Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/91 E. 2022/2343 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/91
KARAR NO : 2022/2343

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2021
NUMARASI : 2020/209 Esas – 2021/551 Karar

DAVACILAR : 1- … … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … … – …
2-…’a (T.C. NO:…)Velayeten … … (T.C. NO:…) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ES SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 09/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ortağı … …’ın 07/09/2017 tarihinde vefat etmiş olduğu, geriye mirasçısı olarak ilk evliliğinden oğlu … … …, ikinci eşi … … kaldığını, yasal mevzuat uyarınca murisin terekesi üzerinde eşi … … 1/4 ve oğlu … … …’ın 3/4 oranında hak sahipliğinin söz konusu olduğunu, davacıların davalı şirkette ve dava dışı diğer Es İnşaat Otomotiv Akaryakıt Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketlerde pay sahili olduktan sonra şirketlerin mali yapısı ve işleyişi ile ilgili bilgi sahibi olmak için yetkililerden talepte bulunduğunu, davalı şirket müdürleri … … ve … …’ın engellemeleri nedeniyle sonuçsuz kaldığını, davacılardan küçük … … … ile velayet hakkı sahibi annesi … … arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırmak velayet sahibi anneyi saf dışı bırakmak suretiyle şirket ortaklarının haklarını almasını engellemek için birbiriyle çelişen davalar açıldığını, iyi niyet kurallarına aykırı olarak il dışında olmalarının ve yasakları da fırsat bilerek pandemi sürecinde özellikle tertip edilerek hak kaybına uğramalarının amaçlandığı 30/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında yer alan gündem ve buna ilişkin Gölcük 4. Noterliği’ nin 1822 Yevmiye No.’lu ve 28/02/2020 Tarihli İhtarnamesi ve bilahare de yer alan Genel Kurul Toplantı Tutanağı ile de sabit olduğunu, 30/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında davacı müvekkili adına … … …’ın ve … …’ın temsilcileri olarak katılıp sağlandığını, toplantının baştan sona kesintisiz olarak izlendiğini, görüşülen her madde ile ilgili olumlu yada olumsuz oy kullanılmadığını, olumsuz oy kullanılan her maddenin altına muhalefet şerhini açık ve anlaşılır şekilde yazmak kayda geçirmek ve imzalamak suretiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun aradığı tüm koşulları yerine getirdiğinin belirtiyor ve yasal süresi içerisinde işbu huzurdaki davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, 30/03/2020 tarihli 2019 Yılı Mali Olağan Genel Kurul’un iptal edilmemesi ve ertelenmemesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, husumete ve kötü niyete dayalı olup kabul edilemez ve yapılan tüm işlemler eşitlik kaideleriyle dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, belirterek öncelikle bu yönden yapılan Genel Kurulun tümüyle iptalini talep ettiklerini belirterek öncelikle 30/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 4, 5, 6 ve 7 no’ lu kararların işin aciliyetine binaen yürütmesinin durdurulmasına TTK’nın 449 gereğince şirket müdürleri dinlenilmeksizin yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini, 30/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın dürüstlük ve iyi niyet kaideleri çerçevesinde yapılmaması sebebiyle öncelikle tümden iptaline, olmadığında 4, 5, 6 ve 7 numaralı maddelerinin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ortaklarından … …’ın 07/09/2017 tarihinde elim bir olay neticesinde vefat ettiğini, mirasçılık belgesinde … … … murisin vefat vefat tarihindeki eşi … … ile birlikte müteveffanın yasal mirasçısı olarak belirtildiği için vefat sonrasında şirket ortağı haline geldiğini, … …’ın müstakbel mirasçısı ve annesi olan … … tarafından … … ve … … … aleyhine soybağının reddi davası açıldığını, Kocaeli 4. Aile Mahkemesinin 2019/447 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına hem de soybağının reddi davasının neticesine göre mirasçığı gündeme gelecek olan murisin annesi … …’ın işbu davaya dahil edilmesine karar verilmesine, 30/03/2020 tarihli Genel Kurul’un iptaline ilişkin işbu davada davacıların İç Ticaret Genel Müdürlüğünün pandemi sebebiyle yaptığı 20/03/2020 tarihli açıklamadan pay kapma derdinde olduğunu, pandemi sebebiyle Genel Kurula katılımın etkin ve eşit şekilde sağlanabilecek olmamasından dolayı Genel Kurulun ertelenmesi imkanı getirildiğini, ertelemenin zorunlu değil ihtiyari olduğunu, şirketin içinde bulunduğu olumsuz mali durum Genel Kurul ertelenmesini değil Genel Kurul yapılarak acil birtakım önlemlerin alınmasını gerektirdiğini, erteleme talebinin artniyetle yapıldığının açık olduğunu, davacılar sürekli müvekkili şirket aleyhine davalar açtığını, şirketin işleyişini olanaksız hale getirmeye çalıştığını, şirketin menfaatlerini değil kendi menfaatlerini ön planda tutmakta ve böylelikle şirketin ticari itibarına ve kredibilitesine kasıtlı olarak zarar verdiklerini, sermaye tamamlanması zorunluluğuna iştirak etmeyerek işin daha ileri boyuta taşındığını, şirketin feshini tercih yönünde oy kullanıldığını belirterek murisin annesi Jale Kayan tarafından açılan Kocaeli 4. Aile Mahkemesi’nin 2019/447 Esas sayılı dosyası ile görülen soybağının reddi davasının bekletici mesele yapılmasına, saybağının reddi davası neticesinde mirasçı sıfatını kazanması kuvvet muhtamel olan murisin annesinin davaya dahil edilmesine, delillerin toplanarak haksız ve dayanaksız davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın kısmen KABULÜ ile,
