Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/68 E. 2022/2305 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/68
KARAR NO : 2022/2305

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/09/2021
NUMARASI :2021/159 Esas – 2021/455 Karar

DAVACI :… (T.C. No: …) – …
VEKİLLERİ :Av. … – Av. … – Av. … – Av. … – …
DAVALI :… (T.C. No: …) – …
VEKİLLERİ :Av. … – Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :16/03/2021

KARAR TARİHİ :29/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 648.953,79 USD tutarındaki alacağının tahsili için Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2020/105086 esas sayılı dosyası ile başlattıkları takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin ortağı olduğu ve merkezleri İstanbul Zeytinburnu’nda bulunan Odak Pazarlama İhracat İthalat Mümessillik A.Ş., Odak Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. ve Focus Aksesuar Tic. A.Ş.’deki hisselerinin tamamını diğer ortaklarıyla birlikte davalı …’a 24/12/2015 tarihinde sözleşme ile devrettiğini, taraflar aralarında Hisse Devir Protokolü imzalandığını ve işbu protokole göre Odak Pazarlama İhracat İthalat Mümessillik A.Ş. hisselerine karşılık 15.714.189 USD, Odak Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. hisselerine karşılık 229.600- USD, Focus Aksesuar Tic. A.Ş. hisselerine karşılık 15.584- USD olmak üzere toplam 15.959.373- USD hisse devir bedelinin davalı tarafından hissedarlara ödeneceğinin kararlaştırıldığını, işbu protokole ve hisse oranına göre davalının müvekkiline ödemesi gereken hisse devir bedelinin 1.728.935 USD olduğunu, davalı tarafından işbu hisse devir bedeline karşılık olarak müvekkiline 30.06.2016 tarihinden 30.06.2017 tarihine kadar sıralı 132.995 USD bedelli (toplam bedelleri 1.728.935 USD) 13 çek verildiğini, ancak müvekkiline verilen çeklerin keşidecisinin, hissesi devredilen Odak Pazarlama ve cirantasının davalı … olması sebebiyle, muhasebe tekniğine uymayan bu düzenlemeden vazgeçildiğini ve taraflar arasındaki 20.06.2016 tarihli yeni bir ek protokolle 31.07.2016 tarihinden 31.08.2017 tarihine kadar sıralı 75.000 USD bedelli (toplam bedelleri 1.050.000 USD) 14 yeni çekin müvekkiline verildiğini ve ayrıca bakiye 678.935 USD’nin tek seferde ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu anlaşma karşılığında müvekkilinin, aldığı ilk 13 çeki iade ettiğini, davalı tarafından müvekkiline verilen 14 yeni çekin vadelerinde tahsil edildiğini ve bu şekilde davalının, borcunun 1.050.000 USD kısmını ödediğini, ancak son anlaşmaya göre davalının müvekkiline ödemekle yükümlü olduğu 678.935 USD tutarındaki EFT’yi yapmadığını, davalının bu 678 bin dolarlık borcunun tamamını süresinde ödeyememesi nedeniyle bir kısmına karşılık olarak ‘… ili, … ilçesi, … Mh. … ada, … Parsel sayılarında kayıtlı bulunan 60 bağ.blm.no.lu taşınmazı’ müvekkilinin eşine devrettiğini, devredilen taşınmazın, devir tarihi itibarıyla değerinin 29.981,21 USD’ye karşılık geldiğinden davalının müvekkiline 648.953,79 USD bakiye borcu kaldığını, borçlu tarafından Gölcük olduğu iddiasıyla yetki itirazında bulunulduğunu, sözleşmeye göre takibin yetkili dairede başlatıldığını beyan ederek; Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2020/105086 sayılı dosyasına vaki borçlu itirazının iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mernise kayıtlı adresinin “…” olup; dava dilekçesinde yer alan her türlü hukuki dayanaktan yoksun beyan ve iddiaların aksine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/105086 sayılı dosyası kapsamındaki yetki itirazlarının haklı olduğunu, bu kapsamda yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca somut olayda ortada geçerli ve yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından, koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddialarının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, bakiye alacağa ilişkin iddiaların gerçek olmadığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartlığı yokluğundan usulden reddine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibindeki alacak, taraflar arasındaki hisse devri sözleşmesine dayanmaktadır, borçlu tarafından, yerleşim yeri adresinin Gölcük olduğu iddiasıyla yetki itirazında bulunulduğunu, icra takibinin yetkili yerde başlatıldığı ve borçlunun yetki itirazının kötüniyetli olduğunu, hukuki ilişkiye göre yetkili ve görevli yerde açılan takip ve davada yetkisizlik kararının yanlışlığını, ayrıca borçlu adresinin Gölcük olması da yetkili icra dairesini değiştirmemektedir, şöyle ki; İİK.50.maddesi “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur” hükmünü havidir, yani icra takibinde yetkili icra dairesi HMK hükümlerine göre tespit edileceğini, dava konusu uyuşmazlıkta yetkili mahkemeler ticaret mahkemeleri olup, Gölcük ilçesinde ticaret mahkemesi bulunmadığından ticari uyuşmazlıklar açısından Kocaeli Ticaret Mahkemeleri yetkili olup icra takibi açısından da Kocaeli İcra Daireleri yetkili olduğunu ayrıca harçlar yönünden; mevzuat ve yerleşik yargı içtihatları uyarınca, davanın reddi halinde maktu harç alınması ve başlangıçta yatırılan nisbi harçtan artan kısmın iadesi yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde harç iadesi hususuna hükümde yer verilmemesi hukuka aykırı bulunduğunu, masraflar yönünden ise; borçlu/davalı tarafından sözleşmede yazılı adresinin değiştiğinin müvekkil alacaklıya bildirilmemesi dolayısıyla, mahkeme kararının esas yönünden doğru olduğu kabul edilecek olsa dahi, icra takibinin yetkisiz yerde açılmasına sebebiyet veren kişi (sözleşmede yazılı adresinin değiştiğini bildirmeyen) davalı olduğundan dava masraflarının davalı üzerinde bırakılması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının bozularak dosyanın esas hakkında karar vermek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine veya harç ve yargı masrafları yönünden mahkeme kararının bozularak düzeltilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme, öncelikli