Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/617 E. 2023/445 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/617
KARAR NO : 2023/445

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :12/10/2021
NUMARASI :2016/746 Esas – 2021/573 Karar

DAVACI :TÜRKİYE İŞ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1-ENER YAPI MÜH. İNŞ. TAAH.TİC.LTD.ŞTİ – …
:2-… (T.C.No:… – …
:3-… (T.C.No:…) – …
:4-… (T.C.No:…) – …
:5-DİRENÇ İNŞAAT TAAHHÜ T VE TİCARET LTD ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :27/05/2016

KARAR TARİHİ :20/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlulardan Ener Yapı ile davacı banka arasında imzalanmış olan 14/04/2014 tarihli protokol çerçevesinde davacı bankanın Arya Endüstriyel Tesisler şirketine kullandıracağı konut finansmanı kredilerine (iş yeri kredilerine) garantör olduğunu, diğer borçluların ise garantörün kefili olarak bahsi geçen protokolü imzaladıklarını, Arya Endüstriyel şirketine kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine mevcut kredi hesaplarının kat edilerek tamamının muaccel hale getirilerek borçlu firma ve kefillerine ihtarname gönderildiğini ancak sonuç alınamaması üzerine kredi müşterisi ve kefili hakkında yasal takiplere başlanıldığını belirterek, öncelikle davalılar aleyhine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin mezkur bozma ilamı doğrultusunda İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1508 D.İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının infaz edilmeyerek ortadan kalktığından ve esas takibin Kocaeli 1. İcra Dairesi’nde başlatılması sebebiyle infaz imkansız olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 252.706,01-TL tutarındaki alacakları için davalıların taşınır, taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine, itirazın iptaline, davalı borçlu aleyhine haksız itirazı sebebiyle alacaklarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı firma Ener Yapı şirketinin … ili, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … parselde kayıtlı bulunan arazi üzerinde inşa ettiği Hiltown projesi adında gayrimenkulün müşterilerine kredili satışlarını teminen davalı banka ile davalı arasında bir kredi garanti sözleşmesi imzalandığını, daha sonra davalının kredi ilişkisinde acil paraya ihtiyacı olması nedeniyle davalıya ayrıca bir ek protokol imzalatıldığını, buraya Direnç İnşaat Ltd. Şti.- …- … ve …’in müteselsil kefil olarak imzalarının alındığını, davalı firmanın bu şekilde nakit ödeme yapanlara da kredili alım yapanlara da gayrimenkul satışları yaptığını, aynı şekilde 124 nolu gayrimenkulü 140.000,00-TL ve 156 nolu gayrimenkulü 270.000,00-TL bedelle sattığını ve bu firmanın davalı bankadan bu ödemelere ilişkin olarak kredi aldığını, davacı banka davalı ile imzaladığı kredi garanti sözleşmesini hatalı yorumlayarak, davalıdan gayrimenkul satın alanların gayrimenkul bedeline ilişkin kısmının yanında başka ilişkilerinden doğan tüm borçlarının da davalı tarafından üstlendiği iddiasında olduğunu, Arya Ltd. Şti.’nin davalıdan almış bulunduğu iki gayrimenkul açısından bankadan garanti sözleşmesine istinaden aldığı kredinin ödenmeyen kısımlarını davalı firmanın ödemeyi kabul ettiğini, bu hususta yazılı beyanda bulunmuş olmasına karşın davalı banka tamamen kötü niyetle Arya Ltd. Şti.’nin banka ile olan diğer davalı firma dışındaki borçlanmalarının sorumluluğunu da davalı firmaya yüklemek gibi hayatın olağan akışına aykırı bir davranış içerisine girdiğini, bu aşamadan sonra garanti sözleşmesine dayalı gayrimenkul alımına ilişkin borcun faizlerinin artık kabul edilmediğini, zira davalıların zamanında bu bedeli, rehnin kendilerine devri karşılığında ödemeyi teklif ettiklerini, davacının bu teklifi kabul etmediğini, o tarihten itibaren işlemesi muhtemel faizlerden de davalıların sorumlu