Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/773 E. 2023/721 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/773
KARAR NO : 2023/721

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :21/12/2021
NUMARASI :2021/14 Esas – 2021/644 Karar

DAVACI :ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… (T.C.No:…)- …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :02/08/2017

KARAR TARİHİ :08/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ :24/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkette 490235216-1 nolu poliçe ile Trafik (K.M.M.M.) sigortalı … plaka nolu araç, olay yerini terk eden firari sürücü sevk ve idaresinde iken 07/12/2016 tarihinde, … plaka nolu araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza sırasında davacı şirket nezdinde davalının adına sigortalı olan … plaka nolu aracı kullanan sürücünün olay yerini terk ederek firari olduğunun tespit edildiğini, oluşan kaza nedeniyle … plakalı araçta oluşan hasar için araç maliki … vekili Serhat Susam’a 02/02/2017 tarihinde 9.500,00-TL hasar tazminatı müvekkil sigorta şirketi tarafından trafik sigortası teminatından ödendiğini, kaza sırasında müvekkil şirkete sigortalı (…) plaka nolu aracı sevk ve idare eden sürücünün olay yerini terk ederek firar etmesi sebebiyle, davacı şirket sigortalısı davalıya işbu rücuen tazminat davası açıldığını belirterek; açıklanan nedenlerle binaen fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya açılan davaya ilişkin dava dilekçesi ve tensip zaptının 09/08/2017 tarihinde tebliğ edildiğini ancak tebligatın usulsüz olduğunu ve tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21, Tebligat Tüzüğü’nün ise 28. ve 30. maddelerinde düzenlendiğini, davalı ile ailesinin tebligat tarihinde tatilde olduğunu ve Antalya’da bulunduğunu, tebligat üzerinde imzadan imtina ettiği belirtilen “…” müvekkilin yakını veya komşusu olmadığını, tebligat muhtara bırakılmış görünse de muhtarın imzasını taşımadığını, davalıya ait … plaka sayılı aracın, firari sürücünün sevk ve idaresinde iken 07/12/2016 tarihinde … plaka sayılı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, kaza sonucunda oluşan 9.500,00-TL hasarın davacı tarafça ödendiğini, davalıya ait aracı sevk ve idare eden sürücünün olay yerini terk ederek firar etmesi sebebiyle davalıya işbu rücuen tazminat davası ikame edildiğini, davalı davalıya ait … plaka sayılı çekici ile çekiciye bağlı … plakalı araç, davalının çalışanı …’ın sevk ve idaresinde, 07/12/2016 tarihinde, saat 19:30 sıralarında D 100 karayolu İzmit istikametinde seyir halinde iken “Karşıyaka Köprüsü” altına geldiğinde sağ şeritte kaldırımın kenarında bir aracın kaza yapmış olduğunu gördüğünü, İzmit istikametine devam eden davalının aracı “İzmit Sanayi Işıkları”‘nı geçtikten sonra sürücüsünü tanımadığı …plaka sayılı araç tarafından durdurulduğunu, davalının aracının kazaya karıştığını söylediğini, davalının aracı hiçbir kazaya karışmadığını ve hiçbir kazaya da sebebiyet vermediğini, aynı gün davalı müvekkilinin trafik polisince arandığını kazaya karıştığını bildirildiğini, davalıya ait araç sürücüsü …’ın ifadeye çağrıldığını, araç sürücüsü tarafından 08/12/2016 tarihinde ifade verildiğini, davalı tarafından, oluşan kazanın kendi aracı ile bir ilgisi bulunmadığını bildirdiğini, davacı tarafın davalıya ait aracın kazaya karışmadığını bilerek herhangi bir araştırma ve inceleme yapmadan ödeme yaptığını, haksız ve yersiz ödemede kusurun davacı şirkete ait olduğunu, kaza tespit tutanağında kazanın 07/12/2016 günü saat 20.05’te meydana geldiğinin belirtildiğini, davalının aracın kaza mahalli olan D-130 İzmit istikameti Karşıyaka Köprü Altı mevkiinden saat 19.31’de geçtiğini, davalıya ait araç takip sistemi bulunduğunu, kaza tespit tutanağına göre, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yolun sol tarafında seyir halinde iken, davalıya ait … plaka sayılı aracın ön kısımları ile çarpması sonucu yolun sağ şeridine savrularak kazanın meydana geldiğini belirttiğini, öncelikle davalının aracının hasara konu aracın tam arkasında seyretmediğini, davalının aracı kaza mahallinden geçtiği sırada hasara konu aracın kaza yapmış halde yol kenarında bulunduğunu, davalı tarafından kaza tarihinden sonra aracın yetkili servisi olan Mercedes-Benz Mengerler Ticaret Türk A.Ş. Kocaeli Şubesi tarafından ekspertiz incelemesi yapıldığını, davalının aracı 2014 tarihinde satın aldığını, araca ait trafik kayıtlarının bu durum ile sabit olduğunu, davalıya ait … şasi numaralı araçta, daha müvekkil satın almadan önce 2013 yılında sağ tamponun değiştirilmiş olduğunu, ekspertiz ve servis kayıtları incelendiğinde sağ tamponun 18/03/2013 tarihinde değiştirildiğini, aracı 2014 yılında satın alan davalının, satın aldığı tarihten sonra aracın hiçbir aksamını değiştirmediğini ve araca boya yapmadığını, servis kayıtları ile bu durumun sabit olduğunu, kaza tespit tutanağına göre 3. şahıs görgü şahidi olduğu bildirilen …’nın beyanlarına göre tanzim edildiğini, şahsın beyanının tamamen hataya dayandığını, kaza tarihinde ve saatinde hava kararmış ve yoğun yağmurlu olduğunu, çok yoğun trafik akışının bulunduğu kaza mahallinde kazaya karışan araçların karıştırılması sonucunda davalıya ait aracın plakasının ihbar edildiğinin kanaatinde olduğunu, belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın KABULÜ ile,
