolayısıyla tamamlayıcı merasim şartının gerçekleşmediğini, ihtiyati tedbir şartlarının somut dosyada oluşmadığını, verilen kararın şirketin menfaatlerini ihlal eder nitelikte olduğunu ayrıca teminat alınmamasının da yasaya aykırı olduğunu belirterek; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Mahkememizin 2023/65 Değişik İş sayılı 03/04/2023 Tarihli ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazların reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar vekili ile ilgili şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karşı taraflar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında, “organ boşluğu” olmadığı ve aralarında davacının da bulunduğu “münferit yetkili müdürler”in yönetimde olduğu tespit edilmesine rağmen HMK’nın 389. vd. maddelerine dayanarak verilen tedbir kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, tedbir isteyen/davacının tedbir talebinde ileri sürdüğü pek çok iddia ve yükümlülüğün muhatabının aynı zamanda “münferit yetkili müdür” sıfatı ile kendisi olduğundan ihtiyati tedbir talebinde bulunmaya ilişkin “hukuki yararı” bulunmadığını, davacı, kendisinin de tedbir talebinde ikrar ve beyan ettiği üzere, Elkap şirketi’nin ortağı ve aynı zamanda münferit yetkili müdürü olduğunu, bu halde, davacının kendisinin de bizzat ifa etmekle görevli olduğu yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirilmediği iddiası ile “ortak” sıfatı ile dava ikame etmesinin abesle iştigal olduğunu, yerel mahkemenin “münferit yetkili müdür” olmasına rağmen, yetkilerini kullanmak istemeyen/sorumluluk almayan davacının, “pasif” kaldığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebini kabul etmesinin de yasaya ve usule aykırı olduğunu, davanın esasını çözer mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, ihtiyati tedbire konu asıl davadaki talep müdürlerin azledilmesi olduğundan, davacının iddia ve taleplerinin yargılamaya muhtaç olduğu gözetilmeksizin verilen ihtiyati tedbir kararı ile şirkete kayyım atanmasının hukuka aykırı olduğunu, somut olayda ihtiyati tedbirin koşullarının mevcut olmadığını, ihtiyati tedbir kararının davacıdan teminat alınmaksızın verilmesi yasaya ve usule aykırı olduğunu, şirkete onay ve denetim kayyımı atanması sebebiyle şirketin birçok alandaki iş ve işlemleri uzunca bir süre durduğunu ve sekteye uğradığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
İlgili şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hükmedilen ihtiyati tedbir türü ile talep eden tarafın geçici ve nihai talepleri arasında bağlantı bulunmadığı ve verilen karar ihtiyati tedbirin amacı ile örtüşmediği yönündeki itirazlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kanunda yer alan ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik şartların huzurdaki yargılamada oluşmamasına rağmen ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve söz konusu karara karşı yapılan itirazın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Talep eden vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından atanan onay ve denetim kayyımının görev ve yetkilerinin sınırının yasaya ve usule uygun bir şekilde belirlenmediği iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalıların iddialarının tam aksine, davalılar tarafından kayyımının görevini yapması kasıtlı olarak engellenmeye ve şirketin ticari işleri sekteye uğratılmaya çalışıldığını, kayyım atanması sonrasında yeni usulsüzlükler ile şirketin zarara uğratılmaya devam ettiğini, kayyımın yalnızca onay ve denetim makamı olarak görev yaptığını, bu doğrultuda davalılar tarafından temsil ve yönetim kayyımı görevi ve şartlarına ilişkin hiçbir beyan işbu davada hukuki gerekçe olarak dikkate alınamayacağını, yargılamanın sıhhati açısından ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesi ve davalılarca talep edilen ihtiyati tedbir talebinin ise reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu, davalılar tarafından kayyıma haber verilmeden, onay alınmadan işlemler yapılmaya devam edildiğini, talep edenin işbu davayı ikame etmesinde gerek aktif dava ehliyeti gerekse hukuki yararı bulunduğunu, davalılar