Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/63 E. 2022/2283 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/63
KARAR NO : 2022/2283

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 15/09/2021
NUMARASI : 2020/326 Esas – 2021/484 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : KANDIRA MANDACILIK VE GIDA SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Genel Kurul Kararının İptali

DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 17/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketi ortağı ve müdürü olduğunu, davalı şirketin 02/08/2012 tarihinde 4 ortaklı olarak kurulduğunu, davacının 4000 adet pay, diğer kurucu ortaklar … … 4000 adet pay ve … …’in 2000 payı olduğunu, … …’in kuruluştaki sermaye payının davacı ile diğer ortak tarafından ödendiğini, daha sonra 2014 yılında sermaye artırımı yapıldığını, arttırılan sermayenin tamamı davacı ile diğer ortak … … tarafından ödendiğini, 01/12/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı ile … …, şirketteki hisselerinin yarısını davacıya, kalan yarısını kız kardeşi … …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacının yapılan anlaşma sonucu, … …’den devraldığı 1000 adet payın yarısını 10/09/2019 tarihli genel kurul toplantısı ile diğer ortak … …’a bila bedel devrettiğini, bu genel kurul toplantı neticesinde davacının 9500 adet paya,… …’ın 9500 adet paya ve … …’ın 1000 adet paya sahip olduğunu, şirket ortağı … …’ın şirketteki hissesinin tamamının 100.000,00-TL bedelle şirket ortağı … …’a devredildiğini, devir işleminin öğrenilmesi üzerine davacının 08/04/2020 tarihli ihtarname ile hisse devrinin, davacı ile ortak … … arasındaki anlaşma gereğince, kuruluştan itibaren bu iki ortağın eşit oranda paydaş olmasına aykırı olduğu, dürüstlük ve iyi niyet ilkelerine ve ticari teamüllere açıkça aykırı olan bu hisse devrinden dönülmesi gerektiğini belirttiğini, ancak devreden ve devralan her iki ortağın da bu talep ve ihtara uymadığını, bunun akabinde devredilen hisseleri tek başına alan … …, müdürler kurulu başkanı sıfatı ile şirket müdürler kurulunu toplantıya çağırdığını, gündem maddelerinin 18/03/2020 tarihli hisse devrinin görüşülmesi ve genel kurulda onaylanması, şirket müdürünün seçilmesi, şirket yönetsel ve finansal sorunların görüşülmesi ve çözüm şekillerinin müzakere edilmesi ve görüşmeler neticesinde genel kurul için tarih ve yer belirlenmesi şeklinde olduğunu, müvekkilinin müdürler kurulu toplantısına katıldığını, toplantıda hisse devrinin kabul edilmediğine dair itiraz ve şerh tutanağa geçirildiğini, davacı ile müdürün mutabık olmadığı ve itiraz ettiği hususlarda diğer müdür … …, Müdürler kurulu başkanı olarak üstün oyu ile genel kurul toplantısı yapılması kararı aldığını, genel kurul toplantısında alınan kararlara davacının itiraz ettiğini, genel kurul toplantısında oy çokluğu ile alınan pay devri kararı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, hisselerinin devrinin tarafların ortak iradesine ve anlaşmasına aykırı olduğunu, devredilen hisselere ilişkin kuruluştan devir tarihine kadarki her türlü ödeme yükümlülüklerinin ve maliyetlerinin yarısına müvekkilinin katlandığını, hisse devir işleminin iyi niyet ve dürüstlük ilkelerine aykırı olduğunu, diğer ortak … …’ın diğer ortaktan hisselerin tamamını gizlice ve tek başına alarak şirketteki eşit hissedarlık prensibini ve anlaşmasını bozduğunu, iptale konu olan genel kurul toplantısı ile de gerçek amacının şirkette çoğunluğu ele geçirmek ve davacıyı müdürlük görevinden çıkararak ve imza yetkilerini iptal ederek şirketi idaresini ele geçirmek olduğunu, genel kurul kararının 3. gündem maddesi uyarınca, şirket müdürü seçilmesi görüşülmüş oylama sonucunda davacının müdürlük görevinin sonar erdirilmesine, imza yetkisinin kaldırılmasına seçilen … …’ın tek müdür olmasına ve münferit imzası ile şirketi her konuda sınırsız olarak temsil ve ilzam etmesine karar verildiğini, bu karara davacının olumsuz oy kullandığını, genel kurul tutanağında alınan her bir kararda oylamaya katılanların toplam sayısı ve karar nisabı açıkça yazılmadığını, hisselerine devrederek ortaklıktan ayrılan … …’ın tüm gündem maddelerinin müzakeresine ve oylamalarına katıldığını, bu oylamanın geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, genel kurul toplantısında hazır bulunanlar listesinin düzenlenmediğini, bu durumun kanuna aykırılık teşkil ettiğini, toplantı tutanağının toplantı başkanı tarafından imzalanmadığını, genel kurul toplantısında, gündem kapsamında sermaye artırımına ilişkin ana sözleşme değişikliği TTK ve Genel Kurul Yönetmeliğine aykırı olacak şekilde ilan ve müzakereye konu edildiğini belirterek; dava konusu genel kurul kararlarının ticaret siciline tesciline