Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/610 E. 2023/435 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/610
KARAR NO : 2023/435

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/11/2021
NUMARASI :2021/295 Esas – 2021/577 Karar

DAVACI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1-… – …
VEKİLİ :Av. … -…
:2-… (T.C.No: … – …
DAVA :İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ :16/06/2021

KARAR TARİHİ :20/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ :31/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı Ünsallar Gıda Halı Hayv. Sıh. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında akdedilen Kredi Sözleşmesi çerçevesinde dava dışı Ünsallar Gıda Halı Hayv. Sıh. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin borcunun teminatına istinaden davacının eşi olan davalı …’ün … İli … İlçesi, … Mah. … ada … parsel’de (eski kayıt; … ili … İlçesi, … Mah. 2976 sayılı parsel) kayıtlı bulunan taşınmazın üzerine davacı eş olan müvekkilinin bilgisi ve muvafakati dışında davalı banka lehine 600.000,00-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, davanı banka tarafından Kocaeli İcra Dairesi’nin 2017/6187 Esas sayılı (yeni esas; 2020/62904) dosyası ile davalı …’ün mezkur ipotekli taşınmazını paraya çevirmek için icra takibi başlatıldığını, davacının kendisinin izni ve rızası olmaksızın üzerine ipotek konulan taşınmazın ipoteğinin kaldırılması için Kocaeli 3. Aile Mahkemesi’nin 2017/996 Esas sayılı dosyası ile dava ikame etmek mecburiyetinden kaldırıldığını, mahkeme kararının kesinleştiğini, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, taşınmaz üzerindeki ipoteğe istinaden taşınmazı satışa çıkarmak istendiğini, davacının davalı bankanın bu kötüniyetini 01/06/2021 tarihinde taşınmazın kıymet takdiri için taşınmaza keşfe gidildiğinde anlaşılmış ve işbu davayı ikame etme zarureti içinde kaldığını, taşınmaz makili davalı eş …’ün dava dışı Ünsallar Ltd. Şti.’nin borcunun teminatına istinaden taşınmaz üzerinde ipaotek tesis edebilmesi için eşi davacı …’ün rızası ve muvafakatinin gerektiğini belirterek Kocaeli İcra Dairesi’nin 2020/62904 Esas sayılı dosyasında icra dosyasının geldiği aşama dikkate alınarak satış kararı verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … İli … İlçesi, … Mah. … ada … parsel’de (eski kayıt; … ili … İlçesi, … Mah. … sayılı parsel) üzerindeki davalı banka lehine Başiskeli Tapu Müdürlüğü’nün 21/03/2016 tarih ve 3193 yevmiye sayılı belgesi ile tesis edilmiş bulunan 600.000,00-TL bedelli ipoteğin, davacının rızası ve bilgisi olmaksızın tesis edildiğinden kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı banka aleyhine açılmış olan işbu dava da hukukun temel kaidesi olan dürüstlük ve iyi niyet kuralına aykırılık bulunduğunu, davalı … adına tapu kayıtlı bulunan …, … İlçesi, … Mahallesi, … Parsel ve … parsel sayılı taşınmazlar üzerinde dava dışı Ünsallar Gıda Halı Hayvancılık İnş. Tur. San ve Tic. Ltd. Şti’nin kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak davalı … lehine ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle davalı tarafından Kocaeli 3. İcra Dairesi’nin 2017/6187 Esas sayılı icra dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, ipotek verilirken tapu kaydında taşınmazların arsa vasfında olduğunun görüldüğünü, arsa olarak ipotek tesisi yapıldığını, …’ün bilgisi olmadığı iddiası gerçek olmamakla beraber haberi olmasına gerek olmadığını, davacı tarafça ipotek takibi başlatıldığında … parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunu, ipotek tesisinden …’ün haberi olmadığından ipoteğin geçersiz olduğundan bahisle ipoteğin fekki ve taşınmaza aile konutu şerhinin konulmasını talep ettiklerini, yargılama neticesinde taşınmazın aile konutu olduğuna karar verildiği ve eş rızası olmadığından bahisle … parsel sayılı taşınmazda bulunan ipoteğin fekki kararı verildiğini, fek işlemlerinin ardından icra dosyasında bu kez dava