Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/813 E. 2022/936 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/813 – 2022/936
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/813
KARAR NO : 2022/936

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :….
ÜYE :….
ÜYE :….
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/11/2021
NUMARASI :2021/814 Esas – 2021/898 Karar

DAVACI :….
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :RTA LABORATUVARLARI BİYOLOJİK ÜRÜNLER İLAÇ VE MAKİNE SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ..
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :02/09/2021

KARAR TARİHİ :26/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :26/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin dürüstlük kuralına ve sermeye piyasası mevzuatına aykırı şekilde menkul kıymetlerdeki işlem hacmini ve pozisyonunu yapay piyasa yöntemleri üzerinden manipüle ederek ve buna dair gerçeğe uygun olmayan haber ve bilgi paylaşımları yaparak davacı gibi on binlerce yatırımcının birikimlerini kendisi için haksız kazanımlara dönüştürdüğünü, davacının da bu manipülasyonlara inanarak elindeki birikimlerini İMKB’de değerlendirmek amacıyla, davalı Şirket’in hissesini satın aldığını ve sonrasında ise bütün birikimleri elinden alınarak büyük zarara uğradığını, davalının kötü niyetli olduğunu ve manipülasyon üzerinden büyük kazançlar elde ettiğini, davalı şirketin arz ve talep dengesini bozucu eylemleri sonucu sert fiyat düşüşleri gerçekleştiğini, ani fiyat değişikliklerinin sebebinin ise davalının tedavülü arttırıcı hisse satışlarından kaynaklandığını, davalının bu eylemlerinde kusurlu olduğunu ve 2499 Sayılı Yasa’yı ihlal ederek davacıyı hem maddi anlamda hem de kar mahrumiyeti anlamında büyük zarar görmesine sebep olduğunu ifade ve özetle; davacının uğramış olduğu tüm maddi zararlar ile yoksun kalınan kar mahrumuyetinin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Açılan davada HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde; Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/09/2021 tarih ve 2021/195 Esas, 2021/236 Karar sayılı kararıyla verilen görevsizlik kararı nedeniyle, mahkememiz ile Gebze 1 Asliye Hukuk Mahkemesi arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İstinaf ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya görevli mahkemede devam edilmesi hâlinde yargılama giderinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesine, Davacı tarafça yatırılan gider avansından karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderinde mahsubu ile varsa kalan gider avansının davacı tarafa iadesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; görevsizlik kararı verilmesi sebebi olarak ”6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.” kanaatinin kesinlikle yanlış olup, anılan davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu; davaya bakmakla görevli olan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih, 2021/814 Esas – 2021/898 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, borsadaki manipülatif eylem ve piyasa bozucu işlem nedeniyle uğranmış olunan maddi zarar ve yoksun kalınan kar nedeniyle tazminat istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4 üncü maddesinin birinci fıkrası;
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
E) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan düzenleme ile ticarî davalar; mutlak ticarî davalar, nispi ticarî davalar ve yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grup halinde düzenlenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacının Borsa İstanbul’da işlem gören davalı şirkete ait hisselerden aldığı, eldeki davada davalı şirketin borsadaki manipülatif eylemleri ve piyasa bozucu işlemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürdüğü ve zararının tazminini talep ettiği, davanın borsa işleminden kaynaklandığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 (1) e) maddesi gereğince davanın mutlak ticari davalardan olduğu ve yargılama yapma görevinin de Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin görev yönüyle yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacının T.C. Numarası ile taraflar ve davacı vekilinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih, 2021/814 Esas ve 2021/898 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.26/04/2022


Başkan…
¸e-imzalıdır


Üye…
¸e-imzalıdır


Üye…
¸e-imzalıdır


Katip…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*