Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1370 E. 2023/1222 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1370 – 2023/1222
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1370
KARAR NO : 2023/1222

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…(…)
ÜYE :…(…)
ÜYE :…(…)
KATİP :…(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/04/2023
NUMARASI :2023/72 D.İş Esas – 2023/74 Karar
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN :…(T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. …- …
KARŞI TARAF :1-…(T.C.No:…) – …
:2-…(T.C.No:…) – …
TALEP :İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ :07/04/2023

KARAR TARİHİ :14/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ :17/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın Kocaeli ili İzmit ilçesinde faaliyetini sürdüren … isimli işyerinin sahibi olduğunu, … Markalı belirli niteliklere sahip Riga cetvellerini ürettiğini, Hali hazırda … Riga markası için de marka başvurusu yaptıklarını, müvekkilinin ürettiği bu ürünleri yaklaşık 2 yıldır Trendyol ve Hepsiburada isimli platformlarda satışını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin ürünlerinin piyasadaki diğer ürünlere kıyasla daha kaliteli olduğunu, müvekkilinin cetvellerde ”mdf ahşap” kullandığını ve piyasa ürünlerinden 2 mm daha kalın olduğunu, 26 Mart 2023 tarihinde … ve … isimli mağazalar tarafından Trendyol ve Hepsiburada’nın Buybox olarak isimlendirdiği sistemden faydalanarak, müvekkilinin bizzat kendisinin çekip ürün sayfasında kullandığı üzerinde ”…” yazan cetvellerin ekran görüntülerini alarak … ismini kullanarak kendi ürünü gibi satışını yaptığını, ayrıca marka yazan kısmını bulanıklaştırarak kendi ürünü gibi başka bir ürün daha yüklediğini, kurum nezdinde marka başvurusunun müvekkili tarafından yapılmış olsa da süreç sonlanana kadar müvekkilinin uğraşıp büyüttüğü ”… …” satış sayfası davalıların kalitesiz riga cetvelleri satışları, paketleme özensizlikleri ve ürünlerinin üzerinde … damgasının bulunmamasının müşterilerce fark edilmesi sayfanın satış rakamlarını kalıcı olarak düşürdüğünü, müvekkilinin durumu Trendyol’a bildirdiğini ve diğer satıcıların … adı altında satış yapmamasını talep ettiğini, Trendyol firmasının ise ürünü kaldırmak için marka tescil belgesinin gönderilmesini talep ettiğini, marka başvurusunu yaptıklarını fakat sürecin ortalama 4-5 ayı bulduğunu, davalıların müvekkilinin … isimli ticaret unvanını haksız bir şekilde kullanması sonucu itibarının zedelendiğini, müşteri çevresinin güveninin sarsıldığını, Trendyol değerlendirme yorumlarında da bu durumun açıkça görüldüğünü, davalılar bu davranışlarının müvekkili açısından geriye dönüşü olmayan mağduriyetler oluşturacağından ”… Tuhafiye 7’li Ahşap Riga Takımı- …-Riga Seti RS001”isimli ürünün Trendyol’da yalnızca müvekkilinin satış yaptığı online mağaza olan ”…” tarafından satılmasına dair ihtiyati tedbir alınmasını talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati Tedbir Talebinin REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin talebin yargılamayı gerektirdiği sebebiyle tedbir talebinin reddine karar vermesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, dosya eklerinde sunulan fotoğraflarda gerek ürünler arasındaki farklar gerek Trendyol müşteri yorumlarının, müşteri çevresinin güveninin sarsıldığını, müvekkilin itibarının zedelendiğini ispatlar nitelikte olduğunu, koşulları oluşan ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesinin, yasaya ve hakkaniyete aykırılık teşkil eden kararın iptaline karar verilmesi halinde doğacak hakların güvenceye kavuşturulması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2023 tarih, 2023/72 D.İş Esas – 2023/74 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’da bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; dava dosyasına sunulan kanıtlara, ihtiyati tedbir talep eden tarafından ileri sürülen dava konusu olaylara ve iddialara göre, talep ettiği ihtiyati tedbir yönünden haklılığını yasaya uygun şekilde ve yaklaşık olarak ispat edecek delillerin bu aşamada bulunmadığı, iddialarının doğruluğunun yargılamayı gerektirdiği, iddiaların doğruluğunun ancak yargılama ile ortaya çıkabileceği, ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği sonucuna varılarak ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; tarafların ve ihtiyati tedbir talep eden vekilinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati tedbir talep edenin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; ihtiyati tedbir talep edenin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*