konusu … parsel sayılı taşınmazın satış işlemlerine başlandığını, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfına sahip olmadığını, kişinin evli olup olmaması müvekkili banka lehine verdiği ipoteğin hiçbir zaman kefalet olarak değerlendirilemeyeceğini, kefalet söz konusu olabilmesi için ipotek tutarının dışında borca kefil yapıldığına dair ipotek sözleşmesinde ilave maddelerin yer alması gerektiğini, bu durumda maddeler nedeniyle işlem üçüncü kişi lehine ipotek ve kefalet sözleşmesi kapsamında değerledirilebileceğini, davacı tarafından tesis edilen ipotek işleminde hukuka aykırılık söz konusu olmayacağını, yalnızca kefalet ilişkisi gereği kişisel sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini belirterek yersiz ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın aktif husumet yokluğundan reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kefalette eşin rızasını “dar” yorumladığını, sadece aile konutu söz konusu ise eşin rızasının aranabileceği ve eşin dava ehliyetinin olabileceği sonucuna vardığını, taşınmaz maliki davalı eş …’ün dava dışı Ünsallar Ltd. Şti’nin borcunun teminatına istinaden taşınmaz üzerinde ipotek tesis edebilmesi için eşi davacı …’ün rızası, muvafakati gerektiğini, davacının taşınmaz üzerine konulan ipotek için bilgisinin ve muvafakatinin bulunmadığının mahkeme kararları ile sabit olduğunu, davacının taşınmaz üzerine konulan ipotek için bilgisinin ve muvafakatinin bulunmadığının mahkeme kararları ile sabit olduğunu, davacının davaya konu taşınmaz üzerinde tek katlı ahşap evinin mevcut olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu ipotek verilirken tapu kaydında taşınmazların arsa vasfında olduğunun görüldüğünü ve arsa olarak ipotek tesisi yapıldığını, Türk Medeni Kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde eşin rızası aranmadığı görüldüğünü, bu durumun istisnasının TMK 194. maddesinde yer alan Aile Konutu düzenlemesi olduğunu, ilgili hükme göre eşlerden herhangi biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis edemeyeceğini, ancak bu sınırlamanın yalnızca aile konutu vasfına haiz taşınmaz için geçerli olduğunu, bu doğrultuda taşınmaz aile konutu olarak nitelendirilemeyecekse malik olan eşin diğer eşin rızası aranmaksızın maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edebileceğini, davaya konu taşınmazın ise aile konutu vasfına sahip olmadığını, dolayısıyla TMK hükümleri gereğince aile konutu olmayan yerin ipotek tesisinde (arsa) eş muvafakatinin gerekmediğini, dolayısıyla davacı tarafın ipotekten haberi olmadığı, ipotek kaldırılmasına rağmen taşınmazın satışa çıkarılmak istendiği gibi gerekçeler ile davanın kabulünü istemesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından tesis edilen ipotek işleminde hukuka aykırılığın söz konusu olmayacağını, yalnızca kefalet ilişkisi gereği kişisel sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih, 2021/295 Esas – 2021/577 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı eşin rızasının bulunmaması nedeniyle, geçerli olmadığı iddiasına dayalı ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda;”… Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; … İli, … İlçesi … ada … parsel (eski kayıt … parsel) üzerindeki ipoteğin geçerli olup olmadığı, kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda toplandığı anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı taraf davalı eşi … adına kayıtlı … İli … İlçesi, … Mah. … ada … parsel’de (eski kayıt; … ili … İlçesi, … Mah. … sayılı parsel) taşınmazda bilgisi ve muvafakati dışında davalı banka lehine 600.