9.500,00-TL’nin 02.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, yerel mahkemece dosyada bulunan delillerin tamamen yanlış/hatalı değerlendirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarih, 2021/14 Esas – 2021/644 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen tazminat istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair 2018/179 Esas ve 2019/275 Karar sayılı karar davacının istinafı üzerine Dairemizin 2020/74 E., 2020/1551K sayılı ilamı ile;
“Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre;
“-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması,
-Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması,
-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması,
-Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi,
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri” rücu sebebi olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda, bu açıklamalara göre; ispat yükü davalıda olup, davalı araç sürücüsünün olay yerini haklı sebeplerle terk ettiğini ispatlamak zorundadır.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş; olay yerini haklı bir sebep olmaksızın terk etmenin rücu sebebi olarak kabul edildiği ve kaza tespit tutanağında da sigortalı araç sürücüsünün firar ettiğinin yazılı bulunması gözetilerek taraf delillerinin toplanması, mahallinde trafik kusur uzmanı bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak kazanın gerçekleştiği yer ve zaman, kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumlarının tespiti hususlarında bilirkişi raporu alınması, kaza yerinin ayrıntılı krokisinin düzenlettirilmesi ile; araç sürücünün kaza mahallini terk etmesinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespiti, gerekli görülür ise davacının rücu hakkının doğup doğmadığının tespiti için sigortacı bilirkişiden rapor alınması; hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hiç bir inceleme ve keşif yapmadan, bilirkişi raporu alınmadan ZMMS Genel Şartlarının B-4/f maddesine yanlış anlam yüklenmek suretiyle yanılgılı şekilde karar tesisi isabetli olmamıştır.” şeklindeki gerekçeyle kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından kaldırma sonrası yapılan yargılama sonunda, “…Mahkememizce yapılan açık yargılama sonucunda, taraf beyanları, tanık anlatımları, getirtilen bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından, dava, ZMMS poliçesine dayanılarak sigorta şirketi tarafından sigortalı aleyhine açılan rücuen alacak istemine ilişkin olup, … plaka sayılı aracın 30.10.2016- 30.10.2017 vadeli ZMMS poliçesi ile davacı şirkete sigortalı olduğu ve rizikonun poliçe dönemi içinde gerçekleştiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre, sigortacının, sözleşmede ön görülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede ön görülen rizikolardan her hangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıda olup, sigortacının rizikonun teminat dışında kaldığını somut delillerle ispatlaması gerektiği, somut olayda 07.12.2016 tarihinde davalıya ait … plaka sayılı araç sürücüsünün, … plaka sayılı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, sürücü olay yerini terk ederek firari olduğundan davacı şirketin sigortalısına rücu ettiği, zarar gören … plakalı araçta oluşan 9.500,00-TL hasar bedelinin davacı şirket tarafından ödendiği görülerek, davacı tarafça … plakalı sürücünün firar etmesi nedeniyle rizikonun teminat dışında kaldığı iddia edilmekte olup, davacının bu iddialarını ispatlamakla yükümlü olduğu, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 02.12.2020 tarihli 2020/74 E, 2020/1551 K kaldırma ilamında, davacı şirkete 490235216-1 nolu ZMMS poliçesi ile trafik sigortalı … plakalı çekici vasfındaki aracın 07/12/2016 tarihinde dava dışı sürücü Gökhan Arslan sevk ve idaresinde iken, karşı araç olan 34 GB 1089 plaka nolu araca çarparak yoldan çıkmasına, hasarlanmasına ve yaralanmasına sebebiyet verdiği, bu şekilde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davalının davacı şirketin sigortalısı ve aracın işleteni olduğu, kaza sırasında davacı şirket nezdinde davalının adına sigortalı olan … plaka nolu aracı kullanan sürücünün olay yerini terk ederek firari olduğunun tespit edildiği, oluşan kaza nedeniyle … plakalı araçta oluşan hasar için araç maliki … vekili …’a 02/02/2017 tarihinde 9.500,00 TL hasar tazminatının davacı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası teminatından ödendiği, kaza sırasında davacı şirkete sigortalı … plaka nolu aracı sevk ve idare eden sürücünün olay yerini terk ederek firar etmesi sebebiyle, davacı şirket sigortalısı davalıya işbu rücuen tazminat davasının açıldığı,davanın, ZMM sigortacısı davacı şirketin zarar gören 3. kişiye ödediği hasar bedelinin terk hukuki sebebine dayalı olarak davalı sigortalısından rücuen tahsiline yönelik tazminat istemine ilişkin