Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1554 E. 2023/1513 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1554
KARAR NO : 2023/1513

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :02/03/2023 Karar ve 12/04/2023 tarihli Ek Karar
NUMARASI :2022/572 Esas – 2023/192 Karar

DAVACI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Ticari Şirket (Fesih ve Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ :20/07/2022

KARAR TARİHİ :29/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :02/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Omka Oluklu Mukavva Ambalaj Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin 06/02/1998 tarihinde toplam 2.000.000.000-TL sermaye ile %50 hisse ile …, %30 hisse ile Agâh Umay ve %20 hisse ile … adına kurulduğunu, mevcut durumda davalı şirketin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14166 sicil numarasına kayıtlı bir aile şirketi olarak uzun yıllardır oluklu mukavva karton kutu üretmek, satmak, pazarlamak faaliyetlerini gösterdiğini, 09/03/2011 tarih ve 7768 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanan ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklarından olan … ile şirket ortakları dışından olan … 10 süreli münferit müdür olarak şirket müdürlüğüne atandıklarını, dava dışı şirket ortağı olan …’ın bir süre sonra davalı aile şirketinde şirket içi hakimiyet mücadelesi başlattığını, gelinen noktada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636. maddesinin 3. fıkrası kapsamında şirketin feshedilmesine karar verilmesi için aranan şartların oluştuğunu, dava dışı …’ın şirket ortağı olduğu süre içerisinde diğer şirket ortağı davacı …, eski ortak dava dışı … ve eski şirket müdürü dava dışı …’a karşı sürekli olarak bir kavga hali, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulama eğilimi içerisinde olduğunu, gerek şirket çalışanlarına gerek şirket müşterilerine gerekse şirket ortakları ve diğer eski şirket müdürüne karşı sürekli olarak tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, 09/03/2011 tarihli 7768 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi uyarınca dava dışı şirket ortaklarından olan …’ın 10 yıllığına münferiden şirket müdürlüğüne atanmasına rağmen 2 sene boyunca şirkete neredeyse hiç gelmediğini, şirket faaliyetleriyle ilgilenmediğini ve diğer şirket ortaklarını ve diğer şirket müdürünü yalnız bıraktığını, 2006 yılında şirket ortaklarından dava dışı …’ın şahıs olarak İzmit taraflarında unvanını daha sonra bildirecekleri, işletme konusu pişmaniye üretmek/satmak olan bir firmaya ortak olduğunu, bir süre sonra söz konusu firmanın 2.000.000,00-TL borç ile kapandığını, şirket ortaklarından dava dışı …’ın işbu şirketten doğan borçlarını, davalı şirket OMKA üzerinden ödenmesi için diğer şirket ortaklarına ve diğer şirket müdürüne baskı yaparak bu borçlarını davalı şirket üzerinden kapattığını, bu sebeple, dava dışı …’ın ortağı olduğu davalı şirket OMKA’yı büyük miktarda zarara uğrattığını, dava dışı …’ın, davalı şirketteki münferit yetkisini kullanarak davalı şirket hesaplarından kendisinin, eşinini, kızı …’in ve oğlu …’ın hesaplarına yüksek miktarlarda sürekli olarak para akışı sağladığını, bu para akışları nedeniyle, müvekkili …’ın zararına olan işlemler yapıldığını, dava dışı …’ın, oğlu … adına tam şirket unvanı taraflarınca bilinmeyen UPAC adında bir şirket kurduğunu, söz konusu şirket ile davalı şirketin iş yeri merkez adreslerinin aynı olup, şirket faaliyetlerini de OMKA ile aynı olduğunu, ayrıca davalı şirketin eski çalışanları ile eski müşterilerinin de dava dışı … adına kayıtlı olan UPAC şirketi ile aynı olduğunun taraflarınca öğrenildiğini, bu şirketin kurulması ardından, şirket ortaklarından olan davacı …’ın rahatsızlık geçirmesinden bir süre sonra müvekkiline kanser teşhisi konulduğunu ve davacının kanser tedavisi görmeye başladığını, dava