Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/611 E. 2023/438 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/611
KARAR NO : 2023/438

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/11/2021
NUMARASI :2020/260 Esas – 2021/593 Karar

DAVACI :MALİYE HAZİNESİ -…
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1-… (T.C.No:…) – …
:2-… (T.C.No: …) – …
:3-… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. …- …
DAVA :İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :18/07/2019

KARAR TARİHİ :20/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :30/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Özel Işık Eğitim Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığını, 670 sayılı KHK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası gereği malvarlığının Hazineye devir edildiğini, Gölcük Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 685 011 9420 vergi kimlik numaralı mükellefi Özel Işık Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş.’nin Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin kanun hükmünde kararnameler kapsamında malvarlığına dahil edilmesi gereken mal, hak ve alacaklar ile borçlarının araştırılması için idare tarafından inceleme başlatıldığını, yapılan inceleme sonucunda 11/07/2016 tarihinde yayımlanan 9112 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde Özel Işık Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş.’nin ortaklarının davalılar ..,…. ve … olduğunu, şirketin 1.000,00-TL tutarındaki toplam sermayesinin 600.000,00-TL azaltıldığını, şirket ortaklarına ödendiğini, şirket sermayesinin 400.000,00-TL’ye düşürülmesine karar verildiğini, söz konusu şirketin sermaye azaltımı yoluyla 600.000,00-TL’ye düşürülmesine karar verildiğini, söz konusu şirketin sermaye azaltımı yoluyla 600.000,00-TL’yi şirket ortaklarına dağıtarak şirket aktiflerinin tüzel kişilik dışına çıkarıldığını tespit edilmiş ve şirket dışına çıkarılan 600.000,00-TL tutarın davalılardan tahsil edilmesi gerektiği belirttiğini, Kocaeli 6. İcra Dairesi’nin 2017/1297 Esas sayılı dosyası ile yapmış oldukları ilamsız icra takibine borçlular tarafından itiraz edilmesi nedeniyle icra dairesince İİK m.66 uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hiçbir yasal dayanağı bulunmadan, haksız ve kötüniyetli olarak davanın reddine, davaya konu icra takibinin alacaklı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak yapıldığını, kendi belgeleri ile sabit olduğundan dava konusu bedeli %100’ü kadar lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyadaki kök ve ek raporun beraber incelenmesi sonucunda 600.000-TL’lik sermaye azaltımının sabit olduğunu, bu meblağın şirket aktiflerinde bulunamadığı, ticari defterlerde yapılan incelemede sermaye dağıtımının “diğer çeşitli borçlar hesabı” ile muhasebeleştirildiği ancak 01.07.2016 – 30.06.2017 tarihleri arasındaki döneme ait defterlerin bulunamadığı tespitlerine yer verildiğini, 20/09/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesi sonucunda ise yerel mahkemenin 03/03/2021 tarihli duruşmasında alınan ara karar uyarınca yerel mahkeme tarafından bilirkişilerden istenen bilgilerin verildiğini, ek bilirkişi raporunda davanın esasına yönelik mahkemenin denetime uygun bir değerlendirme yapılmadığını, dolayısı ile afaki ve gerçeği yansıtmayan bilimsel verilerden uzak bilirkişi raporu dayanak yapılarak verilen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, diğer yandan mahkemece karşı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de haksız olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih, 2020/260 Esas – 2021/593 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda, “… Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ; Sermaye azaltımı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 473-475 maddelerinde düzenlenmiş olup, sermaye azaltımı yapılabilmesi için esas sözleşmenin tadil edilmesi gereklidir. Yönetim kurulu söz konusu sermaye azaltımına ilişkin bir tadil metni hazırlasa da sermaye azaltımı kararı genel kurulun yetkisindedir. TTK ‘nun 408/1-a maddesine göre, söz konusu yetki genel kurulun devredilmez yetkileri arasında yer alır. Yönetim Kurulu sermaye azaltımının amacını, kapsamını ve yöntemini içeren bir rapor hazırlayarak, genel kurula