Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/764 E. 2023/726 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/764
KARAR NO : 2023/726

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :09/03/2021
NUMARASI :2020/377 Esas – 2021/177 Karar

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :10/07/2017

KARAR TARİHİ :08/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ :24/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı taraf arasında 30.10.2013 tarihinde makina kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkili davacıya ait KAMAT MARKA K35356 MODEL EMV 3336 SERİ NOLU 1000 BAR’lık makinanın davalıya günlük net 3.000,00-TL bedelle kiralanması konusunda tarafların anlaşmaya vardıklarını, sözleşme kapsamında davacının makineyi ve iki adet telsizi davalı tarafa teslim ettiğini ve davalı tarafça söz konusu makinenin TÜPRAŞ’a ait rafineride kullanıldığını, sözleşme kapsamında davalı tarafın davacıya bugüne kadar ödeme yapmadığını, davacı tarafından yapılan başvurular sonuçsuz kalınca sözleşmenin feshedildiğini ve Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2016/4697 soruşturma numarası ile yapılan inceleme neticesinde davalı tarafça söz konusu makinenin Ankara ilinde … a ait iş yerine 23.11.2016 tarihli sevk irsaliyesi ile gönderildiğinin tespit edildiğini, Ankara ilinde …’a ait iş yerinde 26.11.2016 tarihinde yapılan tespitte makinanın motorunun olmadığının ve tamir halinde olduğunun tespit edildiğini, dava konusu makinenin tam ve eksiksiz olarak davalı tarafa teslim edildiğini, söz konusu makinenin Ankara’da …’a ait işyerinde olması durumunda davacıya teslimine dair tedbir kararı verilmesini, aksi takdirde bulunduğu yerin tespit edilmesi durumunda makinanın davacıya teslimi için tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini beyan ederek; davanın kabulü ile 30.11.2013 başlangıç tarihli ve günlük 3.000,00-TL net bedelli sözleşme kapsamında fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL belirsiz alacağın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davada tarafların tacir olması ve dava konusunun her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendiren bir konuya ilişkin olması hasebiyle Kocaeli Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, davalı ile davacı arasında davacının iddia ettiği gibi kira sözleşmesi bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından hukuki yarar yokluğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirterek; davanın öncelikle, görev, hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, bu mümkün olmaması halinde davanın yetki ve zamanaşımızı itirazları göz önünde bulundurularak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Savitem şirketi ile davacı şirket arasında 30/11/2013 başlangıç tarihli makina kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davacı şirkete ait boru temizliğinde kullanılan su jeti isimli makinalardan 3 adet Savitem unvanlı davalı şirkete kiraya verilmiş ve buna ilişkin adi kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalı tarafın 3 ay sonra makinalardan 2 tanesini davacı şirkete geri verdiğini, 1 tanesinin ise davalı Savitem şirketinde kaldığını, Kamat marka K35356 model mv 3336 seri nolu 1000 bar’lık bu makinanın davalı şirkete günlük net 3.000,00-TL bedelle kiralanması konusunda tarafların anlaşmaya vardığını ve davalı Savitem şirketince söz konusu makina TÜPRAŞ’a ait rafineride kullanıldığını, yapılan sözleşme kapsamında davalı tarafça kullanılan ve davacı şirkete geri teslim edilmeyen Kamat marka K35356 model mv 3336 seri nolu 1000 bar’lık makinaya ilişkin açılan davanın eksik inceleme ve araştırma neticesinde hukuka aykırı olarak reddedildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2021 tarih, 2020/377 Esas – 2021/177 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda,”… Mahkememizce yapılan açık yargılamada taraf beyanları, getirtilen belgeler, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/673 