Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1133 E. 2023/1101 K. 03.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1133
KARAR NO : 2023/1101

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/03/2023 tarihli ara karar
NUMARASI :2022/534 Esas (derdest dosya)

DAVACI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :1-… – …
VEKİLİ :Av. … – …
:2-… – …
DAVA :Tapu İptali ve Tescil
DAVA TARİHİ :31/05/2022
TALEP :İhtiyati tedbire itiraz
TALEP TARİHİ :21/02/2023

KARAR TARİHİ :03/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ :08/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; öncelikle talebe konu taşınmazın değerinin belirlenmesi amacıyla alınan 23/12/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazların yazılı olarak sunulmuş olmasına rağmen, usulü işlemlerin hatalı rapora göre kurulduğunu, 23/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda emsal teşkil eden diğer taşınmazlar hakkında gereken ayrıntılı açıklama yapılmadığını, dava konusu taşınmazın sahip olduğu niteliklerle gerekli benzerlik ilişkisi kurulmadığını, ön inceleme duruşması yapılmaksızın davalı tarafın dinlenmeden sadece davacının talebi neticesinde mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının beyan ve iddiaları dışında dosyada herhangi bir beyan ve savunma olmaksızın deliller toplanmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesinin son derece ağır bir sonuç olduğunu, huzurdaki davada davacı kadar davalının menfaatlerinin de göz önüne alınması gerektiğini, dava nedeniyle zaman, para ve manevi kayıplar yaşanacağını, zararın boyutunun nazara alınmaksızın düşük bedel üzerinden alınan çok az bir oranla en az 80.000.000,00-TL değerinde olan taşınmaz üzerine tedbir konmasının hukuka, hak ve nesafete aykırı olduğunu belirterek davacı tarafından süresi içinde belirlenen teminat miktarı yatırılmadığından ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati tedbire itirazın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teminat miktarının dayandığı bedelin ve %15 teminat oranının çok düşük kaldığını, ön inceleme duruşması yapılmaksızın davalı tarafın dinlenmeden sadece davacının talebi neticesinde yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararına göre belirlenmiş teminat miktarını yatırmadığını, davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, davacının ikame ettiği Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/566 Esas sayılı dosyası ile hisse devrinin tespiti ile paydaşlığın pay defterine işlenmesi talepli davanın mahkemece red edilmiş olup istinaf aşamasında olduğunu, hissedarlığı hususunda hiçbir hukuki dayanağı olmayan ve dahi bu husustaki davası red edilen davacının hiçbir şekilde husumet ehliyeti olmadığını, bu hususun dahi verilen ihtiyati tedbir kararını usul ve yasaya aykırı hale getirdiğini, davalının taşınmazın satım sürecinde tapu dairesinden alınmış takyidat raporunu incelediğini, taşınmaz üzerinde mevcut haciz ve şerhleri gördüğünü, mübrez takyidattan görüleceği üzere taşınmazın devrine engel bir mahkeme yada tedbir kararı bulunmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2023 tarih, 2022/534 Esas sayılı ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; muvazaa ve yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi 19/01/2023 tarihli kararı ile;”…6100 sayılı HMK Madde 389: Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK m. 389. Maddede sayılan şartları karşıladığı, davacının gecikmesinde telafisi imkansız zararların doğacağı değerlendirilerek talebin kabulü ile; davalı şahıs adına kayıtlı-… İli, … İlçesi, … Mah. … Ada … Parsel sayılı taşınmaz üzerine %15 teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin dava değeri olan 32.732.500,00-TL üzerinden %15 teminat karşılığı kabulü ile … İli, … İlçesi, … Mah. … Ada … Parsel sayılı taşınmazın davalı …Ş. adına kayıtlı olması durumunda 3. kişilere devir ve temlikin önlenmesi amacı ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili 21/02/2023 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; öncelikle taşınmaz değerinin belirlenmesi amacıyla alınan 23/12/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazların yazılı olarak sunulmuş olmasına rağmen usulü işlemlerin