tarafından şirket çalışanlarının fazla mesaiye kalması dolayısıyla ihtiyaçlarının karşılanması için alınan yüklü miktardaki erzakların talep edenin şahsi ihtiyacı için aldığını iddia etmenin tamamen kötüniyetli olduğunu, davalıların teminata yönelik itirazlarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olup, kabulünün mümkün olmadığını, davalılar tarafından şirketinin işleyişine yönelik sağlanan katkı açıklamalarının huzurdaki dava ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davalıların, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gereken yaklaşık ispat koşulunu sağlayamadığını iddia ettiklerini ancak dava dilekçesinde yer alan somut delillerin aksine bir açıklama/karşı delil sunamadığını, davalılar tarafından hem kayyım raporu gösterilerek şirket durumunun çok iyi olduğunun belirtilmesi, hem de kayyım atanması nedeniyle ticari hayatın durma noktasına geldiği ifadelerinin son derece çelişkili olduğunu, yerel mahkemedeki dosya kapsamında hazırlanan kayyım raporu dahi, huzurdaki davada ihtiyati tedbir talebinin ne derece elzem ve yerinde olduğunu gösterdiğini, dava dışı şirketin HMK m.394/3’e göre ihtiyati tedbir kararına itiraz edebilmek ve istinaf başvurusunda bulunabilmek için aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu sebeple itirazın ve yapılan istinaf başvurusunun usulden reddi gerektiğini, “Avukatın çatışan menfaatleri temsil yasağı olması” ilkesi gereğince talep edenin %50 ortağı olduğu şirketin vekilinin şirketin menfaatlerine aykırı hareket etmemesi gerektiğini, hükmedilen ihtiyati tedbir kararı ile talep edenin açmış olduğu dava arasında bağlantı olmadığına ve ihtiyati tedbirin amacı ile bağdaşmadığına ilişkin iddialarının hukuken kabul edilemez nitelikte olup söz konusu iddiaların güncel yargı kararları ile de çeliştiğini belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2023 tarih, 2023/65 D.İş Esas – 2023/65 Karar sayılı ek kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince 03/04/2023 tarihli karar ile; “…..1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin HMK.’nun 389. vd. maddeleri uyarınca kısmen kabulü ile; Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 9567 sicil numarasında kayıtlı bulunan 0332002137700019 mersis numaralı Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketine ve bu şirkete bağlı Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31687 sicil numarasında kayıtlı bulunan 0332002137700020 mersis numaralı Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi Söğütlü Osb İmalathane Şubesine onay ve denetim kayyımı atanmasına,
2-Onay ve denetim kayyımı olarak Sakarya Üniversitesinden İç Denetçi …’nun görevlendirilmesine,
3-Şirket müdürlerinin ve müdürler kurulunun ve şube temsilcisinin şirket ve şube ile ilgili her türlü karar ve tasarruf işleminin (şirket malvarlığı üzerinde tasarruf etme, şirkete ait banka hesaplarından para çekme, kambiyo evrakı düzenleme ve şirket adına harcama yapma ve ödeme yapma, kredi kullanma ve şirket müdürlerine ücret ödenmesi dahil her türlü tasarruf işleminin) geçerliliğinin [Vergi Dairesi ve SGK ödeme/ödemeleri ile bu kurumlar nezdinde yapılacak iş/işlemler ile müdür ücretleri dışında kalan işçi ücretlerinin banka veya PTT aracılığıyla ödemesi hariç olmak üzere] atanan kayyımın onayına bağlanmasına;
4-Tedbirin mahiyeti ve gerekçede açıklanan nedenlerle HMK.’nun 392. maddesi uyarınca, takdiren teminat alınmasına yer olmadığına” karar verilmiş, karara karşı Karşı Taraflar Şirket Müdürleri vekili İle İlgili Şirket Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketinin itirazı üzerine ilk derece mahkemesince;
