Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/93 E. 2022/2346 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/93
KARAR NO : 2022/2346

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : 2018/698 Esas – 2021/543 Karar

DAVACI :MAPFRE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :ÖNDER VİNÇ VE KURTARMACILIK NAKLİYE SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ :08/12/2018

KARAR TARİHİ :30/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :25/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde 6201700002311 nolu makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalı olan lastik tekerlekli personel yükselticinin davalı şirkete ait vinç ile işlem yapan personel tarafından zarara uğratıldığını, olay sonrası düzenlenen tutanaklarda hasarın sebebinin davalıya ait vincin halatının kopmasının gösterildiğini, gerçekleşen hasar neticesinde sigortalı olan makine için 24.09.2018 tarihinde 54.819 TL hasar tazminatı ödendiğini, sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödeme ile müvekkilinin TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalının sorumluluğunun kaynağının kusurlu haksız fiil sorumluluğu ve istihdam edenin kusursuz sorumluluğu olduğunu, söz konusu hasarın davalı şirkete ait vincin halatının kopması ve vinç operatörünün hiçbir mantıklı gerekçesi yok iken sigortalıya ait personel yükseltme platformunu yerinden kaldırmaya çalışması sonucu gerçekleştiğini, meydana gelen zararı davalı şirketin kusursuz sorumluluk esaslarına göre tazmin etmekle yükümlü olduğunu, işverenin kusursuz sorumluluğu belirlenirken, işverenin istihdam ettiği işçinin dahi kusurlu olmasının aranmayacağını, zararı doğuran olayın nedensellik bağı çerçevesinde işçinin eylemlerinden ötürü ileri gelmesinin yeterli olduğunu beyanla 54.891,00 TL alacağın sigortalıya ödemenin gerçekleştiği 24.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı başka bir şirkete çelik montaj işinde kullanılmak üzere 180 tonluk iş makinasını kiraya verdiğini, yapılan sözleşme gereği iş makinesinin kanca olarak tabir edilen halat ucunda yer alan ekipmandan sonraki ekipmanlardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu anlaşma gereği iş makinesi yanında başkaca bir ekipman getirmediğini, müvekkilinin şirkete ait iş makinesi operatörünün bilgi vermesi sonucu şantiyeye gidildiğini, kaza yerinde hasar görmüş aracın yan yatmakta olduğunun görüldüğünü, iş makinesinde yan yatmış olduğu için kaporta ezikliği dışında başkaca bir hasarın oluşmadığının görüldüğünü, hasar almış olan iş makinesinin çalıştırıldığını ve hareket ettirildiğini, 54.891,00 TL hasar oluşmasının mümkün olmadığını, hasar görmüş olan iş makinesi kapalı bir alanda yer aldığından oradan çıkartılmak için müvekkili firmadan tekrar yardım istenildiğini, müvekkilinin bu yardımı reddettiğini, iş makinesinin bir kaç gün sonra yerinden alındığını, makinenin yerinden alınmaya çalışıldığı sırada iş makinesine tekrar hasar verilmiş olabileceğini, kazaya konu iş makinesinin mülkiyetinin Evren Vinç Adlı Şirkete ait olduğu ve makineyi Tekgroup Makina Çelik İnş San. Tic. A.Ş. adlı şirketin kiralayarak şantiyeye getirdiği bilgisine ulaşıldığını, Tekgroup Makina çalışanı …’dan alınan bilgiye göre Tekgroup Makina şirketinin Evren Vinç adlı şirketten kiralamış olduğu iş makinesini şantiye sahasında kapalı bir alana indirdiğini, daha sonra o alandan çıkarmak istediğinde başka bir iş için orda olan müvekkiline ait iş makinesi operatöründen ricada bulunulduğunu, taraflar arasında aracın kaldırılmasına ilişkin olarak hiçbir görüşme olmadığını, müvekkili şirket yetkililerinin herhangi bir bilgisi olmadığını, yapılacak işe ilişkin olarak müvekkili şirketin izni ya da onayının alınmadığını, müvekkili şirket operatörünün öncelikle kaldırma alanını görmediğini beyan ettiğini ayrıca kaldırmada kullanılacak ekipmanı olmadığından talebi reddettiğini, daha sonra Tekgroup Makina çalışanlarının işlerinin acil olduğu makinenin şantiyenin başka bir bölgesinde acil