Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/765 E. 2022/914 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/765 – 2022/914
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/765
KARAR NO : 2022/914

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/10/2021
NUMARASI :2021/493 Esas – 2021/544 Karar

DAVACI :TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :1-HAS ÖZEL GÜVENLİK DANIŞ.EĞT.ALARM CİH. VE S.T.LTD.ŞTİ.
2-STK GÜVENLİK SİSTEMLERİ ÖZEL GÜVENLİK TİC. LTD. ŞTİ.
3-ULUSOY ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ :31/05/2021
KARAR TARİHİ :25/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :12/05/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurumun, 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olup Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde, bina ve eklentilerinin güvenlik işinin ihale yöntemiyle temin edildiğini, Güvenlik işi ihalesini üstlenen her bir yüklenicinin, ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlediğini ve söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluklar bu firmalara ait olduğunu, dava dışı işçi …’in çalıştığı işyerini de kapsayan ihale sonucu sözleşme yaptığı davalı şirketler aracılığı ile güvenlik hizmeti aldığını, Kurum ile davalı şirketler arasında akdedilen sözleşmelere göre; Davalı şirketler, çalıştırdığı özel güvenlik görevlilerinin her türlü özlük haklarını karşılamak ve ödemek zorunda olduğunu, bu konularda Kurumun hiçbir sorumluluğu olmadığını, dava konusu ödemeler sözleşme ile davalı şirketlerin yükümlülüğüne bırakıldığından, sözleşmeler gereği davalılardan söz konusu ödemenin rücuen tazmini talep haklarının doğduğunu, kurumun, alınan ürünlerin depolandığı yerlerin korunması amacıyla özel güvenlik hizmeti aldığını, daha sonra güvenliği sağlanan depolardaki ürünlerin satılması sonucu güvenlik ihtiyacı sona erdiği için durumu o sırada sözleşmenin tarafı olan firmaya bildirdiğini, güvenlik görevlisini başka bir işte çalıştırmak veya yasal haklarını ödeyerek iş akdine son vermek yetkisinin firmaya ait olduğunu, dava dışı işçi…’in iş akdinin feshedildiğini, ancak sözleşmeler kapsamında her tür yükümlülük davalı şirketlerde olmasına karşın yasal haklarının ödenmediğini, bu nedenle…’in, Kurum aleyhine Düzce İş Mahkemesi’nin 2015/1152 E. sayılı dosyası ile işçilik alacakları davası açtığını, 2016/864 K. sayılı, 12.07.2016 tarihli karar ile işçilik alacaklarının ödenmesine karar verildiğini, söz konusu karar ile Kurum aleyhine, Düzce İcra Müdürlüğü’nün 2016/21681 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, Kurumun ticari itibarı açısından herhangi bir icra işlemine maruz kalmamak için dosya borcu olarak 12.463,05-TL’nin 22.06.2020 tarihinde ödendiğini, sözleşmeler gereği davalılardan söz konusu ödemenin rücuen tazminini talep ettiğini, açıklanan nedenlerle, davalı şirketler çalışanı dava dışı işçi…’e ödenen toplam 12.463,05-TL’nin ödeme günü olan 22.06.2020 tarihinden itibaren sözleşmelere göre dökümü yapılan oranlarda, oran olmayanlarda işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara Mahkemeleri belirlendiğini, yetkisiz yerde açılan iş bu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının yaptığı ödemeden huzurdaki dava ile haberdar olunduğunu, alacaklının zararını tanzim eden davacının, davalı müvekkiline rücu ettiğini ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacının öncelikle bildirimde bulunarak hangi ücreti ne için ödediğini bildirmesi gerektiğini, dava dışı işçiye ödemeyi ne için, nasıl ne miktarda yaptığının bilinmediğini, davalı şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan davalı şirketin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, 200 işçi ile ihale ettiği iş başladıktan bir müddet sonra, depolarını kapattığını, depolarını kapatınca işçilerin açıkta kaldığını, 200 işçi ile başlayan işin 100 işçiye kadar düştüğünü, davacı tarafın deponun kapanacağını bir gün önceden bildirdiğini, işçilere bilgi verme, tutanak tutma, ihbar önelleri v.s. için davalı şirketin zamanı kalmadığını, ilk başta ihale ettikleri sayıyı depoları kapatarak azalttıklarını, hiç bir ihtarda bulunmayan davacının davası dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davalı şirketin ihale ile iş aldığını ve ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesi mümkün olmadığını, ihale makamı kıdem tazminatı yönünden davalı şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durumun ihale şartnamesine de aykırılık oluşturduğunu, “kamu ihale kanununa göre ihale edilen personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımları kapsamında istihdam edilen işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi hakkında yönetmelik” gereği kıdem tazminat ödemelerinin asıl işveren olan kamu kurumu tarafından ödeneceğini ve hizmet tespitine ilişkin usulü gösterdiğini, dosyanın kusur yönünden inceleme yapacak bilirkişiye gönderilmesini talep ettiğini, ayrıca Sayıştay 5. Dairesi 2015/228 sayılı kararı ile de kıdem tazminatından asıl işverenin sorumlu olacağı ve alt işverene rücu edemeyeceğinin belirtildiğini, davacının ödediği verginin davalı şirketi ilgilendirmediğini, iş bu dava sonunda haklı çıkmaları şartıyla vergi dairesinden geri ödenmesi yada mahsubu için talepte bulunabileceklerini, ayrıca alacaklar zamanaşımına uğramış olup rücu imkanı bulunmadığını, bu nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, talep ve beyan etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Mahkememizin yetkisizliği sebebi ile davanın usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca iki hafta içerisinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili ve görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı … isimli özel güvenlik görevlisi 20.02.2009 – 20.10.2014 tarihleri arasında davacı kurum bünyesindeki Kocaeli Başmüdürlüğüne bağlı işyerlerinde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalıştığını ve en son çalıştığı Has Özel Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti – Ulusoy Özel Güvenlik Ltd. Şti. – S.T.K. Güvenlik Sistemleri Özel Güvenlik Tic. Ltd. Şti. İş ortaklığı tarafından 20.10.2014 tarihinde iş akdi feshedildiğini, ancak sözleşmeler kapsamında her tür yükümlülük davalı şirketlerde olmasına karşın yasal hakların ödenmediğini, bu nedenle …, davacı kurumu aleyhine Düzce İş Mahkemesi’nin 2015/1152 Esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları davası açtığını, 2016/864 K. sayılı, 12.07.2016 tarihli karar ile işçilik alacaklarının ödenmesine karar verildiğini, söz konusu karar ile davacı kurum aleyhine, Düzce İcra Müdürlüğü’nün 2016/21681 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davacı kurumun ticari itibarı açısından herhangi bir icra işlemine maruz kalmamak için dosya borcu olarak toplam 12.463,05-TL, 22.06.2020 tarihinde ödendiğini, Kocaeli Başmüdürlüğünce ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili için ilgili firmalara karşı, sözleşmenin ifa yeri Kocaeli olduğu için Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/260 Esas sayılı dosyası ile Rücuen Tazminat davası açıldığını, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/260 Esas sayılı dosyasının Ön İnceleme duruşmasında; davalılar Has Özel Güvenlik Danışmanlık Eğ. Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şirketi, Ulusoy Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi ve S.T.K. Güvenlik Sistemleri Özel Güvenlik Ticaret Limited Şirketi vekilince yetki itirazında bulunulduğunu, mahkemece bu davalılar yönünden dosyanın ayrı bir esasa kaydı ile talebin değerlendirilmesine karar verildiğini, bu üç davalı yönünden tefrik edilen dosya aynı mahkemenin 2021/493 esasına kaydedildiğini ve dosya üzerinden mahkemenin yetkisizliğine, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verildiğini yerel mahkemece yetki itirazında bulunan davalılar yönünden dosyanın ayrılarak yetkisizlik kararı verilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.

DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2021 tarih, 2021/493 Esas – 2021/544 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen tazminat istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, mahkemenin yetkisizliği sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, HMK’nın 17. maddesi gereğince davacı kurum ile davalı şirketler arasında yapılan sözleşme kapsamında taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağına dair geçerli yetki sözleşmesi kapsamında,mahkemenin yetkisizliğine, yetkisizlik yönünden davanın usulden reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, (Yargıtay 5. H.D.’nin 2020/9590 E. – 2020/10485 K. sayılı emsal kararı da bu yöndedir.) davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ve davalı vekillerinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*