Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1415
KARAR NO : 2023/1362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2023
NUMARASI : 2023/62 Esas – 2023/274 Karar
DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1-… (T.C. NO: …) – …
2- … (T.C. NO: …) – …
DAVA TÜRÜ : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 03/02/2023
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 02/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalılar ile davacı arasında akdedilmiş olan 20/08/2020 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile müvekkilinin para koymak suretiyle iş bu ortaklığa dahil olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmede de yazıldığı üzere ortaklığın amacının Polat Kardeşler Kebap Salonu olarak kayda geçen … adresli işletmede kebap salonu, lokanta vb. hizmetinin verilmesi işleri olarak kayda geçtiğini, yine aynı sözleşmede davacının bu ortaklıktaki payının %25 olarak belirlendiğini fakat müvekkilinin payının karşılığını alamadığını, elde edilen kazancın hiçbir şekilde doğru olarak paylaştırılmadığını, son zamanlarda ise davacı davacının duyumları üzerine davalı …’ın ortaklığın amacı olan işletmeyi satışa çıkardığının anlaşıldığını, müvekkilinin ortak değilmiş gibi bu durumdan dışarıda bırakıldığını, taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinde düzenlenen yetki kuralı ve tarafların tacir sayılmasından kaynaklı iş bu davanın Kocaeli Mahkemeleri’nde ikame edildiğini, davacı tarafından adi ortaklığa aktarılan meblağın bugün ki değerinin kar paylarının gereği gibi müvekkiline aktarılmamış oluşundan ve ortaklığa dair işletmenin ticari durumunun nasıl olduğu bilinmediğinden müvekkilinin ortaklığa koyduğu paranın değer kazanıp kazanmadığının taraflarınca tespit edilemediğini, davalı …’ın Polat Kardeşler Kebap Salonu isimli işletmeyi adi ortaklık bulunmuyor gibi tek başına karar almak suretiyle satışa çıkarttığını, hukuka aykırı şekilde hareket eden pay sahibi …’ın ticari işletmesi ile tacir olarak sorumlu tutulmasıyla mal varlığı üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini, davacının ekonomik durumunun yerine olmaması nedeniyle adli yardım taleplerinin olduğunu, tüm bu nedenlerle; adi ortaklığın feshine, Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL adi ortaklık kar payının sözleşme tarihinden itibaren her ay için bilirkişi marifeti ile hesaplanması ile her ay için kar payı borcunun muaccel olduğu günden itibaren ticari temerrüd faizi ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10,00 TL dava konusu işletmenin satışının gerçekleşip gerçekleşmediği taraflarınca bilinmemekle birlikte satış gerçekleşti ise iş bu satıştan gelen karın da davacının payı oranında (%25) ve satış tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faiziyle, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacının adi ortaklığa dahil edilmesinin bedeli olarak davacı tarafından yatırılan meblağın, kar payları ve işletmenin bugünkü değeri bilinmediğinden şimdilik 100,00 TL’nin sözleşme tarihi olan 20.08.2020 tarihinden itibaren ticari temerrüd faizi ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalıların adi ortaklık konusu işletmeyi satışa çıkarmış olduğu ve davacının ortak olmasına rağmen kar paylarının da hiçbir zaman tarafına ödenmediği gözetilerek davalının akde aykırı hareketleri ile malvarlığını kaçırması ihtimalinin yüksek olduğu ve davacının zararının karşılanamayacağı ihtimali göz önünde bulundurularak dava konusu teşkil eden taşınmaz işletmenin üçüncü kişilere devir ve işletme üzerindeki her türlü tasarrufun engellenmesi adına ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, adli yardım taleplerinin kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115. maddelerine göre davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içeresinde başvurulması halinde HMK nın 20/1 maddesi gereğince dosyanın GÖREVLİ KOCAELİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, verilen sürede talepte bulunulmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına dair karar verileceğinin ihtarına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adi ortaklık bir ticari işletme işletiyorsa ortakları tacir olacağından, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olacağını; nitekim ilk derece mahkemesince her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bir uyuşmazlık olmadığı gibi bir kanaatle görevsizlik kararı verildiyse de bu kanaat açıkça hatalı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar tarafından, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2023 Tarih – 2023/62 Esas – 2023/274 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TBK’nun 620 ncii maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını veya emeklerini) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 03/02/2023 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.6335 Sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
TTK’nın 11/1 maddesi uyarınca ticari işletme, “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü” işletme olup, 12/1. maddesi uyarınca da, bir ticari işletmeyi “kısmen de olsa” kendi adına işleten kişi tacir kabul edilmiştir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut … değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, taraflar arasında Kebap Salonu işletmek üzere kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Diğer bir anlatımla, uyuşmazlık, tarafların ticari işletmelerine ilişkin olmayıp, ortak olduğu işletmeye ilişkindir. Kaldı ki, fesih ve tasfiyesi istenen işletmenin ticari işletme olmayıp esnaf işletmesi olduğu, tarafların tacir olmadıkları ilk derece mahkemesince yapılan araştırma sonucu tespit edilmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece; davanın ticari dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde dosya kapsamı delillerle usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 89,95 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Katip …
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*