Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/854 E. 2022/1392 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/854
KARAR NO :2022/1392

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :20/01/2022 (Ara Karar)
NUMARASI :2022/43 Esas

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN/DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
KARŞI TARAF/
DAVALILAR
:1- ….
:2- …

DAVA :Tazminat
TALEP :İhtiyati haciz
DAVA TARİHİ :19/01/2022
KARAR TARİHİ :27/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ :05/07/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talep eden davacı ile davalılar arasında imzalanan 15/01/2021 tarihli protokol ile tarafların eşit oranda hisseyle yer alacağı yeni bir şirket kurulacağını,müvekkilinin tek ortağı ve yetkilisi olduğu Özel Sakarya İlke Başarı Eğitim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. nezdinde işletilen, Düşünür Koleji’ne ilişkin tüm ruhsatların yeni kurulacak şirkete devredileceğini, yeni kurulacak bu şirkette Kale Koleji Sakarya ve Düşünür Koleji’nin birleşerek Kale Koleji işletme unvanı altında ortak faaliyete devam edeceği ve Düşünür Koleji nezdinde eğitim alan öğrencilerin Kale Kolejinde 01/09/2021 itibari ile eğitim öğretime devam edeceğine dair ekonomik bir niyet birlikteliği ve amaç ortaya koyduklarını,müvekkilinin sorumluluklarının Serdivan’da ulunan ilkokul – ortaokul ve anadolu lisesi olarak faaliyet gösteren Düşünür Koleji binasını ve ruhsatlarını 2021-2022 eğitim öğretim yılından başlamak üzere yeni kurulacak şirkete devredilmesi olduğunu, Düşünür Koleji bünyesindeki bütün öğrencilerin 1 Eylül’e kadar Kale Koleji’ne nakledilmesi olduğunu, borç olarak verilecek olan 500.000,00-TL’nin Haziran 2022’ye kadar geri ödenmesi olduğunu, karşı tarafın sorumluluklarının ise 25.05.2021 tarihinde şirket kurulumu için gerekli işlemlerin başlatılması olduğunu, İhtiyati Haciz Talep Eden Davacının eğitim ruhsatı üzerindeki tedbir ve idari para cezasının ödenmesi ile birikmiş kira, personel maaşları ve faturalar gibi giderler için 500.000,00-TL borç verilmesi olduğunu, söz konusu sözleşme imzalandığı dönemde davacı …’in maddi olarak zor durumda olduğundan böyle bir birleşme protokolü imzalama yoluna girdiklerini, müvekkilinin öğrencilerin nakledilmesi ve yeni kayıtların Kale Koleji’ne yönlendirilmesi şartlarını yerine getirdiğini ancak, davalılarca protokolde belirtilen 25.05.2021 tarihi itibari ile yeni şirketin kurulumu için hiçbir girişimde bulunulmadığını, söz konusu 500.000,00-TL’lik borcun davacıya verilmediğini, taraflarınca 04.08.2021 tarihinde Afyonkarahisar 3. Noterliği’nden 09181 yevmiye numarasıyla ihtarname çekildiğini ancak avalı tarafların hem edimlerini yerine getirmediğini hem de cezai şartı ödemediğini, ihtarnamede, davalılara tebliğ tarihi olan 16/08/2021’den itibaren üç gün içerisinde cezai şartın ödenmesini talep ettiğini ancak ödemenin yapılmamasıyla bu üç günlük sürenin dolduğunu, 20.08.2021 tarihinde davalıların temerrüde düştüğünü, davacının protokolü imzalamasının asıl nedeninin, borç olarak verileceği kararlaştırılan 500.000,00-TL ile ruhsat üzerindeki tedbir ve idari para cezasının kaldırılması ve Düşünür Koleji bina kiralarının ödenebilmesi olduğunu, davalıların cevabi ihtarnamede ileri sürdüklerini, ruhsat üzerinde tedbir ve idari para cezası olduğunu sonradan öğrendikleri anılan durumların şirketlerinin marka değerini düşüreceği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, bu şirket birleşmesine dair gerek Sakarya özelinde gerekse büyük marjlı gazetelerin internet sitelerinde haberler yapılmış olduğunu, taraflar hür iradeleri ile şirketlerini birleştireceklerine dair bir protokol imzaladıklarını, hükümlerine uyulmadığı takdirde cezai şart öngördüklerini fakat davalı tarafça bu protokole uyulmadığını, cezai şart tutarı protokolde net bir şekilde belirlenmiş ise de Yargıtay Kararı ve HMK’nın madde 109 uyarınca dava değeri net bir şekilde belirlenebilse dahi, kısmi dava açılabileceği öngörüldüğünden fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’lik dava ihdas edildiğini, tüm bu nedenlerle; şimdilik 10.000,00-TL cezai şartın davalılardan alınarak davacıya ödenmesini, öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalıların mal varlığı üzerinde haciz tesis edilmesine, 15.01.2021 tarihli protokolden doğan akde aykırılık nedeniyle 10.000,00-TL alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 20/01/2022 TARİHLİ ARA KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacının ihtiyati haciz talebinin reddi …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı İhtiyati Haciz Talep Eden Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati Haciz Talep Eden- Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vadesi gelmiş para alacağına ilişkin ihtiyati haciz koşullarının somut olayda aranması gerektiğini, olaya ilişkin olarak taraflar arasında imzalanmış protokol örneği, davalılarla davacı arasında geçen mesaj kayıtları, velilerin öğrencilerine oryantasyon eğitimi aldırmak için sundukları dilekçeler ve yeni eğitim kurumuna kayıt yaptırırken imzaladıkları senet örnekleri, haber sitelerinde şirket birleşmesi hakkında paylaşılan haberlerin görüntüleri, ihtarnameler ve dersonet programına ait görüntüler mahkemeye sunulmuş olduğunu, dosyaya sunulan delillerin yaklaşık ispat koşulunu fazlasıyla karşıladığı, ihtimaller göz önüne alınırsa bu kadar çok başlık altında delil sunulan bir olayın gerçek olma ihtimalinin daha yüksek olacağını, bu sebeplerle mahkemenin verdiği ihtiyati haciz talebinin reddi kararının bahsedilen