Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/71 E. 2022/2312 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/71
KARAR NO : 2022/2312

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :30/06/2021
NUMARASI :2020/265 Esas – 2021/558 Karar

DAVACI :EUREKO SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … … – Av. … … – …
DAVALI :MERTUR OTOMOTİV VE TAŞIMACILIK A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. … … … – …
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :29/04/2020

KARAR TARİHİ :29/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait otomobillerin müvekkili şirket Eureko Sigorta A.Ş. tarafından 40592107 No’lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, sigortalı şirkete ait şase numaraları … Model VOLKSWAGEN markalı otomobillerin alıcı firma olan Başaran Otomotiv Anonim Şirket’ine gönderilmek üzere kara yolu nakliyesini Mertur Otomotiv ve Taşımacılık Anonim Şirketi tarafından gerçekleştirdiğini, sigortalı şirkete ait otomobillerin … plakalı araca yüklenerek EFESAN Stok sahasından alıcı firmanın adresi olan Fethiye’ye sevk edildiğini, 01.09.2018 tarihinde alıcı firma adresine varan aracın tahliyesi sırasında şase numaraları … model araçların çizilmesi ve tavanlarında göçük meydana gelmesi suretiyle hasara uğradığının teslim yerinde tutulan tutanak ile tespit edildiğini, taşıyıcı firmanın sorumluluğunda olan otomobillerin kara yolu nakliyesi sırasında hasara uğramamaları için davalının gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiğini, meydana gelen zarardan nakliyat işini özenle getirmeyen davalı şirketin sorumlu olduğunu, davalının zararın oluşmasına %100 kusuru ile sebep olduğunu, taşıyıcı Mertur Otomotiv ve Taşımacılık Anonim Şirketi’nin devraldığı otomobillerin taşıma işinden sorumlu olduğunu, davalının, nakliyesini gerçekleştirdiği otomobilleri sigortalı şirketten hasarsız teslim aldığını, ancak teslim yerine getirildiğinde şase numarası … model aracın sol kapısında çentik, tavan çıtalarında sürtünme suretiyle çiziklerin oluştuğu, tavanında çökme meydana geldiğinin tespit edildiğini, bunun yanı sıra şase numarası … model aracın sol ön kapı çıtasında çentik meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasara konu otomobillerin kara yolunda taşınması sırasında herhangi bir darbeye maruz kalmaması için gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi gerektiğini, ancak davalı taşıyıcı firmanın, göstermediği özen neticesinde hasara konu araçların kara yolunda taşınması sırasında çizilmelerine ve … model aracın tavanında çökmenin meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, sigortalı şirkete ait otomobillerin darbeye maruz kalması sonucu zararın meydana gelmesine sebep olan Mertur Otomotiv ve Taşımacılık Anonim Şirketi’nin TTK 875 uyarınca kusuru ile sorumlu olduğunu, yapılan inceleme sonucunda sigortalı şirkete ait otomobillerde toplam 7.262,50 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu bedelin müvekkili tarafından poliçe limitleri dâhilinde ödendiğini, sigortalının tüm dava ve talep haklarını müvekkili şirkete devir ve temlik ettiğini, böylece müvekkili şirketin TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, halefiyet ilkesi gereğince, alacağın davalıdan icra marifetiyle talep edildiğini, ancak davalının alacağı ödemediği gibi icra takibine de haksız itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2019/40779E. Sayılı dosya üzerinden 18067323-18100403-18100074 numaralı hasar dosyaları için icra takibi başlatıldığını, davalı Mertur Otomotiv ve Taşımacılık Anonim Şirketi’nin 18100403 ve 18100074 numaralı hasar dosyaları ödemesi üzerine, işbu davanın yalnızca 18067323 numaralı hasar dosyası için ikame edildiğini, alacağın zamanaşımı