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini iddia ederek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş ise de, davaya konu ipotek davalı taşınmaz malikinin borcunu teminat altına alan ipotek olmayıp, üçüncü kişi lehine tesis edilen ve onun borcunu teminat altına alan nitelikte olup davacı, davaya konu edilen ipotek sözleşmesinin tarafı değildir. Taşınmaz aile konutu niteliğinde olmadığından ve bu yönde bir iddiada ileri sürülmediğinden davacının eldeki davada taraf sıfatının (aktif husumet ehliyetinin) bulunmadığı anlaşılmakla( Sakarya BAM 7 HD nin E:: 2020/1466 K: 2021/903 sayılı ilamı) davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir….” şeklindeki gerekçeyle,davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı; davalı … adına tapu kayıtlı bulunan …, … İlçesi, … Mahallesi, … Parsel ve … parsel sayılı taşınmazlar üzerinde dava dışı Ünsallar Gıda Halı Hayvancılık İnş. Tur. San ve Tic. Ltd. Şti’nin kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak davalı … lehine ipotek tesis ettiği, eldeki dava ile ipotek verenin eşi olan davacının rızası olmaksızın yapılan kefalet sözleşmesi ile ipotek tesis edildiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davanın temelini oluşturan tapu kayıtları ve ipotek resmi senetleri incelendiğinde, davalı Banka ile dava dışı Ünsallar Gıda Halı Hayv. Sıh. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında akdedilen Kredi Sözleşmesi ve ekleri kefaletname örneklerinin incelenmesinde; banka tarafından kredi borçlusuna kullandırılan kredilerin şahsi teminatı olmak üzere … İli … İlçesi, , … Mah. … ve … sayılı parsellerdeki davalı …’ün hisseleri üzerine davacı eş olan müvekkilinin davalı banka lehine 600.000,00-TL bedelli 1. dereceden müşterek ipotek tesis edildiği, davacının eşinin söz konusu ipotek sözleşmelerini ipotek veren taşınmaz maliki sıfatıyla imzaladıkları, sözleşme içeriğinde banka alacağı ile ilgili kefalete ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı, ayrıca ipotek senedinden başka müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kefalet sözleşmesi düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalı banka tarafından başlatılan icra takibi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi olup, dayanağı da ipotek belgesi ve resmi senettir. Davalı eş hakkında genel kredi sözleşmesine kefil olmasından dolayı yani kefaletinden dolayı başlatılmış bir icra takibi söz konusu değildir. Durum bu olunca ipotek ve kefaletin aynı kurumlar olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği önem taşıyan bir konudur. Kefalet TBK’nın 584 ve devamı maddelerinde düzenlenmekle birlikte, ipotek MK’nın 881 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. TMK’da ipoteğe kefalet hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir atıfa ve düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla; ipoteğin kaldırılması koşulları TMK hükümlerine göre tartışılacaktır. Kefalete ilişkin hükümlerin uygulanacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmaması, ipoteğin başlı başına bağımsız bir kurum olarak TMK’da düzenlenmiş bulunması karşısında kefalette aranan eş rızası ipotekte aranmayacaktır. Davacı vekili ipoteği sona erdiren diğer sebepleri ileri sürmemiş ve bunlara ilişkin delil de göstermemiş olup, esasen itirazı “eş rızasının bulunmadığı” gerekçesiyle ipoteğin geçersizliğine ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No:2020/2398 Karar No:2020/4046 sayılı içtihatında da belirtildiği üzere; davacı eşin malik olduğu taşınmazlar ile ilgili aile konutu olduğu yönünde iddiaları bulunmaması halinde davacı tarafından açılan davada davacının aktif dava husumet ehliyetleri bulunmamaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d. maddesi uyarınca tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, dava şartlarından olup, mahkemece res’en gözetilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup,davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalı …. ile taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Sonuç itibari ile, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre; incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 120,60-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/03/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*