Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1394 E. 2023/1225 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1394 – 2023/1225
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1394
KARAR NO : 2023/1225

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…(…)
ÜYE :…(…)
ÜYE :…(…)
KATİP :…(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :26/04/2023 tarihli ara karar
NUMARASI :2023/254 Esas (derdest dosya)

DAVACI :FAST TURKEY LOJİSTİK VE TURİZM ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …- …
DAVALI :LAMASAT ALEBDAA TURİZM VE MOBİLYA SANAYİ DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …- …
DAVA :İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :31/03/2023
TALEP :İhtiyati haciz
TALEP TARİHİ :31/03/2023

KARAR TARİHİ :17/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ :17/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, yürütmekte olduğu ticari faaliyetleri kapsamında, davalı Lamasat Alebdaa Turizm ve Mobilya San. Dış Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı MSC Meditterancan Shipping Company SA unvanlı şirket arasında gerçekleştirilen deniz yoluyla taşıma işine aracılık ettiğini, işbu taşıma işi bakımından davalı şirketin “taşıtan” sıfatını haiz olup dava dışı MSC Meditterancan Shipping Company S.A unvanlı şirketin ise bahse konu taşımanın taşıyanı konumunda olduğunu, bahse konu taşıma işi kapsamında, müvekkilinin yalnızca “aracısı” konumunda bulunduğu MEDU12992002 numaralı konşimento tahtında taşınan 5 adet konteynerin, Bahreyn’de mukim alıcısı dava dışı Ahvadi General Trading LL.C (Alıcı şirket) tarafından teslim alınmamış olması nedeniyle, ilgili taşıma bakımından taşıyan sıfatını haiz dava dışı MSC Meditterancan Shipping Company S.A (Taşıyan şirket) nezdinde; bekleme ve ardiye ücretleri, gümrük ve liman cezaları, demuraj, liman masrafları, gecikme bedeli gibi birtakım masraf ve zararlar doğmuş olup Taşıyan şirketin işbu masrafları davacı şirketten talep ettiğini, bahse konu MEDU12992002 numaralı konşimentonun tarafları taşıtan sıfatını haiz davalı şirket Lamasat Alebdaa Turizm ve Mobilya Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi ve dava dışı taşıyan sıfatını haiz MSC Meditterancan Shipping Company SA olup davacı şirketin bu konşimentonun aracısı konumunda olduğunu, bu hususun MEDU12992002 numaralı konşimento ile de sabit olduğunu, dilekçe ekinde sunulan konşimentodan da açıkça anlaşılacağı üzere; bahse konu konşimentonun aracısı konumunda bulunan davacı şirketin, yüklerin bekleme süresinin uzunluğu nedeniyle bir hayli yüksek meblağlara ulaştığını işbu masraf ve zararları, bu masraf ve zararlara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmamasına karşın salt taşıyan şirketle ticari ilişkilerini zedelememek adına tazmin ettiğini ve taşıyan şirkete işbu zararların tazmini için toplamda 107.051,00-USD’ye ulaşan zararın 54.000-USD’lik kısmını 15.12.2022 tarihinde, 53.051,00-USD’lik kısmını 19.01.2023 tarihinde ödediğini, ödeme sürecinde her ne kadar davalı şirkete ihtarname gönderilerek sorumlu olduğu ödemelerin tahsili talep edilmişse de davalı şirket yetkililerinin davacı şirketin hiçbir yazılı veya sözlü taleplerine karşılık bir dönüş sağlamadığını, bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1207. maddesi gereği, alıcının yükleri tesellümden imtina cttiği hallerde navlunu ve diğer alacakları taşıyana ödeme yükümlülüğünün taşıtana ait olduğunu, nitekim TTK’nın 1207/1 maddesinde; “Gönderilen, eşyanın teslimini isteme hakkını kullanmazsa, taşıtan, navlun sözleşmesi gereğince navlunu ve diğer alacakları taşıyana ödemekle yükümlüdür.” hükmünü havi olduğunu, görüldüğü üzere, TTK’nın ilgili maddesi gereği gönderilenin eşyayı tesellümden imtina ettiği hallerde doğacak her türlü zarardan taşıtanın sorumlu olduğunu, hal böyleyken, somut uyuşmazlık bakımından; bahse konu taşımada Alıcı şirketin yükü tesellümden imtina etmesi nedeniyle konteynerlerin beklemesi sonucu taşıyan şirket nezdinde doğmuş ve doğacak her türlü zarardan taşıtan sıfatını haiz davalı şirketin sorumlu olup davalı şirketin, konşimentonun aracısı konumunda bulunan davacı şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmamasına karşın yaptığı ödemeler nedeniyle uğradığı zararı tazminle yükümlü olduğunu, anılan nedenlerle; taraflarınca Gebze İcra Dairesi’nin 2023/3476 Esaslı dosyası ile davalı şirkete karşı icra takibi başlatılmış olup işbu dosya vasıtası ile davalı şirkete gönderilen ödeme emrinin borçlu davalı şirkete tebliğ edildiğini; ancak borçlu davalı şirket tarafından icra dairesi dosyasına süresi içinde fakat haksız şekilde itiraz edildiğini, işbu itirazın üzerine davalı ile Gebze Arabuluculuk Bürosu’nun 2023/22405 arabuluculuk numaralı dosyası ile 13.03.2023 tarihinde arabuluculuk sürecine başlandığını ve uyuşmazlık 16.03.2023 tarihli son tutanakta da belirtildiği üzere “Görüşme Sonucu Anlaşamama” ile sonuçlandığını, anılan nedenlerle işbu itirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu beyanla davanın kabulüne, öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise teminatla borca yetecek miktarda ihtiyaten hacze, haksız şekilde yapılmış olan itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, haksız itiraz sebebiyle İİK m.67/2 uyarınca davalının 9420’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin haksız yere ödediği 107.051,00USD tutarlı alacağını elde etmede yaşadığı