olduğu,taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplandığı,sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verildiği, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre,”-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması, -Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması, -Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması, -Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması,-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması, -Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi,-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri” rücu sebebi olarak kabul edildiği, bu açıklamalara göre, ispat yükünün davalıda olduğu, davalı araç sürücüsünün olay yerini haklı sebeplerle terk ettiğini ispatlamak zorunda olduğu, olay yerini haklı bir sebep olmaksızın terk etmenin rücu sebebi olarak kabul edildiği ve kaza tespit tutanağında da sigortalı araç sürücüsünün firar ettiğinin yazılı bulunması gözetilerek taraf delillerinin toplanması, mahallinde trafik kusur uzmanı bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak kazanın gerçekleştiği yer ve zaman, kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumlarının tespiti hususlarında bilirkişi raporu alınarak, kaza yerinin ayrıntılı krokisinin düzenle tilerek, araç sürücünün kaza mahallini terk etmesinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespiti için bilirkişiden rapor alınmasının gerektiği belirtildiğinden, kaldırma kararı doğrultusunda,dosya kapsamından yapılan keşif ve keşif sonucu düzenlenen rapor, ek rapor ve tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda, İstanbul Teknik Üniversitesinde görevli heyetten alınan 11.10.2021 tarihli heyet raporda, sürücü …’in gece vakti ve yağışlı havada aracına arkadan darbe alırken çekicinin hangi kısmı ile çarptığını tam olarak bilememesinin normal olduğunun bu bakımdan tanık beyanı ile kendi beyanı arasındaki çelişkinin önemi bulunmadığı, ancak, çekicinin kaza mahallinden geçiş saati ve kazadan sonra durup durmadığı çarpan aracın teşhisi açısından önem arz ettiğinin, heyetin teknik bilirkişilerden oluşmakta ve ancak nesnel kanıtları değerlendirdiği, tanıklardan hangisine ne derece itibar edileceğinin, tutanak mümzilerinin olay saatini ne derece hassasiyetle tespit edebilecekleri ve takip kayıtlarının manipülasyona açık olması gibi hususlar hukuki yorum gerektirdiğinden Mahkemenin takdirinde olduğunun, … plakalı araca çarpan çekicinin … plakalı araç olduğunun kabulü halinde sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46/a maddesini ihlal ederek sol şeridi izlemesi, yağmurlu hava, kaygan zemin ve gece görüş kısıtı gibi olumsuz şartlara rağmen 52/b maddesini ihlal ederek hızını azaltmaması, 56/c maddesini ihlal ederek önündeki aracı yakından takip etmesi ve bunların sonucu olarak 84/d maddesinde belirtilen “arkadan çarpma” fiilini gerçekleştirmiş olması dolayısı ile kazanın meydana gelmesinde asli ve tam %100 oranında kusurlu olduğunun, sürücü …’in kusursuz olduğunun, … plakalı araçta hasar bedelinin kaza tarihi itibariyle KDV hariç 9.500 TL olduğunun tespit edildiği görülerek, söz konusu heyet raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olması nedeni ile rapora itirazlar yerinde görülmeyerek hükme esas alınarak, Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B-4.f maddesine göre, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde ödemede bulunan sigortacının sigortalıya rücu edebileceğinin düzenlendiği, ispat yükünün davalıda olup, araç sürücüsünün olay yerini haklı sebeblerle terk ettiğini ispatlamak zorunda olduğu (Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 06.03.2019 tarihli 2019/146 E 2019/162 K sayılı ilamı), davalı tarafın araç sürücünün olay yerini haklı sebeplerle terk ettiğini ispatlayamadığı, rücu şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak, davacı tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan aracın, %100 kusurlu olarak çarpması neticesinde, … plakalı aracın hasarlanmasına neden olduğu, kaza nedeniyle hasarlanan araçta 9.500,00-TL hasar meydana geldiği, davacı tarafından hasar bedelinin karşılandığı, davacının Sigorta Genel Şartları “B4-f” maddesi gereğince yapmış olduğu ödemeyi, davalı sigortalısından talebinde haklı olduğu anlaşılarak, davalının temerrüt tarihinin ödeme ve halefiyet tarihi olan 02.02.2017 tarihi olduğu görülerek, 9.500,00-TL’nin 02.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle, davanın kabulü ile 9.500,00-TL’nin 02.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre;
“-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması,
-Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması,
-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması,
-Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi,
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri” rücu sebebi olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda, bu açıklamalara göre; ispat yükü davalıda olup, davalı araç sürücüsünün olay yerini haklı sebeplerle terk ettiğini ispatlamak zorundadır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı ve özellikle, davalı tarafın kaza yerini haklı nedenle terk olgusuna yönelik iddiasını ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 648,94-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 162,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 486,64-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*