süresi içerisinde davalıdan talep edildiğini, zamanaşımı itirazının haksız olduğunu, sigortalı şirkete ait araçlarda hasarın 01.09.2018 tarihinde gerçekleştiğini, icra takibinin 02.08.2019 tarihinde gerçekleştiğini, hem özel hem de genel mevzuat kapsamında alacağın zamanaşımı süresi içerisinde davalıdan talep edildiğini, davalı Mertur Otomotiv ve Taşımacılık Anonim Şirketi’nin, karayolunda taşıma işini yerine getirirken otomobillerin darbeye maruz kalmak suretiyle çizilmesi veya tavanlarında göçük meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, davalı taşıyıcı firmanın, kara yolu nakliyesinde gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden sigortalı şirkete ait şase numaraları … model araçların hasara uğramasına sebebiyet verdiğini, bu zararın davalı tarafından giderilmesi gerektiğini, ancak, davalının, zararı gidermediğini ve icra takibine haksız itiraz ettiğini, haksız ve kötü niyetli durdurulan icra takibi için İİK 67 uyarınca itiraz edilen bedel üzerinden %40’dan aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, bu durumda sigortalı şirkete ait araçlardaki bu zararı davalının ödeme tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının uygulamış olduğu ticari işlerde uygulanan en yüksek avans faiz oranı ile birlikte gidermekle yükümlü olduğunu, tüm bu nedenlerle; davalının Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2019/40779 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine, kötü niyetli itiraz nedeniyle tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde borcun sebebinin taşıma hasarına istinaden rücuen tazminat olarak gösterildiğini, ancak iddiayı tevsik eder belgelerin dosyada mevcut olmadığı gibi müvekkiline de tebliğ edilmediğini, keza hasarların ayrıntıları hakkında da herhangi bir detay verilmediğini, bu sebeplerle vaki icra takibi üzerinden itirazın iptali davası açılarak icra takip dosyasında sunulmayan ve ayrımlaştırılmayan talep üzerinden bu kere dava ile talebin genişletilmesi yasağı adı altında talepte bulunulmasının hatalı olduğunu, bu minvalde talebin genişletilmesine de muvafakat etmediklerini, icra takibinde taraflarına tebliğ edilmeyen belgeler üzerinden mezkur davanın ikamesinin de usule aykırı olduğunu, sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle, tazminat ödediği kişi ile sigortacı arasında zarar konusunu kapsayan bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması gerektiğini, buna göre, zarar gören ile sigortacı arasında tazminat yükümlülüğünü doğuran bir sigorta sözleşmesi yoksa sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğmayacağından rücu hakkının da olmayacağını, öncelikle davacı şirket ile müşterisi arasında bu şekilde düzenlenmiş bir poliçe yoksa ödenen bedellerin müvekkili davalıdan talep edilmesinin mümkün olmayacağını, davacının ancak gerçek zararı müvekkilinden talep etme hakkını haiz olduğunu, davacı sigorta şirketinin, sigortalısına daha fazla tazminat ödemiş olsa bile, kendisine ancak sigortalının uğradığı gerçek zarar karşılığını talep hakkının intikal edeceğini, bu bağlamda ödenen bedellerin gerçek ve piyasa koşullarına uygun bedeller olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, tek taraflı düzenlenmiş ekspertiz ve benzeri delillerin müvekkiline karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, davaya konu edilen aracı sıfır km olarak gemiden üzerinde araç içinde branda ve kaplama olacak şekilde teslim alarak taşıması işini yüklendiğini, araç teslim alındığında üzerinde ve içinde brandası ve kaplaması mevcut olduğunu, müvekkilinin davacı araçların nakliyesini gerçekleştirdiğini, davaya konu edilen hasarların araç içi hasarlar olup müvekkili davalı şirketin yahut şirket çalışanı sürücünün araç içerisine