Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/654 E. 2023/553 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/654
KARAR NO : 2023/553

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2021
NUMARASI : 2020/200 Esas – 2021/942 Karar

DAVACI : ÇEVTEM TEMİZLİK İNŞAAT NAKLİYE TURİZM GÜVENLİK SİSTEMLERİ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : DARICA GENÇLERBİRLİĞİ SPORTİF FAALİYETLERİ A.Ş. – …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 28/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten alacağının tahsili amacıyla Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2019/4987 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini ve söz konusu takip dosyasının durdurulduğunu, borçlunun yaptığı itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket tarafından borçlu spor kulübüne dernek olarak faaliyetlerini sürdürmekteyken borç olarak 1.180.000,00 TL para verildiğini, daha sonrasında borçlu spor kulübünün dernek olarak yürüttüğü spor faaliyetlerine son verdiğini ve tüm yarışma haklarının huzurdaki dosya davalısı Darıca Gençlerbirliği Sportif Faaliyetleri A.Ş.’ye devrolunduğunu, derneğe ait noter tasdikli 18378 yevmiye sayılı yevmiye defterinde müvekkili şirketin alacaklı olduğunun açıkça görüldüğünü, derneğin TFF’de tescilli futbol yarışma haklarının tüm aktif ve pasifleriyle beraber davalı Darıca Gençlerbirliği Sportif Faaliyetleri AŞ.’ye devredildiğini, şirket tarafından devir esnasında kulübe ait alacak ve borçların Türkiye Futbol Federasyonu’na bildirildiğini, devir sözleşmesinde kulübe ait devralınan borçlar kısmında müvekkili şirkete ait alacak kaleminin açıkça görüldüğünü, dolayısıyla Türkiye Futbol Federasyonu’na müzekkere yazılarak davalı kulüp ve Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü arasındaki devir sözleşmesinin celp edilmesini talep ettiklerini, söz konusu alacağa ilişkin olarak müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafça müvekkili şirkete ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir belge de sunulmadığını, icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde de bu şekilde herhangi bir bilgi, belge, beyan ileri sürülmediğini, ticari iş olması münasebetiyle dava şartı arabuluculuk görüşmesinde borcun ödenmesi hususunda anlaşılamadığını ve bu durumun arabuluculuk son tutanağı ile imza altına alındığını, yapılacak yargılama neticesinde borcun varlığından davalı spor kulübünün haberdar olduğunun görüleceğini, davalı tarafından icra takip dosyasına herhangi bir belge sunulmadan sadece müvekkilinin alacaklarına kavuşmasını engellemek adına kötü niyetli bir şekilde itiraz edildiğini yani işbu dava konusu takibe konu alacak kaleminden davalının haberinin olmadığının ve borçlu tarafından borç kalemlerinin hesaplamasının yapılamayacağının düşünülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili adına muaccel ve muayyen bir alacak için takip başlatılmış olup bu unsurların borçlu tarafından da tespitinin kolaylıkla gerçekleştirilebileceğini, yani davalı tarafından gerçekleştirilen itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili lehine hükmedilmesi gereklilen icra inkar tazminatının tüm şartlarının oluştuğunu, tüm bu nedenlerle, Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2019/4987 Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın şimdilik 130.000,00 TL üzerinden (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) iptaline ve takibin asıl alacak ve ferileri bakımından devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde “…dernek olarak faaliyette iken 1.180.000.-TL (Birmilyon yüzsek sen bin lira) nin nakit borç para olarak verildiği…” iddia edilen alacağın dayanak olarak gösterildiğini, davalı tarafından ise Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4987 E. sayılı ilamsız icra takibine karşı itirazda bulunulduğunu, Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği tarafından 23.11.2018 tarihinde alınan karar gereği sadece futbol şubesinin tüm aktif ve pasifleri ile Darıca Gençlerbirliği Sportif Faaliyetleri Anonim Şirketi’ne devredildiğini, Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği olarak halen var olan ünvanın içinde yer alan bölümlerden sadece futbol kulübünün müvekkili Darıca Gençlerbirliği Sprotif Faaliyetleri Anonim Şirketi’ne 23.11.2018 tarihinde devredildiğini, davacının dernek olarak faaliyette bulunulan zamanda esasında bağış olarak gönderdiği nakit bedeli, dernek içinde yer alan futbol kulübünün (diğer bölümleri aktif olarak dernek ünvanı altında faaliyetlerine devam etmektedir) şirketleşmesinden sonra, ödünç