Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/922 E. 2023/836 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/922
KARAR NO : 2023/836

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2021
NUMARASI : 2021/48 Esas – 2021/737 Karar

DAVACI : AKNİŞASTA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : KORUMA KLOR ALKALİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. Dr. … & AV. … – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019

KARAR TARİHİ : 26/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 23/06/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirket aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/60924 esas sayılı dosyası ile 49.984,96-TL alacağın tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı ile davacının 26/09/2016 tarihli mutabakat ile 200 ton sıvı kostikin 220 USD/ton üzerinden alımı hususunda anlaştıklarını ilk sevkiyatın 20.480 KG olarak davacı şirkete gönderildiğini, daha sonraki sevkiyatların yapılmadığını, defalarca talep edilmesine rağmen kalan 180 tonluk sevkiyatın yapılmadığını, davacının başka firmadan 180 ton kostik almak zorunda kaldığını ve davaya konu zararın meydana geldiğini, davalı şirket tarafından yapılan ilk teslimat bedeli için Lüleburgaz 2. İcra Müdürlüğünün 2017/1651 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığnı, kendilerinin itirazı üzerine takibin durduğunu ve davalı tarafça Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, müvekkilinin de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.000,00 TL üzerinden karşı dava açtığını, yargılama neticesinde davalının davasının reddedildiğini 15.000,00 TL’lik karşı davanın kabul edildiğini, İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesinin 2018/688 esas 2019/271 karar sayılı ilamı ile kararın kesinleştiğini, davalının kalan 180 ton bakiye sıvı kostiği teslim etmemesi nedeniyle davacının 80.982,63 TL zarara uğradığı ve bu bedelden davalı şirketin teslim ettiği ve icra takibi başlattıkları 20 ton sıvı kostik bedelinin mahsubu ile bakiye 64.984,96 TL zararın olduğunun sabit olduğunu, bu zarardan da karşı dava ile talep ettikleri 15.000,00-TL’nin mahsup edilmesi ile bakiye net zarar olan 49.984,96-TL’nin tahsili için icra takibi başlattıklarını, davacı şirketin alacağının mahkeme kararı ile kesin olarak sabit hale geldiğini beyanla Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/60924 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının delil olarak gösterdiği kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu, davacının, davalıya 15.997,67 TL borçlu olduğunun ispatlandığını, Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/140 Esas sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının uğradığı zararın net bir şekilde tespit edilmediğini, mahkeme kararının mahkememiz kararına esas alınmaması gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine, davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının kötüniyetli olması nedeniyle %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satılanın belli bir piyasa fiyatı ya da borsa fiyatı olmadığı belirtilmesine rağmen ürünün piyasa değeri farazi olarak hiçbir bilimsel ve denetlenebilir veri ortaya konulmadan 200- 230 USD olarak kabul edilerek zarar hesabı yapılması usule ve yasaya aykırı olduğunu; sıvı kostik fiyatındaki artış sebebi ile uğranılan zararın daha net anlaşılabilmesi için söz konusu çizelge dilekçe ekinde ilk derece mahkemesine sunulmuş olmasına rağmen bu husus yasaya ve usule aykırı olarak dikkate alınmadığını ve değerlendirilmediğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme huzurunda ikame edilen dava doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda; davacının giderilmesi gereken bir zararı olmadığı tüm ispat vasıtaları aracılığıyla ortaya konmuş olup, davacının, davalı aleyhine başlattığı takibin haksız olduğu tespit edildiğini; bu doğrultuda davacının istinaf taleplerinin reddi ile kararın bu haliyle onanması gerektiğini beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 Tarih – 2021/48 Esas – 2021/737 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; satım sözleşmesinde edimin ifa edilmemesinden kaynaklı tazminat için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; taraflar arasında, 26/09/2016 tarihli 200 ton sıvı kostik maddesi satımına ilişkin sözleşme olduğu, davalı tarafça Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) mahkemesinin 2017/140 E sayılı dosyası ile bakiye alacak için açılan davada, davacının karşı dava açarak davalı tarafça teslim edilmeyen mallar nedeni ile meydana gelen zararın