müdahalesinin mümkün olmadığını, taşınan araçta olduğu iddia edilen hasarın bant altı hasar olup taşıma sırasında hasar gördüğü iddia edilen kısmın kaplama olarak bilinen bant altında tespit edildiğini, müvekkili şirket çalışanın bant altında kalan hasarı teslim aldığı anda görmesinin mümkün olmadığını, bant altı hasarın taşıma hasarı olarak kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili ile dava dışı Doğuş firması arasında imza edilen sözleşmenin bant altı / branda altı hasarlara dair sözleşmenin 6.5.1 maddesi uyarınca bant altı / branda altı hasarlardan taşıyıcı firmanın sorumlu olmadığını, davacının iddia ettiği hasarların, taşımadan doğmuş ve/veya taşıma sırasında oluşmadığını, söz konusu hasarın taşıma sırasında oluşma ihtimali bulunmadığını, taşıma işini yapan davalı şirketin hasarın oluşmasında kusur ve ihmalinin olmadığını, bu bağlamda meydana gelen olayda hasar ile taşıma işini yapan müvekkili arasında illiyet bağının kesildiğini, iddia olunan hasarın meydana gelmesinde müvekkili ile dava dışı sürücüye atfedilebilecek bir kusur söz konusu olmadığından hasara karşılık ödenen bedelden müvekkilinin sorumluluğuna da gidilemeyeceğini, davaya konu edilen tutarların müvekkili şirketin taşıması işi sırasında oluşmadığı sabit olup taleplerin reddi gerektiğini, iddia olunan hasarın müvekkilinin kontrol noktasında olmadığını, keza davacının hasar olarak ödediğini ileri sürdüğü bedelin hasara nazaran fahiş olduğunu, davacının, icra inkar tazminat talebinin yerinde olmadığını, aksine, haksız icra takibi yapılması sebebi ile davacının icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu sebeplerle; davanın reddine, zamanaşımı itirazında bulunduklarına, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine, davacı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40779 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 6.831,92.-TL üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, davacı vekilinin icra inkar tazminat talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda nefaset indiriminin gerçek zarar (değer kaybı) olarak tespit edilmesi hatalıdır, zira, aracın adına taşındığı Doğuş Otomotiv Bayisi aracı olduğu şekilde müşterisine satmış olup araçta herhangi bir surette onarım/değişim yapılmamıştır, Karayolları Trafik Kanunu yönetmeliği ekinde bulunan ve değer kaybında esas alınacak kriterler içerisinde metal olan kısma basit tamirat kapsamında kalan, boya, onarım getirmeyen işlerde değer kaybı ortaya çıkmayacağı esastır zira bu bir değer kaybı değildir, bayi, aracı indirimli satmış olup bu indirimin hasar tutarı ile birebir tutulması usul ve esasa aykırıdır, davacı ancak gerçek zararı müvekkil davalıdan talep etme hakkını haizdir, bilirkişi raporunda değer kaybı tespit edilmeksizin / hesaplanmaksızın bayinin uyguladığı indirimi gerçek zarar olarak tespit edilmesi hatalıdır, söz konusu hasarlar, taşımadan doğmuş ve/veya taşıma sırasında oluşmamıştır, bu bağlamda meydana gelen olayda hasar ile taşıma işini yapan müvekkil davalı arasında illiyet bağı kesilmiştir, iddia olunan hasarın meydana gelmesinde müvekkil davalı ile dava dışı sürücüye atfedilebilecek bir kusur söz konusu olmadığından hasara karşılık ödenen bedelden müvekkil davalının sorumluluğuna da gidilemez, davacı tarafın ödediği tutarı halefiyet ilkesi nazarında müvekkil davalıdan talep etme tarihi itibari ile zamanaşımı süresi geçtiği sabittir, bu bağlamda talebin zamanaşımı nedeni ile reddi gerekirken hatalı olarak tespit yapılmak sureti ile zamanaşımı itirazımızın reddedilmesi hukuka aykırı olmuştur, söz konusu hasarın meydana geldiği tarihte aracın ruhsat sahibi olan Ziraat Finansal Kiralama A.