Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/815 E. 2023/694 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/815
KARAR NO : 2023/694

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2021
NUMARASI : 2020/503 Esas – 2021/714 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2020

KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 02/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının boya ve inşaat malzemeleri satan bir işletmenin sahibi olduğunu, davalı tarafın fatura alacağı iddiasına ilişkin olarak 04/05/2018 tarihinde davacı aleyhine Kocaeli 8. İcra Dairesi ‘nin 2018/26111 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan takibin haksız olmasına rağmen süresinde davacı tarafından itiraz edilememesi nedeniyle davacı aleyhine açılan icra takibinin kesinleştiğini, davacının, davalıya borcunun bulunmadığını, takip dosyasının açılmasının ardından davalı taraf ile davacının görüşmesi neticesinde davalı tarafın takip alacağına mahsuben davacıdan mal alımı yaptığını, buna ilişkin fatura düzenlendiğini ve taraflarca muhasebe kaydı işlemlerinin tamamlandığını, takip borcuna ilişkin olarak davacı tarafından davalıya verilen malların değerinin 21/05/2018 tarih ve 014040 sayılı fatura suretinden anlaşılacağı üzere 76.408,30-TL olduğunu, taraflara ait ticari defterlerin ve cari hesap ekstrelerin incelenmesi ile müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığı tespit edilebileceğini, davalının mükerrer ödeme talebi ile sebepsiz zenginleşme gayesi içinde olması kabul edilemez nitelikte hukuka aykırı bir durum olduğunu, davalı tarafın, fatura bedelinden arta kalan miktarı Gka Danışmanlık Endüstriyelteknoloji Sanayi ve Ticaret Pazarlama Limited Şirketi’nden tahsil edeceğini ifade ederek davacıdan başkaca talepte bulunmayacağı yönünde beyanda bulunduğunu, ancak kısa süre sonra davalı tarafın haciz baskıyla davacının tahsilata zorlayarak takibe devam ettiğini, takip borcuna mahsuben davacının, 30/07/2019 tarih ve 58.583,00 TL bedelli senedi ekte sunulan tahsilat makbuzu karşılığında davalıya 30/09/2018 tarihinde teslim ettiğini, vadesi geldiğinde senet bedeli davacı tarafından nakden ödenerek senet aslı davalı şirket çalışanından teslim alındığını, davacının son olarak takip alacaklısı vekilinin banka hesabına takip dosya numarası açıklaması ile 17/08/2020 tarihinde 14.994,75-TL ve 29/07/2020 tarihinde 9.800,00-TL ödeme yaptığını, ilgili banka dekontlarını dava dilekçesi ekinde sunduklarını, toplam 159.786,05-TL ödeme neticesinde davacının, davalıya borcunun bulunmadığının anlaşıldığını, davacı tarafından yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirilmemiş olması nedeniyle takip dosyasına ilişkin kapak hesabının hatalı olarak düzenlendiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle takibin durmasının temini için tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ile takibin durdurulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının 2017 yıl sonu itibariyle 134.991,38-TL borcu bulunduğunu, buna istinaden davacı aleyhine 04.05.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, takibine süresinde itiraz edilmediğinden icra takibinin
kesinleştiğini, borca karşılık davalıdan 21.05.2018 tarihinde 76.408,30 TL mal alınarak fatura alındığını, ancak tahsil harcı ödenmediğinden icra dairesine bildirilmediğini, ayrıca davalı hesabına 07.08.2020 tarihinde 14.994,75-TL ve 29.07.2020 tarihinde 9.800,00 TL ödendiğini, bu tutarların tahsil harcı kendileri tarafından ödenerek icra dosyasına yatırıldığını, 30.09.2018 tarihinde 30.07.2019 vadeli 58.583-TL lik borç senedi alınmadığı ve tahsil edilmediği belirtilerek, 76.408,30 TL faturanın taraflarınca kabul edildiğinden haksız davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KABULÜ İLE ; Davacının Kocaeli 8. İcra müd. 2018/26111 esas sayılı dosyasında 134.991,30-TL açısından borçlu olmadığının tespitine, Davacı vekilinin şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … adlı SGK’lı