dışı şirket müdürü …’ın eşi olan davacı …’a bu zorlu tedavi sürecinde destek olmak amacıyla davalı şirkete gitmeye bir süre ara verdiğini, bu süre zarfında diğer ortağı ve diğer şirket müdürünün iş yerine gelememesini fırsat bilen dava dışı şirket ortağı ve şirket müdürü …’ın OMKA adına kayıtlı olan yaklaşık 25-30’a yakın içlerinde şirketin demirbaşı da olan şirket makinelerini, kamyonlarını ve şirket servis araçlarını OMKA’daki münferit müdürlük yetkisi sona ermeden önce oğlu … adına kayıtlı olan UPAC adındaki şirket üzerine geçirdiğini, işbu sebeple davalı şirket hesapları sıfırlandığı gibi davalı şirketin demirbaşlarının diğer şirket ortaklarının ve diğer şirket müdürünün haberi olmaksızın elden çıkartılması nedeniyle şirketin faaliyetlerini yerine getiremez olduğunu bu sebeple; davalı şirketin ortaklarının aralarında süregelen şiddet, tehdit ve hakaretler nedeniyle şirket genel kurulunun toplanamaz ve ticari ilişkilerini sürdürmelerinin kendilerinden beklenemez hale gelmesi, davalı şirketin demirbaşlarının elden çıkartılıp, işbu demirbaşlarla dava dışı şirket ortaklarından …’ın oğlu … üzerine kayıtlı başka şirket üzerinden ticari faaliyetlerine devam etmesi, dava dışı şirket ortaklarından …’ın şirketin vergi borçlarını ödememesi ve halen şirkete borç oluşturmaya devam etmesi, davalı şirketin ana faaliyetlerine son vermesi, fiilen üretimini durdurmuş olması ve bu sebeple şirket ortaklarının davalı şirketin ticari faaliyetlerinin devam ettirilmesi yönünde bir irade ortaya koymamaları, tüm bu sebeplerle davalı şirketin işletme faaliyetlerini yerine getiremez hale gelmesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 636/3 gereğince, işbu haklı sebeplere dayanarak davalı şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket ortağı, dava dışı … vekili beyan dilekçesinde özetle; TSG’nin 09/03/2011 tarih, 7768 sayılı nüshasında yayımlanan Ortaklar Kurulunun 02/03/2011 tarihli, 15 sayılı kararı ile müvekkili ve şirket dışından (davacının eşi) …’ın münferiden 10 yıl süreyle şirketi temsile yetkili kılındığını, şirketi temsil yetkisinin 09/03/2021 tarihinde sona ermesine rağmen, anılan tarihten sonra şirket müdürünün atanmadığını, görüldüğü üzere müvekkilinin %50 ortağı olduğu şirketin dava tarihi itibarıyla temsile yetkili bir müdürü bulunmadığını, bu nedenle davada savunma yapmaya yetkili şirketi temsile yetkili müdür ya da şirket avukatı bulunmadığını, bununla birlikte müvekkili tarafından şirketin “eski müdürü sıfatıyla”, müdür atanması için genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırma süreci başlatıldığını, bu kapsamda ilânlı çağrı ve taahhütlü bildirim usulü işletilmeye başlandığını, bu itibarla derdest davada, müvekkilin %50 ortağı olduğu davalı şirketi temsil yetkisinin sona ermesi, hâlihazırda temsil yetkisi olan bir müdürün de olmaması; buna karşın müvekkili tarafından “eski müdür” sıfatıyla olağanüstü toplantı sürecinin başlatılması nedeniyle “yetkili müdür atanıncaya kadar” bekletme kararı verilmesi gerektiğini bu nedenle; yetkili müdür atanıncaya kadar bekletme kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KABULÜNE, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14166 sicil numarasında kayıtlı olan davalı …’nin FESİH ve TASFİYESİNE,
2-Tasfiye memuru olarak mali müşavir …’ın atanmasına,3-Tasfiye memuru ücreti aylık 1.750,00.-TL’den şimdilik 3 aylık ücret toplamı olan 5.250,00.-TL ile 5.000,00.-TL tasfiye masraf avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafça Mahkememiz veznesine yatırılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve yukarıdaki madde uyarınca tasfiye memur ücreti ile tasfiye masraf avansı yatırıldığında tasfiye memuruna görevinin tebliğine,
