Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/669 E. 2023/542 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/669
KARAR NO : 2023/542

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2021
NUMARASI : 2020/45 Esas – 2021/824 Karar

DAVACI : … – … – …
VEKİLLERİ :Av. … – Av. … – …
DAVALI :… – … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/04/2016

KARAR TARİHİ :31/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya banka yolu ile 2014 mart ve nisan aylarında açıklamalı olarak göndermiş olduğu borç paranın iadesi için davalı ile uzun süre görüşmeler yaptığını, dostluklarının ve ticari hayatın gerektirdiği iyi niyetin fazlasını göstermesine rağmen davalının borcu ödememekteki tutumunda ısrar etmesi üzerine icra takibine giriştiğini, davalı borçlunun 14/03/2016 tarihinde icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının müdürü olduğu Letpart Endüstriyel Danışmanlık Otom. İthalat İhracat San. Ve Tic. Ltd. Şti. Şişecamdan almış olduğu ihale sonucu Şişecama ihalede belirtilen ürünleri yapma borcu altına girdiğini, davalının ve sahibi bulunduğu şirketin bu siparişleri hazırlayabilmesi için yeterli sermayesi bulunmadığından daha önceden de bir çok iş konusunda birlikte çalıştıkları müvekkilinden borç para talep ettiğini, müvekkilinin de o dönemde yönetici olarak çalıştığı şirkete de uzun yıllardır iş yapan, bir çok kez ortak iş yaptığı, birlikte projeler yaptığı davalıya güvenerek açıklamalı olarak toplam 115.000,00 TL. yi Yapı Kredi Bankası … nolu hesaptan davalıya ait … nolu hesaba Şişecam siparişinin tamamlanması borcu açıklaması ile gönderdiğini, davalının icra takibine itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, likit bir alacak bulunduğunu, iki yıldır davacıyı oyalayarak alacağını almasına engel olmaya çalışan davalının takibe itiraz sonrası davacıyı arayarak üzerine kayıtlı gayrimenkul ve araçları devredeceğini ve hiç bir şey almayacağını belirttiğini, tüm bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davalının mal kaçırma girimine istinaden davalının teminat karşılığında mallarının ihtiyati haczine ve davalının Gebze 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2780 esas sayılı dosyasına haksız itirazın iptali ile davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik itirazlarının olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dekonttaki ibarenin borç olduğunu ispat etmeye yetmediğini, ”Şişecam siparişinin tamamlanması borcu” açıklaması ile daha çok siparişin tamamlanması için gerekli ödemenin yapılması yani kendi borcunun ödenmesi anlamının çıkartılabileceğini, gerçek durumun bu olduğunu, davacının Schoeller Allibert isimli firmanın satış müdürü olduğunu, belirtilen firmanın bir takım işlerini yaptığını, firmasının ürün taşıma kasalarının paketleme-ambalajlama işini yaptığını, davacının her ne kadar Trakya Şişecam İhalesini kendisinin aldığını belirtse de 10.02.2014 tarihinde kendi firması SCHOELER tarafından ana yüklenici olarak Şişecam’ın metal kasa ihalesi alındığını, kendi firmasının da alt firma (taşeron) olması teklifi tarafına iletildiğını, firması açısından çok karlı olmasa da Şişecam firmasının büyük ve stratejik bir firma olarak görmesi nedeni ile firmasının tanıtımı için faydalı olacağını düşünerek, … ve … ile anlaşılan genel şartlar, ödeme şekli ve sevk tarihlerine uyulması koşulu ile bunu kabul ettiğini, bu tarihten sonra Şişecam Firması tarafından siparişler konusunda sürekli olarak firmasına ve kendisi muhatap alınarak baskı yapılmaya başlandığını ve bu doğrultuda ana firma olan davacının firmasına işin başlaması için nakit paraya ihtiyaç olduğunu söylemesine rağmen firma ve davacı tarafından yapılan yazılı ve sözlü onaya güvenerek firması tarafından yaklaşık 33.000 TL harcama yapılarak işe başlandığını, bu bedelin ilk parti malzeme satınalmasına ve firmasının alt tedarikçilerine verilen peşinata