gecikme ve mağduriyeti önlemek amacıyla davalı şirket aleyhine ihtiyati hacze hükmedilmesi
gerektiğini,
yerel mahkemenin “yaklaşık ispat” kuralı gereğinin sağlanmadığına ilişkin tespitlerinin haksız ve
hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hukuka uygun yerinde bir karar olduğunu belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2023 tarih, 2023/254 Esas sayılı ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre; davacı şirketin, yürütmekte olduğu ticari faaliyetleri kapsamında, davalı Lamasat Alebdaa Turizm ve Mobilya San. Dış Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı MSC Meditterancan Shipping Company SA unvanlı şirket arasında gerçekleştirilen deniz yoluyla taşıma işine aracılık ettiğini, işbu taşıma işi bakımından davalı şirketin “taşıtan” sıfatını haiz olup dava dışı MSC Meditterancan Shipping Company S.A unvanlı şirketin ise bahse konu taşımanın taşıyanı konumunda olduğunu, bahse konu taşıma işi kapsamında, müvekkilinin yalnızca “aracısı” konumunda bulunduğu MEDU12992002 numaralı konşimento tahtında taşınan 5 adet konteynerin, Bahreyn’de mukim alıcısı dava dışı Ahvadi General Trading LL.C (Alıcı şirket) tarafından teslim alınmamış olması nedeniyle, ilgili taşıma bakımından taşıyan sıfatını haiz dava dışı MSC Meditterancan Shipping Company S.A (Taşıyan şirket) nezdinde; bekleme ve ardiye ücretleri, gümrük ve liman cezaları, demuraj, liman masrafları, gecikme bedeli gibi birtakım masraf ve zararlar doğmuş olup Taşıyan şirketin işbu masrafları davacı şirketten şirketten talep ettiğini, bu masraf ve zararlara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmamasına karşın salt taşıyan şirketle ticari ilişkilerini zedelememek adına tazmin ettiğini ve taşıyan şirkete işbu zararların tazmini için toplamda 107.051,00-USD’ye ulaşan zararın 54.000-USD’lik kısmını 15.12.2022 tarihinde, 53.051,00-USD’lik kısmını 19.01.2023 tarihinde ödediğini, alıcı şirketin yükü tesellümden imtina etmesi nedeniyle konteynerlerin beklemesi sonucu taşıyan şirket nezdinde doğmuş ve doğacak her türlü zarardan taşıtan sıfatını haiz davalı şirketin sorumlu olup davalı şirketin, konşimentonun aracısı konumunda bulunan davacı şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmamasına karşın yaptığı ödemeler nedeniyle uğradığı zararı tazminle yükümlü olduğunu, anılan nedenlerle; taraflarınca Gebze İcra Dairesi’nin 2023/3476 Esaslı dosyası ile davalı şirkete karşı icra takibi başlatıldığını belirterek itirazın iptalini talep ettiği, derdest dosya kapsamında da ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nın 257-(1) maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi; “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder”.
İİK’nın 258-(1) maddesi; ” … Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur … ” hükmü düzenlenmiştir.
Rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın var olması halinde ihtiyati hacze karar verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şart olmayıp alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Başka bir söyleyişle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekli ve yeterlidir.

İİK’nın 265-(1) maddesindeki; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere,mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” şeklindeki hüküm ile itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince; yukarıda yazılı kanun maddesinden anlaşılacağı üzere ihtiyati haczin rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için verilebileceği, ihtiyati haciz talep edenin alacaklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, dava dilekçesi ekindeki belgeler incelendiğinde, bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, davacının alacaklı olup olmadığı hususunun yargılama sırasında ortaya çıkacağı, bu nedenlerle ihtiyati haczin şartlarının bulunmadığı anlaşıldığından; davacı/ihtiyati haciz talep eden vekilinin talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 500,00-TL’den mahsubu ile artan 230,15-TL’nin talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*