Ş.’nin davaya konu edilmesi gerekirken husumetin müvekkile yöneltilmesi de hatalı olmuştur, bu nedenle davanın husumet yönünden reddini aksi halde davaya Ziraat Finansal Kiralama A.Ş.’nin de müdahil edilmesini talep ettiklerini, dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarında bilirkişilerce araçlar üzerinde inceleme yapılmadığı, yalnızca davacının ileri sürdüğü ve tutanakta geçilen genel geçer ifadelerin dikkate alındığı ve bu şekilde hasar ve değer kaybı bedelinin tespit edildiğini, tanzim edilen bu raporun hükme esas alınması usule ve maddi gerçekliğe aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ederek, istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; nefaset indirimi piyasa koşullarına uygun olarak belirlenmiş ve fatura karşılığı, dava dışı sigortalı tarafından emtiayı teslim alan dava dışı bayiye ödenmiştir, müvekkil şirket ve dava dışı sigortalı Doğuş Otomotiv A.Ş. çalıştığı alanda uzman ve tecrübeli şirketlerdir, dava dışı sigortalıya ödeme yapılırken gerçek koşullara uygun olarak belirlenmiş tutarlar doğrultusunda ödeme yapılmıştır, ödenen kısımlar bilirkişiler tarafından hesaplanmış ve haklı tespitler yapılmıştır, davalı Mertur Şirketi taşımacılığını üstlendiği araçlarda oluşabilecek hasarlardan sorumludur, davalının iddiaları tamamen sorumluluktan kaçma amaçlı olup, davalı iddialarını kanıtlayamamıştır, davaya konu hasar, taşıyan aracın üstü açık olmasından kaynaklanmamış, davalının gerekli dikkat ve özeni göstermemesinden kaynaklanmıştır, davalı yanca yüklemenin taşıyıcı tarafından yapılmadığı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır, atıf yapılan TTK 863/1 maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere sözleşmeden, durumun gereğinden ve ticari teamülden davaya konu yükleme işinin taşıyıcı Mertur Firmasının yaptığı aşikardır, davalı yanın zamanaşımı itirazları yersizdir, halefiyet ilkesi bağlamında başlatılan icra takibi ve diğer usuli işlemler süresinde yapılmıştır, davalı Mertur Taşımacılık … plakalı aracın işleteni sıfatındadır, ruhsat sahibinin Ziraat Finansal Kiralama A.Ş. olması, davalının aracın işleteni olduğunu gerçeğini değiştirmemektedir, davaya konu araçlardaki hasarlar yetkili servis kapsamında giderilmiştir, bilirkişiler tarafından hasarların yerinde incelenmesine imkan bulunmamaktadır, yapılan inceleme ve tespitler yerinde olup davalının itirazları yersizdir, davalı tarafından bilirkişilerce yapılan tespitlerin yetersiz olduğu, davaya konu olayın yerinde incelenmediği gibi itirazları yersizdir, alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarında, yetkili servis aracılığı ile hasar onarımının yerinde olduğu, faturalandırılan tutarların kadri maruf olduğu tespit edilmiştir, hasarları onarılan araçların yerinde incelenmesinin hukuki yararı bulunmadığı gibi usul ekonomisine de uygun bulunmayacaktır, beyanında bulunarak, davacı yanın istinaf taleplerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 30/06/2021 tarih, 2020/265 Esas -2021/558 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taşıma sözleşmesi nedeniyle sigortalının hasar gören araçları için davacının ödediği bedeli TTK.1472. maddesi uyarınca sorumludan istemine ilişkin başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait otomobillerin Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında sigortacısı olduğu, davacıya sigortalı olan şase numaraları … Model VOLKSWAGEN markalı otomobillerin alıcı firma olan Başaran Otomotiv Anonim Şirket’ine teslim edilmek üzere kara yolu nakliyecisi Mertur Otomotiv ve Taşımacılık Anonim Şirketi ne teslim edildiği, 01.09.2018 tarihinde alıcı firma adresine varan araçlardan tahliye sırasında şase numaraları … model araçların çizilmesi ve tavanlarında göçük meydana gelmesi suretiyle hasara uğradığı, meydana gelen