Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/906 E. 2023/821 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/906
KARAR NO : 2023/821

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2022
NUMARASI : 2021/78 Esas – 2022/13 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021

KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/78205 Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, takibe itiraz edip takibi durdurduğunu, davalı şirket tarafından Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/125 D. İş dosyasından ihtiyati haciz kararı verildiğinden tüm taşınmazlar ile araçlarına haciz konulduğunu ve birçok bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacının banka hesaplarına bloke konulduğunu, davacıyı idari kurumlar tarafından yapılan ihaleler üzerinden inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olduğundan banka hesaplarına konulan blokelerin davacıyı zor duruma düşürdüğünden ve ihtiyati hacze yapılan itirazlarının da yerel mahkemece reddedilmesi üzerine müvekkilinin alacaklı tarafla anlaşmaya çalıştığını ve takipteki itirazından feragat ettiğini, akabinde icra dosyasına bankada bloke edilen 140.300,00-TL celp edilerek alacaklıya ödeme yapıldığını, huzurdaki davaya konu edilen alacağın fatura ve mutabakat mektubuna dayandığını, faturaların kaynağının Özgür Modern Yapı ve İş Ortaklığı ile davalı şirket arasındaki; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından ihaleye çıkarılan KBB Dilovası ilçesi yarı olimpik yüzme havuzu yapım işine ilişkin ticari ilişkiden kaynaklandığının davacı tarafından düşünüldüğünü ve bu sebeple de davalı yan ile anlaşmaya varılmaya çalışıldığını, ilgili ortaklık da davacı ve Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden oluştuğunu, yüzme havuzunun yapımı, ihale ile Özgür Modern Yapı ve İş Ortaklığına yüklenmiş olup ortaklık da kendi arasında Derince Noterliği 31.05.2018 Tarih 8532 Y. No’lu iş ortaklığı sözleşmesi ile yüzme havuzunun yapım işinde iş ortaklığının sözlemesi yapıldığını, davalının ortaklık adına kesilen faturalara binaen Derince Noterliği 31.05.2018 Tarih 8532 Y. No’lu iş ortaklığı sözleşmesine dayanarak davacı aleyhine de Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/78205 esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, İhtiyati haciz baskısı altında olan davacının, davalı alacaklı ile sulh olma yoluna giderek icra dosyasına kısmi ödeme yaptığını, Müvekkilinin bu ödemeleri iş ortaklığının mensubu olan Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin işi yürütümünden kaynaklandığını düşünerek yaptığı davalının ortaklık adına kesilen faturalara binaen Derince Noterliği 31.05.2018 Tarih 8532 Y. No’lu iş ortaklığı sözleşmesine dayanarak davacı aleyhine de Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/78205 esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, İhtiyati haciz baskısı altında olan davacının davalı alacaklı ile sulh olma yoluna giderek icra dosyasına kısmi ödeme yaptığını, davacının bu ödemeleri iş ortaklığının mensubu olan Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin işi yürütümünden kaynaklandığını düşünerek yaptığını, ancak daha sonra yaptığı araştırma ile faturaların gerçek bir alışverişe dayanmadığını ve faturaların karşılığında herhangi bir iş yapılmadığını öğrendiğini, bu husus tarafların ticari defterleri incelendiğinde de görüleceğini, davalı yan tarafından gönderilen mutabakat mektubunda da davacının imzası bulunmadığını, İş ortaklığı sözleşmesi ile bu yetki müştereken ortaklara verildiğinden imzası bulunmayan mutabakat mektubuna binaen müvekkilinin adi şirket ortağı sıfatıyla mütessil sorumlu tutmak mümkün olmadığı gibi kesilen faturaların gerçek bir işleme dayanmadığını ve faturalara karşılık herhangi bir işlem yapılmadığı hususları dikkate alınarak Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/78205 esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenen 140.300,00.