Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/75
KARAR NO : 2022/2301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2020/295 Esas – 2021/475 Karar
DAVACI : DENTAŞ AMBALAJ VE KAĞIT SANAYİ A.Ş. (…) – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : VADİ BESİCİLİK VE SÜT ÜRÜNLERİ TARIM SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. (…) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 24/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu aleyhine Gölcük İcra Müdürlüğü 2019/3491 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin dayanağı olan borcun davalının müvekkili şirketten satın aldığı mallar karşılığında kesilen iki adet faturadan kaynaklandığı, davalı tarafa irsaliyeli faturaların gönderildiği ve ilgili irsaliyelerin davalı-borçlu tarafından alınarak faturaların içeriğine ilişkin olarak TTK hükümleri kapsamında yasal 8 günlük süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, muaccel hale gelen faturalara karşı davalı-borçlunun uyarılmasına rağmen, müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davalı Borçlu aleyhine Gölcük İcra Müdürlüğünün 2019/3491 Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, Davalı-borçlunun 30/12/2019 tarihinde borca ve fer’ilerine haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasını açmadan önce, 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Kanuna eklenen 5/A maddesi gereğince dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulması gerektiğinden, taraflarınca 08/01/2020 tarihinde 2020/320 başvuru numarası ile İstanbul Arabuluculuk bürosuna başvurulduğu ve dosyanın yetkili arabuluculuk bürosu olan Kocaeli Arabuluculuk Bürosuna tevdi edildiği, İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/320 Büro Dosya, 2020/3596 Arabuluculuk Dosya numaralı dosyası kapsamında arabuluculuk süreci tarafların anlaşamaması ile son bulduğu, davalı-borçluya yönelik başlatılan icra takibinin haklı olduğu ve borcun işbu davanın açılışına kadar ödenmediği, borçlunun borcunun olmadığı iddiasının haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan takibe dayanak olan faturalar ve bu faturaların yer aldığı cari hesap alacağını gösterir cari hesap ekstresinden de bu hususun açıkça görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinde takibe konu borcun kayıtlarının yer aldığından bahisle borçlunun icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, borçlunun takip konusu borç tutarı olan 24.148,54-TL’yi takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın en az %20’si üzerinden icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalının Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3491 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 24.147,84 TL asıl alacak üzerinden ve bu meblağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek avans faizi ile birlikte devamına, Alacak likit olduğundan İİK 67/2. maddesi uyarınca 24.147,84 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Fazlaya yönelik talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından yapılan yargılamada müvekkil şirketin defterleri incelenmediği gibi, müvekkilin UETS adresine yapılmış olan tebligattan esasen müvekkil tarafından kullanılmadığı için haberi dahi olmamıştır, bu suretle savunma hakkı da kullanılamamıştır, mahkeme tarafından vekil yerine asile yapılmış olan tebligat usule aykırıdır, emsal kararların tam metinleri dilekçe ekinde arz edilmiştir, Yargıtay kararlarında da görüldüğü üzere vekille takip edilen işlerde asile tebligat yapılamayacağı ve tebliğin vekile yapılması gerekiği ortadır, beyanında bulunarak, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf istinaf dilekçesinde haksız ve kötü niyetli olarak ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğini, zira UETS adresine yapılmış olan tebligatların şirket tarafından kullanılmadığını, bu sebeple şirketin UETS adresine yapılan tebligatlardan haberdar olunmadığı için ticari defter ve kayıtlarının incelenemediğini, bu sebeple savunma hakkının kısıtlandığını iddia etmiş ise de davalı tarafın işbu iddiası yersizdir, zira 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/A maddesinde “Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur” düzenlemesi yer almaktadır, işbu düzenlemeye göre davalı şirketin elektronik tebligat adresi belirlemesi, kullanması ve takibini sağlaması zorunludur ayrıca vekilin vekaletname ile yetkilendirilmiş olması, müvekkilinin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yükümlülüğünü doğurmamaktadır, somut olay açısından, her ne kadar borçlu şirket icra dosyasına vekil ile itiraz etmiş ise de itirazın iptali davası genel hükümlere göre yargılaması yapılan ayrı bir dava olduğundan ve davalı şirket ile vekili arasında ayrı bir vekalet ücreti gerektiren iş niteliğini taşıdığından, davanın açıldığı tarihte bu dava dosyasının borçlu tarafından vekil ile takip ettirilip ettirilmeyeceği tarafımızca bilinmemektedir, bu sebeple davanın asile karşı açılıp dava dilekçesi, ekleri ve tensip zaptının davalı asile tebliği gerekmektedir (Yargıtay 15. HD 02.11.2004 tarih ve 2004/2041-5550 sayılı kararı ile aynı yönde Yargıtay 9. HD 2017/23538 E. 2018/1023 K. 23.01.2018 T.; Yargıtay 22. H.D. 2016/ 27238 E. 2017/28403 K. 11.12.2017 T.), beyanında bulunarak, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/09/2021 tarih, 2020/295 Esas – 2021/475 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı tarafından, davalı aleyhine faturaya dayalı alacak için icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan bilirkişi raporunda özetle; Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/164 Talimat sayılı dosyası ve dosya kapsamında bulunan T.C. Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3491 Esas sayılı dosyası ile davacı tarafın resmi defterleri üzerinde yapılan tespitler neticesinde; incelenen davacı taraf resmi defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen davacı taraf resmi defterlerine göre taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacı tarafın davalı adına başlattığı icra takibinde faturaya dayalı cari hesap alacak iddiasına dayanak olan 08/07/2019 tarihli 21.749,76 TL bedelli ve 09/07/2019 tarihli 10.874,88 TL bedelli 2 adet fatura muhteviyatı mallara ait taşıma irsaliyelerinin teslim alan kısmında … ismi ve imzası olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 54.147,84 TL (KDV dahil) toplam tutarında 3 adet satış faturası ile ilgili dosya muhteviyatı kapsamında davalı tarafından yasal süresinde yapılmış bir itirazın olmadığı, davacı Dentaş Ambalaj ve Kağıt San. A.Ş.’nin resmi defterlerine yansıyan ticari işlem kayıtlarına göre davalı Vadi Besicilik ve Süt. Ür. Tar. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden 12/12/2019 icra takip tarihi itibariyle 24.147,84 TL cari bakiye alacağı olduğu, davacının davalı tarafı usulüne uygun temerrüte düşürdüğü tarihin 12/12/2019 icra takip tarihi olduğu, davacı tarafın talebi doğrultusunda alacaklı olduğu hükmünün mahkemenin takdirinde olduğu, icra takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi ve taraflar arasındaki işlemin ticari işlem olması ile talebe bağlı kalınarak değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanması gerekir şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Somut davada, ilk derece mahkemesince; davacının satış sözleşmesinden kaynaklı olarak düzenlenen 3 adet faturaya dayalı cari hesap alacağına istinaden takip başlattığı, davalının iş bu takibe itiraz ettiği, ibraz edilen davacı defterlerine göre faturaların davalıya tebliğ edilmiş olduğu, faturaya karşı tebliğden itibaren 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmiş olduğuna dair davacı yanın defter ve kayıtlarında bir ibare bulunmadığı, edilmiş ise de raporda tespit yapılamadığı gibi davalı tarafça da süresinde bu hususta dosyaya delil sunulmadığı, bu duruma göre faturaların içeriğinin ticari ilişkiye uygun olduğu ve fatura içeriğinin kesinleştiği, dolayısıyla ispat külfetinin davalı üzerinde kaldığı, icra dosyası ve bilirkişi raporu kapsamında davacının davalı hakkında yürüttüğü icra takibinin haklı nedene dayandığı, tarafların tacir olmaları hasebiyle ticari defter ve kayıtlarını gerçeğe uygun ve tam olarak tutmaları gerektiği, bu nedenle ibrazı istenen ticari defter ve kayıtların iş bu yargılamada önem arzettiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan imtina etmesi nedeniyle HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca incelenen davacı defterlerinin her iki taraf bakımından da delil olma özelliğini kazandığı, davacının usule uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 24.147,84TL asıl alacak bakımından alacaklı olduğu, takip öncesi temerrüt olgusu tespit edilemediğinden işlemiş faiz alacağının olmadığı, SGK’dan irsaliyede teslim aldığı anlaşılan kişi bakımından yapılan sorgulamada davalı şirketin sigortalı çalışanı olmadığı anlaşılsa da bu hususta davalının itirazı olmadığı gibi teslim alanın sigortasız çalışan olma ihtimalinin de bulunduğu, bu hususta dosyaya bilgi sunulmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalı aleyhine kabul edilen likit miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçelerinin davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Öte yandan;
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi, 7036 sayılı Kanun’un 3. madde 14-16. fıkralarda; tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği, Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı, yine bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı düzenlendiği halde, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücreti ile ilgili bir karar verilmemesi hatalıdır, bu açıdan kararda resen düzeltim yapılmıştır.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine, yerel mahkemenin kararının kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE;
1- Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2021 tarih, 2020/295 Esas ve 2021/475 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİNE,
b-Davalının Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3491 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 24.147,84 TL asıl alacak üzerinden ve bu meblağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek avans faizi ile birlikte devamına,
c-Alacak likit olduğundan İİK 67/2. maddesi uyarınca 24.147,84 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
ç-Fazlaya yönelik talebin reddine,
d-Alınması gerekli 1.649,53 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 412,40 TL harcın mahsubu ile kalan 1.237,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
e-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 0,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 412,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 466,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h-Davacı tarafından yapılan 119,50 TL müzekkere ve tebligat gideri, 500,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 619,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 619,48 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
ı-Karar kesinleştiğinde Gölcük İcra Müdürlüğü’nün 2019/3491 Esas sayılı dava dosyasının mahkemesine iadesine,
i-6325 sayılı HUAK 18/A-13,14. maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden Kocaeli Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/320 Başvuru numaralı dosyasında ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde haksız çıkacak taraftan tahsil olunacağı düzenlendiğinden kabul red oranına göre (%99,99 kabul) 1.319,86-TL’sinin davalıdan, (%0,01 red) 0,14-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
j-HMK 120. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.649,53 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 413,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.236,53 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
f-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/12/2022
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*