Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/870 E. 2022/1397 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/870 – 2022/1397
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/870
KARAR NO :2022/1397

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :07/10/2021
NUMARASI :2021/715 Esas – 2021/777 Karar

DAVACILAR :1- …
:2- …
:3- …
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :1- …
VEKİLİ :Av. …
:2- …
:3- ATILGAN ELEKTRİK İNŞAAT TURİZM GIDA VE HAYVANCILIK LİMİTED ŞİRKETİ –

DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :23/05/2011

KARAR TARİHİ :27/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ :19/07/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 1948 yılında murisleri …’nun kurmuş olduğu Denet Civata A.Ş.’de %26,25 hisseye sahip olduklarını, şirketin üretiminin ağırlıklı olarak otomotiv ve beyaz eşya sektöründe gerçekleştiğini, dünyada yaşanan küresel ekonomik krizin davacı şirketin satışlarını etkilediğini, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/529 Esas sayılı dosyasında 16/09/2010 tarihli duruşmada şirketin tedbir isteminin kabul edildiğini, bu gelişmeler devam ederken şirketin hakim ortağı davalı …’ın yabancı bir ortaklık yapılacağı konusunda davalının hileli davranışlarına inanarak %45 hissesini davalı … ve onun yönetiminde olan Atılgan Elektrik İnşaat Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti.’ne yine davalı …’ın emrinde olan … ve …’a bile bedel devir ettiğini, davacıların bilgisi olmaksızın …’ın, …’a bile bedel hisse vermek suretiyle davacıların şirket üzerindeki etki ve yetkilerini muvazaalı olarak kaldırdıklarını, bu şekilde iş birliği yaptıkları sabit olmakla davacılardan …’nun 13 yıldan bu yana tacir sıfatı ile genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak yöneticilik haklarını muvazaalı işlemlerle haksız olarak aldıklarını, davacının yönetim kurulu üyeliğinden 02/02/2011 tarihli dilekçesi ile 21/01/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere istifa ettiğini, davacının katılmadığı şirketin 19/01/2011 tarihli 220 karar nolu yönetim kurulu kararında davacının da haberi olmaksızın şirketin yönetim kurulu başkanlığına …’ın seçildiğini, davacıların ortak oldukları şirketi batırmaya yönelik olarak davalıların birlikte hareket ettikleri ve şirket borçlarının davacıların şahsi mallarının satışı sureti ile ödenmesi konusunda her iki tarafın muvazaalı eylemlerde bulunduğu, 2 nolu davalının payını bile bedel devrinin ticari teamüller ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, 2 nolu davalının şirketin ticari faaliyetlerini sonlandırmak ve şirketi iflasa yöneltmek amacı ile 1 ve 3 nolu davalılarla iş birliği içerisinde hareket ettiğini, 1 ve 3 nolu davalıların muvazaa yolu ile sahip oldukları hisselere ve güçlerine illegal yollar kullanarak şirkete hakim oldukları ve şirket içinde var olan şirkete ait tüm aktifleri mahkemenin tedbir kararına rağmen satarak paraya çevirdikleri bunları şirketin borçlarının ödenmesinde kullanmadıklarının açıkça anlaşıldığını, davalıların piyasa değeri 390.000,00-TL olan şirkete ait 100 Ton Atıl ve 30 Ton karantinayı irsaliyesiz ve faturasız olarak sattıklarını, davalıların şirketin aktifinde yer alan ve şirket müşterileri olan MGI firmasının siparişlerinin üretilmesinde kullanılan şirkete ait kalıpların usulsüz olarak Fransız şirket önderliğindeki ekibe verildiğini, davalılar şirketin know-how (tasarımı) oluşturan çok gizli üretim bilgilerini Fransız şirketi önderliğindeki firmaya verdiklerini, davalıların yönetim yetkilerini kötüye kullanarak … adresinde bulunan eski fabrika binasının eternet ve çelik konstrüksiyonunu söküp faturasız biçimde sattıklarını, davalıların yönetim kurulu üyeleri olduklarından bu haksız eylemleri nedeni ile TTK’nın 336. maddesi gereğince davacıların ortağı oldukları şirkete vermiş oldukları zararlardan sorumlu olduklarını, davalıların şirketin yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliğini yürütürken şirketlerin ticari kazançlarını ortaklığın tüzel kişiliğine yansıtmadıklarını, aksine bu kazançlardan kendilerine haksız kazanç elde ettiklerini, davacıların şirket pay sahibi olarak yönetim kurulu üyeleri hakkında bu davayı açması ve alınacak zarar miktarının da şirkete verilmesini talep etme haklarının TTK’nın 309. maddesi gereği olduğunu, bu sebeple yönetim kurulu başkanı davalı … ile yönetim kurulu üyesi 2 nolu davalı …’ın davacıların ortağı olduğu Denet Civata San. A.Ş.’de muvazaalı olarak hisse devirleri yaptıkları, bu şekilde haksız olarak şirket yönetim kuruluna seçildikleri ve göreve geldikten sonra 1, 2 ve 3 nolu davalıların TTK’nın 335. maddesine aykırı olarak yapmış oldukları TTK’nın 336. maddesine giren haksız eylemleri nedeniyle; davacıların ortak olduğu Denet Civata San. A.