ve ilanına, hisse devrinin kabulü ve şirket pay defterine işlenmesine, yeni imza sirküleri çıkartılmasına ilişkin işlemlerin uygulandığı takdirde telafi edilemez zararlara yol açabileceğinden teminatsız aksi takdirde uygun görülecek teminat karşılığında genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına ve 06/07/2020 tarihli genel kurul kararının mutlak butlanla malul olduğunun tespitine veya iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iki ortağın eşit temsili esasına aykırı davranıldığı, şirket yönetiminin iki ortak tarafından eşit hisse ve birlikte temsil tarzı ile yürütülmesi gerektiğini iddia ettiğini, bu iddiayı doğrular hiçbir delilin dosyaya sunulmadığını, davalı şirketin bir sermaye şirketi olduğunu, şirket açısından uygulanması gereken temel hukuki normların şirket sözleşmesi ve yürürlükte olan emredici nitelikteki hukuki düzenlemeler olduğunu, şirket sözleşmesi incelendiğinde şirket hissesinin ortaklardan birine veya üçüncü bir kişiye devredilemeyeceğine ilişkin bir yasağın olmadığını, ortaklar arasında da iki ortağın müdür olarak eşit yetki esasına dayalı olarak şirketi yöneteceğine dair harici bir anlaşma olmadığını, davacının iddiasının taraflar arasında şirketin eşit hissedar iki ortak arasında devam edeceğine dair bir anlaşma olduğu ve dava dişi ortak … …’ın buna aykırı şekilde şirket hissesini farklı hale getirdiği olduğu, ancak davacının iddia ettiği gibi bir Pay sahipleri anlaşmasının bulunmadığını, genel kurul toplantısına ilişkin yasal düzenlemelerin gereğinin tamamen yerine getirildiğini, … …’a ait payların devralındığının 26.03.2020 tarihli ihtarname ile şirkete bildirildiğini TK 595/VI uyarınca başvuruyu takip eden üç aylık süre içinde şirket genel kurulu hisse devrini reddetmemiş ise onay vermiş sayılacağı hükmü gereği hisse devrinin geçersiz sayılmasının olanaksız olduğunu beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; (2) kişilik bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilmiş olması itibariyle usule aykırı olan; bununla birlikte, esas yönünden de eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle tanzim edilmiş olması nedeniyle davacı tarafından itiraza uğrayan bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle oluşturulan gerekçeli kararın ”gerekçeli” olduğundan bahsedilemeyeceğini; davaya konu genel kurul kararının (2) numaralı gündem maddesi uyarınca alınan pay devri kararı açıkça eşitlik ilkesi, iyi niyet kaideleri ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu; davaya konu 06.07.2020 tarihli genel kurul kararı tahtında birden çok iptal edilebilirlik ve mutlak butlan sebebi vuku bulmuş olduğu halde 15.09.2021 tarihli gerekçeli kararda işbu iptal ve mutlak butlan sebepleri hakkında gerekli inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; iptali istenen 06.07.2020 tarihli şirket genel kurul kararının genel kurul toplantısına hazırlık aşaması, genel kurul kararının alındığı aşama ve genel kurul kararının tescil ve ilanı aşamalarında tek bir kusurlu ya da eksik bir durum söz konusu olmadığını; dava dosyasına yaklaşık ispatın yapılamadığına dair karar sonrasında herhangi bir yeni delil sunulmamış olması, yaklaşık ispatı yapmamış olanın tam ispatı yapması mümkün olamayacağından istinaf isteminin reddine beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2021 Tarih – 2020/326 Esas – 2021/484 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile dava dışı … … ve … …’in davalı şirketin kurucu ortakları olduğu, 02/08/2012 tarihindeki kuruluşunda pay dağılımının davacı 4.000 pay, … … 4.000 pay, … … 2.000 pay şeklinde olduğu, 24/01/2014 tarihli sermaye arttırımı üzerine davacı ile … …’ın paylarının 9.000’e çıkarıldığı, 01/12/2016 tarihinde … …’in 1.000 payının davacıya, 1.000 payının dava dışı … …’a devrettiği, 10/09/2019 tarihinde davacının 500 payını … …’a devrettiği, bu devir sonrasında davacı ve … …’ın 9.500’er, … …’ın 1.000 payı olduğu, … …’ın, … …’a tüm paylarını devrettiği, dava konusu 06/07/2020 tarihli genel kurulda genel kurulun 2. maddesi ile pay devrinin onayına, 3. maddesi ile müdür seçimine karar verildiği, davacının dava dışı … … ile arasındaki anlaşma gereğince şirkette %50 pay sahibi olması gerektiği ve … …’ın bu anlaşmaya aykırı davrandığı gerekçesiyle dava dilekçesinde saydığı diğer gerekçelerle genel kurul kararının iptalini istediği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, pay devrinin geçerli olup olmadığı, şirket müdürünün azli ve yeni müdür seçiminin iyiniyet kurallarına uygun olup olmadığı ve genel kurulun butlanı yahut iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
6102 sayılı TTK’nın 622. maddesi uyarınca; bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır.
