Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/1045 E. 2023/1105 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1045 – 2023/1105
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1045
KARAR NO : 2023/1105

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …(…)
ÜYE : …(…)
ÜYE : …(…)
KATİP : …(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2023
NUMARASI : 2023/68 D.İş – 2023/68 Karar

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN : T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …- …
KARŞI TARAF : …- …- …
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz (Finans)
TALEP TARİHİ : 04/04/2023

KARAR TARİHİ : 04/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 17/07/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı vekili talep dilekçesinde; müvekkili bankanın Kocaeli Şubesi tarafından dava dışı borçlu …’a 07/04/2021 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 2.000.000 TL limitli kredi kullandırıldığını, davalı …’ın ise bu kredi sözleşmesini 07/04/2021 tarihinde 1.000.000 TL limitle müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, Ankara 3. Noterliği’nin 08/07/2022 tarih ve 13389 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile kat edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen bir ödeme yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davalının mal kaçırma ihtimali olduğundan taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… ihtiyati haciz talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili özetle; müvekkil banka davalı …’dan alacaklı olup borç muaccel hale gelmiştir, Davalı …, dava dışı borçlu …’ın müteselsil kefili olduğundan …’ın tüm borcundan müvekkil bankaya karşı sorumludur, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterlidir ve Yargıtay İçtihatları da bu doğrultudadır, somut olayda yaklaşık ispat şartı sağlanmış olup (Yargıtay 19. HD 2016/18758 E. ve 2018/475 K.), bankacılık hizmet sözleşmesi, hesap kat ihtarı gibi belgeler de yaklaşık ispat için yeterli kabul edilmiştir, huzurdaki davada da sunulan GKS ve Hesap Kat İhtarnamesi alacağı yaklaşık olarak ispatlamak için yeterlidir, müvekkil bankanın alacağının güvence altına alınması ve davalı/borçlu …’ın mal kaçırma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması sebeplerinden ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi yerinde olmadığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı … hakkında başlatılan Kocaeli İcra Dairesi 2023/13458 Esas sayılı dosyadan uygulanmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2023 tarih, 2023/68 D.İş – 2023/68 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş karara karşı haciz talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Kocaeli Şubesi tarafından dava dışı borçlu …’a 07/04/2021 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 2.000.000 TL limitli kredi kullandırıldığı, davalı …’ın ise bu kredi sözleşmesini 07/04/2021 tarihinde 1.000.000 TL limitle müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla imzaladığı, borcun vadesi gelmesine rağmen ödenmediği, Ankara 3. Noterliği’nin 08/07/2022 tarih ve 13389 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ihtarnamenin tebliğine rağmen bir ödeme yapılmadığı, tüm bu nedenlerle davalının mal kaçırma ihtimali olduğundan taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiği, verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 257-(1) maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nın 258-(1) maddesi” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmeden (İİK m.258) ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak; kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde; tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda; bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’da bir yenilik getirilmemekle birlikte; “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; genel kredi sözleşmesi kapsamında edimlerin yerine getirilmediğinden bahisle borçlu hakkında ihtiyati haciz talep edildiği, alacağın ipotekle teminat altına alındığı, İİK’nın 257. maddesine göre rehinle teminat altına alınmış alacakların ihtiyati hacze konu edilemeyeceği ve ipotek bedelini aşan alacağın alacaklı tarafından yaklaşık ispat ile ortaya koyulamadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine şeklinde karar verilmişse de verilen kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı yanılgılı kanaatle verildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada, mahkemece; ihtiyati haciz talep edenin alacağının rehinle teminat altında olmasından bahisle talebin reddine karar verildiği belirtilmişse de, ipotek akit tablosu dosya arasına getirtilip ipoteğin üst limit ipoteği veya anapara ipoteği olup olmadığının incelenmeden ve kefalet sözleşmesinin içeriğinin tam olarak saptanmadan sonucu gidildiği görülmüştür.
O halde mahkemece, bu aşamada yapılması gereken iş, dosya arasına ipotek akit tablosunun getirtilmesi ve sonrasında ipoteğin nev’inin tespiti yapılmalı, yine, dosya arasına alınacak kefalet sözleşmesinin kapsamı ve kefaletin, lehine kefil teşkil eden talep edenin alacağını ne ölçüde karşılayıp karşılamayacağının anlaşılması sonrasında talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermekten ibaret olmalıdır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 06/04/2023 tarih, 2023/68 D.İş ve 2023/68 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 04/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*