şimdilik 15.000,00-TL’sinin tahsili için dava açıldığı, mahkemece verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2019 tarih, 2018/688 E. 2019/271 K. sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına ve asıl davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulü ile 15.000,00 TL alacağın karşı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verildiği, kararın 21/02/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından açıklanan karara dayanılarak bakiye zarar için eldeki davanın açıldığı, açıklanan kararın eldeki dava yönünden kesin delil olduğu ve kararda davacının zararının davalının bakiye alacağının mahsubu halinde bakiye zarar alacağının 64.984,96 TL olduğu belirtilerek dava edilen 15.000,00 TL’ye hükmedildiği, eldeki davada da bakiye 49.986,96 TL’nin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu, Dairemizin 25/12/2020 tarih 2020/259 esas 2020/1743 karar sayılı ilamı ile; ” … Bu açıklamalara göre, davacının kendisine devredilmeyen yerine, bir başkasını satın almasından kaynaklı müspet zararını talep ettiği görülmektedir. Ancak mahkemece, bu zararının varlığı ve miktarı yönünden bir araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Davalının istinaf isteminin bu nedenle kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davalının teslim etmemesi nedeniyle üçüncü kişiden satın aldığı sıvı kostik madde miktarı yönünden, 6098 sayılı TBK’nın 212 ve 213. maddesi uyarınca, zarar ve zararın tazminini talep etme koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda araştırma yapılıp konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır … ” gerekçeleriyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma sonrasında ilk derece mahkemesince kimya mühendisi bilirkişi … ve yeminli mali müşavir bilirkişi …’dan alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının zararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalı tarafça teslim edilmeyen sıvı kostik ürünü için Likit Kimya San. ve Tic A.Ş. ile ton fiyatının 365,00 dolar olarak anlaşma yapıldığı ve 19.10.2016 tarihinde ilk alımın yapıldığı, ancak aynı şirketten 5 gün önce 14.10.2016 tarihinde birim ton fiyatı 206,04 USD fiyat ile sıvı kostik aldığı, iki fiyat arasında USD bazında %74,75 oranında fark olduğu, sıvı kostik ürününün borsasının bulunmadığı, alım yapıldığı tarihteki piyasa değerinin 200-230 USD/ton seviyelerinde bulunduğunun belirlendiği görülmektedir. Davacının davalı ile sözleşme yaptığı dönemde piyasa değeri 200-230 USD/ton olan sıvı kostiği, dava dışı üçüncü kişiden basiretli bir tacir olarak ortalama bu fiyatlardan alması gerekirken daha önceden alım yaptığı şirketten döviz kurunda büyük bir değişiklik olmamasına rağmen 5 gün arayla %74,75 artış oranıyla ürün almasının geçerli bir açıklamasının bulunmadığı açıktır. Davacı, davalıdan 220 USD fiyatla sipariş etmiş olduğu malı dava dışı üçünü kişiden azami piyasa değeri olan 230 USD fiyatla alsa bile davacının ton başına zararı [230 USD – 220 USD = 10 X 3.08 TL (1 USD’nin 19/10/2016 tarihli efektiş satış kuru 3,08 TL)] 30,8 TL olabileceği, toplam zararı ise en fazla (30,8 x 180 ton) = 5.544,00 TL olacağı ve Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı lehine 15.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiği, bu durumda davacının zararının karşılanmış olduğu ve bakiye zararı olmadığı anlaşıldığından davacının bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Vekalet ücreti yönünden yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gereken 2022 yılı AAÜT’sinin 13/4. maddesi ile tarifenin 2. kısım 2. bölümü uyarınca davalı lehine 5.100,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından kararın kaldırılarak yeni hüküm verilmesi verilmesi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekillerinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KISMEN KABULÜNE; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 Tarih – 2021/48 Esas – 2021/737 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 603,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 544,4‬0-TL’nin karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
c-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/4. maddesi ile tarifenin 2. kısım 2. bölümü uyarınca 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı tarafından yapılan 42,40-TL posta tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Dava açılırken peşin yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine (HMK 333), (HMK 331- 333),
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
26/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*