“…İtiraz eden karşı taraflar (müdürler) vekili itirazında şirkette organ boşluğu bulunmaması ve TTK nun da müdürlerin azli talepli davada kayyım atanabileceğine dair yasal düzenleme bulunmaması sebebiyle somut olayda kayyım atanması yönünde tedbir kararı verilemeyeceğini, ayrıca talep edenin de münferit yetkili müdür olduğundan kayyımın yetkilerine sahip olduğunu, tedbirin şirkete zarar verdiğini, teminat alınması gerektiğini, tedbir şartlarının dahi oluşmadığını ileri sürmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere müdürlerin azli sebebiyle açılacak dava kapsamında TTK nun da açık düzenleme bulunmasa dahi HMK nun 389 vd. maddelerindeki genel hükümler uyarınca onay ve denetim kayyımı atanmasında bir aykırılık bulunmamaktadır. Talep edenin de şirkette münferit yetkili müdür sıfatı var ise de şirketin taraflardan oluşan müdürler kurulunun bulunduğu, temsil yetkisi ile yönetim yetkisinin birbirinden farklı olduğu ve şirketin yönetim organının müdürler kurulu olduğu, TTK nun 624 maddesine göre müdürlerin birden fazla olmaları hâlinde müdürlerin çoğunlukla karar alacağı ve eşitlik hâlinde başkanın oyunun üstün sayılacağı nazara alındığında talep edenin yönetimde baba ve oğul olan müdür ve müdürler kurulu başkanı karşısında pasif konumunda kaldığı ve kayyım atanmasında bir engel bulunmadığı değerlendirilmiştir. Talep edenin şirketin %50 ortağı olması ve tedbirin şirketin menfaatlerini koruma amacını taşıması sebebiyle teminat alınmaması yerinde bulunmuştur.
İlgili şirketin ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından etkilenen kişi olması sebebiyle tedbir kararına itiraz etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Şirket vekili itiraz dilekçesinde özetle taraflar arasındaki uyuşmazlık ve açılan davanın konusu ile hükmolunan ihtiyati tedbir kararı arasında bağlantı bulunmadığını, dolayısıyla tamamlayıcı merasim şartının gerçekleşmediğini, ihtiyati tedbir şartlarının somut dosyada oluşmadığını, verilen kararın şirketin menfaatlerini ihlal eder nitelikte olduğunu ayrıca teminat alınmamasının da yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Yukarıda da izah edildiği üzere şirket müdürünün veya müdürlerinin azli talepli dava temelinde uygulanan onay ve denetim kayyımı atanması yönündeki ihtiyati tedbir kararı davalı şirket yöneticilerine atfedilen kötü yönetim vakıalarına dayanmaktadır. Tedbir kararının temel amacı şirketin ve dolayısıyla oraklarının da menfaatlerinin korunmasını sağlamaktır. Tedbir talebinin temeli ile asıl davanın konusu aynı doğrultudadır. Dolayısıyla esas davanın açılması şeklindeki tamamlayıcı merasim koşulu gerçekleşmiştir. Verilen tedbir kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/01/2013 tarih 2012/17605 Esas 2013/49 sayılı kararında belirtildiği üzere şirketin hayatını devam ettirebilmesinde sakınca doğuracak mahiyette değildir. Kayyım tadbiri kararı ile esas davanın bağlantılı olduğu hususu emsal nitelikteki Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/1239 esas 2021/1360 karar sayılı kararı ve yine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2019/1360 esas 2019/855 karar sayılı kararı içeriğinden anlaşılmaktadır. Teminata yönelik itirazlar açısından bir önceki paragrafta belirtilen hususular geçerlidir. Açıklanan gerekçelerle mahkememizin tedbir kararında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş ve itirazların reddine karar verilmiştir…” şeklindeki gerekçeyle 2023/65 D.İş sayılı 03/04/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazların reddine karar verilmiş, karara karşı taraflar vekili ile ilgili şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep, limited şirket müdürünün azli istemiyle açılacak dava bakımından şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.

İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca bu kapsamda ihtiyati tedbir talebinin somutlaştırılması gerekir.
Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispat yeterli olacağı HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifadeyle, ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın sübutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması yeterlidir.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.
Diğer yandan; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 630/2. maddesinde, her ortağın haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak anılan maddede bu halde alınacak önlemlere ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle, limited şirket yöneticisinin azli davasında yapılan kayyım talebi hakkında ihtiyati tedbire ilişkin genel hükümlerin uygulanması gerekir.