Ş.’de uğranılan maddi zarara karşılık olmaz üzere fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; TTK’nın 309. maddesi gereğince 50.000,00-TL’nin Denet Civata San. A.Ş.’ye verilmek üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1 nolu davalının talimatı üzerine 3 nolu davalının şirkete ait tüm malları sattığı anlaşılmakla, 3 nolu davalının şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin HUMK 101 ve 103 ve TTK’nın 161. maddeleri gereğince tedbiren önlenerek şirkete yönetim kayyumu atanması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’nun Denet Civata A.Ş.’nin eski sorumlu müdürü olduğunu, Denet Civata San. A.Ş.’nin davacı olan … Genel Müdür konumunda iken bilinçli ve sistemli bir şekilde gerçekleştirilen fiillerle mali realiteler dışında ve olağanüstü olarak zarar ettiğini, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/529 Esas sayılı dosyası ile iflası talep edilen şirket durumuna düştüğünü, davacının şirketin içini boşalttığını ve bu duruma kasten getirdiğini, davacı idaresindeki şirketin çok dağınık olarak yönetildiğinden tüm hesaplar ve yapılan işlerin tek tek uzman kişiler tarafından gözden geçirilmeden davacı hakkında herhangi bir hukuki yola başvurulmadığını, yeni yönetim kurulunun 02/02/2011 tarihinde davacıların iddialarının aksine tüm yasal prosedürleri yerine getirerek göreve geldiğini, davacı …’nun bu aşamada yönetim kuruluna seçildiğini, yeni yönetimin şirketin mali incelemelerini ortaya koyup davacının sorumluluğu gündeme gelince davacının 20/02/2011 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldığını, bu tarihten sonra davacının TCK’nın 155/2. maddesi dahil işlemiş olduğu birçok suçu gizlemek amacı ile asılsız suç duyurularında bulunmaya ve davalar açmaya başladığını, yeni ortakların …’na veya şirkette başka birisine yönelik herhangi bir hakaret veya cebri davranışı olmadığını, karantina ve atıl malzemenin satıldığının doğru olduğunu, bu malzemelerin ticari ürün olarak değil, hurda olarak satıldığını, bu malların değerinin iddia edilenin aksine 60.000,00-TL değerde olduğunu, alınan paranın gayri resmi olarak işçilerin haftalıklarına harcandığını, Renault ve Citroen otomotiv fabrika bantlarının davalılara verdikleri siparişleri alamadıkları için durmak üzere olduğunu, durması halinde her bir şirketten 100.000-EURO bant durma cezasının kesileceğini bildirmeleri üzerine kalıpları kendilerine verdiklerini, bu firmaların 19.800,00-EURO alacakları olduğu için alacaklarına karşılık kalıpları verdiklerini, Rami Topçulardaki fabrika binasının sökülmesi çevreden gelen tehlike şikayetleri üzerine yaptırıldığını, yıkımı yapan firmaya yıkım ve çevre düzenlemesi karşılığında üzerindeki hurdaların verildiğini, müvekkillerinin Denet Civata’nın iflasında sorumlu olmadıklarını, …’nun bütün hazırlıklarını şirketin iflasına göre yaptığını, Denet Civata’da … döneminde, şirket içi yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ayyuka çıktığını bu sebeple davanın reddine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; davanın HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nın 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş,karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında söz ettiği şekilde olumsuz görev uyuşmazlığının mevcut olmadığını, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalılar tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2021 tarih, 2021/715 Esas – 2021/777 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan dava dışı şirketin zararının tazmini istemine yöneliktir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince verilen; davacıların davalı Atılgan Elektrik İnş. Tur. Gıda ve Hayvancılık Ltd. Şti. karşı açmış olduğu davasının HMK’nın 114-(1)-d) ve 115-(2) maddesi gereğince usulden reddine, davacıların davalılar … ve …’a açmış olduğu davasının kısmen kabulüne dair 06/01/2020 tarih ve 2017/104 Esas – 2020/7 Karar sayılı karar; davacılar ile davalı … vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 13/09/2021 tarihli ve 2020/1857 E, 2021/1432 K. Sayılı ilamı ile, davalılardan … ve … hakkındaki ceza dosyalarının akıbeti, dosyalarda adı geçenler üzerine atılı suçların eldeki dava dosyasına konu işlem ve eylemlerle bağlantısı olup olmadığı ve sonuçlanmalarının davaya etkisi olup olmadığı araştırılarak, gerekiyorsa sonuçlanmalarının bekletici mesele yapılması gerekirken bu yola gidilmemiş olması ayrıca; Denet Civata A.Ş. hakkında iflas kararı verilen Gebze 2. Asliye Hukuk (ATM) Mahkemesinin 2012/526 Esas sayılı dosyası kapsamı gerekli ölçüde incelenip değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) hükmü uyarınca kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesince Dairemiz kaldırma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda;
