Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/821 E. 2022/1433 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/821 – 2022/1433
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/821
KARAR NO : 2022/1433

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :07/02/2022 (tarihli ara karar)
NUMARASI :2022/81 Esas – (derdest dosya)

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI:İZMİT ÖZEL POLİKLİNİK SAĞLIK HİZMETLERİ TİC. A.Ş….
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :MAARİF MEKTEPLERİ EĞİTİM BASIN YAYIN DANIŞMANLIK ORGANİZASYON ARAŞTIRMA İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. -…
DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit
TALEP :İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ :04/02/2022

KARAR TARİHİ :04/07/2022
KR. YAZIM TARİHİ :18/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili adına 07/07/2021 tarihli GIB2021000000002 nolu fatura numaralı fatura düzenlendiğini ancak faturaya konu hizmetlerin hiç alınmadığını, faturanın gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak düzenlendiğini beyan ederek, öncelikle davalı şirket tarafından müvekkil şirket adına düzenlenen 07/07/2021 tarihli GIB2021000000002 fatura numaralı 68.400,00 TL bedelli faturanın icra takibine ve ihtiyati hacze konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine GIB2021000000002 fatura numaralı 68.400,00 TL bedelli fatura açısından borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve etmiştir.
6100 sayılı HMK, madde 389 (1) mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konucu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, hükmü gereğince tedbir talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ 07/02/2022 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davacının ihtiyati tedbir talebinin HMK nun 389. maddesindeki şartlara uygun olmadığından reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceğini, ihtiyati tedbirin şartları HMK 389 ve devamı maddelerinde belirtildiğini, menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise İİK 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Normlar hiyerarşisi kuralına göre özel nitelikli hükmün öncelikle uygulanması gerekecektir. Bu nedenle icra takibinden önce açılan işbu menfi tespit davasında faturanın icra takibine konu edilmemesi isteminin İİK 72/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesini, davaya konu fatura davalı şirket tarafından gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak düzenlendiği, davalı edimlerini yerine getirmediği, davalı tarafından haksız kazanç elde etmeye yönelik olarak faturalar düzenlendiği, bahsi geçen fatura icra takibine konu edilmesi halinde müvekkil açısından telafisi güç ve imkansız zararlar doğacağından uygun görülecek teminat karşılığında faturaların icra takibine ve ihtiyati hacze konu edilmemesi için tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/81 Esas 07/02/2022 Tarihli Ara Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; Davacının ihtiyati tedbir talebinin HMK nun 389. maddesindeki şartlara uygun olmadığından reddine karar verilmiş olup, hüküm ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ihtiyati tedbir talep eden/ davacıya, davalı tarafından 07/07/2021 tarihli GIB2021000000002 nolu fatura düzenlendiği, faturaya konu hizmetlerin hiç alınmadığı, faturanın gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak düzenlendiği belirtilerek, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen 07/07/2021 tarihli GIB2021000000002numaralı 68.400,00 TL bedelli faturanın icra takibine ve ihtiyati hacze konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi için açılan davada ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/ davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 72-(2) maddesi; “icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilerek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir” hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’da bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Uyuşmazlık; 07/07/2021 tarihli, 68.400,00 TL bedelli fatura nedeniyle, davacının faturaya dayanak hizmeti almadığı iddiasıyla anılı faturanın icra takibine konu edilmemesinin önlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında bulunmaktadır.
Bu belirlemelere göre; davacı vekilince ortaya konulan iddia ve anlatımlar, davanın niteliği gereği geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyettedir. İlk derece mahkemesince; İİK’nın 72-(2) maddesi uyarınca faturaya dayalı başlatılacak icra takibinin tedbiren durdurulmasına yönelik geçici koruma talebinin kabulü gerekirken aksi yönde değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi dosya kapsamı deliller ile yukarıda anılan yasal düzenleme ve açıklamalara aykırı olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerindedir.
Mahkemece, ara karar başlığında; tedbir talep eden/davacı ile vekilinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davacı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2022/81 Esas 07/02/2022 tarihli ara kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE; dava değerinin (68.400,00-TL) %20’si (13.680,00-TL) oranında teminatın (nakit veya kesin süresiz teminat mektubu olarak) ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen 07/07/2021 tarihli GIB2021000000002 fatura numaralı 68.400,00 TL bedelli faturaya dayalı başlatılacak icra takibinin İİK’nın 72-(2) maddesi uyarınca TEDBİREN DURDURULMASINA,
b)-Tedbir kararının 3. Kişileri bağlamayacağına,
2-Teminatın yatırılmasından sonra kararın infazına,
3-Kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi ve teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi halinde kararın İcra Müdürlüğünce infaz edilmesine,
4-HMK’nın 398. madde gereğince; tedbir ara kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin (1) aydan (6) aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağının ihtarına,
5-Peşin olarak alınan 1.168,11 TL harcın talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf yargılama giderlerinin verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
8-Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nın 362-(1)-f) maddesi uyarınca KESİN olarak karar verildi.04/07/2022


Başkan…
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*