Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/769 E. 2023/735 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/769
KARAR NO : 2023/735

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/01/2022
NUMARASI :2020/38 Esas – 2022/36 Karar

DAVACI :ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ :17/01/2020

KARAR TARİHİ :08/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ :24/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkette 152637906-1 nolu poliçe ile trafik sigortalı … plaka nolu ticari aracın, 01/04/2007 tarihinde, 177 promil alkollü dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde iken karıştığı tek taraflı trafik kazasında sürücü …’ın öldüğünü, oluşan kaza nedeniyle müteveffa …’ın desteğinden yoksun kalan …, …, …, … … tarafından destekten yoksun kalma tazminatlarının tespiti ile tahsili için davacı şirket aleyhine Ankara 11 ATM’nin 2016/610 E-2018/773 K sayılı kararın ilamlı icrası olan Ankara 9. İcra Dairesi’nin 2019/1513 E. sayılı dosyasına davacı sigorta şirketi tarafından trafik sigorta poliçesi teminatından 20/02/2019 tarihli 106.370,63-TL ödeme yapıldığını, kaza sırasında … plaka nolu aracı sevk ve idare eden dava dışı sürücünün alkollü olması nedeniyle müvekkil şirkete araç maliki olan sigortalı davalıya işbu dava açıldığını belirterek, 106.370,63-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 20/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası’nın avans faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline, … plaka nolu dava konusu kazaya karışan davalı aracının trafik kaydı üzerine HMK uyarınca üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tebligat icra edilmeksizin ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun davalının kardeşi …’a hatır için verdiği aracı sevk ve idare ederken kendi kusuru ile yaptığı kaza sonrası, gittiği hastanede tedaviyi kabul etmemesi ve 15 dakika sonra geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat etmesine istinaden, destekten yoksun kalanların sigorta poliçesinin tarafı ve huzurdaki davacı sigorta şirketinden dava yolu ile tahsil ettikleri bedelin, sürücünün alkollü olması nedeniyle tarafımızdan rücuen tahsiline ilişkin olduğunu, öncelikle kazanın gerçekten alkolün etkisi neticesi gerçekleştiğini, keza teminat dışı kalan halin sabit olduğunu bir an için kabul etsek dahi davacı sigorta şirketinin dönem itibariyle sorumlu olduğunu bildiği, tazminatı ödemeyerek talebi dava konusu ettirmesi neticesinde oluşan yargılama giderleri, vekalet ücretleri ve faizden tarafımızın sorumlu tutulması hakkaniyete sığmadığını, sigorta şirketlerinin para politikaları gereği, satın aldığı riskin gerçekleşmesi halinde ödemesi gereken tazminatları ödemeyerek topladıkları primleri yasal faiz üzerindeki oranlarla nemalandırarak ödemeden kaçındıkları herkesin bildiğini, sigorta şirketinin üst bentte bahsettikleri yargılama giderleri ve faiz dışındaki bedel için dahi tarafımıza rücu hakkını kullanabilmesinin ön şartı, kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana geldiğini, kazada başka unsurların etkisinin olmadığını ispatı olduğunu, sırf kaza sonrası yapılan otopside sürücünün kanında 0.50 promil üzerinde alkol tespit edilmesi sigorta şirketine rücu hakkı vermediğini, sürücünün kanında yasal sınırın üzerinde alkol bulunması sigortacıya rücu hakkı vermemekte kazanın başka hiçbir etken olmasızın sadece ve sadece alkolün etkisiyle gerçekleşmiş olması gerektiğini, kaza mahallinde beton şirketinin olmasının da beton şirketlerinin etrafa yaydığı toz açısından yolun durumunu ayrıca kötüleştiren bir etken olduğunu, kazanın meydana geldiği yer, ilimizde kötü bir şöhrete sahip olup aynı yerde bir çok kaza meydana geldiğinden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi mevcut köprüyü yıkarak ve yerine daha geniş bir köprü yaparak 02/09/2011 tarihinde hizmete açtığını, beraber kaza ile olay arasında illiyet bağı bulunmadığını, müteveffanın davalının kardeşi olup kazada aldığı yaralar neticesi ölmediğini, kazada tek zarar gören … ise ve illiyet bağı da mevcut ise bu kazada zamanaşımı süresi 2 yıl olacağını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi İle, 91.536,64-TL’nin 21.