olarak verilen para vasfına sokarak iadesini, salt futbol kulübünden ilamsız icra takibi ile geri iade talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, keza davacının borç para verdiğini iddia ettiği derneğin de hali hazırda var olup, tüzel kişiliğini koruduğunu, ödünç para verme işinin devlete ait olan bir imtiyaz olduğunu, Devletin, bu imtiyazını yapmış olduğu yasal düzenlemeler ile (Örneğin: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu gibi) gerçek ve tüzel kişilere devretmekte olup, yasa dışı ödünç para vermenin aynı zamanda bir suç olarak tanımlandığını, davacı tarafın haksız kazanç elde etme amacı ile dernek vasfında iken verdiğini iddia ettiği ve esası bağış olan ve fakat borç olarak vasıflandırılan para iadesinin muhatabının müvekkili futbol kulübü olamayacağını, keza halen faaliyetini devam ettiren Darıca Gençlerbirliği Derneği içinde müvekkili tarafından devralınan futbol kulübünün yanı sıra basketbol, voleybol vd. farklı bir çok kulüp barındırdığını, derneğe borç para verdiğini iddia eden davacının verdiği bu bedel bağış değil ise hali hazırda tüzel kişiliğini koruyan Dernek hakkında icra takibi gerçekleştirmek zorunda olduğunu, tüm bu sebeplerle Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4987 E sayılı icra dosyası ile pasif husumeti bulunmayan davalı hakkında yapılan haksız ve kötüniyetli takibin iptali ile icra takibine geçmekte kötüniyetli olan davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın usulden reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı vekili olarak sunmuş oldukları hiç bir dilekçede ve beyanlarında dava konusu edilen 130.000.-TL’nin, sadece futbol kulübünün devralındığı derneğe bağış olarak gönderildiği yönünde kesin bir ifade yer almadığı, cevap layihasında ve sunulan bilirkişi raporlarına beyanlarda, bu bedelin derneğe borç olarak verilen bir para olamayacağı, olsa olsa bir bağış olabileceği kanaatlerine yer verildiği, bu kanaatin nedeni de alıcısının dernek kimliğinin bulunması ve gönderen davacı şirketin borç para verebilecek bir finans kurluşu olmaması olarak tüm dilekçelerinde açıklandığını, tüm bu beyanlarına rağmen yerel mahkeme gerekçesi ile davanın usulden reddi hukuka uygun bir gerekçe oluşmadığını, davacı şirket tarafından tek yanlı düzenlenen ticari defter kayıtlarında şirketlerini Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği’nden 31.12.2018 tarihli kapanışa göre 1.380,986,50 TL ve 31.12.2019 tarihli kapanışa göre 1.271.204,64-TL alacaklı göstermiş iseler de, davacı taraf kendi kayıt ve işlemlerindeki çelişki ve karmaşık ilişkiler nedeni ile icra takibine konu ettiği alacağın sadece 130.000.-TL’lik bölümü için itirazın iptali davası açıldığını, alınan bilirkişi raporu ile icra takibine konu edilen bedelin 300.000 TL’sinin 4.05.2018 tarihinde Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği’ne bağış olarak gönderildiği banka gönderim açıklaması ile tespit edilmiş, yerel mahkeme dava konusu bedelin ne maksatla gönderildiğini tespit ederken elde mevcut bu delili dikkate alıp, bu gönderimin de bağış olarak kabulüne gitmek hukuken daha mantıklı iken bu yolu da gözardı ettiği ayrıca dava konusu edilen bedelin de gerek emsal gerekse havale yapılan tarafın Dernek kimliği ile gönderenin borç para verecek bir Finans kurumu olmadığı nazara alındığında, iade istemine konu edilemeyecek bedel açısından yine davanın esastan reddi sonucuna ulaşılması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme usulden ret kararının ortadan kaldırılması ile davanın esastan reddi ile Mahkeme masrafları ile yargılama giderinin davacıya yüklenmesini ve icra takibinde haksız ve kötüniyetli davacı hakkında %20 den az olmayan tazminata hükmedilmesini talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf uyuşmazlığın esasına ilişkin açıklamalarda bulunmuşsa da tamamı hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, müvekkil şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan alacak miktarının tam olarak tespit edilemediğini hatta kendilerinin alacaklı olabileceğini dahi beyan ettiği, bilirkişi raporları incelendiğinde cari hesap yılının açılış ve kapanış tarihlerinde müvekkilin toplam alacak tutarları talep edilen miktarı evleviyetle karşılamakta olduğunu, şirket kayıtlarında müvekkilin alacaklarının açıkça işlenmiş olmasına, gönderilen paranın açıklamasına borç yazılmış olmasına rağmen davalının hukuki dayanak içermeyen istinaf dilekçesi olsa olsa davanın kesinleşmesini geciktirip derdest dava sebebiyle alacağa kavuşulmasını engelleme amacı güttüğünü beyan ederek, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih, 2020/200 Esas – 2021/492 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın 130.000,00 TL üzerinden iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı tarafından, davalıda olan alacağın tahsili Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/4987 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, yapılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine duran takibin davamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın usulden reddine karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4987 Esas sayılı icra takip dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 1.180.000,00.