beklendiği bu neden ile bir kişinin işaretçi olacağını bağlama işinde kullanılacak sapanları da kendilerinin temin edeceğini beyan ederek operatörü ikna ettiklerini, Tekgroup Makina çalışanlarının kendilerinin temin ettiği sapanları kazaya uğrayan makineye bağladıklarını, yine aynı şirkete ait çalışan (işaretçinin) talimatı ile kaldırma işlemine geçildiğini, boşluk alma olarak tabir edilen işlem yapılırken araç yerden yaklaşık 5-10 santim yüksekte iken sapanların koptuğunu ve kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiç bir kusuru olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü ile,
-54.005,50 TL tazminatın 24.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; meydana gelen zararın, adam çalıştıranın çalışanını görevlendirdiği işin ifası sırasında değil; tamamen farklı, verilen görevden bağımsız, çalıştıranın talimat ve bilgisinin dışında, çalıştıranın hiçbir şekilde menfaatine olmayan olan yükselticinin kaldırılması esnasında meydana gelmiş olup TBK m.66’da düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” hükümlerinin müvekkil şirkete uygulanmasının mümkün olmadığını, müvekkil gerekli özeni göstermiş olduğundan söz konusu hükmün uygulanmasının bu yönden de mümkün olmadığını, müvekkilin vinci kullanmak üzere çalıştırdığı operatör belgeleri olan tecrübeli bir operatör olduğunu, hal böyleyken müvekkil şirketin TBK m.66 kapsamında sorumluluğunun bulunmadığının ortada olduğunu, bu nedenle kararın kısmen kabulü yerine tümden reddi gerektiğini, her ne kadar yerel mahkeme kararında, müvekkil şirket personeli olan vinç operatörü %100 kusurlu bulunmuşsa da meydana gelen kazada operatörün hiçbir kusuru bulunmamakta olup tüm kusur sapanı hatalı bağlayan Tek Group Makina çalışanlarına ait olduğunu, Kararın dayandığı bilirkişi raporunda müvekkil şirkete kusur atfedilmesinin gerekçesi sapanın hatalı bağlanması nedeniyle kopmasına sebep olan operatör hatası olarak nitelendirildiğini, oysa dosya kapsamındaki …, … ve … tarafından yapılan yazılı beyanlarda açıkça görüldüğü üzere sapanları bağlayanın müvekkil personeli operatör değil Tek Group Makina çalışanları olduğunu, Tek Group Makina çalışanı sapancıların ağır kusuru ile zarar ve müvekkil arasındaki illiyet bağı kesilmiş olduğundan müvekkilin ortaya çıkan zararın tazminine yönelik hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, kazada hasar gören parçaların hala kullanılabilir durumda olmasına rağmen sadece hurda bedeli hesaplanarak bu miktarın tazminattan düşülmesi hatalı olup bu hususta tarafımızca yapılan itirazlarlar değerlendirilmeksizin karar verildiğini, yerel mahkemece, tarafımızca bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlarımız değerlendirmeden karar verildiğini, üstelik karar hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, deliller tartışılmaksızın, sırf bilirkişi raporuna dayanarak verildiğini, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karara gidilmesinin hukuki gerçeklik ortaya çıkarılmadan hüküm tesis edilmesine neden olduğunu, böylelikle verilen kararın adaletsiz ve hukuka aykırı sonuçlara yol açtığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının sorumluluğunun kaynağının kusurlu haksız fiil sorumluluğu ve istihdam edenin kusursuz sorumluluğu olduğunu, davalının her ne kadar sorumluluğun Tek Group Makine’ye ait olduğunu iddia etmiş olsa da ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama süreci boyunca davayı Tek Group Makine’ye ihbar etmemiş olup yargılamanın gelmiş olduğu aşama neticesinde de ihbar hakkı bulunmadığını, dava konusu hasar dosyası kapsamında alınan 05.07.2018 tarihli ekspertiz raporunda hasar yönünden yapılan tespitlere göre bazı parçaların değiştirilmesi gerektiğinin tespit edildiğini, akabinde tamir için götürülen Mak-Ser Makine firması değişmesi gereken her bir parçayı ve fiyatlarını tespit ettiğini, yerel mahkeme dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporları incelendiğinde ve dosyaya sunulan hasar dosyası ile ekspertiz raporu incelendiğinde