sunar. Bu rapor sermaye azaltımı kararı ile birlikte tescil ve ilan edilir. TTK nun 332.maddesi uyarınca, tamamı esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermayeyi ifade eden esas sermaye elli bin Türk Lirasından ve kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi yüz bin Türk Lirasından aşağı olamaz. Sermaye bu maddede belirtilen parasal sınırlardan aşağıda bir değerde azaltılamaz. TTK nun. 475.maddesi uyarınca sermaye azaltımının ticaret siciline tescili için gerekli belgeler ibraz edilmesi gerekmekte olup yönetim kurulu sermaye azaltımının amacını, kapsamını ve yöntemini içeren ayrıntılı bir rapor hazırlar. Şirket denetçisi ise şirketin aktiflerinin alacaklıların alacaklarını ve haklarını karşıladığını gösteren bir rapor düzenler. Her iki rapor da yönetim kurulu tarafından genel kurulun onayına sunulur. Sermaye azaltımına ilişkin kararın onaylanması sonucu, sermaye azaltımının amacını ve yöntemini içeren rapor tescil ve ilan edilir.Genel kurulun sermaye azaltımı kararı, yedi günlük aralıklarla üç defa yönetim kurulu tarafından ilan edilir. İlan esas sözleşmenin ilgili maddesine uygun olarak yapılır. Anonim şirketin TTK m. 397/4 uyarınca denetime tabi tutulduğu durumlarda, ilan şirketin internet sitesinde de yayınlanır. Söz konusu ilanda alacaklılara, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesindeki üçüncü ilandan itibaren iki ay içinde, alacaklarını bildirerek bunların ödenmesini veya teminat altına alınmasını isteyebilecekleri belirtilir.Bu kapsamda bilirkişi heyetinden alınan ek raporda kapatılan şirket tarafından TTK’da aranan şartlara uygun olarak sermaye azaltımı yapıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur …” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere; 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(2) maddesi uyarınca davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Eldeki dava, KHK ile davacıya intikal eden şirket mal varlığının usulsüz sermaye azaltımı ve davalı ortaklara dağıtım yapılmak suretiyle, dava dışı şirketin zarara uğratıldığı iddiası ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dava dışı şirket mal varlığı ve alacakları 667 sayılı KHK kapsamında davacıya bedelsiz devredilmiş sayılır. Davacının mal ve alacaklarını devir alanın Hazine olması davanın konusunu ve dayandığı hukuki sebebi değiştirmeyecektir. Davada iddia usulsüz sermaye azaltımı ve dağıtımı sağlanarak, şirketin zarara uğratıldığına dayandığına göre ihtilaf şirketler hukukundan kaynaklanmaktadır. Anonim şirketlere ilişkin düzenlemelerin de TTK’da öngörüldüğü tartışmasızdır. TTK 4/1 maddesine göre de TTK’da öngörülen hususlardan doğan davalar mutlak ticari davadır.
Davanın ticari dava olması nedeniyle 6102 sayılı TTK 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyumazlıklarında Arabuluculuk Kanununu kapsamında değerlendirme yapılmalıdır. Gerek 667 sayılı gerekse diğer KHK düzenlemelerinde Hazineye devredilen şirketlerin mal varlıklarına ilişkin davaların arabulucuk sistemi dışında kalacağına dair ayrı bir düzenleme de bulunmamaktadır. Davacının dayandığı 675 sayılı KHK Hazineye intikal eden şirket alacaklılarını açacağı davaya ilişkin süreci tanzim ettiğinden eldeki davada da uygulanma imkanı bulunmamaktadır.(Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3656 E- 2020/2359 K. Sayılı ilamı).
Somut dosyamızda dava konusu alacağın şirketler hukukundan kaynaklandığı, TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu bakımında ticaret mahkemesinin görevli olduğu, ticari davalar 01.01.2019 tarihinden itibaren zorunlu arabuluculuğa tabi olup, iş bu davanın 18/07/2019 tarihinde açıldığı ve zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre olayımızda; davanın konusunun TTK kapsamında alacak istemi olması nazara alındığında, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyada mevcut olmaması nedeniyle 6325 sayılı Yasa’nın 18/A-2 maddesi uyarınca işlem yapılmaması da doğru olmamıştır.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmamış olması ise, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a.4-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih, 2020/260 Esas ve 2021/593 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.20/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*