olmalarının mümkün olmayacağını, davalı firmanın bu gün itibariyle dahi davacı banka ile olan kredi ilişkisini önceden ödeme yaparak bitirmek istediğinde dahi davalı firmadan Arya Ltd. Şti. ilişkisi nedeniyle milyon liranın üzerinde talepte bulunmakta kredi ilişkisini bu nedenle bitirmediğini, davacı bankanın Arya Ltd. Şti.’den olan 230.000,00-TL alacağının tahsili açısından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığı ve alacağını bu şekilde garantilediği anlaşıldığını, bunun dışındaki tüm taleplerin birer sebepsiz zenginleşme ve haksız gelir elde etme çabasından başka bir şey olmadığını, davalı bankanın tamamen kötü niyetli olarak bu takipleri yaptığını, gayrimenkullerin paraya çevrilmesi ile bankanın alacaklarının tahsilinin mümkün olduğunu, bankanın Arya Ltd. Şti. ile ilgili bizim dışımızdaki alacaklarını da tamamen kötü niyetle davalıdan tahsil etmeye çalıştığını belirterek; haksız açılan itirazın iptali davasının reddini ve kötü niyetli yapılan takip nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2021/69666 esas ( eski esas Kocaeli 3. İcra Müdürlüğünün 2015/13812 esas ) sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 220.654,35 TL asıl alacak, 16.762,38 TL işlemiş faiz, 838,12 TL BSMV , 84,70 TL masraf olmak üzere toplam 238.339,54 TL üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 54,00 temerrüt faizi uygulanmasına,
2- 238.339,54 TL nin %20 si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının basiretli iş adamı olarak davranmadığını, davacının yapması gerekenin seçimlik haklarından birini kullanmak olduğunu, Arya Ltd. Şti.’ye karşı İstanbul 10. İcra Dairesi’nin 2015/4289 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaparak seçimlik hakkını kullandığını, davacı bankanın taleplerinin kabulü halinde mükerrer tahsilat yapılmak suretiyle sebepsiz zenginleşme sonucunun doğacağını, davalının bilirkişi raporunda belirtildiği gibi bir temerrüdünün söz konusu olmadığını, davacının ilk ihtarından sonra davacının ipoteğin davalıya devrini kabul etmesi halinde davalının bu borcu ödeyeceğini ifade ettiğini ancak davacı banka bunu kabul etmeyerek seçimlik hak olarak takip yapmayı tercih ettiğini, davacı banka seçimlik hakkını bu şekilde kullanmış bulunduğundan bu aşamadan sonra temerrüdü bulunmayan davalı hakkında böyle bir alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı bankaya davalı tarafından çekilen cevabı ihtarname ile söz konusu iki gayrimenkuldeki ipotek hakkının tarafımıza devri ile aryanın borçlarını ödeneceğinin bildirildiğini ancak davacı banka bu talebi kabul etmeyerek borçlu Arya Ltd. Şti. hakkında İstanbul 10. İcra Dairesi’nin 2015/4289 Esas sayılı dosyası ile seçimlik hakkını kullandığını ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı takiple bu borcu tahsil etmeyi amaçladığını, dava dosyasındaki icra takibinin bu haliyle bir alacağın iki kez tahsili gibi kabulü mümkün olmayan bir icra takibi olduğunu, bu dosyanın borcunun ödenmesi ya da yerel mahkemenin işbu takibin devamına kararı ile davacı banka alacağının iki misli olarak tahsil etmiş olacağını, bu nedenle söz konusu icra takibinin erken yapılmış ve gereksiz bir icra takibi olduğunu, bu nedenle davacı bankanın seçimlik hakkını rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip şeklinde kullanması karşısında işbu davanın reddi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf ve davalının istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davalıların temerrüde düştüğü hususu sabit olmasına rağmen bilirkişi raporunun “temerrüdün söz konusu olmadığı” başlıklı kısmı esas alınarak kısmen kabul kararı verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olup temerrüdün söz konusu olduğu durumdaki hesaplamanın dikkate alınarak talepleri üzerinden yapılacak hesaplama neticesinde davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalıların ilgili borçtan dolayı temerrüt faizine ilişkin sorumlulukları bulunmakta olup harca esas değer olarak belirtilen tutarın yerinde olduğunu, aleyhe doğan vekalet ücreti kararının kaldırılarak tam davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. İstanbul 10. İcra Dairesi’nin 2015/4289 Esas sayılı dosyasından devam eden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde bugüne kadar herhangi bir tahsilat yapılmadığı gelen yazı cevapları ile sabit hale geldiğini, bunun ise seçimlik hakların hukuka aykırı olarak kullanılması anlamına gelmeyeceğini belirterek; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2021 tarih, 2016/746 Esas – 2021/573 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre; “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30. madde hükmü uygulanır [16-(4) md.]. Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı HMK.’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK.’nun 120-(1) maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir.
Davanın açılması harca tâbi usuli bir işlemdir. Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde ise ne gibi işlemler yapılacağını 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından davalılar aleyhine Kocaeli İcra Dairesi’nin 2021/69666 esas (eski esas Kocaeli 3. İcra Dairesi’nin 2015/13812 esas) sayılı takip dosyası üzerinden 230.314,16-TL asıl alacak ve 33.510,71-TL işlemiş faiz, 1.675,54-TL BSMV, 80,70-TL masraf olmak üzere toplam 265.585,11-TL üzerinden başlatılan icra takibine davalıların itirazı üzerine eldeki davanın 3.103,74-TL peşin harç yatırılarak, icra dosyasına yatırılan 1.336,41-TL peşin harç ile birlikte toplam 4.440,15-TL peşin harç yatırılmak suretiyle açıldığı, dava dilekçesinde davanın harca esas değeri 260.000,00TL olarak belirtilmekle birlikte, netice-i talep kısmında, icra dosyasına vaki itirazın iptali ile icra takibinin talep edilen miktar ve temerrüt faiz oranında devamının talep edildiği, dosyada talimat yoluyla aldırılan 21/06/2020 tarihli ek raporda; davalıların temerrüdünün söz konusu olduğu durumda; taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, davacı banka tarafından takip tarihi itibariyle toplam 265.585,11-TL’nin talep edilebileceğinin, takip talebinde ise 267.282,89-TL talep edildiğinin bildirildiği, davacı vekili 07.07.2020 tarihli bilirkişi ek raporuna yönelik 27.07.2020 tarihli beyan dilekçesinde; bilirkişi raporundaki davalıların temerrüdünün söz konusu olduğu durum başlıklı hesaplamanın dikkate alınmasını ve talep doğrultusunda yapılacak hesaplama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği,bu durumda eldeki davada nispi harcın, takip talebindeki 267.282,89-TL üzerinden, 4.535,52-TL olarak alınması gerekmektedir.
Mahkemece, dava değerine göre eksik peşin harç yargılama sırasında ikmal ettirilmemiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. maddelerine göre, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Bu nedenle, mahkemece dava değeri üzerinden işlemiş faiz alacağına ilişkin eksik kalan nispi peşin harcın tamamlatılması, yargılamaya daha sonra devam edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Karar kamu düzenine ilişkin bu eksiklik nedeniyle kaldırılmıştır.
2-Kaldırma nedenlerine göre, tarafların istinaf nedenleri bu aşamada incelenmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1.b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kamu düzeni nedeniyle kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kamu düzeni nedeniyle Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2021 tarih, 2016/746 Esas ve 2021/573 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,

5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.04/04/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*