Genel Kurulun iptali sebepleri 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesinde; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde, butlan 447. maddesinde; ” Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,
kararları batıldır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı şirketin türü limited şirketi olup 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinin 1. fıkrasını 1. cümlesinde; esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı ve tarafların imzalarının noterce onanacağı, 2. fıkrasında, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğu ve devrin bu onayla geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta, dava dışı pay sahibi … …’ın 1000 payını … …’a Beykoz 2. Noterliği’nin 18/03/2020 tarih, 14130 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile devrettiği, bu devrin dava konusu 06/07/2020 tarihli genel kurulun 2. gündem maddesi ile onaylandığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 620. maddesine göre; “Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dahil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.” Pay devri için şirket ana sözleşmesinde ayrı bir düzenleme yapılmadığından salt çoğunluk yeterli olup genel kurulda da karar salt çoğunlukla alındığından pay devrinin kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır. Yine müdür seçimine ilişkin genel kurulun 3. Gündem maddesine ilişkin karar sermayenin, ortakların ve toplantıya katılan pay ve pay sahiplerinin salt çoğuluğu ile alınmış olup, nisaplar yönünden hukuka aykırılık yoktur. Ayrıca, şirket müdürü seçimi ve azli genel kurulun mühsasır yetkisinde olup bu yetkisini her zaman kullanabilir. Bu yetkisini kullanırken haklı nedene dayanma yükümlülüğü de yoktur (6102 sayılı TTK. m. 617/3, 413).
Toplantı çağrısı ile toplantı tutanağına ilişkin istinaf istemlerinin incelenmesinde; Genel kurul çağrısının TTSG’nin 17/06/2020 tarihli sayısında ve yerel gazetede ilan edildiği, tüm ortaklara iadeli taahhütlü mektup ile tebliğ edildiği, bu durumda çağrının usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Toplantı tutanağının incelenmesinde de, tüm ortakların toplantıya katıldığının toplantı tutanağından anlaşılmasına göre hazirun cetvelinin hazırlanmamasının esasa etkili olmadığı, tutanağın toplantıya katılanlarca imzalandığı, payını devreden ortağın pay devrinin onayından sonra oy kullanmadığı dikkate alındığında tutanağın da usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
Davacı, dava dışı … … ile aralarında payların eşit olacağına dair anlaşma olduğunu ve bu anlaşmaya kendisinin uyduğunu ileri sürmüştür. Davacının iddia ettiği sözleşme doktrinde ve uygulamada “pay sahipleri sözleşmesi” olarak adlandırılmaktadır. Ancak, davacı yazılı bir sözleşme sunmamıştır. Davalı ise böyle bir sözleşmenin olmadığını ileri sürmektedir. Bu durumda, her ne kadar davacı bir kısım payları dava dışı … …’a devretmişse de böyle bir sözleşmenin varlığının kabulüne olanak yoktur. Diğer yandan böyle bir sözleşme olsa dahi, bu sözleşme ana sözleşmeye eklenip ana sözleşme hükmü haline getirilmediği müddetçe şirket ortaklarına göre 3. kişi konumunda olan şirketi bağlamayacaktır. Şirket genel kurulu eliyle pay sahipleri sözleşmesinin aksine karar alabilir (Yargıtay 11 HD., 17/06/2020 tarih, 2019/4971 E., 2020/2971 K.; Yargıtay 11 HD., 11/10/2016 tarih, 2016/1275 E., 2016/8000 K.). Davacının istinaf istemleri bu nedenle de yerinde değildir.
Tüm bu açıklamalara göre; davacının ileri sürdüğü iddialar ile genel kurulun çağrı işlemleri, toplantı tutanağı ve karar nisapları dikkate alındığından genel kurul butlanla malul olmadığı ve iptal nedeni bulunmadığı kanaatine varıldığından istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
29/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*