olarak genel dava şartlarının mevcudiyetini incelemeli, genel dava şartlarının mevcut olduğu tespit edildiğinde ise özel dava şartlarına ilişkin incelemesini gerçekleştirmelidir, dava, görevsiz mahkemede başlatılmış olup öncelikli olarak bu hususun incelenmesi halinde mahkeme tarafından da bu durum tespit edilebileceğini, işbu uyuşmazlığın çözümünde, görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir, nitekim taraflar arasındaki alım satım sözleşmesi, her ne kadar alım satım sözleşmesinin konusunu şirket hisseleri oluşturmaktaysa da, mahkemelerin görevinin tespitinde bu hususun önemi bulunmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan yetki belgesi geçersizdir, davacı tarafından sunulan yetki belgesinde vekalet verene ilişkin bilgiler bulunmadığı gibi, hangi vekaletnameye dayanarak bu yetki belgesinin ihdas edildiği de anlaşılamadığını, dava kapsamında gerçekleştirilen 08.09.2021 tarihli duruşmada davacıyı temsil eden vekilin bu temsil yetkisi bulunmadığı nitekim ortada bu yetkiyi ihdas eden bir yetki belgesi bulunmadığını, bu durum, resen incelenmeli ve yetkisiz olarak duruşmaya giren vekilin vekilliği kabul edilmeyerek, davacının dosyayı takip etmediği gerekçesiyle dosyanın, müracaata bırakılması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın görevsizlik kararı ile dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi ile istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; kararı veren mahkeme yetkili ve görevli olup, davalının görev itirazları hukuka uygun değildir, yine davalı tarafından, dosyada mevcut yetki belgesinin usule uygun düzenlenmediğinden bahisle dosyanın müracaata bırakılması gerektiği iddia edildiği, dosyada mevcut yetki belgesi hukuka uygundur ve davalının bu iddiası da temelsizdir, davalı tarafın istinaf başvurularının yasal ve maddi dayanağı bulunmamakta olup, süreci uzatmaya yönelik ve kötü niyetlidir, beyanı ile davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; icra müdürlüğüne yapılan itirazda müvekkilin ikamet yeri açıkça belirtilmiş ve yetkili icra müdürlüğünün, Gölcük İcra Müdürlükleri olduğu bildirilmiştir, bu halde icra dosyasının alacaklı vekilince Gölcük İcra Müdürlüklerine gönderilerek takibe Gölcük İcra Müdürlüklerinde devam etmesi gerekmekteydi ancak davacı, haksız ve mesnetsiz olarak itirazın iptali davası açması neticesinde mahkemenin davayı reddetmesi usul ve kanuna uygunluğunu nitekim, itirazın iptali davalarında öncelikli olarak usule uygun olarak başlatılmış bir icra takibinin mevcut olması özel dava şartlarındandır, bu halde mahkemenin yargılama masraflarının davacı tarafa yükletilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını beyan ederek, davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/09/2021 tarih, 2021/159 Esas – 2021/455 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, 648.953,79 USD tutarındaki alacağın tahsili için Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2020/105086 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalı tarafından başlatılan takibe itiraz edildiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın usulden reddine karar verildiği, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır (HGK.’nun 28/03/2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20/03/2002 gün ve 2002/13-241 E.,2002/208 K.).
Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Üstündağ, S: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102)” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 27.11.2013 gün 2013/1606 K. sayılı kararı)
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK.’nun 50. maddesinin yollaması ile HMK. genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK.’nun 6. maddesine göre, genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanun’un 10. maddesine göre ise, sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK.’nun 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
Somut davada; davalının ikamet adresi … adresidir. Davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının yerinde olduğu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; itirazın iptali davalarının görülmesi için, usulüne uygun bir takibin olması şarttır. Davacı yetkisiz icra müdürlüğünde takip yapmış olup, davalının haklı yetki itirazı nedeniyle ortada usulüne uygun bir takip henüz bulunmamaktadır. Davacının davalı aleyhine başlattığı icra takibinde, davalı takip borçlusunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı haklı bir itiraz olup, alacaklının takip dosyasını itiraz üzerine yetkili yer icra müdürlüğüne gönderilmesini talep ederek yetkili icra dairesinde takip başlatması gerekirken, itirazın iptali için dava açmasında hukuki menfaat görülmemiş olup, davanın mahiyeti itibarı ile usulüne uygun yetkili yerde başlatılan bir takip bulunmadığından, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmışsa da, hükümde davacı tarafından dava açılırken yatırılan harçtan maktu harcın tahsili ile geriye kalan harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması doğru olmamış, ne var ki bu eksikliğin dairemizce düzeltilebilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak belirtilen eksikliğin giderilmesine karar verilmiştir.
Bu nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle esastan reddine, yerel mahkeme kararının kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Tarafların ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih, 2021/159 Esas ve 2021/455 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartlığı yokluğundan usulden REDDİNE,
b-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 63.133,00 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 63.052,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
ç-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-Bakiye 21,40 TL harcın istinaf eden taraflardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harçlarının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*