TTK’nın 630. maddesinin II. fıkrasında; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.” Aynı maddenin III. Fıkrasında ise; “Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” denilmektedir.Bu durumda, davacının öncelikle şirket müdürünün azlini gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Haklı sebep kavramı Yasa maddesinde tanımlanmamıştır. Müdürün, kanun ve ana sözleşmenin kendisine yüklediği görevleri yapmaması haklı sebep oluşturacaktır.
İlk derece mahkemesince; davalılardan …’ın şirket ortaklığını devrettiği eşi dava dışı …’ın adının, Elkap Ltd şirketi adına yapılan ofis ve misafirhane adı altında konut kira sözleşmesinde de geçtiği, söz konusu kira sözleşmesinin temelini oluşturan 01/12/2021 tarihli 03 sayılı genel kurul kararında sadece davalı …’ın imzasının olduğu ancak diğer ortak davacı …’ın imzasının ise bulunmadığı, dosyaya sunulan kredi kartı hesap özetlerinin incelenmesinde de şirket kredi kartına bağlı olan ve davalı müdürler adına olan ek kredi kartlarından şahsi olduğu değerlendirilen harcamaların dikkat çektiği, şirket müdürlerinin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin 02/01/2022 tarihli 01 sayılı genel kurul kararında müdür olan ortakların aylık ücretleri brüt 47.606,67-TL olarak belirlendiği, ancak dışarıdan müdür olarak atanmış olan (davalı …’nın oğlu) davalı …’e 2023 tarihli bordroya göre 110.000,00-TL ve 180.000,00-TL olmak üzere toplam 290.000,00-TL ödeme yapıldığı gerekçesiyle, davalılar ve ilgili Şirket vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine karar verilmiş ise de; davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin toplanmadığı, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi bulunduğuna dair talep ve ara karar tarihi itibarı ile dosyada mübrez belge ve delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı gibi, asıl olanın şirketlerin ortakları tarafından alınan kararlar ile belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmesi olduğu, davalı şirketin organlarının tam olduğu, bu konuda eksiklik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Talep ve ara karar tarihi itibariyle henüz delillerin toplanmamış olması, mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği göz önünde bulundurulduğunda; tarafların hak ve sorumluluk dengesinin korunması yönünden şirketin yönetimiyle ilgili olarak geçici hukuki koruma sağlanması için şartların oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; şirket müdürü olan davalının şirkete ve davacı ortağa zarar verme kastı ile hareket ettiği iddialarına dayalı olarak şirket müdürlüğü görevinden azil davasında talep edilen tedbir bakımından dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında, taraflarca yeniden tedbir talep edilmesi her zaman mümkündür. Mahkemece ara kararının verildiği aşamada yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesinin kararı isabetli değildir.
Açıklanan nedenlerle; karşı taraflar vekili ile ilgili şirket vekilinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davalı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Karşı taraflar … ve … ile ilgili Elkap Elektrolitik Kaplamacılık ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi şirketi vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle AYRI AYRI ESASTAN KABULÜNE, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2023 tarih, 2023/65 D.İş Esas ve 2023/65 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)İtiraz eden karşı taraflar; … ve … ile ilgili Elkap Elektrolitik Kaplamacılık ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi şirketi vekillerinin Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/04/2022 tarihli 2023/65 D.İş,2023/65 Karar sayılı ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının KABULÜNE,
b)Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/04/2022 tarihli 2023/65 D.İş,2023/65 Karar sayılı sayılı ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
c)Yasa gereği ihtiyati tedbire itiraz yönünden harç alınmasına yer olmadığına,
ç)İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d)İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harçlarının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
c)İlgili şirket Elkap Elektrolitik Kaplamacılık Ve Makina Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan 738,00-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı masrafının talep edenden tahsili ile ilgili şirkete verilmesine,
ç)Karşı taraflarca yapılan 1.476,00-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı masrafının talep edenden tahsili ile karşı taraflara verilmesine,
d)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)İstinaf edenlerin yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
f)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*