-TL alacak için ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde takibe, borca, borcun ferilerine, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, Gebze İcra Müdürlüğünce itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu döneme ait 2018-2019 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun, birbirini doğruladığı, kayıtları uyumlu tutulduğu, Yevmiye ( Açıfış-Kapanış) Defteri kebir berat ve mali mühürlerinin alındığı, Envanter defterinin noter açılış ve onayının süresi içinde usulüne uygun yapıldığı, davacı tarafın 2018-2019 hesap yılı defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı taraf defter kayıt ve belgelerinde, sadece 04.05.2018 tarihli ve 5585 no. Yevmiyede gönderilen 300.000,00 TL’nin bağış açıklaması ile gönderildiği, başka bağış açıklamalı kaydın tespit edilmediği, incelenen dava dosyasında, dava ve takip konusu alacağın, davacı tarafın borç verdiği 1.180.000,00 TI nin tahsili talebi olduğu ancak, davacı tarafından incelemeye verilen (eksik) 3. (üç) kalem cari ekstrede ve 2018/3. ay defter ve kayıtlarında da görülen 04.05.2018 tarihli 300.000,00 TL’nin bağış açıklamalı olduğu, bu durum da alacağın 1.180.000,00- 300.000,00 = 880.000,00 TL olup olmayacağının takdiri ve değerlemesinin Mahkemede olduğu, ancak, davacının, incelenen ticari defterlerine göre davalı taraftan; her ne kadar, 31.12.2018 tarihli kapanış maddesinde 1.380.986,50 TL ve 31.12.2019 tarihi itibarı ile kapanış yevmiye maddesinde toplam 1.271.204,64 TL alacaklı olmasına karşılık, icra takip tarihi olan 26.02.2019 tarihi itibarı ile alacağının net olarak tespit edilemediği, dava dosyasında veya incelemeye cari muavin ekstresinin tam olarak sunulmadığı, sair kayıtların izaha muhtaç olduğu, davacı ve davalı tarafların arasında müphem kalmış konuların olup olmadığı ve sözleşme hukuku, spor hukuku konularının uzmanlık alanına girmediği, (dava dosyasında mevcut, Türkiye Futbol Federasyonunun 28.12.2019 tarihli ve 31.12.2020 havale tarihli yazıları ekindeki davalı tarafa ait 07.12.2018 tarihli sözleşmenin takdiri ve değerlemesinin Mahkemeye ait olduğu) taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi olmadığı, davacı tarafın takip talebinde işlemiş faiz talebinin bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 17/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 26.02.2019 tarihinde Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/4987 Esas sayılı dosyası ile 1.180.000,00 TL Diğer Asıl Alacak olmak üzere 1.180,000,00 TL toplam alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, dava esas değerinin ise 130.000,00 TL olduğu, Mahkemenin 26.05.2021 tarihli duruşma tutanağının 2 no.lu ara kararında; “Davacı vekiline 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen ve takip ve dava konusu edilen 130.000,00-TL’lik ödemeye ilişkin banka dekontu ile diğer havale ve EFT işlemlerine ilişkin banka dekontlarını ibraz etmek üzere 2 hafta kesin mehil verilmesine,” karar verildiği, davacı vekilinin 14.06.2021 tarihli dilekçesinde; “130.000,00 TL’lik ödemeye ilişkin banka dekontu dava dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Diğer havale ve EFT işlemlerine ilişkin banka dekontları o tarihte bulunamamıştır. Bu dilekçenin sunulma tarihi itibariyle de tarafımızca temin edilememiştir. Sayın Mahkemeye saygılarımızla arz ederiz.” belirtilmiş olduğu, dava dilekçesi ekinde yapılan incelemelerde de bahsi geçen 130.000,00 TL’lik banka dekontunun görülemediği, dava dışı Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneğinin dosyada bildirilen adreste bulunmadığı ve uzun süre önce belirtilen adresten taşındığı ve güncel adresinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, dava dışı derneğin şuanki mevcut başkanının ofisinde bulunan ve dava dışı derneğe ait ulaşılabilen; 1 no.lu (501-550 arası) / 2 no.lu (551-600 arası) / 7 no.lu (801-850 arası) / 8 no.lu (851-900 arası) / 9 nolu (901-950 arası, yapılan