Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/144 E. 2023/401 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/144
KARAR NO : 2023/401

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2022
NUMARASI : 2022/41 Esas – 2022/794 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : NUMARİNE DENİZCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – Av. … – …
MÜDAHİL : WÜRTH SANAYİ ÜRÜNLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – …

VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen (İİK 177))

DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 14/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalıların tacir olup iflasa tabi olan şahıslardan olduğunu, Numarine Denizcilik San. ve Tic. A.Ş.’nin Gebze Ticaret Sicil Odası’na 6961 Sicil numarası ile kayıtlı tekne/yat imalat sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalılardan …’ın şirketin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı, …’ın da şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu itibarla; davalıların TTK’nun 11., 13. ve 14. maddeleri gereği tacir sıfatına haiz olduklarından iflasa tabi olduklarını, davacı tarafından davalıdan yat satın alındığını ve sözleşme bedelinin tamamının ödendiğini, müvekkilinin 15.03.2021 tarihli satış sözleşmesinde de görüldüğü üzere, Numarine Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. ile Numarine 105HT model (sıfır hiç kullanılmamış) 32.50 metre uzunluğundaki yatın satın alınması hususunda anlaştığını ve sözleşmenin ‘Devir ve Tescil’ başlıklı sözleşme hükmü uyarınca 15.06.2021 tarihinde yatın müvekkiline teslimine karar verildiğini, anılan satış sözleşmesine uygun olarak 4.300.000.-EURO’luk yat bedelinin; 600.000-EURO’luk kısmı kaparo ödemesi olarak sözleşme imza tarihinde ödendiğini, 1.200.000.-EURO’luk kısmının müvekkilinin ilk aldığı ve sahibi olduğu ABD Delaware Sicili’nde DL8260AM sicil no ile Daisy Yacht Co. adına kayıtlı olan Numarine 62 FLY model ‘EROS’ isimli yatın devir ve teslimiyle ödendiğini, 26.04.2021 tarihinde 270.000.-EURO, 06.05.2021 tarihinde 30.000.-EURO, 28.05.2021 tarihinde 167.500.-EURO, 11.06.2021 tarihinde 90.000.-EURO, 21.06.2021 tarihinde 224.255.-EURO, 21.06.2021 tarihinde 192.965.-EURO, 05.07.2021 tarihinde 340.940.-EURO ödendiğini, nitekim, Numarine Denizcilik şirketi yetkilisi Ali Tanır tarafından 09.07.2021 tarihinde davacıya gönderilen ekli e-mailde ödemelerin teyit edildiğini, 21.06.2021 tarihinde 242.225.-EURO ödendiğini, bu ödeme de aynı gün Numarine Denizcilik şirketi yetkilisi … tarafından davacıya gönderilen e-mail ile teyit edildiğini, davacının bu tarihten sonraki ödemeleri de düşülerek, 06.09.2021 tarihinde davacıya gönderilen ekli e-mail ile bakiye borcunun 701.334.-EURO olduğunun teyit edildiğini ve ardından davacının bu bedeli de ödediğini, neticede yat bedelinin tamamının eksiksiz olarak şirkete ödendiğini, sözleşmeye konu yatın davacıya fiilen teslim edilmiş olmasına rağmen davacı adına tescilinin gerçekleştirilmediğini, tekne bedelinin tamamının davalı şirkete ödenmiş olmasına, tekne fiilen davacıya teslim edilmiş olmasına rağmen teknenin davacı adına tescilinin gerçekleşmediğini, davalılar için İİK’nın 177. maddesi gereği doğrudan doğruya iflas şartlarının oluştuğunu, davacının haklarını ihlal eden hileli davranışlarda bulunan davalıların doğrudan doğruya iflasına karar verilmesi gerektiğini beyanla; öncelikle, iflas davasının açılmış olması nedeniyle İİK’nın 158/1. maddesi atfıyla İİK’nın 166. maddesi uyarınca Türkiye genelinde yayın yapan bir gazetede ilanına, aynı şekilde aynı ilanın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde de yapılmasına, İİK’nın 159. maddesi gereğince, gerekli tüm tedbirlerinin alınmasına, bu doğrultuda; EROS isimli yatın 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına ve muhafaza altına alınmasına, davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalıların tüm mal varlığının tespiti için defter tutulmasına, davalıların, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması nedeniyle İİK’nın 177. maddesi uyarınca doğrudan iflasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını tamamen kötü niyetli olarak, davalının itibarını zedelemek amaçlı ikame ettiğini, huzurdaki davanın; …’in hayat arkadaşı olarak tanımladığı ancak haricen öğrenildiği üzere Bulgaristan’da resmi nikahlı eşi olan …’ın Aralık 2021’deki vefatından sonra …’ın oğlu … ile arasındaki miras kavgasına davalınında dahil ederek menfaat sağlamak amacıyla ikame edilmiş bir davadan ibaret olduğunu, Numarine Denizcilik’in Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulduğunu; lüks yat üretimi hususunda dünya çapında