5-Tasfiye memur ücreti ve masraflarının tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı şirket ortağı, dava dışı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf başvurusu üzerine ilk derece mahkemesinin 12/04/2023 tarihli ek kararıyla “…Taraf sıfatına haiz olmaması nedeniyle … vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına…” karar verilmiş, ek karara karşı da … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı şirket ortağı, dava dışı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin %50 ortağı olduğu şirketin dava tarihi itibarıyla temsile yetkili bir müdürü bulunmadığını, dolayısıyla davada savunma yapmaya yetkili şirketi temsile yetkili müdür ya da şirket avukatı bulunmadığını, buna karşın davanın konusu olan şirketin %50’sinin müvekkile ait olması nedeniyle, verilecek kararın doğrudan doğruya müvekkili etkileyeceğini, başka bir ifadeyle davalının davaya kazanmasında müvekkilin hukukî yararının bulunduğunu, yargılama konusu üzerinde bir hakkının bulunduğunu, bu nedenle 02/03/2023 tarihinde Kütahya Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla gönderilen dilekçe ile davaya müdahale talebinde bulunulduğunu, ne var ki yerel mahkemenin aynı gün, müdahale talepleri hakkında herhangi bir karar vermeden davanın esası hakkında karar verdiğini, yerel mahkemenin yetkili müdürü ve avukatı olmayan davalı şirketin %50 ortağı olan müvekkili hiç dinlemeden, başka bir ifadeyle davalı adına ya da davacı dışında davalı şirket hissedarı başka bir kişiyi dinlemeden doğrudan doğruya şirketin feshine karar verdiğini belirterek; istinaf başvurusunun kabulüne, Anayasa’yla güvence altına alınan adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca, 02/03/2023 tarihli davaya katılma/müdahale talepleri hakkında hiçbir değerlendirme yapmadan verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03//2023 tarih ve, 2022/572 Esas – 2023/192 Karar sayılı kararı ve 12/04/2023 tarihli ek kararı ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı limited şirketin TTK’nın 636/3 maddesi gereğince fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı şirket ortağı, dava dışı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesince 12/04/2023 tarihli ek kararla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, ek karara karşı yine davalı şirket ortağı dava dışı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere, bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Husumet (sıfat), dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, husumet(sıfat) dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Husumet (sıfat) usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Husumet (sıfat) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.(Yargıtay HGK’nun 2010/4-4 E.- 4 K. Sayılı 03/02/2010 Tarihli kararı).Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu nedenle mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Somut olayda; davacı tarafından davalı şirket aleyhinde , şirketin fesih ve tasfiyesi talepli dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davalı şirkete temsil kayyımı atandığı, davalı şirketin vekil ile temsil edildiği, yargılamanın bu taraflar arasında yapılarak karar verildiği, davanın niteliği itibarıyla husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, ortak veya müdürün davada taraf sıfatının bulunmadığı, bu çerçevede eldeki dosyada taraf sıfatını kazanamayan ve kendisiyle ilgili hüküm de kurulmayan davalı şirket ortağı …’ın istinaf hakkı bulunmadığı ( Emsal: Yargıtay 11. H.D. 25/11/2021 tarih, 2021/6020 Esas- 2021/6568 Karar), ilk derece mahkemesince verilen istinafa konu 12/04/2023 tarihli ek kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı şirket ortağı, dava dışı … vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalı şirket ortağı, dava dışı …’ın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile kalan 89,95-TL istinaf karar harcının davalı şirket ortağı, dava dışı …’dan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*