hasarın teslim yerinde tutulan tutanak ile tespit edildiği, belirtilen araçlarda taşıma sırasında meydana gelen hasar toplamının 7.262,50 TL olduğu ve bu bedelin davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödendiği, ödenen bu bedelin davalıdan kusurlu olması nedeniyle rücu en talep edildiği, bunun için davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/40779 Esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 7.262,50 TL asıl alacak ve 599,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.862,40-TL alacak için ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde takibe, borca, faize ve ferilere itiraz ettiği, 4. İcra Müdürlüğünce itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan taşıma alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu uyuşmazlıktaki hasarın … şase nolu Caddy araçta kapıda çentik olduğu, … şase nolu Caddy araçta sol kapıda çentik olduğu, … şase nolu Caddy araçta bant altı tavan çıtalarında sürtme ve tavanda çökük olduğu,taşımanın davalı şirket tarafından … (… …) araç ile yaptırıldığı, bahse konu emtianın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek sürede sağlam teslim edilmediği, davalı şirket tarafından 01.09.2018 tarih ve A seri 068244 sıra nolu düzenlenen taşıma irsaliyesi üzerine hasarlı bir şekilde teslim edildiğine dair şerh düşüldüğünden tahmil, tahliye ve taşımadan kaynaklı hasar meydana geldiği, yapılan taşıma işinin niteliği dikkate alındığında, yapılan taşıma işine göre tespit edilen hasarın oluşabileceği, araçta meydana gelen hasarın giderilmesi için tamir yoluna gidilmemiş olduğu, nefaset indirimi yapılmak sureti ile değerlendirildiği, aracın sıfır olduğu dikkate alındığında; tamir edilmesi durumunda değer kaybına uğrayacağı, aracın değeri dikkate alındığında uygulanmış olan 6.831,92 TL tutarındaki hasarın yerinde olduğu, dolayısıyla gerçek zarar miktarı olarak kabul edilmesinin uygun olduğu, yükleme esnasında hasara dair çekince koymadan yüklemenin yapıldığı ve taşındığı, teslim sırasında hasarın tespit edildiği, yükün sağlam taşınması için gerekli tedbirleri almayan veya aracın durumuna göre söz konusu yükü taşımayı reddetmeyen taşıyanın gerekli tedbirleri almayarak hasarın ve zararın gerçekleşmesine sebep olduğundan ve emtiaların nakil aracına yüklenmesi ve boşaltılması sonucunda meydana gelebilecek hasarlar davalının taşıdığı eşyaları denetimden geçirmek ile yükümlü olduğundan bahse konu hasarın tahmil, tahliye ve taşımadan kaynaklanması nedeniyle davalının kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Dosya arasına alınan Makine Mühendisi Bilirkişisi tarafından düzenlenen 14/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taşıması yapılan araçların teslim edileceği Başaran Otomotiv firmasına sevki sırasında oluşan hasarlar ile ilgili olarak, alıcı firmada yapılan hasar tespiti açıklamasında; … şase nolu araç için; “araçta hasar etiketi var- sol kapıda çentik var”, ” bant altı tavan hasarı mevcut, tavan çıtasında sürtme ve tavanda çökük var, tavan çıtası kapağı üzerinde yok”, … şase nolu araç için; “sol kapıda çentik var” olarak açıklanan hasarların dava konusu araçlarda mevcut olduğu, taşıma işine göre araçlarda “kapıda çentik, tavanda sürtme, tavanda çökük, bant altı hasar” gibi hasarların taşıma sırasında meydana gelebileceği, araçlarda meydana gelen hasar ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede, özellikle tavanda meydana gelen çökme, sürtme, ezilme, kapıda çentik gibi hasarların tamirinin araçların henüz daha trafiğe çıkmamış olduğu, sıfır olarak tabir edilen araç olduğu da dikkate alındığında araçlarda değer kaybı oluşacağı, … şase nolu aracın 25.11.2018 tarihli Başaran Otomotiv A.