Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/926 E. 2022/1386 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/926
KARAR NO : 2022/1386

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2022
NUMARASI : 2021/917 Esas – 2022/88 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
TASFİYE MEMURU : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 13/12/2021

KARAR TARİHİ : 27/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 18/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketten olan ecrimisil alacağı sebebiyle Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/460 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, ancak davalı şirketin sicilden terkin edilmiş olduğunun görüldüğünü, Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/460 E. sayılı dosyasında taraflarına davalı şirketin ihyası konusunda dava açmak üzere yetki ve süre verildiğini, alacağı haksız ve kötüniyetli bir şekilde sürüncemede bırakan şirketin sicilden kötüniyetli bir şekilde terkin işlemi yapıldığını, ilgili terkin dolayısıyla müvekkilinin doğmuş bulunan ecrimisil hakları için dava açmasının önüne geçilmekte ve dolayısıyla müvekkilinin alacağa kavuşmasının engellendiğini, davalı şirket Gebze Ticaret Sicili Müdürlüğünün kayıtlarında 13321 Ticaret Sicil Numarası ile kayıtlı olup 29.09.2017 tarihinde terkin edilmiş olarak gözüktüğünü, ancak gerek sürdürmekte oldukları Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/460 E. sayılı dosyada mevcut tutanak ve belgeler gerekse taraflarınca tasfiyesi yapılmış şirketin yetkilisine açılmış diğer ecrimisil dava dosyalarının celbi ile de görüleceği üzere davalı terkin edilmiş şirket yetkilisinin halen müvekkilinin de maliki bulunduğu taşınmazlarda ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğu hususunu, bu hususun bile tek başına terkin edilmiş şirketin kötüniyetli davranarak müvekkili tarafının alacağını karşılıksız bırakmaya çalıştığının göstergesi olduğunu beyanla Tasfiye Halinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; İhyası istenen Tasfiye Halinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi …’nün 13321 sicilinde kayıtlı …Gebze/Kocaeli adresinde yer alan şirket olduğunu, bu şirketin 29/09/2017 tarihinde tasfiyeye girerek ” Tasfiye Halinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” unvanını aldığını, 09/10/2017 tarihinde de tasfiye sürecini tamamlayarak ticaret sicilinden terkin edildiğini, davanın “…” aleyhine açıldığını, Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 11/3.maddesi hükmü “müdürlükçe verilecek karara karşı mahkemeye yapılacak başvurularda, müdürlük odanın yetkilendireceği avukat tarafından temsil olunabilir” hükmünü getirdiğini, bu nedenle davada davalı “…”nü temsilen taraflarından cevap verildiğini, müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün görevinin ilgililerce alınan kararları “tescil” etmekten ibaret olduğunu, dolayısı ile müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün alınan kararların içeriği denetleme yetkisi olmadığını, TTK.32.maddesinde “Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür” olarak belirlenen bu yetki sadece şekli inceleme içerdiğini, müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün alınan kararları denetleme yetkisinin sadece “tescil için arana şartların” denetimi ile ilgili olduğunu, bu nedenle müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün alınan “tasfiyenin kapatılması” kararını sadece şekli olarak incelemesi gerektiğini, bu ise kararının doğru kişiler tarafından alınıp alınmadığı, kararda gerekli usullere uyulup uyulmadığı ve kararın tescil edilip edilmeyeceği ile sınırlı olduğunu, İhyası talep edilen şirketin tasfiyenin kapanmasına ilişkin belgeleri ve kararlarının şekli olarak doğru olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün “tasfiyenin kapanmasına” ilişkin kararı tescil etmesinin doğru bir işlem olduğunu, müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün yukarıda belirtilen esaslara uygun olarak tasfiyenin kapanmasına ilişkin kararı sadece” tescil” ettiğini, yasal görevi olan ve ilgililerince usulüne uygun olarak alınan kararı tescil eden müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün, davacının alacağının bulunup bulunmadığını veya tasfiye memurunun gerekli araştırmayı yapıp yapmadığını denetleme yetkisi olmadığını, usulüne uygun olarak alınan kararı tescil eden müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, öncelikle davalı …’nü temsile müvekkili Gebze Ticaret Odası’nın yetkili olduğunun tespitine; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine; şirketin ihyasına karar verildiği takdirde son tasfiye memurunun ya da başka birisinin tasfiye memuru olarak atanmasına; davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine “yargılama giderleri ve avukatlık ücretine” hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru vekili beyan dilekçesinde özetle; tasfiye işlemlerinin usulüne uygun olarak yapıldığını, tasfiye memurunun yasal bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın kabulüne, TTK’ nun 547/1. maddesi gereğince … 13321 sicil nolu üyesi olan Tasfiye Halinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/460 Esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına ve şirketin yeniden ticaret siciline tesciline, Şirketin ihya işlemlerinin gerçekleştirilmesi için bu işlemle sınırlı olarak mali müşavir …’ın atanmasına, Tasfiye işleminin mahiyeti ve muhtemel süreci gözetilerek tasfiye memuru için 1.500,00.