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin Ankara 11. ATM 2016/610 E – 2018/773 K sayılı kararın ilamlı icrası olan Ankara 9. İcra Dairesi’nin 2019/1513 E sayılı dosyasına trafik sigorta poliçesi teminatından 20.02.2019 tarihli 106.370,63-TL ödeme yapılmış olmasına karşın ve bu bedel dava konusu yapılmasına karşın yerel mahkemenin icra takip çıkış miktarı olan 91.536,64-TL’ye hükmettiğini ve aradaki farkı reddetmesinin gerekçesi olarak ise geç ödemeden kaynaklı farkların davalıya rücu edilemeyeceğinin belirtildiğini, aradaki farkın geç ödemeden kaynaklanmadığını, yerel mahkeme hükmünde davacı lehine vekil ile temsil ettirdiğinden sadece dava takibi için ilam vekalet ücretine hükmetmiş olup, arabuluculuk sürecinin de vekil ile temsil ettirilmesine karşın arabuluculuk takibi yönünden herhangi bir vekalet ücretine hükmetmediğini, bu yönüyle de yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği bölgenin sık sık meydana gelen trafik kazalarıyla meşhur olmuş bir bölge olması, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bölgede çalışma yaparak Rahmiye Köprüsü’nü yenilemesi ayrıca kaza tarihinde havanın yağışlı ve yolun bölgede bulunan Ülfet Beton’un baca atıkları nedeniyle kaygan olabileceği unsurlarının değerlendirilmediğini, bu hususların olay yeri görgü tespit tutanağında da yer aldığını, ilk derece mahkemesi her ne kadar gerekçeli kararında “…sigorta uzmanı, nörolog ve makine mühendisinden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek…” bilirkişi raporu alındığını belirtse de dosya içeriğinde yer alan raporlarda bilirkişi heyetinin sigorta uzmanı yerine aktüerya hesap uzmanı, makine mühendisi ve nörolog bilirkişilerden oluşturulduğunun görüleceğini, bilirkişi raporlarına yapılan tüm itirazlarda heyette sigorta uzmanı bulunması gerekliliği hususunun belirtildiğini ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda heyetin yeniden oluşturularak rapor alınması talep edilmişse de ilk derece mahkemesi eksik ve hatalı incelemeyle karar verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih, 2020/38 Esas – 2022/36 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen tazminat istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda,”… Mahkememizce yapılan açık yargılama sonucunda, taraf beyanları, getirtilen belgeler, dosya kapsamından alınan bilirkişi raporu ek raporları ile tüm dosya kapsamından, davacı taraf, şirketlerinde ZMMS poliçesi bulunan … plaka sayılı aracın dava dışı alkollü sürücü … sevk ve idaresinde iken 01.04.2007 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeni ile sürücünün vefaat ettiğini, müteveffanın destekten yoksun kalanlarının Ankara 11. ATM 2016/610 E 2018/773 K sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve verilen hükmü Ankara 9. İcra Müdürlüğü 2019/1513 E sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, icra dosyasına ödemiş olduğu 106.370,63-TL tazminatın ödeme tarihi olan 20.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası avans faizi ile davalı araç malikinden tahsilini talep ettiği, davalı tarafın, davacının tazminatı ödemeyerek dava konusu ettirdiğinden oluşan yargılama gideri, vekalet ücretleri ve faizden sorumlu olmadıklarını, davacının rücu hakkını kullanabilmesi için kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana geldiğinin kazada başka unsurların olmadığını kanıtlaması gerektiğini, aynı gün Jandarma tarafından tutulan tutanakta havanın yağışlı yolun kaygan olduğunun tespit edildiğini, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, müteveffanın kaza nedeniyle değil kalp krizi nedeni ile öldüğünü, davanın reddini talep ettiği, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 20167610 e 2018/773 K sayılı dosyanın incelenmesinde, müteveffa sürücü …’ın destekten yoksun kalanları …, …, …, …’ın tazminat davası açtıkları, Mahkemece 24.12.2018 tarihinde, davanın kabulüne karar verildiği, kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/601 E, 2021/724 K sayılı 08.04.2021 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan kesin olarak reddine karar verildiği, Ankara 9. İcra Dairesi 2019/1513 E sayılı dosyasının incelenmesinde, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/610 E 2018/773 K sayılı 24.12.2018 tarihli kararının icraya konulduğu, davacı tarafın 21.02.2019 tarihinde 106.370,63-TL ödemiş olduğu görülerek, davalının maliki olduğu … plaka sayılı aracın 05.05.2006-05.05.2007 tarihleri arasında davacı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunduğu, taraflar arasında imzalanan zorunlu mali mesuliyet sigortasının eki durumunda olan sigorta genel şartlarına göre, kazanın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelmesi durumunda, oluşan zararlar teminat dışında kalmakta olup, zarar bedeli, sigorta şirketi tarafından üçüncü kişiye ödendikten sonra, kendi sigortalısına rücu imkanı bulunduğu, ancak bunun için kazanın meydana geliş şekli itibariyle, sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerektiği, sürücünün alkollü olmasının tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmeyeceği, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre dosya, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla sigorta uzmanı, nörolog ve makine mühendisinden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek kazanın oluş şekli, yol, hava vs. koşullar bir bütün olarak değerlendirilip kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının, tarafların da iddia ve savunmaları, dosya içerisinde bulunan belgeler, olay yeri görgü tespit tutanağı da dikkate alınarak, talep edilen tutarın teminatın dışı kalıp kalmadığı, teminat dahilinde ise gerçek zararın hesaplanarak rücu şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi için rapor alındığı, bilirkişi heyetinin rapor ve ek raporlarında, 01.04.2007 tarihinde sürücü …’ın kaza anında kan alkol oranının 215.75 mg/dl olarak hesaplandığını, bu orandaki alkol oranının yüksek oranda alkollülük halinin varlığını gösterdiğini, olayın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğini, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/610 E 2018/773 K sayılı dosyasındaki davacıların toplam 382.978,29-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceklerinin hesaplandığı, tüm dosya kapsamından davacı şirketin davalılara rücu edebileceği kanaatine varılarak, trafik sigortacısı tarafından sigorta sözleşmesi uyarınca sigortalıya karşı açılan rücuen tazminat davalarında, sigortalının sorumlu olduğu miktarın yapılan ödeme miktarı olmayıp, gerçek zarar miktarı olduğu, bu nedenle zarar görenlere yapılması gereken gerçek ödeme miktarı tespit edilerek, davacı tarafça yapılan ödeme miktarı daha fazla olsa da, davalının gerçek zarar miktarıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğinden, davacı tarafın, diğer hak sahiplerine yaptığı ödemenin dayanağını oluşturan ilama göre, ödenmesi gereken asıl alacak miktarının 40.654,41-TL olduğu, asıl alacak ve ferileri toplamı olan 91.536,64-TL bedel üzerinden hak sahiplerince takibe geçildiği, davacı sigorta şirketi tarafından ödemenin geç yapılması ve bu nedenle de Ankara 9. İcra Dairesi 2019/1513 E sayılı dosyasına 21.02.2019 tarihinde 106.370,63-TL ödenmesinin davalıyı ilgilendiren bir husus olmadığı, ilam gereği başlatılan takip miktarı dışında kalan kısımdan davalının sorumlu tutulmasının hatalı olacağı, davalının takip toplamı 91.536,64-TL den sorumlu olacağı kanaatine varılarak( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10.06.2021 tarihli 2019/1000 E, 2021/960 K sayılı ilamı), davacının zarar gören üçüncü kişilere Ankara 9. İcra Dairesi 2019/1513 E sayılı dosyasına 21.02.2019 tarihinde 106.370,63-TL ödeme yapmış olduğu görülerek, 6098 sayılı TBK.nun borçlunun temerrüdünün koşullarını düzenleyen 117.maddesi gereğince, haksız fiilde fiilin işlendiği tarihte borçlunun temerrüde düştüğü,Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağı, davacı tarafın sigorta şirketi ve davanın da rücuen tazminat davası olması nedeniyle, hasar bedelini ödeme tarihi olan 21.02.2019 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, taraflar arasında düzenlenen ZMM Sigorta Poliçesine göre, sigortalı araç ticari bir araç olduğundan,bu durumda davalıdan tahsiline karar verilen alacağa uygulanması gereken faizin de avans faizi olduğu kanaatine varılarak (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 10.01.2019 tarihli 2018/2877 E 2019/22 K sayılı ilamı), 91.536,64-TL’nin 21.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 91.536,64-TL’nin 21.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4. maddesi gereği, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmişse, sigorta eden, sigortalısına rücu edebilecektir. Oto yarışına katılmak, ehliyetsiz motorlu araç kullanmak uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak, istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işleteninin kusuru, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Yasa gereği sigorta şirketi tarafından rücu talebi yalnızca kendi sigortalısına karşı ileri sürülebilecektir. (Yargıtay 17 HD 2018/695 E.-2020/251 K.sayılı ilam).
