Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/86 E. 2022/369 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/86 – 2022/369
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/86
KARAR NO :2022/369

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :….
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :20/10/2021
NUMARASI :2021/757 Esas – 2021/826 Karar

DAVACI :TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ -.
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :AYHANLAR HAZIR BETON İNŞAAT PREFABRİK YAPI ELEMANLARI SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -.
VEKİLİ :Av. …

DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :18/10/2021

KARAR TARİHİ :21/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :01/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı enstitü tarafından davalı-borçluya sunulan hizmet karşılığı olarak, 3 adet fatura düzenlendiğini, davacının alacağının dayanağı olan faturaların borç tutarları ödenmediğinden borçlu aleyhine Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/35736 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin söz konusu takibe borcunun olmadığı iddiasıyla haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiklerini, davalının hakkındaki icra dosyasına hukuka aykırı ve haksız yere itiraz etmesi üzerine huzurdaki işbu davayı açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile çözümü için Gebze Arabuluculuk Bürosuna müracaatta bulunulduğunu, 2021/93031 arabuluculuk numarası ile yapılan görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, işbu bu sebeple görülecek olan davayı açmak sureti ile davacının haklarının aranması cihetine gidildiğini, şöyle ki; Türk Standartları Enstitüsü’nün her türlü madde ve mamüller ile usul ve hizmet standartlarını yapmak amacıyla 18/11/1960 tarih ve 132 sayılı kanunla kurulduğunu, Enstitünün kısa adının ve markasının TSE olduğunu, bu markanın çeşitli şekillerde gösterildiğini, TSE’nin izni olmaksızın bu markanın hiçbir şekilde kullanılamayacağını, yalnız TSE tarafından kabul edilen standartların Türk Standartı adını aldığını, TSE garanti markasını almak isteyen şirketlerin TSE´ye başvurarak tahlil ve kontrol ücreti ödeyip madde ve mamüllerinin Kurumca belirlenmiş Türk Standartlarına uygunluğunu tespit ettirip kurum tarafından belirlenen bedelleri ödemek suretiyle sözleşme yapmak zorunda olduklarını, davacı enstitü ile davalı şirket yetkilisi tarafından 18/07/2006 tarihinde TSE markasını kullanma hakkını içeren sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca TSE markasının kullanım hakkının davalı şirkete verildiğini, davacı kurum tarafından belirlenen bedelleri ödemek suretiyle TSE markası kullanılabildiğini, ancak, TSE markasının logo, kullanım ve inceleme bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, ilgili sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmenin süresinden bahsedildiğini, davalı şirketin üretmiş olduğu malların Türk Standartlarına uygunluğunun tahlil ve kontrolünün davacı kurumun kimya ve makine laboratuvarlarında gerekli deneyleri yapıldığını, yapılan hizmetin karşılığında kesilen faturaların davalı şirketçe ödenmediğini, Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/35736 E. sayılı icra dosyasının asıl alacağı TSE marka kullanım ücreti, TSE belgesi inceleme hizmet gideri ve hizmet ücreti, yapı malzeme laboratuvarları deney ücreti karşılığında kesilmiş olan fatura alacaklarından oluştuğunu, davalı şirketin söz konusu takibe borcunun olmadığı iddiasıyla ödemesi gereken miktarlara haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, tüm bu sebeplerle davanın kabulü ile Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/35736 E. sayılı icra dosyasındaki itirazın iptali ve takibin devamına, hukuka aykırı ve haksız yere kötü niyetli yapılan itiraza yönelik davalı aleyhine %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Açılan davada HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, Kararın kesinleşmesine müteakip süresinde müracaat halinde yetkili ve görevli Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatı ile) gönderilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davayı usulden reddetmiş olduğunun, taraflarınca vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğunu, kararın bu yönde kısmen bozularak taraflarınca vekalet ücretine hükmedilmesinin için istinaf yoluna başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, davacı davasını, yürürlükte bulunan kanuni düzenlemelere göre görevsiz yargı yerinde açmış ise “yargı yolu bakımından görevsizliğe” dair verilecek kararla birlikte; harç, masraf ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekir.” bu sebepten taraflarınca vekalet ücretine hükmedilmemiş olması hukuka aykırı olduğunu ve yerel mahkemece taraflarınca vekalet ücretinin hükmedilmemiş olmasının kabulü taraflarınca mümkün olmayacağını, belirtilen nedenle vekalet ücretinin hükmedilmesi gerekmekte iken hiç karar verilmemesinin bozmayı gerektireceğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin öne sürmüş olduğu iddialar hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, istinaf başvurusunun reddinin gerekmekte olduğunu, verilen kararın bir “görevsizlik” kararı olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü olan 331/2 sayılı maddesinin somut olaya uygulanması gerektiği izahtan vareste olduğunu, yargılama harç ve giderlerinden sorumluluk ancak davanın bitiminde söz konusu olacağını, dolayısıyla kural olarak ancak esasa ilişkin nihai kararlarla birlikte yargılama harç ve giderlerine hükmolunacağını, ancak istisnai olarak usule ilişkin nihai kararlarda da dava sona eriyor ise, dosya başka bir mahkemeye gönderilmiyorsa, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi durumunda olduğu gibi, yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın temeli olan 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının değerlendirilmesi gerektiğini, yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasının yerinde olacağını, vekalet ücretinin yetkisizlik veya gönderme kararı üzerine görevli mahkemece hüküm altına alınması gerektiğine karar verildiğini belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2021 tarih, 2021/757 Esas – 2021/826 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TSE marka kullanma, belgelendirme, hizmet ücretinden doğan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince; HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesini müteakip süresinde müracaat halinde yetkili ve görevli Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatı ile) gönderilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, dosya ele alınarak görevsizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı HMK’da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenleme yapılmıştır. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (Madde 118,126-136) 2-Ön inceleme, (Madde 137-142) 3-Tahkikat (Madde 143-293) 4-Sözlü yargılama (Madde 184-186) ve 5-Hükümdür (madde 294). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra yapılır (HMK’nın madde 137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre, usule ilişkin kararın verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK’nın madde 127/1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK’nın madde136/1) beklenmesi, davacı dilekçe verdiğinde bunun davalı tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın 137/1. fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1. madde hükmü de bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanun’dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ileriye ötelemiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. 6100 sayılı HMK’nın 138.maddesi uyarınca dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilebilir ise de; bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir.
Bu genel anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğinin yapılmayıp, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmesi Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkına aykırıdır.
Açıklanan ve res’en gözetilen nedenlerle, yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek dava dilekçesi davalıya tebliğ edilerek müteakip usulü işlemlerin tamamlanmasını müteakip karar verilmesi için, diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2021 tarih, 2021/757 Esas ve 2021/826 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.21/02/2022

….
Başkan …
¸e-imzalıdır

….
Üye …
¸e-imzalıdır


Üye…
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*