Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/918 E. 2023/864 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/918
KARAR NO : 2023/864

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : 2021/839 Esas – 2022/54 Karar

DAVACILAR : 1-… (T.C. NO: …) – …
2-… (T.C. NO:…) – …
3-… (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. …- …
DAVALI : TEZ TRANS LOJİSTİK ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021

KARAR TARİHİ : 26/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 20/06/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’nun Selçuk Ecza A.Ş.’de ve tüm bağlı şirketlerde pay sahibi olduğunu, vefatı üzerine …’na ait hisselerin ekli veraset ilamı uyarınca mirasçılarına intikal ettiğini, 23.03.2021 tarihinde davalı şirketin genel kurul toplantısının yapıldığını, genel kurulda kanuna, şirket ana sözleşmesine aykırı kararlar alındığını, davacıların Tez Trans Lojistik A.Ş.’nin genel kurul toplantısına iştiraklerinin engellendiğini, şirketler topluluğundaki hakim şirketin Selçuk Ecza Holding A.Ş. olduğunu, hakim şirket olan Selçuk Ecza Holding A.Ş. yönetim Kurulu incelendiğinde görüleceği üzere şirketlerin aynı kişiler tarafından yönetildiğini, Selçuk Ecza Holding A.Ş.’nin ve bağlı şirketlerin 23.03.2021 tarihinde yapılan genel kurullarının yok hükmünde olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini, Selçuk Ecza Holding A.Ş. ortaklarından … hisselerinin kanunen temsil etmemesi gereken kişi tarafından temsil edildiğini, …’nun İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/213 Esas 2015/267 Karar sayılı ilamı ile vesayet altına alındığını, kendisine yeğeni olan …’in vasi olarak atandığını, vasi … Selçuk Ecza Holding A.Ş.’de hem hissedar olduğunu hem de vasi olarak …’nun yaklaşık %30 oranındaki hissesini temsil ettiğini, vasi … kısıtlı ile aynı şirkette hissedar olduğundan aralarındaki menfaat çatışması nedeniyle Medeni Kanunun 426/2 maddesi gereğince kısıtlıya şirketler ve vakıftaki hisseleri temsil etmek üzere kayyım atanması gerektiğini, vasinin kısıtlıyı temsil etmemesi gerektiğini, kısıtlı ile vasi arasındaki menfaat çatışması nedeniyle vasinin görevden alınarak kısıtlıya yeni bir vasi tayin edilmesini, öncelikle kısıtlının şirketlerdeki hisselerinin temsili için tedbiren kayyım atanması talebinde bulunulduğunu, aralarındaki menfaat çatışması dikkate alındığında kanunen kendisini temsil yetkisi verilmeyen bir kişinin kısıtlıyı temsilen genel kurullara katılması ve pay sahipliği haklarını kullanması halinde yetkisiz temsil söz konusu olacağını, şirketlerin genel kurullarında alınan tüm kararların yoklukla malül olduğunun kabulünün gerektiğini, davacıların genel kurullara usulüne uygun davet edilmediğini, oy kullanma, temsil edilme, bilgi alma haklarının engellendiğini, genel kurula çağrılmamalarının hukuka ve iyi niyet kurallarına uygun olmadığını, açıklanan nedenlerle mirasçıların ortak olarak kaydedilmemeleri ve hazirun cetveline yazılmamaları, batıl bir ortak listesi ve hazirun cetveli ile yapılan genel kurulun da batıl olduğunu, yapılmayan veya yapılmaması gerektiği halde yapılan bütün işlemlerin yasal dayanağı olmadığından yok hükmünde olduğunu, genel kurul gündemine konulup karar alınmadan yönetim kurulu üyelerine ödeme yapılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığını, genel kurul gündeminde yönetim kuruluna ücret, prim vb şekilde sağlanacak mali hakların belirlenmesine ilişkin madde bulunmadığını, şirketin ana sözleşmesinde yönetim kurulunun alacağı ücretler ve diğer ödemelerin düzenlenmediğini, dolayısıyla genel kurul tarafından belirlenmesi gerektiğini, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin şirkette başka görevlerinin de olması dolayısıyla ücret almaları ve bu ücretlerinin yönetim kurulu tarafından belirlenmesinin yönetim kurulunun kendisi için istediği ücreti belirleyebilmesi anlamına geldiğini, bunun genel