soruşturma dosyası,tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından, davacı taraf, 30.10.2013 tarihinde davalı ile makine kiralama sözleşmesi imzalandığını,sözleşme kapsamında davacıya ait Kamat Marka K35356 Modal Emv 3336 seri numaralı 1000 Barlık makinanın davalıya günlük net 3.000,00-TL bedelle kiralanması konusu anlaştıklarını,sözleşme kapsamında davacının makinayı teslim ettiğini, makinanın TÜPRAŞ’a ait rafineride kullanıldığını,makinanın taraflarına teslim edilmediğini, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/4697 soruşturma dosyasında yapılan inceleme sonucunda davalı tarafça söz konusu makinanın Ankara ilinde …’a ait işyerinde 23.11.2016 tarihli sevk irsaliyesi ile gönderildiğinin tespit edildiğini,davalının sözleşmeye aykırı davranarak davacıya ödeme yapmadığını, makinayı teslim etmediğini, makine üzerinde yapılan tespitte makinanın motor ve sair eksikliklerinin olduğunun tespit edildiğini, Kamat Marka K35356 Modal Emv 3336 seri numaralı 1000 Bar makinanın taraflarına teslimini, 30.11.2013 başlangıç tarihli ve günlük 3.000,00-TL net bedelli sözleşme kapsamında fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL belirsiz alacağının tahsili talep etmiş, davalı aralarında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, makinayı davacının sözleşme bitince teslim aldığını, sonrasında makinayı başka bir firmaya kiraladığını savunmuş,Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/673 soruşturma dosyasının incelenmesinde, davacı tarafın davalıya karşı güveni kötüye kullanma nedeni ile şikayette bulunulduğu, soruşturma kapsamında dinlenen, … davalı işyerinin ortağı ve müdürü olduğunu, çalışanları …’nın …’ndan 2014 yılında, kendi personeli ve makinaları ile işlerini yapmaları için anlaştıklarını,iş bittikten sonra makinalarını ve işçilerini alarak ayrıldığını, işyerinde davacıya ait makine bulunmadığını, makinaları kiralamadıklarını, davacının dört personeli ve 3 adet su jeti makinası ile geldiğini,işte birlikte çalıştıklarını,işi bittikten sonra davacının iki makinasını teslim aldığını, diğer makinayı Tüpraş’a iş yapan MSF firmasında çalıştıklarını, sözleşmede makinaların davacının personeli ile çalıştırılacağının belirtildiğini,işin 1-1,5 ay sürdüğünü,davacının kendisinin çalıştırdığı makinaları alarak MSF firmasına geçtiğini, …’a gönderilen makinaların kendi şirketlerinin makinaları olduğunu beyan ettiği,soruşturma kapsamında dinlenen,…, davalı firmada çalıştığını, 2013 yılında Tüpraş fabrikasındaki bir iş gereği …’nın sahibi olduğu firma ile götürü bedel üzerinden sözleşme yaptıklarını,sözleşme gereği üç adet su jetini Tüpraş’a getirdiğini,…’nın kendi personeli ile gelip işleri yaptığını,iş bittiğinde parasının ödendiğini, makinaları almasını söylediklerinde iki tanesini götürdüğünü, bir tanesini kendilerinden sonra Tüpraş’a iş yapan MSF firmasında çalıştıklarını,makinaların kullandığını ve makine ile bir alakaları kalmadığını beyan ettiği,soruşturma kapsamında dinlenen,…,2008-2015 yılları arasında MSF firması ile Tüpraş’a hizmet verdiğini,davacı ile çalıştığını,kendilerinden önce davalı firma ile çalıştıklarını,daha sonra bir su jeti makinasını kendileri ile Tüpraşta çalıştığını beyan ettiği,soruşturma kapsamında dinlenen, …,davalı ile anlaştıklarını,2 adet makine operatörü personeli ile üç adet su jeti makinasını Tüpraş ‘da davalıya teslim ettiklerini sonradan 2 makinayı alarak bir makinayı bıraktıklarını davalının paralarını ödemediğini,davalıda kalan makine ile MSF firmasında çalışmadıklarını, Msf firmasında başka bir makine ile çalıştıklarını ancak davalının elinde olduğunu iddia ettikleri makine ile Tüpraş’da MSF firması adına bir veya iki günlük çalışmaları olduğunu beyan ettiği,soruşturma kapsamında dinlenen,…, davalı firmada çalıştığını,su jeti kullandıklarını ancak taraflarına gösterilen makineyi işyerinde görmediğini beyan ettiği,soruşturma kapsamında dinlenen,…, davalı firmada çalıştığını,su jeti kullandıklarını ancak taraflarına gösterilen makineyi işyerinde hiçbir zaman görmediğini, beyan ettiği, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığınca 16.05.