son işlem no.su 943) no.lu Dernek Gelirleri Alındı Belgelerinin incelenmesinde ise davacıya ait herhangi bir bağış veya borç belgesine/kaydına rastlanılamadığı, diğer kalan 3-4-5-6-10 no.lu Dernek Gelirleri Alındı Belgelerine, İşletme Hesabı Defteri ve kayıtlarına ise tarafınca yapılan bütün araştırmalara rağmen ulaşma imkanı olmadığı, dava dosyasında mevcut, Türkiye Futbol Federasyonun 28.12.2020 tarihli yazıları ekindeki, davalı tarafa ait 07.12.2018 tarihli sözleşmenin takdiri ve değerlemesinin Mahkemeye ait olduğu, 07.12.2018 tarihli sözleşme ekindeki Ek-1 listesinin incelenmesinde ise; Ek-1 listesinin 39.’ncu sırasında Çevtem Kenan Albayrak adlı ve 1.200.000,00 TL tutarlı, çek veya senet no kısmında “açık” açıklamalı bakiye bulunduğu görülmüş olup, sözleşmeye ve Ek-1’e göre borç olarak anlaşılan bu tutarın davacı şirkete ait olup olmadığının, adı geçen …’ın davacı şirketle olan ilgisinin tarafınca tespit edilemediği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Somut davada, taraflar arasındaki gerek para alıp verme işlemlerinin, gerekse de davaya konu “borç olarak ödenen” açıklamalı 23/03/2018 tarihli 130.000,00 TL bedelli EFT işleminin incelenmesinde bu işlemin 6098 sayılı TBK.’nun 386. vd. maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 386. vd. maddesinde tüketim ödüncü; “ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Davacının, dava ettiği parayı “borç olarak ödenen” açıklaması ile davacıya ödünç olarak verdiğini iddia ettiği, anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın esasına girilmesinden önce, ödünç verilen bir paranın geri verme zamanının belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı TBK.’nun 392. maddesinde ödüncün geri verilme zamanı; “ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir” şeklinde belirlenmiştir. Taraflar arasında, paranın geri ödenmesi gereken tarihinin belirlendiğine dair bir sözleşme olmadığı gibi tarafların bu yönde bir açıklamaları da yoktur. Ayrıca davacıya ait ticari defter kayıtlar incelenerek hazırlanan 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda da ödeme tarihleri ile ilgili sözleşme yahut borç ihtarnamesi bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda; davacının, bu paranın tahsili için takip başlatmadan ve eldeki davayı açmadan önce, paranın ödenmesi içinde davalıya bildirimde bulunması (ihtarname göndermek vs.), bu ilk bildirimin üzerinden de altı haftanın geçmesini beklemesi gerekirdi (“[Mülga 818 sayılı] BK.’nun 312. maddesinde göre ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir ödeme günü ihbar süresi veya istenildiği zaman muaccel olacağı kararlaştırılmamış ise ödünce konu para ilk istemden başlayarak altı hafta içinde geri verilmesi gerekir. Hükmü uyarınca davacı iade talebinde bulunup 6 hafta beklendikten sonra takibe geçmelidir. Anılan süreye uyulmadan başlatılan takip usul ve yasaya uygun olmadığından yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.” Yargıtay 19. H.D. 16/06/2005 tarih, 2005/4078 E. 2005/6725 K., Aynı yönde diğer kararlar, Yargıtay 13. H.D ….).
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesindeki; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki düzenleme ile HMK dışındaki kanunlar ile de dava şartları getirilebileceği kabul edilmiş olup nitekim bazı kanunlarda da HMK’da sayılmayan dava şartlarının getirildiği görülmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesinde;” Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.
” hükmü yer almakta olup,tüketim ödüncü iddiasına dayalı olarak açılan alacak davalarında ön dava şartı niteliğindedir. Bir davada usulden red nedenleri varsa, öncelikle usulden red kararı verilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, bu belirlemelere göre; davacının ödünç verdiğini iddia ettiği paranın tahsili için eldeki davaya konu icra takibini yaptığı ve itiraz üzerine itirazın iptali davasını açtığı; ancak, anılan hükümlere göre alacağın muaccel olmadığı bu nedenle de takip ve davanın erken açıldığı anlaşılmıştır. Erken açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. İlk derece mahkemesince, bu neden ve gerekçelerle davanın esasına girilmeden önce, ileride dava açma hakkı saklı kalmak üzere davanın usulden reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hukuki değerlendirme ve varılan sonucun yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Daire’mizin uygulamalarına da uygun olduğu, yapılan tahkikatın yeterli ve ilk derece mahkemesi gerekçesinin davalının istinaf nedenlerini karşılar nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*