prestije sahip, üretmiş olduğu tekneleri dünyanın her tarafına ihraç eden, sektörün yüz akı sayılabilecek nitelikte bir firma olduğunu; Ocak 2022 itibariyle doğrudan ve dolaylı olarak 252 adet personeli istihdam eden bir şirketin 3. kişilerin miras ihtilafı dolayısıyla bu şekilde karalanmasının, itibarının zedelenmeye çalışılmasının kabul edilemez olup buna bağlı olarak davacı hakkında her türlü cezai ve hukuki yollara istisnasız olarak müracaat edeceklerini, Mahkememizce iflas davası açıldığına dair ilana bağlı olarak davaya muttali olan Würth Sanayi Ürünleri Tic. Ltd. Şti.’nin müdahil olmuş olmasının dahi davalının itibarının zedelendiğinin en açık kanıtı olduğunu, bu hususa ilişkin olarak davacı hakkında davalı Şirket’in ticari itibarını zedelemesi nedeniyle İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/56 E. sayılı dosyası kapsamında tazminat davası ikame edildiğini ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/18745 Soruşturma numaralı dosyası kapsamında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı ile davacı arasında 15.03.2021 tarihinde anılan teknenin satışı için bir satış sözleşmesi imzalandığını, anılan satış sözleşmesi kapsamında tekne satış bedeli olarak 4.300.000.-Euro’ya anlaşıldığını, bu bedelin ödenmesinin; (1) adet takas teknenin satış ve teslimi ve bakiyesinin de sözleşmede belirlenen vadelerle nakit olarak ödenmesi suretiyle gerçekleşeceğini, davacı tarafından sözleşmede belirtilen ödemelerin zamanında yapılmadığı için anılan sözleşmenin 3.2. maddesi uyarınca sözleşmenin, davalı şirket tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, devamında -Medforest CO şirketi ile 28.05.2021 tarihinde sözleşme yapıldığını ve de ödemelerin yeni alıcıdan tahsil edilmek suretiyle teknenin satışının Medforest CO şirketine 16.12.2021 tarihinde yapıldığını, davacının Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesi dikkate alındığında kendisi tarafından ödendiğini beyan ettiği meblağların toplamlarının dahi tekne satış bedeli ile uyuşmadığının ve de ödemeleri yaptığına dair hiçbir banka dekontu veya belge sunmadığının görüleceğini, 28.05.2021 tarihinde akdedilen yeni sözleşme ile davacı tarafından daha evvel belirtildiği üzere yeni alıcının davacının hayat arkadaşı olarak tanımladığı …’ın oğlu olması hasebiyle sözleşmede yer alan hükümler gereğince teknenin davacıya teslimi ve de tekne ile ilgili hususlarda davacı ile muhatap olunabileceği belirtildiğinden yeni sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde de müvekkili şirketin satış departmanının yine davacı ile muhatap olmaya devam ettiğini, teknenin teslimi kendisine yaptığını, ancak …’ın vefatından sonra bu durumun davacı tarafından … ile arasındaki ihtilafa bağlı olarak menfaatleri gereği farklı şekilde yansıtılarak işbu davaya konu edildiğini, 3. Kişilerin kendi aralarındaki miras ihtilafına davalı şirketi dâhil etmeye çalıştıklarını, İİK’nın 117/1 kapsamında doğrudan iflas istenebilmesi için kanunun ve yerleşik Yargıtay içtihatlarının aradığı bir takım unsurlar bulunduğunu, “Doğrudan iflas talebinin alacaklı tarafından dermeyan edilmesi gerekmektedir.” Davacı …’in işbu dava tarihi itibariyle ne müvekkillerinden ne de Numarine Denizcilikten herhangi bir alacağı bulunmadığının, doğrudan iflas talebinde bulunan kişinin öncelikle bir alacağının olduğunu ispatlaması gerektiğini, ayrıca davacının davalı şirketten herhangi bir alacağı olmamasına rağmen feshedilen 15.03.2021 tarihli sözleşmeye binaen bir alacağı oluşmuş olsaydı dahi müvekkili şirketin finansal verileriyle açıkça ortada olduğu üzere bu meblağı da rahatlıkla karşılayabilecek ekonomik güce sahip olduğunu, davacının, bu alacağının tahsilini talep de etmediğini, bu bağlamda doğrudan iflasın hiçbir unsurunun gerçekleşmediği göz önünde bulundurularak davalı şirket aleyhine ikame edilmiş olan işbu davanın ivedilikle ve acilen reddi gerektiğini beyanla; öncelikle davacı yanın dava konusu yata ilişkin ihtiyati tedbir talepleri ile yatın muhafaza altına alınmasına ilişkin taleplerinin reddine, her türlü maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın müvekkili şirket nezdinde oluşturulacağı zarar da göz önünde bulundurularak ivedilikle ve acilen reddine, HMK’nın 329 maddesi ışığında işbu davanın reddi halinde davalı şirketle aralarında kararlaştırdıkları vekâlet ücretinin tamamının davacı tarafından davalı şirket’e ödenmesine, davacının yine HMK’nın 329 madde hükmü gereği 5.000,00-TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın REDDİNE,