haklılıklarının bir kez daha ortaya çıkacağını, davalının hiçbir hukuki ya da bilimsel dayanak göstermeden makinenin parçalarının onarılabilecekken değiştirildiğini gibi afaki iddialarda bulunmasının kabul edilemeyeceğini, yerel mahkemede 3 kez bilirkişi raporu alınmış olup alınan her bir raporda vinç operatörünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/09/2021 tarih, 2018/698 Esas – 2021/543 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu ödeme için TTK 1472. maddesine dayalı olarak rücuen tazmini istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacı nezdinde, 6201700002311 nolu makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalı olan lastik tekerlekli personel yükselticinin davalı şirkete ait vinç ile işlem yapan personel tarafından zarara uğratıldığı, olay sonrası düzenlenen tutanaklarda hasarın sebebinin davalıya ait vincin halatının kopmasının gösterildiği, gerçekleşen hasar neticesinde sigortalı olan makine için 24.09.2018 tarihinde 54.819 TL hasar tazminatı ödendiği, ödenen tazminatın kusurlu olan davalıdan tahsili için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sigortalısına ait makinenin zarara uğramasında davalının kusuru olup olmadığı, davacının sigortalısına ödediği miktar için davalıya rücu edip edemeyeceği, davalının sorumluluğu ve hasar miktarı noktasında toplanmaktadır.
Dosya arasına alınan sigortacı ve makine mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten alınan 15/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; mobil vinci kullanan vinç operatörünün olayda %100 kusurlu olduğu, dava konusu menliftte toplam 60.990,00 TL hasar meydana geldiği, sözleşmedeki %10 muafiyet şartı dikkate alındığında, ödenmesi gereken tazminat miktarının 54.891,00 TL olduğu, mobil vinç sahibinin/işleteninin olayda kusuru olmamasına rağmen ilgili mevzuat gereği mobil vinci kullanan operatörün kusur oranına bağlı olarak olayda sorumluluğunun bulunduğu, davacı sigorta şirketinin 54.891,00 TL tazminatı ödeme tarihi olan 24.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte talep edebileceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına aynı heyetten alınan 21/10/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; mobil vinci kullanan vinç operatörünün olayda %100 kusurlu olduğu, dava konusu menliftte toplam 60.772,99TL hasar meydana geldiği, sözleşmedeki %10 muafiyet şartı dikkate alındığında, ödenmesi gereken tazminat miktarının 54.695,70 TL olduğu, mobil vinç sahibinin/işleteninin olayda kusuru olmamasına rağmen ilgili mevzuat gereği mobil vinci kullanan operatörün kusur oranına bağlı olarak olayda sorumluluğunun bulunduğu, davacı sigorta şirketinin 54.695,70 TL tazminatı ödeme tarihi olan 24.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte talep edebileceği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına aynı heyetten alınan02/03/2021 tarihli 2. Ek bilirkişi raporunda özetle; mobil vinci kullanan vinç operatörünün olayda %100 kusurlu olduğu, dava konusu menliftte toplam 60.006,11 TL hasar meydana geldiği, sözleşmedeki %10 muafiyet şartı dikkate alındığında, ödenmesi gereken tazminat miktarının 54.005,50TL olduğu, mobil vinç sahibinin/işleteninin olayda kusuru olmamasına rağmen ilgili mevzuat gereği mobil vinci kullanan operatörün kusur oranına bağlı olarak olayda sorumluluğunun bulunduğu, davacı sigorta şirketinin 54.005,50TL tazminatı ödeme tarihi olan 24.