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,davacının itirazı üzerine Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2018/3645 değişik iş dosyası ile itirazın kesin olarak reddine karar verildiği,davacı tarafında sunulan,26.04.2012 tarihli faturada makine satışı 1000 bar Kamat makine satışı yazdığı,makinaya ilişkin başkaca bir bilgi içermediği, davacı tarafça söz konusu makinenin taraflarına ait olduğuna ilişkin belgeleri sunması için kesin süre verildiği, davacı vekilinin 26.01.20201 tarihli dilekçesi ekinde 1000 bar su jeti makinası satım sözleşmesi ve ödemeye ilişkin belgeler sunduğu,davacının …’a ait işyerinde 23.11.2016 tarihli sevk irsaliyesi ile davalı tarafından gönderilen Kamat Marka K35356 Modal Emv 3336 seri numaralı 1000 Bar makinanın tarafın ait olduğunu iddia ettiği, davacı tarafından kendisine ait olduğunu iddia ettiği Kamat Marka K35356 Modal Emv 3336 seri numaralı 1000 Bar makinanın kendisine ait olduğuna ilişkin satış sözleşmesini ve ödeme belgesini sunduğu, 26.11.2016 tarihli görgü ve tespit tutanağındaki makinenin dava konusu olan davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği makine olduğu hususunun da davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerin ispata yeterli olmadığı, sevk irsaliyesinde imzası olan davalı çalışanı …’in davalı firmada çalıştığını,su jeti kullandıklarını ancak taraflarına gösterilen makineyi işyerinde görmediğini beyan ettiği,dinlenen davalı tanığının Ankara’ya gönderilen makinanın kendi makinaları olduğunu, kiralanan makinaların ve anahtarının hiçbir zaman kendilerine teslim edilmediğini, davacının personelleri tarafından kullanıldığını beyan ettiği,taraflar arasındaki tarihsiz anlaşmada, üç adet su jeti için anlaşıldığı,davacının iki eleman vereceğinin ve makinaların davacının personelinin kontrolünde çalışacağının belirtildiği görülerek,taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğu,davalı makinaların iş bitiminde davacı tarafından teslim alındığını, bir makinanın kendilerinden sonra Tüpraş’a iş yapan MSF firmasına davacı tarafından verildiğini ve bu makine ile iş bittikten sonra bir ilgileri kalmadığını iddia ettiği, soruşturma dosyasında dinlenen MSF firma sahibinin de davacıya ait makine ile davalıdan sonra Tüpraş da çalıştıklarını beyan ettiği, davacı şirketin müdürü de soruşturma dosyasındaki 03.05.2018 tarihli ifadesine, 2 makinayı alarak bir makinayı bıraktıklarını davalının paralarını ödemediğini,davalıda kalan makine ile MSF firmasında çalışmadıklarını, Msf firmasında başka bir makine ile çalıştıklarını ancak davalının elinde olduğunu iddia ettikleri makine ile Tüpraş’da MSF firması adına bir veya iki günlük çalışmaları olduğunu beyan ettiği görülerek, her ne kadar davacı taraf makinenin davacı tarafa iade edilmediğini, bu konuda bir tutanak bulunmadığını savunmuş ise de, iş makinesini teslim ettiğini iddia eden davalı tarafın, fiili bir durum olan bu hususu tanık delili ile de kanıtlamasının mümkün olduğu(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10.06.2008 tarihli 2008/5281 E 2008/7653 K sayılı ilamı),dosya kapsamından dinlenen davalı tanık anlatımlarından davacıya ait üç adet makinanın ikisinin davalı tarafından iş bittikten sonra teslim alındığı,makinların davacı tarafın personeli ile çalıştırıldığı, anahtarın ve makinanın davalıya hiç teslim edilmediği, dava konusu makinanın MSF firmasına da kiralanarak çalıştırıldığı davacı şirket yetkilisinin beyanı ile anlaşılmakla, makinanın davacı tarafça teslim alındığı aksi halde kabulün davacının dava konusu makinayı, davalıya kiraladıktan sonra dava dışı MSF firmasına kiralayarak iş yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varılarak, taraflar arasındaki anlaşmada belirtilen üç adet makinanın davalıdan iş bitiminde teslim alınmış olduğu zaten davacı tarafın personeli tarafından ve davacının personelinin gözetiminde çalıştırıldığı kabul edilerek, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