-TL ücret takdirine, takdir edilen ücretin davacı tarafından daha sonra şirketin mal varlığından tahsil edilmek üzere karşılanmasına, İhya işlemlerinden sonra şirketin tasfiye süreci tekrar başlayacağından, ek tasfiye işlemleri için …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, Kararın tescil ve ilanına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Tasfiye memuru … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından dikkat edilecek olursa süreç, müvekkil tasfiye memuru tarafından usul ve yasaya uygun bir şekilde gerçekleştirildiği, bu kapsamda şirket alacaklılarına çağrı birer hafta arayla gerçekleştirilen üç ilan ile alacaklılara duyurulduğu, bu nedenlerle müvekkil tasfiye memurunun yasa gereğince herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, TTK’nda tasfiye memurunun sorumluluğu 553. maddede düzenlendiği, işbu maddede düzenlenen sorumluluk kusur sorumluluğu olup davacı tarafından iddia edilen kusurun ispatı yine davacıya ait olmakla, müvekkile isnat edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkil tasfiye memuru … hakkında, davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve kusura kabil bir durum olmadığı göz önünde bulundurulduğunda aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı bulunduğunu, kabul anlamına gelmeksizin, tasfiye memuru olan müvekkile kusur atfedilemeyeceği gibi işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yargılama esnasında da öncelikle davanın reddi mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi taleplerin görmezden gelindiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yapılacak inceleme neticesinde talepleri doğrultusunda yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; hukuka aykırı olarak ve usulüne uygun olmayan şekilde tasfiyesi yapılan şirketin ihyasına karar verilmesi hukuka uygun olmakla davalı tasfiye memuru tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmesi usul, yasa ve hukuka uygun olacağını beyan ederek, istinaf incelemesi neticesinde davalı (tasfiye memuru) tarafça yapılan istinaf başvurusunun reddi ile ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olması nedeniyle onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil ticaret sicil müdürlüğünün alınan “tasfiyenin kapatılması” kararını sadece şekli olarak incelemesi gerekmekte olup kararının doğru kişiler tarafından alınıp alınmadığı, kararda gerekli usullere uyulup uyulmadığı ve kararın tescil edilip edilmeyeceği ile sınırlı olup ihyası talep edilen şirketin tasfiyenin kapanmasına ilişkin belgeleri ve kararları şekli olarak doğru olup tüm bu nedenlerle müvekkil ticaret sicil müdürlüğünün “tasfiyenin kapanmasına” ilişkin kararı tescil etmesi doğru bir işlem olduğunu, yasal görevi olan ve ilgililerince usulüne uygun olarak alınan kararı tescil eden müvekkil ticaret sicil müdürlüğünün, davacının alacağının bulunup bulunmadığını veya tasfiye memurunun gerekli araştırmayı yapıp yapmadığını denetleme yetkisi bulunmadığı, yerel mahkeme kararı hukuka uygun ve yerinde olduğunu beyan ederek, haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2022 Tarih – 2021/917 Esas – 2022/88 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 547/1.maddesine dayanılarak şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı, tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı şirketten olan ecrimisil alacağı sebebiyle Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/460 E. sayılı dosyası dava dışı Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine dava açtığı, ancak dava dışı şirketin sicilden terkin edilmiş olduğunun görüldüğü, Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/460 E. sayılı dosyasında davacıya dava dışı şirketin ihyası konusunda dava açmak üzere yetki ve süre verildiği, bunun üzerine davacı tarafından tasfiye alinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı, …’nde 13321 sicil numarası ile kayıtlı olan Tasfiye Halinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ‘nin genel kurul kararı ile tasfiye kararı aldığı ve 29/09/2017 tarihinde tasfiyenin tamamlanarak sicilden terkin işlemlerinin gerçekleştirildiği, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/460 Esas Numaralı dava dosyasında terkin edilen şirketin davalı olarak taraf olduğu ve bu dosyanın derdest olduğu, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Ticaret şirketlerinin tasfiye edilmesinden sonra, ek tasfiyeyi gerektirecek bir zorunluluğun ortaya çıkması halinde, bu ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin ihyası talep edilebilir. Bu nedenle gerek TTK’nın 547. maddesi ve gerekse geçici 7. maddesi uyarınca yapılacak ihya işleminin, ek tasfiye amacıyla sınırlandırılması gerektiği uygulamada kabul edilmiştir. Bu kapsamda, belirli bir ek tasfiye işlemi için ihya edilen şirketin, sadece o ek tasfiyenin amacıyla sınırlı iş ve işlemler yapabileceği, bunu dışında iş ve işlemler yapamayacağı kabul edilmelidir.
Davacının, sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı mevcuttur. İhya davasında davacının şirkette çalıştığına ilişkin delil sunması gerekmediği gibi bu konuda delil değerlendirilmesi de yapılamaz. Bu hususların davacının açtığı ecrimisil davasında değerlendirilmesi gerekmektedir. TTK’nın 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre de söz konusu değildir. Davacının açtığı ecrimisil davasının süresinde açılıp açılmadığı da ihya davasında değerlendirilecek bir husus değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve ecrimisil davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması da gerekmez. Ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra açılan ihya davasında Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan HMK’nın 326/1. maddesi uyarınca aleyhine karar verilen davalı son tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur (Yargıtay 11. H.D.’nin 08/09/2019 tarih 2019/3602 E., 2019/6319 K. ve 22/02/2017 tarih 2017/279 E., 2017/1041 K. sayılı kararı).
Somut olayda; davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesi kapsamında ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası şartlarının oluştuğu, davalı tasfiye memurunun istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, tasfiye memuru …’in istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca, tasfiye memuru …’in İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*