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Başka bir ifade ile sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat külfeti 6102 sayılı TTK 1409 maddesi gereğince( benzer düzenleme mülga 6762 sayılı TTK 1281 maddesi ) sigortacıya düşmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, sigortacı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Yargıtay HGK 2005/11-624 E-713 K sayılı ilam, Yargıtay 4 HD 2021/9635 E- 2021/4448 K sayılı ilam).
Davacı, davalı adına kayıtlı, dava dışı …’ın sürücüsü olduğu, zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış … plakalı aracın sebep olduğu, 01/04/2007 tarihli kazaya ilişkin dava dışı kişilere ödediği tazminatı, rücu hakkı kapsamında talep etmektedir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı ile uyumlu trafik uzmanı, makine mühendisi, nörolog ve sigorta uzmanı bilirkişi heyet raporunda davalıya ait araç sürücüsünün 1.77 promil alkollü araç kullanırken salt alkol etkisi ile arkadan çarpma kuralını ihlal ederek kazaya neden olduğu ve tamamen (%100) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davacının istinaf itirazlarının incelenmesinde ise,
İlk derece mahkemesince her ne kadar;davacı sigorta şirketi tarafından ödemenin geç yapılması ve bu nedenle de Ankara 9. İcra Dairesi 2019/1513 E sayılı dosyasına 21.02.2019 tarihinde 106.370,63-TL ödenmesinin davalıyı ilgilendiren bir husus olmadığı, ilam gereği başlatılan takip miktarı dışında kalan kısımdan davalının sorumlu tutulmasının hatalı olacağı, davalının takip toplamı 91.536,64-TL den sorumlu olacağı gerekçesiyle, bu miktar üzerinden hüküm kurulmuş ise de;somut olayda muris … mirasçıları tarafından Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/610 2018/773 E/K sayılı dosyasında açılan destekten yoksun kalma tazminatı talepli davada hükmolunan miktarın Ankara 9.İcra Dairesinin 2019/1513E. Sayılı dosyasında 04/02/2019 icra takibine konulduğu, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi kararına yönelik sigorta şirketinin istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesince 08.04.2021 tarihinde reddedildiği, davacı sigorta şirketince 21.02.2019 tarihinde 106.370,63-TL ödeme yapıldığı dolayısıyla, davacı tarafın kendi eylemleriyle gerçek zararın ötesinde artmasına neden olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, rücuen açılan eldeki davanın tam kabulü yerine kısmen kabulü doğru görülmemiş, davacının istinaf itirazının kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve aşağıda belirtilen şekilde yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih, 2020/38 Esas ve 2022/36 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KABULÜNE,
-106.370,63-TL’nin 21.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Alınması gerekli 7.266,17-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 1.816,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.449,62-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacının yaptığı toplam 3.045,85‬-TL yargılama giderinin 1.816,55-TL peşin harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 16.955,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan 80,70-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 111,10-TL posta masrafı olmak üzere toplam 191,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e)Davalı hakkında düzenlenen 24/03/2022 tarihli ve 5.756,31-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f)İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince Kocaeli İcra Dairesi’nin 2023/20290 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
g)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*