2-Davanın reddine karar verildiğinin 2004 Sayılı İİK’nın 166/2 maddesi gereğince ilanına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının alacaklı olduğu dosya kapsamındaki tüm bilgi, belge, sözleşme, davalının kabul beyanı ile sabit iken, bu delillerin dikkate alınmaması ve alacağın tartışmalı olduğu gerekçesiyle davanın reddi yasaya açıkça aykırı olduğunu; davalı şirketin ticari defterleri işbu davada davacının alacaklı olmadığına yönelik delil teşkil etmediğini; davalının hileli muamelede bulunduğu, sahte sözleşme düzenlediği Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile kesin olarak ispatlandığını; 28/05/2021 tarihli sözleşmenin sahteliği, ön sorun şeklinde incelenmesi gerekirken, bu iddianın görmezden gelindiğini, İİK’nın 177. maddesinde önceden takip yapılmaksızın iflas davası açılacağı düzenlenmiş olup, öncesinde takip yapılmadığından alacağın tartışmalı olduğuna ilişkin ret gerekçesi yasaya aykırı olduğunu; hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, hükümde yer dahi verilmediğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2022 Tarih – 2022/41 Esas – 2022/794 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; iflas istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı şirket ile 2017 Numarine 105 HT modeli yatın satışı konusunda 15/03/2021 tarihli satış sözleşmesi imzaladıkları, sözleşmeye göre yatın satış bedelinin 4.300.000 EURO olduğu, davacıya ait Numarine 62 FLY model Eros isimli yatın 1.200.000 EURO bedelle takası suretiyle sözleşme bedelinden mahsup edileceği, 600.000 EURO bedelin kapora olarak ödendiği, bakiye kısmı 15/04/2021 tarihinde 300.000 EURO, 15/05/2021 tarihinde 1.100.000 EURO, 15/06/2020 tarihinde 1.100.000 EURO şeklinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının dosya arasına sunduğu mail yazışmalarına göre, toplam ödemesinin 3.598.666 EURO, kalan bakiye borcun ise 701.334 EURO olduğu, davacının kalan bakiye borcunda elden ödenmesine rağmen yatın fiilen teslim edilmesine rağmen davacı adına tescil edilmediğini belirterek eldeki davayı açtığı, davalının doğrudan iflas koşullarının oluşmadığını savunduğu ayrıca davacının ödemelerin düzenli olmaması nedeniyle sözleşmenin 3.2 maddesi uyarınca tek taraflı olarak fesih edildiğini, …-Medforest CO şirketi ile 28/05/2021 tarihinde satış sözleşmesi yapıldığı, yeni alıcının sözleşme bedelini ödemesi üzerine 16/12/2021 tarihinde yatın yeni alıcısına satıldığını, davacı ile … arasındaki ailevi ilişkiler nedeniyle 28/05/2021 tarihli yeni sözleşme sonrasında da davacı ile muhatap olunduğunu, teknenin davacıya teslim edildiğini, davacı ile … arasındaki uyuşmazlıklar nedeniyle eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişilerden 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, raporda; davalı şirket tarafından davacıya gönderilen mail dikkate alındığında davacının bakiye borç olarak gösterilen 701.334 EURO bakiye borcu ödediğine dair delil olmadığını, teknenin davacıya teslim edildiğine dair taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını belirttikleri, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Borçlunun doğrudan doğruya iflas halleri İİK’nın 177. maddesinde;
“Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse” şeklinde sayılmıştır.
Davacı, iflas istemini anılan hükmün 1. bendindeki “hileli muameleler” haline dayandırmaktadır. Bu hükme göre davacı, iflas istemini bu hükümde yazılı hallerden hangisine dayandırırsa dayandırsın öncelikle davacının alacaklı sıfatının bulunması gerekir.
İlk derece mahkemesince davacının davalıya karşı bir alacak ileri sürmediği ve hile iddiasının ispatlanamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten, davacı ile dava dışı …’ın sıhri hısım oldukları, … ile davalı şirket arasında yapılan ikinci satış sözleşmesinde davacı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmedeki bedel ve peşinatın aynen kabul edilmesi, teknenin …’ın tayin edeceği üçüncü bir kişiye teslim edileceğinin kararlaştırılması ve teknenin davacıya teslim edilmesi, davacının teslim olgusunu inkar etmeyip Muğla Ticaret Mahkemesi’nin 2022/313 Esas sayılı davası ile teknenin mülkiyetinin tespitini dava etmesi dikkate alındığında, davacının davalı ile dava dışı … arasındaki sözleşmeden haberdar olduğu ve davacı, davalı ve dava dışı … arasındaki ticari ilişkinin tüm taraflarca bilinip birlikte kararlaştırılan şekilde yürütüldüğü, davacının eldeki davada alacaklı olduğu ileri sürüp davalının iflasını alacağının tahsilini için istemediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davacının davalıya karşı bir alacak ileri sürmediği ve hile olgusunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren (10) gün içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.16/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*