-TL. istirdatı talepli işbu davayı açtığını, davacıya ait herhangi bir imza içermeyen belgelere istinaden ve fatura karşılık herhangi bir iş yapılmamasına rağmen adi ortaklık gerekçesiyle davacı aleyhine kötü niyetli olarak ihtiyati haciz kararı alıp takibe geçen davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/78205 esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/78205 esas sayılı dosyasına yapılan 140.300,00 -TL ödemenin istirdatına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacı ile diğer iş ortağı arasındaki ilişki Adi İş Ortaklığına dayandığından Adi ortaklık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında yer alan ortaklıkların aksine tüzel kişiliği haiz olmadığını, tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklık, üçüncü kişilerle ilişkilerinde bağımsız bir varlığa sahip olmadığını, dolayısıyla adi ortaklık kendi adına hak ve borç edinemeyeceğini, davacı veya davalı olamayacağını, ortaklık aleyhine açılmak istenen davaların tüm ortaklar aleyhine, ortaklık lehine açılacak davaların da tüm ortakların katılımı ile açılması gerektiğini, yasadan kaynaklanan nedenlerle davanın usulü eksiklik nedeni ve taraf sıfatı yokluğu genel dava şartı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ihtiyati tedbir taleplerinin samimiyetten uzak ve mahkeme kararının da hukuka aykırı olduğu kanaati ile itiraz ettiğini, davacının borçlu olmadığı iddiaları dilekçe ekindeki Sulh Sözleşmesi ile geçerliliğini yitirdiğini, davacının, dava dilekçesinde hem ortak iş yapmadığını belirtip hem de akabinde dilekçe ekindeki “sulh sözleşmesi” ile borcu kabul etmesi borcun ödenmesini uzatmaya yönelik olduğunu, davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu “icra dosyasına kısmi ödeme yapmıştır” söylemi gerçeği yansıtmadığını, Sulh Sözleşmesinde edimlerini yerine getiren tarafın sadece davalı firma olduğunu, akabinde ödeme tarihlerine uymayarak Sulh Sözleşmesinin feshine sebebiyet verenin davacı taraf olduğunu, davacının istirdat davasına konu ettiği miktarın yazılı ve kesin delille ispat sınırının üstünde olduğundan; davacı dosya borcuna ilişkin anlaşma yaptıktan ve dosya borcunu ödeyemedikten sonra “KBB Dilovası İlçe Yarı Olimpik Yüzme Havuzu Yapım İşine İlişkin Ticari İlişkiden Kaynaklandığı düşünülmüş” şeklinde soyut ifade ile ispatlanması mümkün olmayan bir dava çeşidi olduğundan ve yazılı ikrarı ile de Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2020/78205 E. Sayılı dosyasındaki borcu kabul ettiğinden tüm bu husustaki itirazların reddini talep ettiğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, mahkeme aksi kanaatte ise usule aykırılık nedeniyle teminatın %115 olarak değerlendirilmesini, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2020/78205 E sayılı dosyasından takibin devamını, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2020/78205 E sayılı dosyasındaki tespit ve istirdat talebinin reddini, davacının itirazlarının hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğundan cihetle takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile ortağı arasındaki iş ortaklığı sözleşmesi ile bu yetki müştereken ortaklara verildiğinden imzası bulunmayan mutabakat mektubuna binaen davacı adi şirket ortağı sıfatıyla sorumlu tutmak mümkün olmadığı gibi kesilen faturaların gerçek bir işleme dayanmadığı ve faturalara karşılık herhangi bir işlem yapılmadığı hususları ile davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenerek irdelenmeksizin yerel mahkemece hüküm kurulması hususu usul ve yasaya aykırı olduğunu; yerel mahkemece her ne kadar dava dışı Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye tebligat çıkarılarak davacı tarafça ikame olunan davaya muvafakati olup olmadığı sorulmuşsa da dava dışı şirkete çıkarılan tebligat usule uygun olarak tebliğ edilmediğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/01/2022 Tarih – 2021/78 Esas – 2022/13 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı alacaklının Özgür Modern Yapı ve Erim İş Ortaklığından fatura alacağı nedeniyle davalı ile dava dışı Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. Hakkında Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2020/78205 esas sayılı ilamsız icra takibini başlattığı, davadan önce alacaklı ile davacı borçlu … arasında sulh sözleşmesi yapıldığı, davacının eldeki dava ile sulh sözleşmesinden sonra bir kısım borçlarını ödediğini, dava dışı Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ile iş ortaklığı kurduklarını, davalının takibe koyduğu fatura alacağının bu iş ortaklığının borcu olduğunu zannettiğini, ancak yaptığı araştırmada bu takibe konu fatura nedeniyle borçlu olmadığını tespit ettiğini belirterek eldeki davayı açtığını, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince takibe konu faturanın adi ortaklık adına düzenlendiği, davacının adi ortaklık adına tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığı, yargılama sırasında diğer ortağın davaya muvafakatinin sağlanması için yapılan ihtara rağmen diğer ortağın muvafakatinin sağlanamadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının eldeki davayı tek başına açıp açamayacağı noktasındadır.