harcandığını, 25.02.2014 tarihine kadar …/… tarafından hiç bir ödeme yapılmadığını ve bu süreçte aralarındaki e-mail yazışmaları mevcut olup sayın mahkemeye sunulacağını, 25.02.2014 tarihinde davacının firması tarafından firmada yaşanan iç problemler nedeni ile işin iptal edildiğinin bildirildiğini, bunun üzerine ana müşteri Şişecam işin tek taraflı iptali durumunda Schoellerallibert firmasının /…’nun İhale şartnamesi hükümlerinin bir sonucu olarak ağır yaptırımlara maruz kalacağını, şu an için kendi müşterisine programlı ürün sevklerinde ciddi sıkıntılar yaşayacağını ve bundan doğacak tüm maddi manevi masrafların Schoellerallibert tarafından karşılanacağının bilgisinin iletildiğini, aynı zamanda Schollerallibert firmasının bundan böyle “iş yapılmaz Firma” bağlamında “kara liste” ye alınacağının da bildirildiğini, benzer yaptırımların bir uzantısı olarak kendi firması olan Letpart Ltd. de aynı “kara liste” ye alacağını, bir daha Letpart ile iş yapma imkanının olmayacağını telefonda sözlü olarak doğrudan kendisine iletdiğini, bunun sonucunda Letpart, stratejik bir öneme sahip müşterisini Şişecam’ı kaybetme noktasına getirildiğini, bu aşamada, Letpart adına anlaşma gereği, iptal talebi bildirimine kadar olan süreye kadar yapılan tüm masrafların öngörülen firma karları ile birlikte ödenmesini Schoellerallibert’den talep ettiğini, ihaleyi tek taraflı sona erdimenin kendileri için ağır sonuçlar doğuracağını anlayan davacı ve firması telekonferans yolu ile kararını aynı gün değiştirmek zorunda kalarak işe devam kararı aldığını, bu durum hem kendi firmasına hem de Şişecam’a yazı ile bildirildiğini ve Şişecam tarafından da devam kararının onaylandığını, bu süreçte firmasının işe 27.02.2014 tarihinde yeniden işe başladığını ve davacının firmasından geciken ilk avans ödemesini talep ettiğini, 28.02.2014 tarihinde davacı firması, davacı aracılığı ile işi tekrar iptal kararı aldıklarını bildirdiğini ve durumu yazı ile Şişecam’a bildirdiğini, firması adına davacıya projenin iptali halinde firması için kuvvetle muhtemel olumsuz sonuçları ve ortaya çıkacak ek maliyetler hakkında bilgilendirme yazısı gönderdiğini, ikinci iptal ile bu proje için beraber çalıştığı, zaten çok küçük kar marjı ile çalışan alt taşeron-tedarikçilerim LetPart Ltd firması ile ticari ilişiğini kestiğini, 2-3 gün ara ile yaşanan iki iptal olayının ardından Şişecam Firması tarafından Lüleburgaz’da acil toplantı çağrısı yapıldığını ve firması adına kendi, davacının firması adına davacı ve Şişecam yetkililerinin olduğu 03.03.2014 tarihli yapılarak, toplantı sonucunda, “1- Schoelle Allibert firmasının işine son verilmesine, 2- Şişecam tarafından, eğer Letpart isterse, İşin Letpart tarafından devam ettirilmesi önerisi” yapıldığını, bunun üzerine toplantıya ara verildiği, işin kendi firması olan Letpart Ltd, tarafından yapılması önerisi Schoellerallibert /… ile değerlendirmek amacıyla aynı gün karşılıklı toplantı yapıldığını, kendisinin Letpart işinin kapatılması konusunda öneri de bulunduğunu, bunun ancak o güne kadar olan kendisine bildirilen masrafların karşılanması koşulu ile olabileceğini ifade ettiğini, aksi halde, hem davacı … kendisini ve firmasını ağır ihale yaptırımlarından kurtarmak için, işin doğrudan Letpart firmasına verilmesine, o zaman kadar çıkan ek masraflar dahil projenin tamamlanmasına kadar olan sürede ortaya çıkacak tüm ek masrafların … tarafından şahsen üstlenilmesine ve Letpart’ın da ancak bu ödeme teyidi ile işe devamına karar verildiğini, ertesi gün 04.03.2014 tarihinde projenin devamı için davacı taraf ve firmasına güncel masraf listesi gönderdiğini, bugüne kadar yapmış olduğu 33.010 TL, taşıma giderleri: 5.109 TL olduğunu, alelacele, 1 gün içerisinde, yeni imalatçı firma arayışına girdiğini ve alınan en düşük tekliflerin anlaşılan ilk ihale işçilik maliyetinin yaklaşık 2-2,5 katı olduğunu, … nun bilgisi ile ortaya çıkan ek maliyetlerinin toplam tutarının en az 100.000.