“….6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar, Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un 5/3. maddesine göre ise “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Ancak 6102 sayılı TTK’nın geçici 9. maddesinde “Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tabidir” hükmüne yer verilmiştir.
Davanın açıldığı 23/05/2011 tarihinde yürürlükte olan mülga 6762 sayılı TTK’nın 5. maddesine göre ise Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisidir. Aynı Kanun’un 5/3. maddesine göre “Bir davanın ticari veya hukukî mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir.” 5/son maddesine göre ise “Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tâbi oldukları müddetlere dair usûl hükümleri iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.” şeklindedir. Başka bir ifadeyle 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden evvel yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 5. maddesi gereğince Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasında görev değil, iş bölümü ilişkisi bulunmaktadır.
Bu yasal düzenleme çerçevesinde dosya incelendiğinde, dava tarihi olan 23/05/2011 tarihi itibariyle 6762 sayılı TTK’nın 5. maddesi gereğince Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasında görev değil, iş bölümü ilişkisi bulunmaktadır. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırmaya Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Nitekim Mahkememizce daha önce iş bölümü nedeniyle verilen görevsizlik kararlarında da (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/12/2016 tarih, 2016/12128 Esas ve 2016/11682 Karar sayılı ilamı, 14/11/2016 tarih, 2016/10617 Esas ve 2016/10790 Karar, 21/11/2016 tarih, 2016/10618 Esas ve 2016/10949 Karar sayılı ilamları) görevsizlik kararı veren Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli mahkeme olarak belirlenmiştir. Dava tarihinde Gebze’de ayrı ticaret mahkemesi bulunmayıp, HSYK’nın 23.07.2015 tarih 1157 sayılı kararıyla, Gebze’de müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup 07.09.2015 tarihinde faaliyete geçmiştir. Dava tarihinde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığından, iş bölümü itirazından da söz edilemez. Yani iş bölümü itirazı olsa dahi, o tarihte Gebze’de müstakil asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından, bu itiraz yapılmamış kabul edilecektir. Benzer dosyalarda yine, İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesi’nin 2017/896 E. 2017/944 K. sayılı ilamı ile, Sakarya BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 2019/682 E. 2019/614 K. ve 2020/1693 E. 2020/1543 K. sayılı ilamları ile Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilir. HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu durumda dava şartı gerçekleşmemiş olduğundan, HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine; kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde; Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15/09/2015 tarih ve 2011/469 Esas, 2015/765 Karar sayılı kararıyla verilen görevsizlik kararı nedeniyle, Mahkememiz ile Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının Sakarya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur….” şeklindeki gerekçeyle, HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde; Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15/09/2015 tarih ve 2011/469 Esas, 2015/765 Karar sayılı kararıyla verilen görevsizlik kararı nedeniyle, mahkememiz ile Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının Sakarya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçeli karar başlığında; davalı …’ın T.C. ibaresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Dosya kapsamındaki delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince; yasal düzenlemelere ve kararının gerekçesinde dayanılan Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davanın usulden reddi yönündeki yerel mahkeme kararında yasaya aykırılık bulunmadığı, kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden, istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca;davacıların İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacıların üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacılara iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
27/06/2022


Başkan…
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*