yönleriyle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Karşı taraf tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/43 Esas 20/01/2022 tarihli ara kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep ihtiyati haciz istemine yöneliktir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı taraf; taraflar arasında imzalanan 15/01/2021 tarihli protokol ile,davacının tek ortağı ve yetkilisi olduğu Özel Sakarya İlke Başarı Eğitim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. nezdinde işletilen Düşünür Koleji’ne ilişkin tüm ruhsatların yeni kurulacak şirkete devredilmek suretiyle, Kale Koleji Sakarya ve Düşünür Koleji’nin birleşerek Kale Koleji işletme unvanı altında ortak faaliyete devamı konusunda anlaşmaya varıldığını, söz konusu protokolde; davacının sorumluluklarının Serdivan’da ulunan ilkokul – ortaokul ve anadolu lisesi olarak faaliyet gösteren Düşünür Koleji binasını ve ruhsatlarını 2021-2022 eğitim öğretim yılından başlamak üzere yeni kurulacak şirkete devredilmesi, Düşünür Koleji bünyesindeki bütün öğrencilerin 1 Eylül’e kadar Kale Koleji’ne nakledilmesi, davacıya borç olarak verilecek olan 500.000,00-TL’nin Haziran 2022’ye kadar geri ödenmesi şeklinde, davalının sorumluluklarının ise 25.05.2021 tarihinde şirket kurulumu için gerekli işlemlerin başlatılması olduğunu, müvekkilinin eğitim ruhsatı üzerindeki tedbir ve idari para cezasının ödenmesi ile birikmiş kira, personel maaşları ve faturalar gibi giderler için davacıya 500.000,00-TL borç verilmesi olarak düzenlendiğini, ancak davalılarca protokolde belirtilen 25.05.2021 tarihi itibari ile yeni şirketin kurulumu için hiçbir girişimde bulunulmadığını, söz konusu 500.000,00-TL’lik borcun da davacıya verilmediğini, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen protokolde kararlaştırılan cezai şartın da ödemediğini ileri sürerek, davalıların mal varlığı üzerinde haciz tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince;”….Davacı tarafından, 15/01/2021 tarihli protokol ile tarafların eşit oranda hisseyle yer alacağı yeni bir şirket kurulacağının ve tek ortağı ve yetkilisi olduğu Özel Sakarya İlke Başarı Eğitim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. nezdinde işletilen Düşünür Koleji’ne ilişkin tüm ruhsatların yeni kurulacak şirkete devredileceğini, yeni kurulacak bu şirkette Kale Koleji Sakarya ve Düşünür Koleji’nin birleşerek Kale Koleji işletme unvanı altında ortak faaliyete devam edeceği ve Düşünür Koleji nezdinde eğitim alan öğrencilerin Kale Kolejin’nde 01/09/2021 itibari ile eğitim öğretime devam edeceğine dair ekonomik bir niyet birlikteliği ve amaç ortaya koyduklarını, üzerine düşen sorumluluğu yani öğrencilerin nakledilmesi ve yeni kayıtların Kale Koleji’ne yönlendirilmesi şartlarını yerine getirdiğini ancak davalılarca protokolde belirtilen 25.05.2021 tarihi itibari ile yeni şirketin kurulumu için hiçbir girişimde bulunulmadığını, söz konusu 500.000,00-TL’lik borcun da verilmediğini, taraflar hür iradeleri ile şirketlerini birleştireceklerine dair bir protokol imzaladıklarını, hükümlerine uyulmadığı takdirde cezai şart öngördüklerini fakat davalı tarafça bu protokole uyulmadığından şimdilik 10.000,00-TL cezai şartın davalılardan alınarak tarafına ödenmesini, 15/01/2021 tarihli protokolden doğan akde aykırılık nedeniyle 10.000,00-TL alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, bu hale göre, davacının davalıdan cezai şart talep edip edemeyeceği, davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı hususlarının yargılama neticesinde ortaya çıkacak olması, bir başka anlatımla, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi, dolayısıyla ihtiyati haciz için gerekli koşul olan yaklaşık ispat koşulunun, somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” şeklindeki gerekçeyle, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş karara karşı İhtiyati Haciz Talep Eden Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur..
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati hacize ilişkin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunundaki düzenlemeler incelendiğinde;
İhtiyati haciz, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadi ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” şeklindedir.
Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyat haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir.
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK’nın 257. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir.
Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yaklaşık ispat yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacı taraflar arasında imzalanan 15.01.2021 tarihli protokolde kararlaştırılan 50.000,00-TL cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürmektedir. Ancak, TBK’nın 182. maddesi gereğince, cezai şartın geçerli olup olmadığı ve indirilmesinin gerekip gerekmediği hususu taraflar arasında ihtilaflı olup, cezai şartın indirilmesi hususu ve miktarının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Bu durumda vadesi gelmiş bir alacaktan ve İİK’nun 258. maddesinde düzenlenen, alacağın varlığı hakkında kanaat getirici belgelerin varlığından söz edilemeyeceği gibi, İİK’nın 257/2. maddesinde düzenlenen koşulların bulunduğuna ilişkin bir delil de bulunmadığından mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğrudur.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; İhtiyati Haciz Talep Eden Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; İhtiyati Haciz Talep Eden Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/06/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*