-TL olacağı ve işin devamı-tamamlanması için …’ndan hemen talep edildiğini, … işin bitimine kadar şahsi hesabına 115.000 TL gönderdiğini, 5 aylık imalat süresi sonucunda ürünler anlaşma şartlarına uygun kalite ve koşullarda üretilerek Şişecam’a teslim edildiğini, yapılan ödemeler davacı tarafından, kendisini ve firmasını Şişecam İhale şartnamesindeki ağır yaptırımlardan kurtarmak için yapılmış olup, borç olarak ödenmediğini, bu süreçte firmasının 5 aylık imalat süresinde 45.000 TL zarar ettiğini, bu süreçte bu işin yoğunluğu nedeni ile bir çok karlı işi geri çevirmek zorunda kaldığını, firmam süreç içerisinde davacı ve firmasından kaynaklanan sorunlar ve iptaller nedeni ile Şişecam gibi marka bir firmanın kara listesine girmiş olduğunu ve müşterisini kaybettiğini, davacı tarafından basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediğinden bahsedilmekte olup, oysa basiretli davranmayanın davacı ve firmasının olduğunu, kendisi ve firmasının davacı ve firmasının oyalayıcı ve kararsız tavırlarına rağmen üstün özveri ve çaba ile sözümüzü yerine getirmek ve ana müşteri Şişecam’ı tekrar kazanmak için elinden gelenin en fazlasını yapmaya çalıştığını, dosyaya ibraz edeceği e-mail çıktılarından da belirttiği sürecin açıkça anlaşılacağını, yapılan ödemenin yardım amaçlı bir borç ödeme olmadığı ortaya çıkacağını, ayrıca Şişecam ile yapılan ihale şartnamesi ve işin yapım süreci ve tamamlanması ile ilgili ayrıntılı bilgilerin istenmesi halinde davacı ve firmasının işin iptali ve tarafınca tamamlanmaması halinde uğrayacağı ağır yaptırımlarda net olarak anlaşılacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının somut uyuşmazlıkla bağdaşmadığını, müvekkili tarafından Şişecam firmasına yapılmış herhangi bir iş bulunmadığını, banka yoluyla göndermiş olduğu para ile davalının aynı tarihte iş yapması müvekkilin davalıya ödünç olarak para gönderdiğini doğrulamadığını, davalı tarafından verilen cevap dilekçesi ile müvekkilden kendi hesabına paranın geldiği ikrar edilmiş ancak bu paranın kendisine iş için gönderildiği beyan edildiğini, davalı ispat külfetini üstüne aldığını, müvekkil tarafından kendisine beyan edilen tutarın iş için gönderildiği yazılı delillerle ispatlaması gerekirken ispata elverişli hiçbir belge dosyaya sunulmadığını, tüm dosya mündericatı incelendiğinde görüleceği üzere; Yargıtay içtihatlarında da görüldüğü gibi, Banka dekontuna ” borç” ibaresinin yazılması, davayı ispatlamak için yeterlidir. Kaldı ki müvekkil tarafından gönderilen tüm ödemelerin açıklamasına “Şişecam işi için borç” ibaresi açıkça beyan edilmiştir. Davalı cevap dilekçelerinde de karz aldığını inkar etmemekte, hatta açıklayıcı bir şekilde, borç aldığını ikrar etmektedir. Davalı ayrıca yaptığı işten kar etmediğini vurgulamıştır. Kaldı ki, müvekkilden borç alarak yaptığı işten kar ya da zarar edip etmediği de, müvekkili bağlayıcı bir husus değildir. Davalının ikrar ettiği üzere ve banka dekontlarından da anlaşılacağı üzere, müvekkil tarafından bizzat Davalıya işlerini yürütebilmesi için, borç para gönderilmiş olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır” beyanında bulunarak, yerel mahkeme kararının kaldırılması, davanın kabulüne kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçeli kararında da belirtildiği gibi davacı tarafça dayanak yapılan her üç dekontta da “şişecam siparişinin tamamlanması borcu” açıklaması ile ödeme yapılmıştır, açıklama ödemenin Şişecam siparişleri ile ilgili olduğunu göstermektedir, davacı tarafça, davalı beyanlarında ödünç aldığının ikrar olduğu iddia edilmekte ise de bunun kabulü mümkün olmayıp, aksine olayların nasıl geliştiği açıklanmış ve davacının borcunu ödediği beyan edilmiştir. Müvekkilin davacıya hiç bir borcu yoktur, beyanında bulunarak, davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2021 