Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/968 E. 2022/895 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/968 – 2022/895
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/968
KARAR NO : 2022/895

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2021
NUMARASI : 2021/664 Esas – 2021/745 Karar

DAVACI : TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-S.T.K.GÜVENLİK SİSTEMLERİ ÖZEL GÜVENLİK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ-…
2-ULUSOY ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ …
3-HAS ÖZEL GÜVENLİK, DANIŞMANLIK, EĞİTİM, ALARM CİHAZLARI VE SİSTEMLERİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ…
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021

KARAR TARİHİ : 25/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 16/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı işçi …’ın çalıştığı iş yerini de kapsayan ihale sonucu sözleşme yaptığı davalı şirketler aracılığı ile güvenlik hizmeti aldığını, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmelere göre, davalı şirketler, çalıştırdığı özel güvenlik görevlilerinin her türlü özlük haklarını karşılamak ve ödemek zorunda olduğunu, bu konularda kurumlarının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları, dava konusu talebe dayanak olan sözleşme ve ekleri tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, dava dışı işçi, davacı işyerinde, 21/02/2019-20/10/2014 tarihleri arasında davalı şirketler nezdinde çalıştığını, davacının alınan ürünlerin depolandığı yerlerin korunması amacıyla özel güvenlik hizmeti aldığını, daha sonra güvenliği sağlanan depolardaki ürünlerin satılması sonucu güvenlik ihtiyacı sona erdiği için durumu o sırada sözleşmenin tarafı olan firmaya bildirdiğini, güvenlik görevlisini başka bir işte çalıştırmak veya yasal haklarını ödeye iş akdine son vermek yetkisi firmaya ait olduğunu, dava dışı işçi …’ın iş akdinin feshedildiğini, ancak sözleşmeler kapsamında her tür yükümlülük davalı şirketlerde olması nedeniyle yasal haklarının ödenmediğini, bu nedenle işçinin kurumları aleyhine Düzce İş Mahkemesi’nin 2015/1150 esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları için dava açtığını, 12/07/2016 tarihli karar ile işçilik alacaklarının ödenmesine karar verildiğini, karar ile aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin ticari itibarı açısından herhangi bir icra işlemine maruz kalmamak için dosya borcu olarak 26.587,81-TL; 13.754,58-TL’si 29/06/2020 tarihinde, 12.677,03-TL’si 30/04/2021 tarihinde, 156,20-TL’si ise 28/06/2021 tarihinde ödendiğini beyan ederek davalı şirketler çalışanı dava dışı işçi …’a ödenen 26.587,81-TL’nin; 13.754,58-TL’sinin ödeme günü olan 29/06/2020, 12.677,03-TL’sinin ödeme günü olan 30/04/2021, 156,20-TL’sinin ödeme günü olan 28/06/2021 tarihinden itibaren sözleşmelere göre dökümü yapılan oranlarda, oran olmayanlarda işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketler ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara mahkemelerinin belirlendiğini belirterek yetkisiz yerde açılan iş bu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davalıların yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yetki itirazında bulunan davalılar yönünden dosyanın ayrılarak yetkisizlik kararı verilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını; davalı şirketlerin yerleşim yeri Uşak olduğuna göre; dosyanın ayrılarak bir kısmının Kocaeli mahkemelerinde görülmesi, diğer kısmının Ankara mahkemelerinde görülmesi hiçbir tarafın yararına olmayacağını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2021 Tarih – 2021/664 Esas – 2021/745 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın davalıların yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, Yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine, Kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde tarafların başvurusu halinde dosyanın yetkili Ankara Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar STK Güvenlik Sistemleri Özel Güv. Tic. Ltd. Şti., Ulusoy Özel Güvenlik Hizmetleri’ ve Has Özel Güv. Danış. Eğt. Alarm Cih. ve Sis. Ltd. Şti.’nce yasal süresinde yetki itirazında bulunulduğu dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 010/10/2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Davacı Toprak Ofisi Genel Müdürlüğü ile davalı Şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, bu sözleşme ve eklerinden doğabilecek uyuşmazlıklar için Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup somut olayda kesin yetki kuralının bulunmaması, davalıların vekillerinin cevap dilekçesi ile süresinde yetki itirazlarında bulunması ve 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ve davalılar vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
25/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip…
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*