Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/921 E. 2023/816 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/921
KARAR NO : 2023/816

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021
NUMARASI : 2021/198 Esas – 2021/903 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : HONNES SAĞLIK VE ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2021

KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 23/06/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı, davalıya kestiği faturaların tamamını elektronik tebligat ile davalıya tebliğ ettiğini, davalı davacıya mail ve watsapp ile sipariş verdiğini, taraflar eylül ve kasım 2020 aylarında BA-BS mutabakatı yaptığını, davacının davalı adına düzenlediği tüm faturaları ticari defterlerine işlediğini, davalı borçtan kurtulmak için 31.12.2020 tarihinde davacıya iade faturası düzenlediğini, davacının iade faturasını kabul etmeyerek iade ettiğini, davalının borcu nedeniyle Gebze İcra müdürlüğünde 2021/4926 Esas sayı ile takibe geçtiğini, davalının takibe itiraz ettiğini bildirerek takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra İnkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının Gebze İcra Müdürlüğünde 2021/4926 Esas sayı ile başlattığı icra takibini haksız olarak başlattığını, dolaysıyla itiraz ettiklerini, Ekim 2020 ayına kadar olan siparişleri sevk irsaliyesi ile birlikte davalıya teslim ettiklerini, bu tarihten sonraki teslimatları güveni kötüye kullanarak ve davalı şirketteki güvenlik açığından faydalanarak teslim etmediği ürünler için fatura düzenlediğini, fatura karşılığı malların tesliminin davacı tarafında ispat edilmesi gerektiğini, davalı teslim edilmeyen mallar ile ilgili 31.12.2020 tarihinde 278.884,26 TL lik iade faturası düzenlediğini, iade faturasını davacı noter marifetiyle iade ettiğini, oysaki davalının davacıdan 5.940,20 TL alacaklı olduğunu, davacı gerçek bir alışverişe dayanmayan ve teslim edilmeyen mallar nedeniyle sahtecilik suçu işlemiş olduğunu beyan etmiş ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bıkılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
Davalı borçlunun Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2021/4926 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 272.943,99.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 54.588,80.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın tamamen şekli olarak incelendiğini; yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davaya konu faturaya dayalı ürünleri davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiğine yönelik tespitine rağmen Sayın mahkemece sadece 8 günlük faturaya itiraz süresi geçtiği için ispat külfetinin müvekkilde olduğunu ve ödemenin yapılmadığı gerekçesiyle davayı kabul ettiğini; alacağın varlığı yargılamayı gerektirmesi ve alacağın likit olmaması nedeniyle inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu; kanıtlar toplanmadan karar verildiğini; beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf faturaları ticari defterlerine işlemiş, vergi dairesine bildirmiş ve faturalar davalı tarafa teslim edilmesine ve davalı ticari defterlerine işlenmesine rağmen davalı taraf süresi içinde iş bu faturalara itiraz etmediğini; yerel mahkemenin gerekçesi davanın kabulü bakımından yeterli olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 Tarih – 2021/198 Esas – 2021/903 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; faturadan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için Gebze İcra Dairesi’nin 2021/4926 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraflar arasında ticari satış ilişkisi bulunduğunu iddia etmiştir. Satış sözleşmesinde; satıcı malın teslim edildiğini, alıcı da teslim edilen malın bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi uyarınca, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Takip konusu fatura bedelleri tanıkla ispat sınırının (HMK’nın m. 200) üzerinde olduğuna göre, alacağın varlığı 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi uyarınca yazılı delil ile ispat edebilir.
Davacının, alacağını faturaya dayandırdığı, davalının faturaları defterlerine kaydettikten sonra fatura içeriği malların teslim edilmediği gerekçesiyle 31/12/2020 tarih HF202000000070 nolu 278.884,26 TL iade faturası düzenlediği, ilk derece mahkemesince SMM bilirkişiden alınan 11/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda, her iki tarafın ticari defterlerinin delil vasfını taşıdığı, davacının alacağını dayandırdığı faturaların tamamının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının iade faturası düzenlediği, iade faturasının davacı tarafça kabul edilmediği, taraflar arasındaki hesap farkının iade faturasından kaynaklandığını belirttiği, takip konusu faturaların SMT2020000000121 nolu 31.723,12 TL bedelli fatura dışındaki faturalar yönünden 8 günlük itiraz süresinin geçtiği, bu fatura yönünden (8) günlük itiraz süresinin dolmadığı, bilirkişiden alınan 24/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalının Ba formu ile mal alımını beyan ettiğinin belirlendiği, ilk derece mahkemesince faturalara süresinde itiraz edilmemesi üzerine Ba formlarına göre davacının mallarını teslim ettiğini ispat ettiği ancak davalının aksini yazılı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına, faiz isteminin reddine karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar kapsamında dosya incelendiğinde; davalının, faturaların içeriği malların kendisine teslim edilmediğini, fatura düzenlenmiş olmasının tek başına fatura içeriği malların teslim edildiği anlamına gelmediğini savunduğu, mahkemece bilirkişi raporları dikkate alınarak fatura içeriği malların davalıya teslim edildiği kabul edilerek hüküm kurduğu anlaşılmaktadır. Fatura düzenlenmiş olması tek başına malın teslim edildiği anlamına gelmez ise de basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalının faturaları defterlerine kaydetmiş olması ve Ba formu ile vergi dairesine mal alımı bildirimi yapması karşısında artık fatura içeriği malların teslim edilmediği iddiasının dinlenme olanağının olmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 19. HD., 31/01/2018 tarih, 2016/14267 E., 2018/260 K., Yargıtay 19. HD., 13/03/2019 tarih, 2019/546 E., 2019/1680 K.). Başka bir söyleyişle ticari defterlere kaydedilen fatura içeriği malların teslim edildiğine dair satıcı lehine karine oluşmuştur (“… hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır … ” Yargıtay HGK., 14/05/2019 Tarih, 2017/19-823 E. 2019/553 K.). Bu durumda, fatura içeriği malların teslim edilmediği savunmasını davalı borçlunun ispat etmesi gerekmektedir. Davalı bu kapsamda malların teslim edilmediğini, bu nedenle iade faturası düzenlendiğini savunmakta ise de fatura içeriği mallar için Ba formu düzenlendikten sonra iade faturası düzenlenmesinin malların teslim edilmediği anlamına gelmeyeceği anlaşıldığından davalının bilirkişi raporunda belirlenen miktar kadar borçlu olduğu kanaatine varılmaktadır. Davalının borcun ödendiğini savunmadığı ve ödemeye ilişkin bir delil sunmadığı, davacının da takipten önce davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair bir delil olmadığı dikkate alındığında, mahkemece davanın asıl alacak üzerinden kısmen kabul edilmesi, işlemiş faize yönelik talebin reddedilmesi ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygundur.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 18.644,80 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 4.662,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 13.982,80 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*