kurulun devredilemez yetkisinin kanuna karşı hile yaparak yasaklanan işlemin yapıldığını, Borçlar Kanununun 19’uncu maddesi uyarınca muvazaa söz konusu olduğunu, gerçek iradenin esas alınması gerektiğini, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 394 ve 408’inci maddelerine aykırı olarak ödeme yapıldığını beyanla; davacıların ortaklık haklarının kullanılması engellendiğinden TTK’ 391 uyarınca genel kurul kararlarının yoklukla malül olduğunun tespiti ile temsil olanağı sağlanmadığından alınan tüm kararların TTK’nın 445-446 md. uyarınca iptalini, davalı şirketlerin 23.03.2021 tarihinde yapılan genel kurullarında yönetim kurulunun ibrasına ve yönetim kurulu üyelerine maaş, huzur hakkı, prim gibi adlar altında ücret ödenmesine ilişkin, kararların TTK’nın 445-446 md. uyarınca iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın davalı şirketin 22/03/2021 tarihli genel kurulu kararların iptali için davacılar tarafından şirkete karşı açılmış olduğunu, bu haber üzerine şirketin kredi ilişkisi içinde bulunduğu bankalar ve ticari ilişki içinde bulunduğu sağlık kuruluşları ile diğer şirketler nezdinde istifham yaratıldığını, ayrıca şirketin ortakları arasında da kaygı oluştuğunu, İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemesince 2015/213 Esas sayılı vesayet dosyasından yayın yasağı kararı verildiğini, davacılar vekilinin yayın yasağını ihlal ettiğini, bu nedenle şirketin bankalar nezdinde kredibiletisini, ticari ilişkilerini ve itibarını olumsuz etkilediğini, davanın açıklanan sebeplerden de anlaşılacağı üzere haksız, hukuka aykırı ve davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, dava dilekçesinden davacı taraf tek bir dilekçe ile 6 ayrı tüzel kişiliği haiz şirketler aleyhine işbu şirketlerin genel kurul kararlarının butlanının tespiti ile iptali yönünde terditli talepleri de içeren bir dava açtığını, bu nedenle dosyanın tefrikine karar verilmesi gerektiğini, merhum …’nun davacılar ile birlikte mirasçı sayısının 32 kişi olduğunu, işbu şirketteki Merhum …’nun 1,00 TL değerindeki 1 payına elbirliği ile sahip olan mirasçılarca mülkiyet hakları paylı mülkiyete çevrilmediğini, davacılar ve diğer paydaşlar, bu 1 pay sebebiyle ne elbirliği mülkiyetinden ne de paylı mülkiyetten doğan haklarını şirkete karşı beyan ederek işbu 1,00 TL değerindeki 1 payın maliki olduklarını pay defterine işlenmesi yönünde herhangi bir talepte de bulunmadığını, bu nedenlerle şirketin genel kurullarına çağrılmalarının yasal olarak mümkün olmadığını, genel kurula katılmaları halinde genel kurulun alacağı kararlarda 35.000.000 payın içinde 1 pay sahibi olarak etkili olmalarının da söz konusu olamayacağını, Tez Trans Lojistik A.Ş.’de muris …’nun mevcut l,00 TL değerinde 1 hissesi, halen murisin üzerinde kayıtlı olup, bu bakımdan pay defterinde adları bulunmayan mirasçıların dava açma haklarını, ancak hisselerini pay defterine kayıt ettirdikten sonra kazanabileceğini ya da tüm hissedarlar adına temsilci tayin ettirildikten sonra dava açabileceğini, iştirak halindeki paydaşların tümü tarafından şirketlere herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle “genel kurula alınmadık” şeklindeki iddianın doğru olmadığını, şirketin ticari itibarinin korunması için yayın yasağı konulmasını, kanun hükümlerine aykırı olarak ve gerçeğe aykırı olarak kötü niyetle açılmış olan işbu dava sebebiyle davalı şirket maddi ve manevi olarak zarar gördüğünden TTK 448/2 gereğince davalı şirket için uygun görülecek nitelik ve miktarda teminatın yatırılmasını, davanın yetkisizlik sebebiyle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olması halinde davacıların davada ileri sürdükleri kötü niyetli talepleri somutlaştırmayarak kavram ve iddia kargaşalığı yaratmakta olduğundan ve diğer davalı şirketlerle HMK. 57 anlamında dava arkadaşlığı söz konusu olmadığından, HMK’nın 167 maddesine göre ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydedilmesini ve ilgili Yönetmeliğin 219/2-3 maddesine göre harç alınmasını, davacıların iptal davasi açmakta korunacak hukuki yararlarının bulunmamasi sebebiyle dürüstlük kuralı ve sadakat borcuna aykırı nitelikte olan işbu davanın dava hakkının kötüye kullanmasına örnek teşkil etmesi ve Türk Ticaret Kanunun 445 ve 446. maddelerindeki düzenlemelere göre genel kurul iptal sebeplerinin de bulunmaması nedeniyle dayanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesinin aksine dava açma bir tasarruf işlemi değil, aksine usul işlem olduğunu ve usul işlemleri maddi hukuk anlamında tasarruf işlemi olarak nitelendirilemeyeceğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilinin, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü, TMK’nın 640-(4) maddesindeki düzenlemenin de mevcut olaydaki uygulama imkanı bulunmadığını; zira tereke tespiti seneler önce yapıldığını ve bu sebeple terekenin haklarının korunması gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi, ortada acil bir durum da söz konusu olmadığını beyan ile; davacılar tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2022 Tarih – 2021/839 Esas – 2022/54 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacıların, davalı şirketin ortaklarından olan muris …’nun mirasçıları olduklarını ve davalı şirketin 23/03/2021 tarihli genel kuruluna çağrılmadıklarını ve genel kurulda kanuna ve şirket ana sözleşmesine aykırı kararlar alındığını belirterek genel kurulun yokluğunu, olmadığı taktirde iptalini talep ettikleri, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacıların aktif husumet ehliyetlerinin olup olmadığı noktalarındadır.
Davacıların Muğla 3. Noterliği’nin 29/12/2020 tarih 23609 yevmiye nolu mirasçılık belgesine göre …’nın mirasçıları oldukları, …’nın ise İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 03/02/2015 tarih 2015/46 esas 2015/75 karar sayılı veraset belgesine göre, Muris … …’nun mirasçıları oldukları, murisinde tarafların kabulünde olduğu üzere davalı şirket üzerinde 1 pay üzerinde olduğu, davacıların bu paydan kaynaklanan haklarına dayanarak eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Pay üzerinde el birliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete çevrildiğine dair dosya içerisinde bilgi bulunmadığına göre paydan kaynaklanan hakların mirasçılar tarafından şirkete karşı birlikte ileri sürülmesi gerekmektedir. Bunun için pay üzerinde el birliği mülkiyetine sahip tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri gerekir. İlk derece mahkemesince bu gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, Yargıtay 11. HD.’nin 20/01/2015 tarih 2014/2225 esas 2015/882 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davanın hemen reddedilmemesi, davacılara diğer mirasçıların muvafakatinin sağlanması veya terekeye temsilci atanması için süre verilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince; Yargıtay 11. HD.’nin 28/06/2018 tarih 2016/11526 esas 2018/4926 karar sayılı ilamı ile diğer Yargıtay içtihatları uyarınca diğer mirasçıların muvafakatinin alınmayacağı kabul edilmiş ise de, ilk derece mahkemesince dayanılan bu içtihatlarda mirasçıların sadece kendi paylarını dava ettikleri, bu nedenle kendi payları için diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınmasının mümkün olmadığı görülmektedir. Eldeki uyuşmazlıkta ise, genel kurul kararının iptalinde mirasçıların kendi paylarına ilişkin haklarını dava etmedikleri, tüm miras şirketinin şirketteki paydan kaynaklanan haklarına dayanarak dava açtıkları ve 4721 sayılı TMK’nın 640-(4) maddesi uyarınca bir veya bir kaç mirasçının açtığı davada diğer mirasçıların muvafakatinin sağlanması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2022 Tarih – 2021/839 Esas – 2022/54 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talepleri halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*