Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1522 E. 2023/1567 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1522
KARAR NO : 2023/1567

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :12/04/2023
NUMARASI :2022/453 Esas – 2023/222 Karar
DAVACI :AIRONN HAVALANDIRMA SANAYİ A.Ş. – … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :ÇELİKLER TAAHHÜT İNŞAAT VE SANAYİ A.Ş. – … – …
VEKİLLERİ :Av. … – Av. … – …
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :07/09/2022
KARAR TARİHİ :12/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ :16/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında müvekkili şirket tarafından üretilen ürünlerin satışından kaynaklı ticari iş ilişkisi bulunduğunu, satışı yapılan ürünlerin bedellerinin davalı şirketçe ödenmediğini, KAdıköy 24. Noterliğinin 12/05/2022 tarih ve 10502 yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirketin temerrüde düşürüldüğünü, müvekkili şirketin 76.700,00-USD tutarındaki alacağını tahsil edemediğini, müvekkili şirkete borçlu olmasına karşın müvekkili şirket tarafından yapılan işin temini niteliğinde teslim edilen teminat mektubunun bankaya ibraz edilerek paraya çevrilmesi talebinde bulunulması davalı şirketin müvekkili şirketi zor durumda bırakma gayesinde hareket etmekte olduğunu gösterdiğini, müvekkili şirketçe davalı şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra davalı şirketin teminat mektubunu bankaya para çevrilmek üzere ibraz edildiğini, bu durumda dahi davalı şirketin haksız kötü niyetli ve müvekkili şirkete zarara uğratma kastıyla hareket ettiğini beyan ederek müvekkili şirketin davalı şirkete karşı Türkiye İş Bankası tarafından düzenlenen 04/06/2021 tarihli, 31/03/2023 vadeli TMDZ21-36369 numaralı teminat mektubunda yer alan 65.000,00-USD tutarında muaccel bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu beyan ederek davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, Yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Davalı şirketin yetki itirazı üzerine ilk derece mahkemesince “Davacı ile davalı şirketler arasında sipariş formunun imzalandığı, bu siparişten doğabilecek uyuşmazlıklar için Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür” denilerek davalı şirketin yetki itirazı kabul edilmiş ve bu doğrultuda mahkemece yetkisizlik kararı verilmiştir. Belirtmemiz gerekir ki, taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 18 gereği yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları düzenlenmiştir. “MADDE 18- (1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. (2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttı.” Davalı şirket, fotokopi olarak bir sipariş formu sunmuş ıslak imzalı aslını ilk derece mahkemesine ibraz etmemiştir. Bu sebeple mahkemece fotokopi üzerinden incelenen belge ile Kanun’un yetki sözleşmelerinde aradığı yazılı şekil şartı yerine getirilmemiş olup belge üzerinde gerekli incelemeler yapılamamıştır. Davalı tarafından mahkeme dosyasına sipariş formunun ıslak imzalı aslının sunulması halinde belge aslına karşı beyanda bulunma hakkımızı saklı tutarız (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/3477 Esas – 2016/14253 Karar ve 02.11.2016 T.), müvekkil şirketin merkezi Kocaeli’ndedir. Müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlığın para borcundan kaynaklı olduğu dikkate alındığında müvekkil şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olacağı açıktır. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında eksik ve hatalı inceleme gerçekleştirilmiş olup ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı yetkisizlik kararı verilmiştir…” beyanı ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yetkili Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Davacının mahkemece verilen yetkisizlik kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurması haksızdır. Zira dava açık ve tartışmasız bir şekilde yetkisiz mahkemede açılmıştır. Nitekim davacı da bu hususu bilmekte, daha önceki yasal başvurularında yetkisizlik üzerine verilen ilgili kararlara karşı gerek hiç itiraz etmemesi, gerekse de itiraz etmesine rağmen alınan sonuçlara bakıldığında uyuşmazlığa ilişkin yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu defalarca belirlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanan bir borcun var olup olmadığına ilişkin olup, genel ve özel yetki kuralları bakımından uyuşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra daireleri yetkilidir. Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sipariş formunda Ankara Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Hal böyleyken genel yetki kuralları ve yetki sözleşmesi karşısında mahkemenin yetkisiz olduğu açıktır. Davacının yetkisizlik kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu yargılamayı uzatma niyetiyle gerçekleştirilmiştir…” beyanı ile davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2023 tarih, 2022/453 Esas – 2023/222 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince “davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, Yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine” karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı vekilince yasal süresinde yetki itirazında bulunulduğu dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01/10/2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 03/10/2020 tarihli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıklar için Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup somut olayda kesin yetki kuralının bulunmaması, davalı vekilinin cevap dilekçesi ile süresinde yetki itirazlarında bulunması ve 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davacı vekilinin, davalı şirket ile davalı vekilinin de adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile kalan 89,95-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*