çalışanın şirketi temsil yetkisi bulunmamakta olup, bu suretle SGK’lı çalışan …’a yapıldığı söylenen ödemenin şirkete yapıldığının kabulünün hukuken imkansız olduğunu; davacı tarafın senedi teslim ettiği ve ödediğini iddia ettiği tarihten yaklaşık bir yıl sonra yapılan görüşmelerde vekili aracılığı ile tarafımıza gönderdiği ödeme planından da açıkça görüleceği üzere söz konusu senedin ve senede karşılık yapılan ödemeye ilişkin herhangi bir kayıt olmadığını; davacı tarafın kusurundan kaynaklanması sebebiyle hükümde açıklanan harç ve vekalet ücreti kısmı açıkça hukuka aykırı hesaplandığını eyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin talebi doğrultusunda uzunca bir süredir davalı şirket çalışanı tarafından davalı şirkete ait tahsilat makbuzu ile yapılan tahsilatların davalı şirket tarafından inkar edilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu; davalı taraf iddialarının aksine icra dosyasına bildirimde bulunmamış olduğundan mahkemenin borcun bulunmadığına yönelik kararında fatura bedeline ilişkin vekalet ücretine hükmetmesi yasa ve hukuka uygun olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 Tarih – 2020/503 Esas – 2021/714 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 04/05/2018 tarihli, 2018/26111 esas sayılı takip dosyası ile davacı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davacının eldeki dava ile takip alacağının 76.408,30 TL’sinin 21/05/2018 tarih 014040 sayılı fatura içeriği malların teslimiyle, 58.583,00-TL’sinin aynı bedelli senedin 30/09/2018 tarihinde ödenmesi ile 14.994,75 TL’sinin 17/08/2020 ve 9.800,00 TL’sinin 29/07/2020 tarihinde banka havalesi ile ödendiğini ve borcunun kalmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini istediği, davalının 21/05/2018 tarihli 76.408,30 TL fatura ile 17/08/2020 tarihinde 14.994,75 TL’sinin ve 29/07/2020 tarihinde 9.800,00 TL’sinin ödendiğini ancak davacı tarafça tahsil harçları ödenmediğinden fatura bedelinin takip dosyasına bildirilmediğini, davacının 58.583,00 TL senet ödemesini kabul etmediği, ödemelerin TBK’nın 100. maddesi uyarınca borçtan düşürülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişiden 17/05/2021 tarihli kök rapor ile 03/09/2021 tarihli ek rapor alındıktan ve diğer deliller toplandıktan sonra davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 100. maddesinde; ”borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz” hükmü yer almaktadır. TBK’nın 100. maddesi gereğince; ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre; borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe, kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Başka bir anlatımla; kısmi ödemelerin öncelikle fer’i alacaklardan mahsup edileceği kuralı bulunmaktadır. “… İcra takibinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemeler ile ilgili davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Ancak bakiye kalan alacak ve fer’ileri ile ilgili dava açılabilir. Dava açıldıktan sonra yapılan ödemeler ise icra müdürü tarafından infaz sırasında dikkate alınır. (TBK. m.100, BK. m.84) Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak davacının alacaklı olduğu miktar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken infazda tereddüte ve talep aşımına yol açacak şekilde itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir” (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 28.01.2016 tarih, 2015/9735 Esas – 2016/1063 Karar).

Eldeki uyuşmazlıkta, takipten sonra yapılan ödemelerin 6098 sayılı TBK’nın 100. maddesine göre, öncelikle faiz ve diğer feri alacaklardan düşürülmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince tüm bu ödemelerin bu hüküm kapsamında hesaplanarak borçtan düşürülmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle belirtilen şekilde ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6)maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 Tarih – 2020/503 Esas – 2021/714 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*