Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1351 E. 2023/1233 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1351
KARAR NO : 2023/1233

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :28/02/2023 tarihli ara karar
NUMARASI :2023/103 Esas (derdest dosya)

DAVACI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… (T.C.No: …) – …
DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :27/02/2023
TALEP :İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ :27/02/2023

KARAR TARİHİ :18/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ :18/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2020/42225 E. sayılı icra dosyası ile müvekkil aleyhine 150.000 TL tutarındaki bono ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak söz konusu icra takibine dayanak bono üzerinde bulunan imzanın müvekkile ait olmaması ve alacaklıya borcu olmaması nedeniyle müvekkilin borçlu bulunmadığının tespiti için işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğunu, alacaklı … ile müvekkilim … 1994 yılında evlenmişler 11i yıl kadar süren evliliklerinin ardından boşanmışlardır. Alacaklı müvekkilimin eski eşi olduğunu, evlilik birliği içerisinde müvekkil ile alacaklının bir dönem araları bozulmuştur. Müvekkilim ailesinin yanına gittiğini bunun, üzerine alacaklı …’e baskı kurup kendisini zorlayarak “Seni bir şartla eve geri kabul ederim. Bu kağıda M harfi gibi bir şey yap. ” diyerek cebinden çıkardığı, müvekkilimin de anımsadığı kadarıyla bir küçük not defterini uzatarak defterdeki boş kağıda alacaklının talimatı ile M harfi gibi bir şey yazdırdığını, müvekkilimin okuma yazması yok olduğunu, imza atma kabiliyeti ve tam olarak yazılanları okuma becerisi olmadığını, edileceği üzere hayatın olağan akışında kızının gösterdiği kadarıyla ismini ve soyismini yazmayı ve okumayı öğrendiğini, bu sebeple de M harfini yazmayı bildiğini, bir kağıtta yazı olsa yazıları okuyamasa bile en azından yazı olduğunu takdir edebileceğini, fakat alacaklı tarafından müvekkilime uzatılan kagıt boş, üzerinde yazı olmayan bir kağıt olduğunu buradan anlaşılacağı üzere alacaklı müvekkilime baskı ve tehdit altında boş kağıda okuma yazması olmadığı halde imza mahiyetinde M harfi benzeri bir şekil yaptırdığını, alacaklının icra takibine koyduğu senetteki imzayı müvekkilim atmadığını, müvekkilimin anladığı kadarıyla alacaklının kendisine boş kağıda yaptırmış olduğu M harfine benzer şekli, alacaklı kendisi senet üzerine taklit ettiğini, icra takibine konu olan senet dikkatle incelendiğinde çıplak gözle bakıldığında dahi anlaşılır şekilde tek bir kalem ile senedin tamamının doldurulduğu ve yazıların tamamının da aynı kişi eli ürünü olduğu, yine imzanın da aynı renkteki kalemle atıldığı görüleceğini belirterek, öncelikle müvekkilin ekonomik durumu ve adli yardım talepli dava başvurusu göz önünde bulundurularak teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına, müvekkilin davalıya borcu olmadığının tespiti ile, bizzat davalı tarafından icraya konulan senetlerin iptaline, yargılama neticesinde de müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafın bono miktarının ”%20’sinden aşağı olmamak üzere takdir olunacak tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/3 maddesindeki şartlara uygun olmadığından REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından kurulan ara kararda her ne kadar somut olayda İİK’nın 72-(3) maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekmekte olduğu belirtilmişse de ilgili kanun maddesinin eksik değerlendirilmeye alındığını, verilen bu kararın kanuna aykırılık teşkil ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2023 tarih, 2023/103 Esas sayılı ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava; niteliği itibari ile İİK’nın 72. maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Bu kapsamda, İİK’nın 72/3 maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 209. maddesi; “Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz” şeklinde düzenlenmiştir. HMK tüm davalara ilişkin tedbir usulünü düzenleyen genel bir yasa olup, İİK ise, takip hukukundan doğan ihtilaflara ilişkin özel bir yasadır. Hukukun genel kuralı uyarınca, ihtilafa ilişkin özel yasa mevcut ise genel nitelikteki HMK’nın tedbire ilişkin hükümleri uygulanmaz. HMK 209. maddesinde adi senede ilişkin düzenleme mevcut olup, takip konusu bono kambiyo vasfına sahip olduğundan 209. maddenin davada uygulanması mümkün değildir (Yargıtay 11. HD’nin 03/02/2014 tarihli 2014/445-1840 E – K sayılı karar).

Bu belirlemelere göre, eldeki dava icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olup ancak İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun dışında, takibin veya satış işleminin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilemez.
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup İİK’nın 72/3 maddesinde, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması kararı verilmesi mümkün değil ise de çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince davacının ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince bu hüküm (m.72/3) uyarınca icra veznesine girecek paranın tedbiren alacaklıya ödenmemesine şeklinde karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan HMK’nun 209. maddesi dikkate alınarak talebin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, ara karar başlığında; tarafların T.C. kimlik numaralarının ve davacı vekilinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 391/2-a maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2023 tarih, 2023/103 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacının ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72-(3) hükmü uyarınca KABULÜ ile; Kocaeli İcra Dairesi’nin 2020/42225 Esas sayılı icra takip dosyasında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine,
b)Davacı adli yardımdan yararlandığından HMK’nın 392/1 maddesi gereğince teminat alınmasına yer olmadığına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*