Davalı ES Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin 30/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 4, 5, 6 ve 7 no.’lu kararların iptaline,
Fazlaya ilişkin talebin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların sermaye oranı %10’un altında olduğu için, işbu dava ve genel Kurul bakımından 420. maddenin uygulanma kabiliyeti bulunmadığını; davacılar, sürekli davalı şirket aleyhine davalar açmakta, şirket işleyişini olanaksız hale getirmeye çalışmakta, şirketin menfaatlerini değil kendi menfaatlerini ön planda tutmakta ve böylelikle şirketin ticari itibarıma ve kredibilitesine kasıtlı olarak zarar verdiklerini; ancak sermaye tamamlanması zorunluluğuna iştirak etmeyerek işi daha ileri boyuta taşıdıklarını, şirketin feshini tercih yönünde oy kullandıklarını; beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı … … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin 30.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısı’nda kabul edilen 4. madde hukuka aykırı olup işbu maddenin iptaline yönelik yerel mahkeme kararı hukuka uygun olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
Davacı … … … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; şirket yönetimince salt iyi niyet ve esas sözleşmeye aykırı değil, aynı zamanda TTK hükümlerine de açıkça aykırı hareket edildiği dosya münderecatından anlaşılmış olduğundan davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2021 Tarih – 2020/209 Esas – 2021/551 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı şirketin 30/03/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında; 4. karar ile şirketin bilanço ve gelir tablolarının, 5. karar şirket faaliyet raporlarının kabul edildiği, 6. karar ile kâr avansı ve kâr dağıtımı yapılmamasına, 7. karar ile sermaye arttırımına, 8. karar ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiği, davacıların öncelikle genel kurulun tamamının iptalini, olmadığı takdirde genel kurulda alınan 4, 5, 6, ve 7 nolu kararların iptalini talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince azlığın 6102 sayılı TTK’nın 427. maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesini talep etmesine rağmen bu talebin reddedilerek genel kurulun yapılması nedeniyle finansal tabloların görüşülmesi ilişkin 4 ve 5 nolu kararlar ile buna bağlı 6 ve 7 nolu kararların iptalini, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, genel kurul kararının iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davalı şirketi limited şirket olup 6102 sayılı TTK’nın 617-(3) maddesi uyarınca “toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır.”
Aynı Kanun’un 420. maddesinde; “Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm emredici niteliktedir.
Eldeki uyuşmazlıkta, davacı … … …, davalı şirketteki hissesinin (285) pay ile %14,25, davacı … …’ın şirketteki hissesinin (95) pay ile %4,75 oranına tekabül ettiği, buna göre en az 1/10 azlık payına sahip oldukları anlaşılmıştır. Davalı istinaf dilekçesinde 21/12/2018 tarihli olağan genel kurulunda sermaye arttırımı yapıldığı, davacıların rüçan hakkını kullanmadığı, bu nedenle paylarının %10’un altına düştüğü gerekçesiyle TTK’nın 420. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirtmiş ise de, 21/12/2018 tarihli genel kurulun iptali için açılan davada genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması istemli ihtiyati tedbir talebinin reddi üzerine davacıların istinaf talebini inceleyen dairemizin 19/09/2019 tarih 2019/1284 esas 2019/837 karar sayılı kararı ile, sermaye arttırımı ve rüçan hakkına ilişkin 5, 6 ve 7 nolu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiği, yine davalı şirketin 29/03/2019 tarihli olağan genel kurulunun 9. maddesi ile sermaye arttırımı ve rüçan hakkının kullanılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince 9. maddenin yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiği, kararın istinafı üzerine dairemizin 04/02/2021 tarih 2020/1562 esas 2021/250 karar sayılı kararı ile istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu hale göre; eldeki davaya konu genel kurulun, sermaye artırım ve rüçhan hakkınına ilişkin 21/12/2018 ve 29/03/2019 tarihli olağan kurulu kararlarının yürütülmesinin geri bırakıldığı ve bu kararların uygulanmadığı bir dönemde yapılması nedeniyle davacıların paylarının %10’un altına düşmediği anlaşılmaktadır.
İptali istenen genel kurul kararları incelendiğinde; 4 nolu karar ile bilanço ve gelir tabloları, 5 nolu karar ile faaliyet raporu, 6 nolu karar ile kar avansı ve kar dağıtımı, 7 nolu karar ile 6102 sayılı TTK’nın 376. maddesi uyarınca şirketin sermayesinin 22.000.000,00 TL’ye tamamlanması ve aradaki farkın ortaklardan hisseler oranında karşılanması ve 8. karar ile müdürler kurulu ve üyelerinin ibrasının görüşülüp karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu kararlardan 4 ve 5 nolu kararların finansal tablolara ilişkin olduğu ve 6, 7 ve 8 nolu kararların da finansal tablolarla bağlantılı konulara ilişkin olduğu bu nedenle davacıların azlık haklarının korunması için 6102 sayılı TTK’nın 420. maddesi uyarınca erteleme talepleri kapsamında bu maddelerin görüşülmesinin 1 ay ertelenmesi gerekirken azlığın talebinin reddi ile gündem maddelerinin görüşülmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 11. HD.’nin 31/05/2017 tarih 2016/440 esas 2017/4327 karar). Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip…
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*