Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/72 E. 2022/2272 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/72
KARAR NO : 2022/2272

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/06/2020
NUMARASI :2019/282 Esas – 2020/299 Karar

DAVACI :İZDEM TUR PERSONEL VE ÖĞRENCİ TAŞIMACILIĞI SANAYİ TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … … – …
DAVALI :MİLEA İÇ VE DIŞ TİCARET A.Ş. – … …
VEKİLİ : Av. … … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2019

KARAR TARİHİ :29/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu şirketin, müvekkili firma ile bir süredir devam ettikleri ticari ilişki içerisinde müvekkili firma tarafından adına kesilmiş ve tanzim edilmiş bulunan 4 adet fatura bedelini ödemediğini ve bunun üzerine müvekkili firma tarafından kendisine keşide edilen Gebze 11. Noterliği’nin 18/10/2018 tarihli ve 25797 yevmiye no’lu ihtarnamesine de cevap vermediğini, bunun üzerine ödenmemiş olan 4 fatura bedeli konu edilerek Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nde taraflarınca açılan 2019/1719 Esas sayılı icra takibine, borçlu tarafından borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine süresinde dayanak sunmadan haksız bir biçimde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlu şirketin itirazında herhangi bir belge veya delil sunmadığını ve itirazını haksız olarak, borcunu bir süre daha öteleyebilmek için yaptığını, haksız yapılan itiraz sonucu taraflarınca itirazın iptali davasını açabilmek için şart olan Arabuluculuk kurumuna 13/02/2019 tarihinde başvuru yapıldığını ancak uzlaşma sağlanamadığını, müvekkili firmanın ticari ilişki çerçevesinde üzerine düşen yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmekle birlikte, borçlu şirket tarafından fatura bedellerinin hiçbir şekilde tahsil edemediğini, başlattıkları icra takibinin neticesinde ise borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, müvekkilinin alacağına kavuşması daha uzun bir zaman dilimine yayıldığını, bu sebeplerden dolayı davalı borçlunun itirazının iptalini sağlayabilmek adına bu davayı açtıklarını, tüm bu sebeplerle borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan dava haksız, mesnetsiz olup, maddi ve hukuki hatalar içerdiğini, müvekkili şirketin muaccel olmuş bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya muaccel hale gelmiş bir borcu olmamakla, davacının davasını ispat etmekle yükümlü olduğunu, temerrüt koşulları oluşmadığını, borçla ilgili temerrüt koşulları oluşmadığından temerrüt faizi hesaplanarak borcun tahsil edilmeye çalışılmasının hukuka aykırı olduğunu, temerrüt faizinin yasal sınırın üstünde olduğu, takibe haksız olarak itiraz edilmediğinden icra inkar tazminatı talebinin isabetsiz olduğunu, takibe konu borç olmadığından, temerrüt koşulları oluşmadığından ve temerrüt faizi yasal sınırın üstünde hesaplandığından icra takibine haksız olarak itiraz edilmemiş olup, icra inkar tazminatı talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan yargılama ve mahkeme tarafından aldırılan bilirkişi raporu incelendiğinde davalı ile davacı müvekkilin ticari ilişkilerinin olduğu ve davalıya verilen hizmetler karşısında fatura kesildiği, ticari ilişkinin varlığı hiç bir şüpheye yer verilmeyecek şekilde tespit edilmiştir, bu nedenle müvekkil alacağının varlığını tespit etmiş ve bu husus bilirkişi tarafından da raporunda dile getirilmiştir, 6100 Sayılı HMK 222/5 maddesi “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibraz eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” hükmünü taşımaktadır, bu düzenlemeye göre; davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi nedeni ile davacının alacak iddiasının ispat edilmiş sayılacağından davanın bu gerekçe ile kabul edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması hukuka ve kanuna aykırılık teşkil etmektedir, ilgili Yargıtay ve istinaf mahkemelerinin somut olaya uygun kararlarında da davanın haklılığına vurgu yapılmıştır, beyanında bulunarak, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazı haksız ve kötü niyetli olması hususları dikkate alınarak %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2020 tarih, 2019/282 Esas – 2020/299 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taşıma sözleşmesi nedeniyle davacının düzenlediği faturalar için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı tarafından, davalıya 4 adet fatura düzenlediği, davalı tarafından bu fatura bedellerinin ödenmediği, bunun üzerine davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1719 Esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 16.378,40 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 15/01/2019 tarihinde tebliğinin üzerine borçlu vekilinin 17/01/2019 tarihinde haksız icra takibine, borcun tamamına, faize, fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 03/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelemeye ibraz edilen defterleri üzerinde yapılan usul incelemesinde, 2018 yılına ait defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğunu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından 19 Aralık 2012 Tarihli ve 28502 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Ticari defterlere ilişkin tebliğinin 13.ve 17. maddelerine göre, davacı şirketin 2018 yılı yevmiye defter kayıtlarını incelediğini, yevmiye defteri 01/01/2018 tarihli ile 10/05/2018 tarihi arası 50. sayfaya kadar kayıt yapıldığı, 10/05/2018 tarihinden 31/12/2018 tarihine kadar kayıt yapılmadığı, 50.sayfada Gebze 11.Noterliğinin 26 Haziran 2019 tarih ve 15252 yevmiye numarası ile kapanış tasdikinin yapıldığını, bu nedenle yasal düzenlemeler karşısında davacı şirketin defterlerinin delil kudretinin olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin olduğu, cari hesap ekstresinin 01/01/2018 tarihi ile 10/05/2018 tarihi arasında yevmiye defterleri kayıtları ile kebir defterleri kayıtlarının birlikte incelenerek 10/05/2018 tarihinden 31/12/2018 tarihine kadar ise kebir defteri kayıtlarının incelenerek oluşturulduğunu, cari hesap ekstresine göre, davacı şirketin davalı Milea İç ve Dış tic. A.Ş ile arasındaki ticari faaliyet neticesinde, davalı şirkete 40.249,80 TL mal ve hizmet faturası düzenlediği, bu faturalara karşılık 18.986,20 TL tahsilat yaptığı, bakiye 21.263,60 TL alacaklı olduğu, ancak 10/01/2019 tarihli icra takip talebinde davacı şirket davalı şirketten 16.378,40 TL alacak talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalı şirketten alacağının 16.378,40 TL olduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Somut davada, ilk derece mahkemesince; davacı tarafın icra takibinde dayandığı faturalardan kaynaklanan alacağın varlığını ve edimini yerine getirdiğini/teslimi kanıtlamak zorunda olduğu, Mahkememize taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi ile faturaya konu edimin yerine getirildiğine dair teslim belgesi sunulmadığı, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği sadece davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup her ne kadar takip konusu faturalar davacı defterlerinde kayıtlı ve davalı borçlu gözüküyor ise de davacının ticari defterlerindeki kayıtlar, belge ile doğrulanmadığı sürece tek başına davacının lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafın yemin deliline dayanmadığı, davacının taşıma işini yapmış olduğunu ispatlayamadığı, tek taraflı defter incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporu davayı ispat için yeterli görülemeyeceğinden davanın reddine, talep olmadığından davalı taraf lehine kötüniyet tazminatı hususunda olumlu/olumsuz bir karar verilmemesine şeklinde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin davacının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022

… …
Başkan …
¸e-imzalıdır
… …
Üye …
¸e-imzalıdır
… …
Üye …
¸e-imzalıdır
… …
Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*