hatalı rapora göre kurulduğu, 23/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda emsal teşkil eden diğer taşınmazlar hakkında gereken ayrıntılı açıklama yapılmadığını,dava konusu taşınmazın sahip olduğu niteliklerle gerekli benzerlik ilişkisi kurulmadığını, ön inceleme duruşması yapılmaksızın müvekkili tarafın dinlenmeden sadece davacının talebi neticesinde mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının beyan ve iddiaları dışında dosyada herhangi bir beyan ve savunma olmaksızın deliller toplanmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesinin son derece ağır bir sonuç olduğunu, huzurdaki davada davacı kadar davalı müvekkilinin menfaatlerinin de göz önüne alınması gerektiğini, dava nedeniyle zaman, para ve manevi kayıplar yaşanacağını, zararın boyutunun nazara alınmaksızın düşük bedel üzerinden alınan çok az bir oranla en az 80.000.000,00 TL değerinde olan taşınmaz üzerine tedbir konmasının hukuka, hak ve nesafete aykırı olduğunu belirterek davacı tarafından süresi içinde belirlenen teminat miktarı yatırılmadığından ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi;16/03/2023 tarihli “İhtiyati Tedbire İtirazın Değerlendirilmesi Ara Kararı” ile,”Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; teminata ilişkin yapılan itiraza ilişkin olarak Sakarya BAM 1.HD nin E:2022/1135 K: 2022/879 sayılı ilamında ”… davaya konu taşınmaz hakkında henüz harca esas dava değeri açısından keşfen inceleme yapılmadığının, dolayısıyla; dava değerinin belli olmadığının anlaşılması; davacı tarafça 10.000,00 TL değer gösterilerek davanın açılması ancak ,mahkemece tapudaki satış bedeli üzerinden teminatla ihtiyati tedbire karar verilmesi karşısında bu şekilde dava dosyasında delillerin toplanıyor oluşu nazara alındığında ve davacı tarafın ilk talebinin tapu iptali ve tescile dönük olması, teminat miktarının yargılama sırasında her zaman dava değeri belli olduktan sonra durum ve koşullara göre artırılması imkanının bulunması karşısında, mahkemece HMK 389 vd. maddelerine göre hükmedilen ihtiyati tedbir kararının, davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu taşınmaz hakkında yeni bir takım ihtilafların çıkmasını önleyici niteliği, talebin dava konusu taşınmazın mülkiyetine ilişkin olduğu, davaya konu malvarlığının devredilmesi, elden çıkarılması ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkarabileceği ve verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği, böylelikle HMK’nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan ilk derece mahkemesince anılan gerekçelerle (ileride dava değeri belli olunca teminat ve miktarı hususu yeniden gözden geçirilmek şartı ile) ihtiyati tedbir kararı verilmesi HMK 389 ve devamı maddelerinde yazılı hükümlere usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından..” belirtilen hususlar gözönüne alındığında, durum ve koşulların gerektirmesi halinde teminatın yeniden değerlendirilebileceği anlaşılmakla HMK 389 .kapsamında verilen ihtiyati tedbire davalı tarafça yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle, İhtiyati tedbire itirazın reddine karar vermiş karar karşı davalı …Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda; dava, davalı … adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı satılmış ve yolsuz tescil edilmiş olması sonucu tapu iptali ile adı geçen Şirket adına tesciline ilişkin dolayısıyla, taşınmazın aynına ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlık konusu olmakla, ihtiyati tedbir konulması ve itirazın reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ,HMK’nın 390/2. maddesi uyarınca talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkimin karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebileceği, tensip ile karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı, aleyhine ihtiyati tedbir verilenin itiraz hakkının bulunduğu ve somut olayda da bu hakkın kullanıldığı, dolayısıyla hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinin söylenemeyeceği, itiraz üzerine gerekçeli olarak kararın yazıldığı, bu kapsamda, dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, verilen ara karar usul ve yasaya uygun olmakla, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*