tarih, 2020/45 Esas – 2021/824 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalıya banka yolu ile 2014 mart ve nisan aylarında açıklamalı olarak göndermiş olduğu borç paranın davalı tarafından iade edilmemesi üzerine davalı aleyhine Gebze 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2780 esas sayılı dosyası üzerinde icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiği; verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Öğretide benimsenen tanıma göre taraf yemini “taraflardan birinin, bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında, mahkeme önünde ve kanunun belirlediği şekilde beyanda bulunmasıdır. Bütün ispat vasıtalarında olduğu gibi yeminin de konusu davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır.Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılırken; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki taraflı irade açıklamalarının yeterli görülmediği haller, yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yeminin konusu olamaz.
Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur. Hakim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker. Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hakim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhal bu konuda kararını verir. Sonra “size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” diye sorar. O kimse de “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” demekle yemin eda edilmiş sayılır. Yemin eda edilirken, hakim de dahil olmak üzere hazır bulunan herkes ayağa kalkar.
Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler, yemin hakkındaki beyanlarını yazıp imzalayarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler, işaretlerinden anlayan bir bilirkişi aracılığıyla yemin ederler. Yemin edecek kimse, mahkemeye gelemeyecek kadar hasta veya engelli ise hakim, bulunduğu yerde o kimseye yemin ettirir. Bu sırada isterlerse taraf vekilleri ve karşı taraf da hazır bulunabilir. Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir.
Mahkemede Hakim, eksik olan noktaları tamamlamak veya açık olmayan hususları aydınlatmak için yeminin konusu ile bağlantılı gördüğü soruları yemin eden kimseye sorabilir. Hakim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; … tarafından .. adına 04/03/2014 tarihinde 80.000,00 TL’nin “Şişecam siparişinin tamamlanması borcu”, … tarafından … adına 10/03/2014 tarihinde 10.000,00 TL’nin “Şişecam siparişinin tamamlanması borcu”, … tarafından … adına 14/03/2014 tarihinde 10.000,00 TL’nin “Şişecam siparişinin tamamlanması borcu”, … tarafından … adına 17/03/2014 tarihinde 15.000,00 TL’nin “Şişecam siparişinin tamamlanması borcu” açıklaması ile EFT yapıldığı, mahkemece, davacı tarafından davalıya ”şişecam borcunun ödenmesi” açıklamasıyla yapılan ödemelerin davacının davalıya olan borcunu ödemek için yapılan EFT olduğu, davacının davasını ispat edemediği, davalının borçlu olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine şeklinde karar verildiği; ancak davacının dayanmış olduğu yemin delilinin davacıya hatırlatılmadığı, yani davacının dayandığı tüm deliller değerlendirilip tüketilmeden sonuca gidildiği görülmüş, bu nedenle de mahkemece verilen kararın yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş; davacıya dava dilekçesinde açıkça belirttiği üzere yemin deliline dayanıp dayanmayacağı sorulmalı, davacı tarafından yemin deliline dayanacağının belirtilmesi sonrasında davacıya yemin metnini sunmak üzere yeterli süre tanınmalı, davacının yemin metni sunması halinde HMK’nun 225-239. maddelerindeki düzenlemelere uygun şekilde davalıya yeminin eda ettirilmesi ve oluşacak duruma göre karar verilmesinden ibarettir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 19/10/2021 tarih, 2020/45 Esas ve 2021/824 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 31/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*