Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/706 E. 2023/510 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/706
KARAR NO : 2023/510

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/12/2021
NUMARASI :2021/396 Esas – 2021/741 Karar

DAVACI :KOCAELİ ORTAK SAĞLIK GÜVENLİK BİRİMİ ÇEVRE EĞİTİM VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :UZAYKON ÇATI SİSTEMLERİ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :04/08/2021

KARAR TARİHİ :30/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :17/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, cari hesaba dayalı olarak asıl alacak 10.974,00-TL + işlemiş faiz 216,87-TL olmak üzere toplam 11.190,87-TL’lik alacağı için Kocaeli İcra Dairesi’nin 2021/94757 Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine takip başlattıklarını ve borçlu tarafından itiraz edildiğini, zira faturaya itiraz edilmediğini, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz edildiğini beyan ederek; Kocaeli İcra Dairesi’nin 2021/94757 Esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm iddia ve taleplerine karşı zaman aşımı def’i ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, taraflar arasında davacının belirttiği şekilde herhangi bir alacak-borç ilişkisi mevcut olmadığını, icra takibinde davacı tarafın hangi alacak kalemlerini talep etmiş olduğu açık olmamakla birlikte takibe dayanak gösterilen belgelerin hukuken cari hesap sözleşmesi niteliğinde olmadığını, iddia edilen borca işletilen faize ve faiz oranını kabul etmediklerini beyan ederek, davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın KABULÜ ile;
1-Kocaeli İcra müdürlüğünün 2021/94757 esas Sayılı dosyasına borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline,
2-Takibin kaldığı yerden devamına,
3-Asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe dayanak gösterilen belgelerin hukuken cari hesap sözleşmesi niteliğinde olmadığını, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça Türk Ticaret Kanunu’nun cari hesap sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağını, dosya içerisinde alınan bilirkişi raporunda açıkça; “Davacı tarafından davalıya borca ilişkin ihtar çekildiği ve temerrüde düşürüldüğüne dair bir tespit yapılamadığından takip tarihine kadar istenilen %16,75 oranında toplam 216,87 TL davalı adına işlemiş faiz takibinin yerinde olmadığı” şeklinde kanaat bildirilmiş ise de yerel mahkemece hüküm kurulurken bu hususun dikkate alınmadığını, ayrıca bilirkişi raporunun aksine verilen kararla ilgili da herhangi bir gerekçe belirtilmediğini, yine 04/11/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, ayrıca borçlunun icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit olmasının zorunlu olduğunu, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre belirlenen alacak için icra inkar tazminatından söz edilemeyeceğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı firmanın, icra takibini sırf dosyanın sürüncemede kalması için haksız itiraz yaparak durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunun her iki tarafın ticari defterlerinin uyumlu olmasından ortaya çıktığını, her iki firmanın ticari defterlerinde işlenmiş fatura alacağının olduğunun bilirkişi raporuyla da sabit hale geldiğini, davacının faize hak kazanabilmesi için borçluyu temerrüte düşürmesine gerek bulunmadığını, söz konusu raporun TTK.’nın 1530. maddesi kapsamında değerlendirilerek işlemiş faizin hak kazanıldığının aşikar olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki ve TTK hükümleri göz önünde alındığında yerel mahkeme tarafından verilen kararın yerinde olduğunu, bilirkişi raporlarının hakim ve mahkeme için bağlayıcı nitelikte bir delil olmadığını, hakimin, karar verirken bilirkişi raporunu da diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirdiğini, yüksek mahkeme kararlarında, faturadan kaynaklanan alacaklarda, takip ve itiraz konusu alacağın likit olduğunu kabul ederek davalı-alacaklı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğine karar verildiğini, davalının itirazı alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak olduğundan, yerel mahkeme tarafından icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olduğunu belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 tarih, 2021/396 Esas – 2021/741 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda;”… Dava, icra takibine vaki itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve varsa miktarı konusunda mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmıştır.04/11/2021 tarihli bilirkişi raporu;”1-) Davacı ve davalı tarafların şirket tüzel kişiliğine haiz bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olan tacir oldukları, aralarında hzimet sözleşmesine bağlı ticari ilişkinin bulunduğu,
2-)Davacı kayıtları üzerinde mahkeme kaleminde yapılan incelemede, ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik ettirilip tutulduğu takip konusu yapıları 5 adet davalıya düzenlenen faturanın kayıtlarda mevcut olduğu, toplam tutarının ise 10.974 TL olarak kayıt ve beyanlara yansıtıldığı,
3-) Davalı firma kayıtları üzerinden işyerinde yapıları incelemede, davacıdan alınan hizmet karşılığı düzenlenip teslim edilen 5 adet faturanın usulüne uygun alış faturaları olarak kayıtlara işlendiği, toplam tutarının 10.974 TL olduğu,
4-) Davacı ve davalı kayıtlarında söz konusu hizmet faturalarının ödemesine ilişkin kayıt ve belge bulunmadığından takip tarihi itibariyle davalının davacıya 10.974 TL borçlu olduğu,
5-) Davacı tarafından davalıya barca ilişkin ihtar çekildiği ve temerrüte düşürüldüğüne dair bir tespit yapılamadığından takip tarihine kadar istenilen 416,75 oranında toplam 216,87 TL davalı adına işlemiş faiz takibinin yerinde olmadığı” mütalaa edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, faturalar, tarafların ticari defter ve belgeleri, icra takip dosyası üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacı tarafça davalıya verilen hizmet bedeli olarak davalıdan icra takip tarihi itibarı ile tahsili gerekir 11.190,87-TL tutarında alacağının bulunduğu, bu alacak miktarına yönelik takibe davalının yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur …” şeklindeki gerekçeyle, davanın kabulü ile Kocaeli İcra Dairesi’nin 2021/94757 Esas sayılı dosyasına borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya içerisindeki delillere ve özellikle mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere ve mahkemenin raporları/ delilleri takdirinde, vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davaya konu faturaların davalıya tebliğ edildiği ve davalı tarafça itiraz edilmediğinin,davacı defterlerinin TTK 64/3 maddesi gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunun, usulüne uygun olarak tutulduğunun, alacağın davacının ticari defterlerine kayıtlı olduğunun anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesince delillerin takdirinde ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, alacağın faturalara dayalı olduğu ve likit olduğu anlaşıldığından; HMK 353/1.b-1 maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 764,44-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 191,11-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 573,33-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*