6100 sayılı HMK’da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenleme yapılmıştır. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması (Madde 118, 126-136), 2-Ön inceleme (Madde 137-142), 3-Tahkikat (Madde 143-293), 4-Sözlü yargılama (Madde 184-186) ve 5-Hükümdür (madde 294). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra yapılır (HMK. m.137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre, usule ilişkin kararın verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. 127/1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. m.136/1) beklenmesi, davacı dilekçe verdiğinde bunun davalı tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın 137/1’inci fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1’inci madde hükmü de bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir. Bunun yanında 6100 sayılı HMK. uyarınca basit yargılamaya tabi davalarda; Ön İnceleme ve Tahkikat’ başlıklı 320.maddesinde göre; ”(1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. (2) Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. (3) Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını yukarıdaki fıkrada belirtilen duruşma hariç, iki duruşmada tamamlar. Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir düzenlemeleri ile basit yargılama usulünde ön inceleme ve tahkikat aşamasının ne şekilde yapılması gerektiği belirtilmiş yine aynı yasanın 322. maddesine göre de HMK’nın ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıklanmıştır.
6100 sayılı Kanun’un “Ön incelemenin kapsamı” kenar başlıklı 137 nci maddesinin birinci fıkrasında dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı belirtilmiştir: “…Mahkeme, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtayın müstekâr kararları kural olarak ön incelemenin duruşmalı yapılması gerektiği yönündedir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre; İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde, ön inceleme duruşması icra edilmeksizin, davalının def’,i ve ilk itirazları yönünden bir karar verilmeksizin yargılamaya devam edilerek kararı verilmesi isabetsizdir. Yapılacak iş dava dilekçesinin davalıya tebliği, daha sonra ön inceleme oturumu için tarih belirlenmesi ve taraflara usulüne uygun şekilde davetiye tebliği ile ön inceleme duruşmasında gereken kararları almaktan ibarettir.
Davacının istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede;
Eldeki davaya dayanak ve hükme esas alınan sözleşmenin konusu, kapsamı ve şartlarını düzenleyen ilgili maddeleri göz önüne alındığında, sözleşmenin TÜPRAŞ İzmit Rafinerisi Plant Ünitesi Eşanjör temizliğinde kullanılacak makine ve makinenin davacı şirkete ait personel kontrolünde kullanılacağına ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet akdi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olmayıp, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bir davadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesine göre Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
Davanın tacirler arasında hizmet sözleşmesine dayalı ticari dava olması karşısında yukarıdaki yasal düzenlemelere göre, mahkemece ticari defterlerin re’sen incelemesine karar verilebileceği, ticari defterlerin ticari davalarda kesin delillerden olduğu, buna rağmen mahkemece tarafların ticari defter kayıtları incelenmeksizin, faturaya ilişkin BA, BS kayıtları araştırılmaksızın, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın ayrıca, davacı dava dilekçesinde deliller arasında açıkça, en son çare olan yemin deliline de dayandığı gözetilmeksizin, eksik inceleme ile karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2021 tarih, 2020/377 Esas ve 2021/177 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.08/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*