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte talep edebileceği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; ” davacı sigorta şirketinin davadışı sigortalısı Evren Vinç ve İş Mak. Kira Hizm. Nak Tic. Ltd. Şti ne ait altı adet personel yükselticiyi 16.10.2017-26.10.2020 tarihleri arasında makina kırılması sigorta poliçesi ile teminat altına aldığı, davacı sigorta şirketinin davadışı sigortalısına 24.09.2018 tarihinde 54.891,00 TL ödeme yaptığı, TTK’ nın 1481. Maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olacağı hususunun düzenlendiği, sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu ödeme kadar halefiyet hakkı kazandığı, dava konusu menliftin hasarlanmasında kusur durumunun ve zarar miktarının tespiti açısından Mahkememizce makine mühendisi ve sigorta hukukçusu bilirkişiden oluşan heyetten rapor aldırıldığı, bilirkişi raporunda davalı şirket çalışanının davalıya ait mobil vinç ile dava konusu menlifti kaldırdığı, menlifti mobil vincin kancasına bağlayan sapanların kopması ile menliftin yere düşerek hasarlandığı, davalı çalışanının görevi olmadığı halde kaldıracağı yükün ağırlığını bilmeden yükü mobil vincin kancasına bağlayan sapan veya halatın emniyetli bir şekilde kaldıracağı ağırlığı bilmeden, menlifti uygun olmayan iki noktadan bağlatarak kaldırma işlemi yapmasından dolayı %100 kusurlu olduğu ve davalının TBK’nın adam çalıştıranın sorumluluğu başlıklı 66. maddesi gereğince kusursuz sorumluluğunun bulunduğu hususlarının tespit edildiği, TBK 66. maddesinde adam çalıştıranın, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlü olduğunun düzenlendiği, 02.03.2021 tarihli 2. ek raporda menliftte değişen parçaların hurda değerinin 1.077,88 TL olarak hesaplandığı, dava konusu menliftte meydana gelen net hasarın 61.083,99-1.077,88= 60.006,11 TL olduğu, sözleşmedeki %10 muafiyet şartı dikkate alındığında talep edilebilecek miktarın 54.005,50 TL olarak belirtildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olup hükme esas alınabileceği anlaşılmakla Mahkememizce bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile 54.005,50 TL tazminatın 24.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” gerekçeleriyle karar verilmişse de verilen karar doğru olmamıştır. TBK’nun 66.maddesinde; “adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz” hükmü getirilmiştir. Maddeye göre, adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için, zararın çalışanın hukuka aykırı eyleminden doğması ve zarar ile çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir” şeklinde belirtilmiştir. TBK’nın 66. maddesinde; “adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz” hükmü getirilmiştir.
Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp kusursuz sorumluluk olup artık adam çalıştıran olarak davalı kusurunun olmadığı gerekçesi ile sorumluluktan kurtulamayacaktır.
Adam çalıştıranın sorumluluğunun şartları; adam çalıştıran ile zarara sebep olan kişi arasında hizmet ilişkisi olmalı, çalışan haksız bir fiil işlemiş olmalı, haksız fiilin işin veya hizmetin görülmesi sırasında veya hizmet dolayısıyla işlenmiş olması, çalışanın fiili ile zarar arasında illiyet bağı bulunmalı ve istihdam eden kurtuluş kanıtı getirememelidir.
Somut davada; davacıya sigortalı olan aracın davalının çalışanını görevlendirdiği işin ifası sırasında değil; tamamen farklı, verilen görevden bağımsız, çalışanın kendi inisiyatifiyle yaptığı bir iş sırasında ve çalıştıranın talimat ve bilgisinin dışında, çalıştıranın hiçbir şekilde menfaatine olmayan yükselticinin kaldırılması esnasında meydana geldiği, bu dudumda TBK m.66’da düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” hükümlerinin davalı şirkete uygulanmasının mümkün olmadığı, mahkemece, kanun maddesi ve meydana gelen zararladırıcı olayın doğru yorumlanarak davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2021 tarih, 2018/698 Esas ve 2021/543 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın REDDİ ile,
b-Alınması gerekli maktu 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 937,41-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 856,71-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davalının yaptığı toplam 128,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
c-Davalı tarafından yapılan 162,10-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 22,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 184,10-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

d-Davalının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
e-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*