Adi ortaklık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
Adi ortaklık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında yer alan ortaklıklardan farklı olarak tüzel kişiliği haiz değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 51. maddesinde dava ehliyetinin medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği düzenlenmiştir. Adi ortaklıkların, tüzel kişilikleri bulunmadığı için fiil ehliyeti ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle adi ortaklık halinde yönetici ortağa dava açmaya özel yetki verilmesi halleri dışında adi ortaklığın fiil ve taraf ehliyetleri bulunmamaktadır.
HMK’nın “Mecburi dava arkadaşlığı” başlıklı 59. maddesinde ise; “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.” hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır.
Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder (HMK’md. 60/1).
Adi ortaklığın, tüzel kişiliği bulunmadığı için fiil ehliyeti ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Adi ortaklık tarafından açılacak davalar bakımından, adi ortaklığı oluşturan kişilerin TBK’nın 638. maddesi uyarınca taraf olarak birlikte hareket etmeleri gerekmektedir. Diğer bir ifade ile adi ortaklığa ilişkin davaların ortakların hepsi tarafından birlikte ikame edilmesi veya açılan davada ortakların tamamının taraf olarak yer alması gerekir. Kısaca adi ortaklığın taraf olduğu hukuki işlem ve eylemlerde dava açma ehliyeti elbirliği mülkiyeti kuralları gereğince (6098 sayılı TBK’nın 638., 818 sayılı BK’nın 534., TMK’nın 702. maddeleri) mecburi dava arkadaşı olarak bütün ortaklar tarafından birlikte kullanılması gerekir.
Taraf ehliyeti 6100 sayılı HMK’nın 114-(1)-d) maddesi uyarınca dava şartlarından olup yine aynı Yasa’nın 115-(1) maddesi gereğincede kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi kendiliğinden göz önüne alınmalıdır. Ancak yine aynı Yasa’nın 115-(2) maddesi gereğince dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmeli, bu süre içinde bu dava şartı noksanlığının giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmelidir.
Adi ortaklık tarafından açılacak davaların, el birliği mülkiyeti kuralları gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Bütün ortaklar tarafından açılacak dava, adi ortaklık adına değil, bütün ortaklar adına açılır ve hüküm de ortaklar hakkında verilir. Aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Adi şirket ortakları arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi adi ortaklık alacaklısına karşı açılacak davaya tüm ortakların katılımının sağlanması şarttır. Ortaklarca birlikte dava açılmadığı takdirde adi ortaklardan bir kısmınca açılan davaya dava açmayan diğer ortakların davaya katılımının ya da muvafakatlerinin sağlanması, olmadığı takdirde davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Eldeki uyuşmazlık, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olup Kocaeli 8. İcra Daire’sinin 2020/78205 E. Sayılı ilamsız icra takibi Özgür Modern Yapı ve Erim İş Ortaklığı (adi ortaklığı) ile bu adi ortaklığı oluşturan Özgür Modern Yapı Teknik İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. İle davalıya karşı başlatılmış olup, takip dayanağı faturalar da adi ortaklık adına düzenlenmiştir. Bu durumda, bu menfi tespit davasının adi ortaklığı oluşturan ortaklardan tarafından birlikte açılması yahut davacı olmayan ortağın davaya muvafakat vermesi gerekmektedir. Eldeki davada ise, davacı davayı tek başına açmış ve diğer adi ortağın muvafakatini sağlayamamış olduğundan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı anlaşılmakla istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*