Ş. İle … …’in karşılıklı mutabakatları ile 4.766,57 TL nefaset indirimli satıldığı, alındığına dair nefaset ibranamesi olduğu, aynı araç için Başaran Otomotiv tarafından Doğuş Otomotiv firmasına 15/11/2018 tarihli fatura ile 3.847,11 TL bedel üzerinden 692,48 TL KDV ile birlikte toplam 4.539,59 TL nefaset bedeli fatura edildiği, davacı sigorta şirketi tarafından Doğuş Otomotiv A.Ş.’ye iki adet dekont ile ödenen toplam 6.831,92 TL bedelin gerçek hasar bedeli olarak kabul edilmesinin uygun olacağı yönünde görüş bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Dosya arasına alınan Makine Mühendisi Bilirkişiden alınan 17/05/2021 tarihli ek raporda özetle; genel olarak sıfır araçlar ile ilgili olarak değer kaybı hesabı yapılamamakla birlikte araçta meydana gelen değer kaybının 3.462,00 TL olarak hesaplandığı, aracın nefaset kesintisi adı altında 15/11/2018 tarihli faturada 3.847,11 TL ve 692,18 TL KDV ile birlikte toplam 4.539,59 TL fatura kesildiği, hesaplanan ve fatura edilen miktarın birbirleri ile yakın olduğu, aracın henüz trafiğe çıkmamış araç olması sebebiyle fatura tutarı olan toplam 4.539,59 TL bedelin nefaset kesintisinin uygun olacağı, araçta meydana gelen hasar ve tamirat bedelinin KDV dahil 3.522,08 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu görülmüştür.
İlk derece mahkemesince; 6102 sayılı TTK 855/3. maddesi taşıyıcının bir diğer taşıyıcıya rücusu ile ilgili olup sigorta şirketinin açtığı rücu davasına uygulanmaz. 6102 sayılı TTK 1473. maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, selefi bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşımı süresi içinde açması gerekiyorsa davayı o süre içinde açması gerekir. Bu durumda, TTK 855/2. maddesi gereğince eşyanın teslim tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu gözetildiğinde (Yargıtay 11. H.D. 2015/13742 Karar sayılı ilamı), dava konusu aracın 29/08/2018 tarihinde teslim edildiği, 03/08/2019 tarihinde icra takibine geçildiği, davanın 29/04/2020 tarihinde açıldığı görülmekle zamanaşımı def’inin reddine, taşıyıcının sorumluluğunun TTK’nun 875. maddesi gereği taşınmasına karar verilen emtianın taşıyıcıya teslim edildiği biçimde aynen gönderilene ulaştırılması olduğu, taşıyıcının kendine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde eşyanın uğradığı ziya ve zarardan sorumlu olduğu, taşıyıcının bu sorumluluktan kurtulabilmesi için hasarın gönderen veya gönderilenin bir davranışının, eşyanın özel bir ayıbından ileri geldiğini ispatlamış olması gerektiği, sigortalının aracının davalı tarafından hasarlı teslim alındığına ilişkin bir delil dosyada bulunmadığı, ancak teslim ederken hasarlı teslim ettiği, emtianın teslim alınmasında bir hasar var ise bu durumunun tutanak ile tespit edilmemesinde davalının ihmalinin bulunduğu, yüklemenin davalı tarafça yapıldığına/yapılacağına dair davacı tarafça dosyaya delil sunulmamış ise de; dava konusu hasarların ambalaj hatası nedeniyle oluşamayacağı, araç içi hasar olduğuna ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı, TTK’nun 879. Maddesi uyarınca da hasardan davalının sorumlu olacağı açık olup, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin gerçek zarara uygun olduğu tespit edildiğinden davanın kabulüne, talep ile bağlı kalınarak 6.831,92 TL asıl alacağa yapılan itirazın iptaline, kabul edilen bedel likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçelerinin davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 466,69 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 116,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 349,89 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022

… …
Başkan …
¸e-imzalıdır
… …
Üye 104781
¸e-imzalıdır
… …
Üye …
¸e-imzalıdır
… …
Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*